PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Dinlerde ve Toplumlarda Dua


pante
03-04-2006, 18:24
İSLAM ÖNCESİ ARAPLARDA DUA :

LEBBEYK! ALLAHÜMME LEBBEYK!
LEBBEYK! LA ŞERİKE LEK!
İLLA ŞERİKÜN HÜVE LEK!
TEMLİKUHU VE MA MELEK!

Buyruğundayım! Ulu Tanrım buyruğundayım!
Buyruğun başım üstüne! Ortağın yoktur senin!
Yalnızca tek ortağın var!O da senin!
Nesi varsa hepsi senindir Tanrım!

Bugün hac sırasında tekrarlanan bu sözler , İslam öncesi putperestlerin sözleriymiş..
Ünlü Arap soybilimci İbu'l-Kelbi Kitabu'l- Esnam adlı kitabında Hac sırasında , arafat ve Muzdelife'de , ataları olan Nizamoğullar'nın böyle seslendiklerini yazıyor.

İslam öncesi Arap şairlerinden Adiyy İbn Zeyd'l İbadi divanındaki bir şiirinin ilk dizesinde şöyle der:

RAHİME'LLAHÜ MEN BEKA LİL HATAYA
KÜLLÜ BAKİN FE ZENBUHU MAĞFURUN

Tanrı , günahları için ağlayana merhamet eder.
Günahları için ağlayanların günahlarını bağışlar.

İslam öncesi şairlerinden Ümeyye İbn Ebi's Salt'ın iki dizesi ise "ALLAHÜMME" ile başlıyor :

Ulu tanrım , sen istersen herkesi bağışlarsın
Sana muhtacı olmayan noksansız kul var mı?

Prof.Dr.Neşet Çağatay'ın "İslam Öncesi Arap Tarihi vr Cahiliye Çağı" kitabından daha ayrıntılı bilgi sağlanabilir.

pante
03-04-2006, 18:47
Bugün Hac'da tekrarlanan dua ise ;

"Lebbeyk! Allahümme lebbeyk!
Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk!
İnne'l-hamde ve'n-ni'mete!
leke ve'lmülke lâ şerike leke"

Buyruğundayım! Allahım buyruğundayım! *
Buyruğun başım üstüne! Senin ortağın yoktur.
Hamd ve nimet sana mahsustur.
Mülk senindir. senin ortağın *yoktur" şeklinde az bir değişikliğe uğramış..


BAKARA/186. Şayet kullarım Beni senden sorarlarsa gerçekten Ben çok yakınım. Bana dua edince duacının duasını kabul ederim; O halde onlar da Benim davetime koşsunlar ve Bana layıkiyle iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler.

Arapça bir kelime olan dua , davet/da’vâ gibi kelimelerin mastarı olup , sözlüklerde çağırmak , seslenmek , istemek , yardım talep etmek ; öncelik tanımak , söz vermek , özel birisini yemeğe davet etmek , isim vermek , yalvarmak ; küçükten büyüğe , aşağıdan yukarıya vâki olan talep ve niyaz ; sığınmak , ilgi kurmak ; dilekte bulunmak , *nida gibi manalara gelir. Terim olarak ise : Kulun Allah’a sığınma ve yakarışını , Allah’ın yüceliği karşısında kulun güçsüzlüğünü itiraf etmesini , sevgi ve tazim (yüce bilme) duyguları içerisinde lütfunu , yardımını ve affını dilemesini ifade eder. Yine dua , bir kulun Allah’ın yüceliği ve azameti karşısında kendi zayıflığını kavramak yoluyla Allah’ın büyüklüğünü dile getirmesi , O’na yalvarması , O’na hamd etmesi , şükretmesi , O’nu övmesi demektir. Dua, insanla Allah arasında bir ilişki ve iletişimdir. Kulun Allah’a yalvarıp O’nun yardımını istemesi , ya bir hayrın , iyiliğin ve nimetin kendisine verilmesi için ; ya da bir bela ve kötülüğün üstünden veya bulunduğu ortamdan kaldırılıp yok olması için Allah’a karşı bir ibadet , sevgi ve saygının ifadesidir. Genel ve geniş anlamda ise hiçbir törene bağlı bulunmayan , şekil şartlarından bütünüyle sıyrılmış , zaman ve mekan bakımından süreklilik gösteren kulun yaratıcısıyla sürekli bir biçimde iletişimde bulunduğu bir ibadet olarak da tanımlanabilir. Ayrıca Allah’a sunulacak talepleri sözlü veya yazılı olarak dile getiren metinlere de dua denilir. Salât, namaz manasına geldiği gibi, dua manasına da gelir.

pante
03-04-2006, 20:54
İLKEL TOPLUMLARDA DUA :

En eski dinlerden biri olan Türklerin eski dini Şamanizmde ağaçlara , taşlara , su kaynaklarının etrafına bez bağlamak önemli bir ritüeldir. Gökteki Tanrılara beyaz , yer-su ruhlarına kırmızı , yer altı Tanrılarına ve ruhlarına ise siyah bez parçaları kullanılıyordu. Bu yolla , Tanrılara dilek ve isteklerini ilettiklerine inanıyorlardı.

Moğolistan'ın dört bir yanında yol kenarlarında bulunan taş yığınları kutsal sayılır. Bu taş yığınlarına Ovo denir. Bu yığına taş , votka şişesi , para ve kumaş gibi şeyler bırakmanın şans getireceğine inanılır. Ovonun etrafında dönüp dua etmek aynı zamanda güvenli bir yolculuğun da garantisidir.

Turan Dursun'un "Dua" kitabında , Şaman dualarından örnekler verilir ;

Yalnızca seni yüceltir , seni kutsarız
Sana koşarız yalnızca
Sen babalar babasısın
Sensin ey Tanrı
Sen ey Tsuigoa!

Eski Mısırlılardan Güneş Tanrıya duadan bir örnek :

Sıkıntıda dua edeni işiten
Yardım dileyen insana merhamet eden
Korkanları azgınlardan kurtaran
Ve kurtaran güçsüzleri güçlülerden
Ey bilge Tanrısı...

pante
03-04-2006, 21:45
ALEVİLERDE DUA :

Anadolu Alevileri ve Bektaşileri , Güneşin doğumu sırasında , Ayı gördüklerinde vb. dua etmektedirler. Sözgelimi ; Anadolu’nun bazı yörelerinde Ay ilk görüldüğünde eller göğe doğru açılarak şöyle dua edilmektedir :

*
“ Ay’ı gördüm elhamdülillah ,

Ay , Mübarektir , sevdiğim Allah.”

Anadolu Alevi / Bektaşilerinin gülbenkleri ( dua ) de kam (Şaman) duaları gibidir. Aralarındaki benzerliğin görülmesi açısından bir kam duası ile bir gülbenki verelim :

“Sizden *medet diliyorum. Kara bıyıklı ata evliya !
Hu … ey ! *Bektav Ata , Bekata Behiç Ata yardım et !
Çakmak Ata evliya, Koçkar Ata evliya
sizden medet diliyorum. Hu…ey ! Evliya Ata Evliya…
Sizden medet diliyorum. Tekdurmuş Ata evliya.
Karahan Baba yardım et ! Hu..ey !"

İşte bir Alevi dedesinin taliplerine verdiği dua:

“ Allah.. Allah.. Hizmetleriniz kabul ola , muratlarınız hasıl ola , Muhammed Ali ehlibeyt katarından , didarından ayırmaya… Adlarını zikrettiğimiz 12 İmamların himmeti üzerinizde ola. Diliniz dert görmeye. Dil bizden, nefes Hz. Hünkar’dan ola… Gerçeğe hu…”

Matem Orucu'na niyet :

Bismişah Allah Allah
Er Hak Muhammed Ali aşkına
Imam Hüseyin efendimizin susuzluk orucu niyetine
Kerbela'da şehit olanların ruhlarına
Fatima anamızın şefaatine
On iki Imamlar aşkına oruç tutmaya niyet eyledim
Ulu dergah kabul eylesin.

sargon
04-04-2006, 00:53
İslam öncesi puperest arapların duaları ile İslamiyetteki duanın aynı olmasının nedeni açık. Eski Arap dininden, putperest anlayıştan alınmıştır Hac olayı. Hacer-ül Esvet taşı da, şeytan taşlama da, zemzem de, abdest de, kurban da. Bir kısım ritüel ise Yahudi dininden ve Hıristiyanlıktan gelme. Eski İran dinlerinden gelenler de var. İslamiyet bunların birleşiminden oluşan bir yeni din.

Alevilik ise İslamiyet ile eski Türk dininin karışımıdır. Bir başka sentezdir. Laf aramızda Şamanizm İslamiyetten eskidir ama İslamiyet'i aslında daha modern yapmış olduğunu da Alevilik örneğinden görüyoruz. (garip bişey)

Konu dua madem. Dinler tarihinin en önemli dualarından biri yağmur dualarıdır. Bu konuya girmeni tavsiye ederim Panteidar. Çok derin bir konudur. Ay tapınması, su tapınması ile ilişkili. Şu "ay"da neler var neler.

meas_0
04-04-2006, 00:58
Aztekler’den Dua Örnekleri

Ölmek İçin Güzel Bir Gün(Ayinde Okunan Dua)

Onaltı gündür at sırtında general
atlar susamış ve yorgun
hain şefin!! izini sürmekte
onun gelişini takdir etti!
askerler tepelerin gerisinde saklanmıştı
kampın etrafı sarılmıştı

bir atlı surdu atini reise doğru
onlar koyu almak ve yağma etmek icin gelmişlerdi

"kollarınızı aşağı indirin"
"mızraklarınızı aşağı indirin"
Reisin gözlerinde hüzün vardı
Fakat gözlerinde korku görünmüyordu

"Ölmek için güzel bir gün"
Gözlerinizi kurulayın çocuklarım ağlamayın
"Ölmek için güzel bir gün"

O konuşmuştu beyaz adam gelmeden çok önce,
Onların silahları ve wiskisi hakkında
Halkını uyarmıştı
Onlar tarihlerini yazmadan önce
General inanmadı onun sözlerine
ne de yüzüne.
Fakat O biliyordu daha çok insan öleceğini
sonrada bu kara lekenin yaşanacağını
Bu kanun nasıl yıkılır
Ne yanlış yaptım ben?
ki beni gömmek öldürmek istiyorsun
bu kan izleri üzerinde

Biz topraklarımız, toraklarımız bizim için endişeli
Ve bu yol daima olmalı
Asla daha fazlasını sorma asla
Ve şimdi şöyle bana son sözünü
Silahlarımı aşağıya indirdim

Başımı eğdim
Simdi istersen beni atabilirsin bu yerden
Gidecek bir yeri olmadan
Ve insanlarına dönüp yaşlı gözlerini kurulamalarını söyledi
bizler huzurlu ve rahatız
ve sesi gökyüzünde yankılandı

Kutsal Ruh'a Dua

" Ulu Tanrı , rüzgarın içinde duyduğum ses kimin sesi,bütün dünyaya hayat veren kimin nefesi -duy beni-. Senden önce geldim . Senin çocuklarından biriyim.ben küçük ve güçsüzüm , senin gücüne ve bilgeline ihtiyacım var. Güzellikler içinde yürüyelim ve gözlerim hep farkına varabilsin kırmızı ve mor gün batımının. Ellerim saygı göstersin senin yaptığı ve yarattıklarına,kullaklarım açıkca duyabildin sesini. beni öyle bilge yap ki ben benim insanlarıma öğrettiklerini anlayabileyim ve kayalara ve yapraklarına arasına gizlediğin derslerini anlayabileyim. En büyük düşmanım olan kendimle savaşıp kendi içimdeki gücü bulabileyim ve hazır olayım sana gelirken;Temiz ellere ve saf gözlere , öyle ki yasam batan bir günbatımı gibi solmaya başladığında ruhum sana saf ve lekesiz gelebilsin."

pante
04-04-2006, 01:09
Şamanizmi böyle kısa geçmek olmaz.Biraz daha derinleştirelim..

Şamanizme göre dağlar , göller, ırmaklar (Yer-Su) hep canlı nesnelerdir. Ötüken ormanlarının Göktürkler ve Uygurlar devrinde bütün Türklerce mukaddes sayıldığını biliyoruz. V. Gordlevski de Karakoyunlu Alevi Türkmen-ler’de orman kültünü tespit etmiştir... Orman kültünden mâda bazı ağaçlar , *bilhassa kayın ağacı ve ardıç Şamanistlerce kutsaldır. Abdülkadir İnan’ın tespitlerine göre kayın ağacı koruyucu ve merhametli Ana Tanrı Umay ile beraber Ülgen tarafından yere indirilmiştir. Kaç Şamanı da kayın ağacına kurban sunarak şöyle hitap edermiş :

Altın yapraklı mübarek kayın , sekiz gölgeli mukaddes kayın , dokuz köklü ,
altın yapraklı bay kayın! Ey mübarek kayın ağacı ,
sana kara yanaklı ak kuzu kurban ediyorum.

Anadolu’da ziyaret edilen , kurbanlar adanan , dilekler sunulan , renkli iplikler bağlanan yüksek tepelerdeki ulu ardıçlar , ziyaretler de bundan farklı değildir... Altay Şamanları da tapınma sıralarında Gök Tanrı Ülgen’e şöyle yakarırlar :

Otuz dişli ateş anam , karanlık gecelerde bizi kötü ruhlardan koruyorsun.
Ulusun koruyucusu , sürülerimizin bekçisisin.
Ülger yıldızı arkadaşın bir Tanrıdan fermanlısın.
Üç köşeli taş ocak , alevli yanan al ateşim!
Ey Abakan dağının payı , ey ay ve güneşin parçası olan ateş!
Bereket ver , kısmetimiz bol olsun!.’

Dağ için söylenen bir Şaman duası ise şöyle :

Ey pulat dağ!.. Güneş senin her yanını çeviremez
Ay ; ey altın dağ!.. Senin her yanını kuşatamaz
Abakan uruğunun (kavminin) örtüsü (hâmisi)
Kutlu kurban isteyen yüce Dağım!..
Büyüklerimiz , atalarımız yere baş koyup sana tapmışlardır.
Bir küçük alkışını (keremini) vermez misin?
Bitmeyen , tükenmeyen kısmetimizi yaratıver.
Ülüşümüz , elle tutulsun ;
Ey kutlu beşiği yaratan!..
Sürü davarlarına bolluk ver
Arıg yurduma geçim ver.
Ey kutlu ulu Dağ , yüce KaraKaya!..

Yağmur dualarına da sonra değiniriz..

meas_0
04-04-2006, 01:43
YEZİDİLERDE (dua)

Yezidilerin güneş doğarken ve batarken ona doğru yönelerek dua okuma adetleri, güneşe ve aya taptıklarına dair yanlış bir telakkiye sebep olmuştur.

Gerçekte bu duanın nedeni Yezidilerce Tanrı (Melek Tavus)'nın, "Ay ve karanlığın", ve "Güneş ve aydınlığın" efendisi olarak kabul edilmesidir.

Yezidi duaları dört tanedir.Bunlar ;
1. Sabah duası,
2. Evger duası: Bu da sabahları okunur,
3. Güneş batisi duası: Buna güneş duası da denir.
4. Aksam duası: Buna şahadet duası da denir. Yatağa yatınca okunur. Bu dua Melek Tavus'a yapılıp yedi meleğe hitap edilir.

yezidilerde (zem zem) suyu ile vaftis edilmede vardır konu sadece dualar olduğundan kısa keserek yazmak istedim ilğinç bir ayrıntı (zem zem) suyu ile vaftis!

pante
04-04-2006, 13:37
YAĞMUR DUASI :

‘Uluslararası Türk Folklor Kongresi Bildirileri’ adlı kitabın 4.Cildi, 305. sayfasından alıntılar:

‘’Orta Asya’da kuraklık baş gösterir.Topraklar kuraklıktan çatlar ,sular kurur.
İnsanlar ve hayvanlar açlıktan kırılırlar.Buna bir çare bulmak için din öncüleri toplanırlar.
Gök Tanrı’ya karşı hem yalvarışlarını , hem tepkilerini göstermek amacıyla duaya başlarlar.

Çin halkı , yağmur yağmadığı zaman , ilahlarının heykelini pislik yığınına gömmek suretiyle ona hakaret ederlermiş.

Ortadoğu’da yerleşik İsrail Oğulları da kıtlık yıllarında yağmur duasına çıkarlarmış. …
Duaya rağmen yağmur yağmazsa ;
"Biz de onu incitiriz.Onun evliyalarını ,sevgili kullarını öldürürüz , böylece de Tanrıyı gücendirmiş oluruz" diye düşünür ona göre davranırlarmış.

Bu davranışın bir benzerinin Kütahya yöresinde de yapıldığına tanık olunmuştur.Yağmur duasına rağmen yağmur yağmazsa , orada kötü tanınmış biri , dua yerine Tanrıya karşı sitem eder gibi konuşurmuş…’

Yağmur duası ; Eski Mısır , Eski Yunan , Eski Roma , Amerika Yerlileri , kabile dinleri , çok Tanrılı inançlarda , Budizm , Hinduizm , Şamanizm ve Zerdüştlükde de görülmüştür.’’

Profesör Abdulkadir İnan’ ın ‘’ Makaleler ve İncelemeler 1 ‘’ adlı yapıtında da Gaziantep ilinde ‘Çömçe Gelin , Kepçe Kadın , Çullu Kadın ‘ gibi muhtelif isimli törenlerle yağmur duasına çıktıkları , aynı törenin Anadolu , Suriye ,Irak ve Azerbaycan’da da yapıldığı belirtilmektedir.(sayfa 480-481)

Dr. Yaşar Kalafat’a ait olan ‘İslamiyet ve Türk Halkı İnançları’ adlı yapıtta Anadolu’da yapılan Yağmur Dualarını belirlemiş , şu notları yazmıştır ;

‘’ * Haymana’ da yapılan yağmur duası için at kafasına bazı dualar ve ayetler yazarak bir akar suya atılır.
* Ankara Kalecik’te yağmur duaları cami ve türbelerin etrafında tavaf edilerek yapılır.
* Nallıhan’da da bu uygulama 3 veya 7 defa dolaşarak yapılır.
* Bolu’da 70 bin taş okunarak suya atılır.
* Çankırı’ da yüksek tepelere muska gömülür.
* Denizli’ de yağmur duasına çıkmadan önce 40 boğumlu iki asma dalı alınır , her bir düğüme bir adet olmak üzere 41 yasin okunur .Dereye sarkıtılarak bir yere bağlanır veya gömülür.Eğer bağlanmazsa yağmurun sele dönüşeceğine inanılır.
* Çorum’da yağmur duasına çıkılmadan önce erkek at kafasına ayet yazılır , eşekten kurban kesilir , kurtlara-kuşlara yem olarak araziye bırakılır.Ayrıca küçük bir taşa ‘’Şüra suresi’’nin 25. ayeti okunup , çuvala konulur ve akar suya atılır.
* Kastamonu’ da 70 bin taş okunur , su değirmeninin çarkında akan suya bırakılır.Yağmur sele dönüşmesin diye de ocakta bulunan sacayağı ters çevrilir.’’ (sayfa 39-41)

hanzala
04-04-2006, 14:20
SAYIN PANTEİDAR,

MEVLANA'NIN KEMİKLERİNİ SIZLATTIĞINIZ YETER ARTIK BU SİTEDE.
İSLAM ÖNCESİ DÖNEMDE, PUTPERESTLERİN, KABEDE TELBİYE GETİRMELERİ, HZ.İBRAHİM VE İSMAİL DÖNEMİNDEN KALMA BİR UYGULAMADIR.AYRICA DİĞER DİNLERDEKİ, DUALARIN, PEK ÇOK ORTAK NOKTASI OLMASI VE TEK OLAN ALLAH'A OLAN YAKARIŞLAR, ALEMLERİN RABBİNİN HER MİLLETE UYARICILAR GÖNDERDİĞİNİN AÇIK BİR KANITIDIR.

ALLAHSIZLIĞIN LÜZUMU YOK DİYORUM.

VESSELAM.

pante
04-04-2006, 16:44
Hanz ;
Başka kapıya..
Seni uyarmıştım.."bağırarak konuşmaya devam edersen sana cevap yazmayacağım . Sen de benim yazılarıma yazma" demiştim..
Nato kafa nato mermer..
Hala saygısızca büyük harflerle yazıyorsun..
Benim başlıklarıma uğrama..
Hadi Allah versin..

hanzala
04-04-2006, 17:06
ARTIK SAYIN İFADESİNİ KALDIRIYORUM YAZILARIMDAN.SENİN YAZDIKLARIMI OKUYUP OKUMAMAN ÖNEMLİ DEĞİL.

ÖNEMLİ OLAN SİZLER GİBİ ŞEREF VE HAYSİYET YOKSUNU İNSANLARIN, İFTİRA DOLU YAZILARINA CEVAP YAZILMIŞ OLMASIDIR.CEVAPSIZ KALMAMANIZDIR.
ANCAK SİZ BUNU ANLAYAMIYORSUNUZ.

MUTEZİLE-CEM-EZKAMO-PANTEİDAR, HEPİNİZ ŞEREFSİZ VE HAYSİYETSİZ KORKAK İNSANLARSINIZ.
SİZLER İSTEDİĞİNİZ HAKARETİ EDİYORSUNUZ, SİZE BİRAZ LAF DOKUNDURULUNCA, KUYRUĞUNA BASILMIŞ İT GİBİ, BAĞIRIYORSUNUZ.

ZATEN ÖNCEDENDE BELİRTMİŞTİM, BÜYÜK HARFLE YAZMAMIN MANASI BAĞIRMAK DEĞİL.

SİZİN GİBİLER ADAMI KATİL EDER.TÜM SAMİMİYETİMLE SÖYLÜYORUM.ÇOK ŞÜKÜR SİZİN GİBİLERLE KARŞILAŞMIYORUM.İNŞ KARŞILAŞMAMDA!

pante
04-04-2006, 17:28
Sen laftan anlamıyor musun aslanım..
Korkak da sensin , haysiyetsiz , şerefsiz de sensin..
Sen de haysiyet olsa , muhatap olmak istemeyenle olmazsın.
Ya çocuksun daha , kanın kaynıyor.Ya anlayışsızın birisin..
Benim bir başkasına böyle sert yazdığımı gördün mü hiç?
Niye bana diye bir düşün bakalım..
Adam gibi yazsan seninle de tartışılır.
Ne yazın yazı.Ne sözün söz.
Hadi , tehditle hakaretle bir yere varamazsın..
Meşgul etme bizi boş yere..

--------------------------------------------------

İslami toplumlarda yağmur duası ve yağdıktan sonra şükür duasının sünnet olduğu söylenir.

Hz.Muhammed'in okuduğu söylenen yağmur duası şöyledir :

"Allahümmel Eskına ğaysen muğisen henien merien ğadekan mücellilen seyhan âmmen tabekan. Allahümme! Eskıne'l ğayse ve la tec'alna mine'l kanitin. Allahümme! Inne bil biladi vel ibadi vel hakkı minel levai vaddanki mâlâ neşku illa ileyk. Allahümme! Enbit lena ezzer'a ve edirre lenaddar'a ve eskına min berekatis-sema ve enbit lena min berekatil arz. Allahümme! Inna nestağfirüke inneke künte ğaffaren fe erseles-semae aleyna midraran."

"Ya Rab! Bize bol yararlı, her tarafa akıp giden, her tarafı sulayan umumi bir yağmur ihsan et.

Ya Rab! Bizi yağmurla suvar. Bizi, ümitlerini kesmiş kimselerden eyleme. Kullarda, beldelerde ve yaradılmış şeylerde öyle darlık vardır ki senden başkasına arzedemeyiz.

Ya Rab! Bizim için ekinleri bitir, bizim için memeleri sütle doldur, bizi göğün bereketinden suvar, bize yeryüzünün bereketinden yetiştir.

"Ey Rabbimiz! Biz senden mağfiret isteriz. Şüphesiz sen çok mağfiret edicisin. Bize gökten bol bol yağmurlar yağdır.”

sargon
04-04-2006, 17:55
Benim favori dualarım 7777 kere, 3333 kere yada "nnnn" kere okunan dualar ve tespih eşliğinde yapılan şeyler. Annemler, teyzemler falan bazen böyle topluca tespih çekerler. Her 100 seferde bir fasulye bir kavanoza atılır. Hep hayran kalmaşımdır bu olaydaki hassasiyete. Valla başka hesap olsa içinden çıkamazlar ama dua hesabına gelince hesabın hiç şaştığını görmedim. Bizim insanımız bir başkadır, bir başka. Sizleri seviyorum:)

Bu arada şamanlığa girilince dua konusunun yanına büyükçe bir BÜYÜ başlığı açmak gerek. Duanın kökenine inebilmek için BÜYÜ'yü anlamak gerek sanırım.

pante
04-04-2006, 18:45
Müslümanlar yağmur duası edilecek yere vardıklarında , önce iki rek'at namaz kılarlar. Namazın cemaatla kılınması menduptur. İmam namazdan sonra kalkar ve cemaata karşı bir konuşma yapar. Namaz ve hutbenin bulunuşu , Ebû Yusuf ve Muhammed'in görüşleridir. İmam Azam'a göre ; yağmur duası sadece dua ve istiğfardan ibarettir ; namaz ve hutbe yoktur.

Yağmur duasında namaz kılınmış ve hutbe okunmûşsa , hutbeden sonra ; bunlar olmamışsa , doğrudan imam ayağa kalkar ve yönünü kıbleye çevirir. Cemaat onun arkasında kıbleye karşı ve oturarak dururlar. İmam, Allah'a dua eder , cemaat de "amin" der. Peygamberden nakledildiğine inanılan , yağmur duası için özel dualar vardır.
Dua ayakta yapılır. Dua edilirken kıbleye dönülür. Dua edilirken Allah'tan af istenir, yağmur istenir. Duanın üç gün peşipeşine yapılması müstehabdır.

Yağmurun gecikmesi sebebiyle eski elbiseler giyilir. Başlar öne eğilir , mütevazi bir tavır takınılır. Yaya olarak dua yapılacak yere gidilir. Duadan önce sadakalar verilir , fakirlere yardım yapılır. Haksızlık yapılmışsa helâllik dilenilir , müslümanlar için af istenilir.

Müslümanlar kendi çocuklarını ve ehli hayvanlarını yanlarına alırlar. Annelerle , yavruları birbirlerinden ayırırlar. Zayıflara , güçsüzlere dua ettirirler. Cemaatta onların yaptığı duaya "âmin" diyerek karşılık verirler.

Yağmur yağmaya başlayınca da bunun nişanesi olarak Yüce Allah'a şükredilir. Yağmur yağarken "Allahûmme sayyiben nafıan" ( hakkımızda yararlı bir yağmur kıl) denilir. Gereğinden fazla yağınca da "Allahümme havaleyna ve la aleyna" (Ya Rab! Bunu zarar vermeyecek yere yağdır. Bizim üzerimize yağdırma) diye dua edilir.

Yağmur duasında kimi yerlerde avuçlar yere bakacak şekilde eller açılıyorsa da , bunun yanlış olduğu , ellerin omuz hizasından yukarı açılması gerektiği söylenir..

meas_0
04-04-2006, 19:33
Dinlerde ve Toplumlarda Dua;

bunun yanında bence (dua) ile birlikte bir cok dinde büyük bir önemi olan calgıları es geçmemek gerek zikirde, dua olarak kabul görüldüğüne göre bunlara birde bunları eklersek daha iyi olur pantei..

ayrıca yazılarından okuduğum kadarıyla mevlevi hayranı birisin pantei..

(bendir) hakkında varsa yazacakların iyi olur....

şamanlar sahipleniyor bildiğim kadarıyla bendiri?

pante
04-04-2006, 21:25
Meas kardeşim ;
Mevlevi hayranı dersek yanlış olabilir.Mevlana hayranıyım.Mevlevilere , Alevilere , Bektaşilere de dostum diyebilirim..

Bendir bir Türk çalgısıdır.O yüzden Şamanların sahiplenmesi diye bir sorun olamaz diye düşünüyorum.Şamanlık ta eski Türk inancı neticede..Onlar Şaman davulu olarak adlandırıyorlar.Bizde çeşitli yörelerde tef ya da def , daire vs. isimleri var.Bendir 50-52 cm. çapındaki ceviz ağacından daire kasnağa deri geçirilmiş olan çalgı..Bunların çevresine zil takılanları ise def , daire oluyor.Şaman davulu ise çap olarak daha büyük..

Mevlevîlik deyince ilk akla gelen semâ’, lügatte işitmek mânâsındadır. Terim olarak , mûsikî nağmelerini dinlerken vecde gelip hareket etmek , kendinden geçip dönmektir.
Sema , sembolik olarak , kâinatın oluşumunu , insanın âlemde dirilişini , Yüce Yaratıcı’ya olan aşk ile harekete geçişini ve kulluğunu idrak edip “İnsan- ı Kâmil” e doğru yönelişini ifâde eder.

Mevlana , semayı belli bir nizama bağlı kalmadan uygularken oğlu Sultan Veled'den itibaren sema ayinleri bir disiplin içinde icra edilmekte.
Sema töreni Mevlana'nın şiiri olan naat-ı şerif'le başlar. Naat'tan sonra yaratılışı temsil eden Kudüm darpleri denen ney taksimine geçilir.Daha sonra devr-i veledi denilen sema meydanını 3 tur dönüş ve mukabele denen selamlaşmanın ardından 4 aşamalı sema ayinine geçilir.
Her ayinde Mevlana'nın bestelenmiş şu dörtlüğü çalınır ve söylenir ;

Sultân-ı menî, sultân-ı menî
Ender dil ü cân îmân-ı menî
Der men bidemî men zinde şevem
Yek cân çi şeved, sad cân-ı menî. *

Sultânımsın, sultânımsın,
Gönlümdesin, cânımdasın, îmânımsın.
İçimdeysen ancak ben dirilirim,
Bir cân ne demek, sen benim yüz cânımsın.”

ersay
16-10-2007, 01:09
arkadaşlar bir yerden duydum bu fasülye mevzusu nedir çok merak ettim lütfen yardımcı olun

ersay
16-10-2007, 01:12
PANTE dostum, cevap yaz Bu fasülye işi ,ne iş?

pante
16-10-2007, 01:18
Ne duyduğunu anlat ki yardımcı olalım Ersay kardeşim.

ersay
16-10-2007, 01:24
fasüleyi tanrı sözde yasaklamış dinci bir kanalda biri sordu onlara onlar cvp vermedi ve kanaldan attılar ben de sordum benide attılar

pante
16-10-2007, 01:32
İslam'da böyle birşey yok.
Sanırım Hristiyanlıktan önce bazı Paganlarda böyle bir adet vardı.

ozgur_beyin
16-10-2007, 01:35
Sevgili ersay, ''biyogazının'' yüzündendir :lol:
Dinci kanal, dediğin site mi?
''Fasulye'' , orda ,daha önce *oluşan bir, polemikten doğmuştur. Seninde, bu konuyu bilerek kaşıdığını zannedip atmışlardır.
Fasulye, Amerika menşe'li bir bitkidir. *Ne islam dünyası ,ne iseviler, nede museviler *bu bitkiyi *tanımamışlardır.
(tabi peygamberlerinin zamanında)
Akla en yakın gelen ,yellendirmesi dolayısıyla, ''abdesti saklamak'' problemi yaşatması nedeniyle ''bir aklı evvel''
''alim'' *men etmiş olabilir,fasulyeyi.

ersay
16-10-2007, 01:41
musadan inananları demişlerki bize yiyecek salata mercimek şu an topraktan çıkarsın demişler musanında kıçı sıkışmış onlara kızmış herhalde dediklerini yapamamış ondan duyumum bu kadar

pante
16-10-2007, 01:43
Yezidilerde marul, fasulye ve belki bir de balkabağı yasak olmalı.
Herhalde kutsal görülüyor. :)

ozgur_beyin
16-10-2007, 01:58
Sevgili ersay senin sorun, şu iki ayette saklı.

Bulutla gölgelendirmiştik sizi. Rızıklandırdığımız tertemiz şeylerden yiyin diye size kudret helvasıyla bıldırcın indirmiştik. Onlar, zulmü bize etmediler, kendilerine ettiler. *Bakara 57


Bir zaman demiştiniz ki: Ya Musa, biz bir türlü yemeğe dayanamayız. Rabbinden bizim için iste de bize yerin yetiştirdiği şeylerden versin. Yerden yeşillik, kabak, sarımsak, mercimek, soğan bitirsin. Musa demişti ki: Daha hayırlı olanı, ondan daha aşağılık bir şeyle değiştirmek mi istiyorsunuz? Mısır'a inin, orada dilediğiniz şey var. Üzerlerine aşağılık ve yoksulluk çullanmıştı, Allah'ın da gazabına uğradılar. Evet, öyle de oldu; çünkü Allah'ın delillerine inanmamışlardı, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Evet, öyle de oldu; çünkü isyana boğulmuşlardı, çünkü aşırı gidiyorlardı.Bakara 61

Burda ,yahudilerin Musa'ya * yapılan nankörlük anlatılıyor.

ersay
16-10-2007, 02:06
teşekkürler sevgili kardeşim sagol benim için araştırdın kal sağlıcakla

ersay
16-10-2007, 02:10
en güzel boyayı kim yapar?TABİKİİİİ mumoş yapar haydin kızlar boyaya :D *:D *:D *:D

beelzbb
16-10-2007, 02:59
en güzel boyayı kim yapar?TABİKİİİİ mumoş yapar haydin kızlar boyaya :D *:D *:D *:D

ersay kaç yaşındasın adamım sen? burda şu ana kadar hitap ettiklerinin en küçüğü 36 yaşonda da o açıdan sordum

16-10-2007, 07:53
MÂİDE : Üçüncü âyetin dışında sûrenin bütünü Medine'de, hicrî altıncı yılda nâzil olmuştur. 120 (yüzyirmi) âyettir. Buhârî ve Müslim'de, Hz. Ömer'den rivayet edildiğine göre "Bugün size dininizi ikmal ettim..." ifadesinin yer aldığı âyet Mekke'de, vedâ haccında, cuma günü, Arafe akşamı nâzil olmuştur. "Mâide" sofra demektir. 112 ve 114. âyetlerde, Hz. İsa zamanında, gökten indirilmesi istenen bir sofra dan bahsedildiği için sûreye bu isim verilmiştir. Bundan önceki sûrede dinî zümreler içinden münafıklar ağırlıkla söz konusu edilmişti. Bu sûrede ise yine münafıklardan bahsedilmekle beraber ağırlık ehl-i kitapta ve özellikle hristiyanlardadır. Bunun dışında sûrede hac farizası, abdest, gusül, teyemmüm ile ilgili bazı bilgiler, içki ve kumar yasağı, ahitlere ve söze bağlılık, içtimaî ve ahlâkî münasebetler, haram ve helâl yiyecekler gibi bilgi ve hükümlere temas edilmiştir. * *

İçinde "Fasülye" geçmez ama,"Müteşabih" olma cihetinden,"Manevi" yiyecekler ile donanmış bir "Maide"nin anlamını bilemeyen Yahudilerin
"İNSÂN : 9. "Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz."

"Allah rızası için "Yedirilen" ve insanoğlunun "Manevi" yönünü "Doyuran" "Maide"yi, "Maddi" maide olarak :

BAKARA : 61. Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğan ından bize çıkarsın, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın âyetlerini inkâra devam etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri sebebiyle geldi. Bunların hepsi, sadece isyanları ve taşkınlıkları sebebiyledir.

gören Yahudiler ve Yahudi iken Hıristiyan olup "Şeyh uçmaz mürit uçurur" tarzı Hz.Musa'nın "Gökten indirdiği maide"yi ki :
MÂİDE : 112. Hani havârîler "Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten , donatılmış bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O, "İman etmiş kimseler iseniz Allah'tan korkun" cevabını verınişti. *

MÂİDE : 114. Meryem oğlu İsa şöyle dedi: Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki, bizim için, geçmiş ve geleceklerimiz için bayram ve senden bir âyet (mucize) olsun. Bizi rızıklandır; zaten sen, rızık verenlerin en hayırlısısın.

Zanneden Hıristiyanların da "Panoroma"sının anlatıldığı ;
Bu "Müteşabih" olguyu "Yahudilerden başlayıp Hıristiyanlar da" anlayamadığı gibi,

Maide 64. Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar! Bilâkis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.

"Allah'ın elinin bağlı" olmasını bu "Maddi Maide" ciheti ile anlayan *"Müslümanlar" da olayı "Maddi" maide işine soktukları için
Geçmişten bu yana "Maddi" "Maide"lerden biri olan "Fasülye" gaz üstüne gaz yapınca olay,"Siteden atılma" şeklinde *sizin başınıza patlamış sanırım.

okinono
16-10-2007, 10:03
Eski pagan (Eski paganda ne ki pagan pagandır diyenlere: Paganizm de çağ atladı haberiniz olsun) inancında ruhun da bir madde olarak insan içerisinde bulunduğuna inanılırdı.

Bir insan yellenirse o ruhtan bir parçasının koptuğunu düşünürdü.

Yaşlandıkça ruhun bitmesi korkusundan dolayıdır ki, insanlar ruhlarını iktisatlı kullanmak ve boşa harcamamak için yellenmekten mümkün mertebe kaçınırlardı.

Hafızamda çok silik olarak sanki sokratesin de bununla ilgili bir ya sözü ya da inancı vardı diye bişeyler kalmış ama tam emin değilim.

Arasıra bende aynı şeyi düşünmüyor değilim hani:) *:)

ersay
18-10-2007, 16:52
BEELZBB yaşımı sormuşsun 08. 05 .1971 herhalde senin için aydınlatıcı oldum sanırım. bu sitedekileri yakın hissettiğim için dostum diye hitap etmeme içerlemişsin herhalde dostlugun yaşı olmaz bu sitedekilerin okadar düşmanı varki banada dostum demek daha anlamlı geldi.ama sen istersen sana dostum demem birde bana adamım demişsin lümpen lümpen kelime yapıyosun amerikan filimlerini çok izliyorsun galiba benim yaşımıda sitedeki yazılarımdan öğrene bilirdin hem sanada düşmezdi benim yaşımı sormak ama yinede sana cevap vermek istedim .

ersay
18-10-2007, 17:03
PSIKOKEMOTERAPİ bu konuda beni aydınlattığın için teşekkür ederim

beelzbb
25-10-2007, 22:08
BEELZBB yaşımı sormuşsun 08. 05 .1971 herhalde senin için aydınlatıcı oldum sanırım. bu sitedekileri yakın hissettiğim için dostum diye hitap etmeme içerlemişsin herhalde dostlugun yaşı olmaz bu sitedekilerin okadar düşmanı varki banada dostum demek daha anlamlı geldi.ama sen istersen sana dostum demem birde bana adamım demişsin lümpen lümpen kelime yapıyosun amerikan filimlerini çok izliyorsun galiba benim yaşımıda sitedeki yazılarımdan öğrene bilirdin hem sanada düşmezdi benim yaşımı sormak ama yinede sana cevap vermek istedim .

ersay de get sinirlendirme adamı :)

spartacus
24-11-2007, 00:39
DUA

Dünyada insanların isteyebileceği hiç bir şey yoktur ki dua ile elde etmeye zorlanmasınlar. İnsanlar yüzyıllar boyunca, dönemler ve çağlar boyunca, ilahi güç olarak adlandırdıkları kelimelere, şekillere, sembollere, Tanrı ve tanrılara, Allah'a, çağlarının ilahi güç sembollerine tüm istekleri ve bu doğrultudaki beklentileri ile (faydacı)dua etmişler, etmeye devam etmektedirler..
Daha uzun bir yaşam, daha sağlıklı bir yaşam, daha iyi bir hal, zor anlarda bir kurtuluş, acıma hallerinde bir iyilik, bireysel arzularında çıkarsamalar, karşıt hallerde bela aranmaları vs olarak bir çok konuda dua devreye girmiştir. Oysa Dua her şeyden evvel olayların akışında bir değişiklik beklentisidir.

Aslında Paragrafın son cümlesi dinsel inancın, teorik bütünlüğü ile çelişir. Şöyleki; oluşan her şey tanrısal plana göredir ama bu plan isteklerimizle bağdaşmayınca Tanrı'dan bunu değiştirmesini isteriz!.... Şimdilik detaylara girmeyelim... Mesala özürlü olarak dünyaya gelen insanlara dahi dinin yaklaşımının faydacı(pragmatist) olduğunu dolayısıyla Tanrı yada Allah'ında işlerini faydacılık temelinde yönettiğini gösterir önemli bir detaydır. Şöyleki, başkalarına örnek olsun diye insanlara eziyet eden bir Tanrı düşünün, oysa başkalarına örnek olsun dendiğinde o başkaları insan görülürken, hal ve durumu ile eziyet altında tutulan(örn:özürlü) kişi ne yerine sayılıyor? Piyon mu? Bu halde özürlü insanın elinde ne var, ömrünün sonuna kadar dua etmek var, neden? Durumunu değiştirmesi için ilahi bir güç yüklediği sembolden bir beklenti... Oysa o halde oluşu yine durumunu değiştirmek istediği sembolün(Allah'ın) ilahi yasaları(planı) gereğidir, neden değiştirsin ki? Zaten amaç bu, bir örnek olsun diye eksik yaratım değil mi 8O ? .. neyse detaya girmeyelim derken gireceğiz....

Peki duanın etkinliği nedir? İşte bu soruya verilecek cevap "varolan koşulları değiştirmek için hiç bir şey yapmamanın en etkili yoludur" işte bu sebeple sürü psikolojisini elde tutması açısından *bulunması zor bir kolaylık sağlar ve dua sürekli olarak propaganda edilmelidir-edilmektedir hatta daha insanın doğumundan hemen sonra alışkanlık(saplantı, başka yol yok iknası) haline getirilmektedir. Önemi ise; dua, "varolan koşulları değiştirmek için hiç bir şey yapmamanın en etkili yolu" olmasıdır...