Turan Dursun Sitesi Forumları

Turan Dursun Sitesi Forumları (https://turandursun.com/forumlar/index__1.php)
-   İslam (https://turandursun.com/forumlar/forumdisplay.php?f=9)
-   -   Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur....... (https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=2128)

ESLEMTU 18-05-2006 01:15

Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
Bugünkü hikâyemiz, Malumatçı Baba Tahir’e dair... Osmanlı basınının en renkli simalarından biri olan “Baba Tahir”, Cağaloğlu’nda iki göz bir dükkânda “Malumat” adlı dergiyi çıkaran, dönemin siyasilerine pek bulaşmayan ve hatta âdet olduğu üzere gazetesinin ilk sayfasından sık sık “padişah efendimiz Abdülhamit Han hazretlerine” sabah temennaları gönderen, “sağlığınıza duacıyız” türünden selamlar çakan bir gazeteci abimizdir.

Dönemin basınına baktığımızda, o pek renkli olan siyasal hareketlilikten de eser yoktur dergisinde... Ne İttihatçılık, ne İngiliz muhipliği ne de İtilaf fırkası taraftarlığı vardır. Tüm bu dümdüz yapısına rağmen, “Malumat”, döneminin en korkulan yayınıdır! Sebebi ise Tahir Baba’nın ta kendisidir. Üzerinize afiyet, Türk basınının "ilk şantajcısı"dır kendileri....

Yaptığı yalan haberlerle mahalledeki bakkaldan imparatorluk sınırları içinde faaliyet gösteren yabancı şirketlere kadar herkesi sindiren Baba Tahir’in en muhteşem vukuatı ise hiç kuşkusuz “Terkos idaresi" için yazdığı haberdir...

İstanbul'a içme suyunun getirildiği Terkos Gölü'ndeki tesisleri, o senelerde bir Fransız şirketi işletmekteydi. Şirket, arada bir kendileriyle ilgili hoş haberler yazması (Şimdilerde biz buna “advertorial” diyoruz :)) için, daha başka birçok şirket gibi Tahir Bey'i örtülü bir maaşa bağlamıştı.

Ama gün gelir, devran döner, şirkete Fransa’dan yeni bir müdür gönderilir... Yeni müdür "bu memlekette" işlerin nasıl yürüdüğünü bilmemektedir. Hesapları kontrol ettiğinde her ay Malumat gazetesine giden bir kese altını gören yeni müdür, “Kimseye bana ilişmesin diye aylık ödeyemem!'' deyip Baba Tahir'in maaşını kesiverir!

Baba Tahir, adet üzere olduğu üzere "kese"sinin kalemine gelmesini bekler... Bir gün, iki gün, bir hafta geçer ama kese gelmez. Şirket içindeki muhbirleri ona haberi uçururlar: “Valla kusura bakma, bu yeni müdür pek dişli çıktı!”

İki gün sonra, Malumat’ın ilk sayfasında küçük bir haber yayınlanır: “Efendim, geçtiğimiz gün Terkos Gölü etrafında avlanan avcılar pek besili bir domuz görmüşler, bu neces (pis) mahlukâtı öldürmek için ateş etmişlerdir. Ancak hayvana ıskat eden (isabet eden) mermiler onu sadece yaralamış, bu mahir avcılardan kaçan ve kan kaybeden yaban domuzu, göle düşerek orada boğulmuştur!”

İstanbul halkı ayaklanıp da bu haram hayvanın sebep olduğu “maddi ve manevi” pisliğin boyutlarını öğrenebilmek için şirket binasına akın edince, Tahir Bey'in kesilen aylığı hemen o gün yeniden bağlanır! Hadise, Malumat'ın bir sonraki sayısında “Aldığımız son istihbarata göre domuz hakikaten vurulmuş ama göle düşmemiş, sahilin gerisinde gebermiş ve leşi de bulunmuş'' diye noktalanacaktı.

Baba Tahir’in birbirinden eğlenceli vukuatlarını anlatmaya, ne kalemimizin mürekkebi ne de bu satırlar yeter... İşin sonunu merak edenlere şunu anlatmakla yetinelim sadece: Baba Tahir, Terkos’u işleten firmaya karşı çaldığı bu galebeden sonra terbiyesizliği iyice ele alır. İşi asilzadelik peşindeki zenginlere Avrupa kraliyetlerinin önemli nişan ve madalyalarının sahtelerini üretmeye kadar götürür! Bu marifetlerini bilen Abdülhamit’in Baba Tahir’e dokunmaya aslında hiç mi hiç niyeti yoktur ama onun için bile bardağı taşıran damla, Baba Tahir’in padişahın damadını da haraca kesmek isteyecek kadar “işi büyütmesi”dir!

Abdülhamit, Baba Tahir’i Türk basınına getirdiği “girişimci ruh” ve “dinamizm”den dolayı onurlandırmaya karar verir. Onu dönemin güzide sayfiye bölgelerinden Fizan Çölü’ne sürerek ödüllendirir.

Hayatının bundan sonrasına dair pek bir bilgimiz olmayan Baba Tahir’in son olarak, Şam’da öldüğünü ve cenazesine kimsenin katılmadığını biliyoruz. Baba Tahir o kadar çok can yakmış, o kadar çok nefret toplamıştır ki, cemaatin topladığı parayla mezar taşına şu mısralar yazılır:

“Ne kendi etti rahat,
Ne âleme verdi huzur,
Yıkıldı gitti cihândan,
Dayansın ehl-i kubûr!”

Malumatçı Baba Tahir, şimdiki basını görseydi, Fizan'dan geri döner miydi acep?


* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *Ali Işıngör'ün yazısından alıntıdır..

Şu zaman da aynen bu metod devam etmektedir.İnsanın yapması gereken ilk şey nedir?Ben şuna kanaat getirdim.Doğru bir şekilde yargılama yapabilmesi,buna uygun hale gelmesi...

Eyyamcılığı ''peşinen'' doğru olarak kabul eden bir toplumda yetişen çoğu insanda bu yolu benimseyecektir..Öyle hemen çabuk,istisnasız inanılıyor ki..

Oysa,Kur'an okuduğumuzda düşüncemizin seviyeside artar.Zanla,heva ve hevesle hareket etmememiz öğütlenir.Buna dair örnekler verilir..

Nasıl Hz.İbrahim'in(a.s) nemrutla ve kavmiyle ve babasıyla fikri munazaralarına tanık oluruz... Topluluk aynı; eyyamcılık aynene devam.. Bugünün toplumuda bu toplumlar gibi, hevalarını, heveslerini, zanlarını, kuruntularını doğru olarak kabul eden bir toplum..Devirler devrilsede aslında,çağ yine aynı çağ.... Nemrutların,Firavunların adları değişmiş..

Zanların,heva ve hevesle karar verme yerine,araştırıp soruşturarak yani bir çaba göstererk bir karara varmak gerekirken,malesef ateistlerde gördüğümz şey de aynı davranış..Zanla,heva ve hevesle kararlarını vermeleri..Sorulmayı hakketmeyen soruları sormaları..

İlhan arsel mantığıyla;yağmur yağıyor diyene,bana ördekmi dedin le yaklaşacak olursanız, sadece boşuna burada vaktimizi geçirmiş oluruz.

Acizane gelin öncelikle bilgiyle;zanla değil,heva ve hevesle değil,çaba göstererek,doğruyu bulma azim ve gayretiyle yaklaşarak munazara yaparsak,daha faydalı olur diye düşünüyorum..Bu manada da sizleri,bu yönde de tefekkür konusunda bir munazaraya davet ediyorum...

18-05-2006 04:04

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
Eslemtu,
Eyyamcılıkla ilgili alıntı bir yazı kopyalamışsın.Bence bunu yanlış yerde
yazıyorsun.Muhatapları kimlerse götür orda kopyala.Kardeşim senin aklın
fikrin yok mu.Bir doğruyu bulabilmek için mutlakka kitap mı gerekiyor.Aklın
mantığın yok mu?Bak ben ateistim.Eyyamcılık nedir bilmem,yalan nedir bilmem,
her zaman doğruluk,dürüstlük ve sevgiden yanayım.Aklı başında her insan bir
kitaba gereksinim duymadan neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayabilir.
Kuran okuduğumuzda düşüncemizin seviyesi artıyor demiş yazarınız.Doğrudur.
Masallarla,akla mantığa uymayan saçmalıklarla bu düşünce seviyesi nasıl
artıyorsa!...Kurandan inciler başlığım var.Ayrıntısına girmeyeceğim.İlhan Arsel
mantığını o yazarınız anlayamaz.Eğer o mantığı anlasaydı aynı İlhan Arsel gibi
kurana inanmazdı.Bu mantığı anlamak zeka gerektirir.Kalkmış yazarınız bilgiden
bahs ediyor.Açın şu kutsal kitabınızı bilgi adına; insanlığa, bilime yol
göstericiliği adına ne var.Doğruyu bulmadan bahs ediyor.Bilgi akıl ve mantık
süzgecinden geçirilir.Sizler bunu yapabiliyor musunuz?Körü körüne bu allahın
sözleridir doğrudur mantığıyla doğru buluna bilir mi?İşin garibi bu eyyamcılık
müslüman ülkelerde oldukça yaygın.Bu duruma ne dersin?Sadece eyyamcılık mı?
Yalancılık,dedi-kodu,sahtekarlık,sevgisizlik,din tacirliği....vb...vb...
Ben şimdi seninle neyin münazarasını yapayım.O ustan Ali Işıngör gelsin de
onunla münazara yapalım.Meydanı boş bulunca atıp tutması kolay oluyor.Turan
Dursun örneğinde olduğu gibi....Sevgilerimle...

Gastropoda 18-05-2006 09:35

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
Merhaba,
Yaziyi ben de begendim...Sayin ezkamo ve sayin Psikokemoterapi'ye katiliyorum...

Sayin ESLEMTU,
"Zanların,heva ve hevesle karar verme yerine,araştırıp soruşturarak yani bir çaba göstererk bir karara varmak gerekirken,malesef ateistlerde gördüğümz şey de aynı davranış..Zanla,heva ve hevesle kararlarını vermeleri..Sorulmayı hakketmeyen soruları sormaları.."

demissiniz...

Insanlarin hem arastirip sorusturmasini hem de sorulmayi haketmeyen sorulari sormalari arasindaki celiskiyi pek anlayamadim...cahilligimi bagislayin...beni bu konuda bilgilendirirseniz sevinirim.Aklini kullanan,arastiran insan sorgulamayacak, soru sormayacaksa ne yapacak?
Kur'an okuyalim zihnimiz acilsin huzura erelim ama bilimi bosverip at gözlügü ile mi dolasalim.Ateist olmak insanin kötü olmasi anlamina gelmez her dinine bagli insanin kötü olmadigi gibi.
Saygilarimla...

maddeoz 18-05-2006 11:02

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
ben yukarda bahsedilen şantajcı gazeteciyle allahın varlığı arasında bir bağlantı kuramadım.
hella olsun arkadaşa, iyi bağlamış olayı!

maddeoz 18-05-2006 11:05

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
işte geçiş yeri:
Eyyamcılığı ''peşinen'' doğru olarak kabul eden bir toplumda yetişen çoğu insanda bu yolu benimseyecektir..Öyle hemen çabuk,istisnasız inanılıyor ki..

Oysa,Kur'an okuduğumuzda düşüncemizin seviyeside artar.Zanla,heva ve hevesle hareket etmememiz öğütlenir.Buna dair örnekler verilir..

tekrar tebrik ederim!

ESLEMTU 18-05-2006 14:08

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
Ezkamo işte senin yaptığına eyyamcılık deniyor.Önce bir nefes al,sonra araştır.
O ustan Ali Işıngör gelsin de
onunla münazara yapalım.Meydanı boş bulunca atıp tutması kolay oluyor.Turan
Dursun örneğinde olduğu gibi....Sevgilerimle...


ustam mustam değil,adam böyle bir yazı yazdı diye hangi kategoriye sokacağız..sadece bir gerçeği iffade ediyor.Belkide yazarın durduğu yer sizin yanınızdır;ateisttir,belkide solcudur,belkide hinduizmi benimsiyordur..alıntı mavi,benim düşüncelerim ise siyah yazıyla belirttim,bu farkı anlayamadıysan bilmiyorum;profosyenel birisinin yazdığıyla benim yazımı ayırt edemediysen,bu bu kadar da zahir iken,acaba böyle zahir olupta ayırd edemediğin başka konularda olmasın arkadaşım..tefekkür edelim,olayları,kelimeleri araştıralım diyorum,hemen sazan balığı gibi olaylara saldırmayalım demek istiyorum,ne dersin?

Psiko,yazıda sadece eyyamcığa çanak olma yönüne değindim..Kim olursa olsun farketmez arkadaşım..Dediğin gibi yazının başka yönlerinede değinilebilir.Ama bana göre ana konu bu eyyamcılığa çanak olma psikolojisi,anlayışıdır..Yazımın sonunda da belirttiğim gibi,amacım gelin olaylara,dedikodulara,zanlara,heve ve hevesden çıkmış düşüncelere çanak olmayalım; düşünelim,olayların arkasını görmeye çalışalım;zanni saplantılardan kurtulmak için bir metodumuz olsun,sırf tedebbür yönünde munazara edebilirmiyiz diye de niyetimi belirttim..

Insanlarin hem arastirip sorusturmasini hem de sorulmayi haketmeyen sorulari sormalari arasindaki celiskiyi pek anlayamadim..

Arkadaşım soru bile sorulmayı hakketmelidir,öyle değilmi?..Yoksa munazara çorbaya döner,geyik muhabbeti olur..Herşeyi sorgulayalım ama bununda bir metodu ve ahlakı olması gerekmiyor mu?Ezkamonun yazısı buna örnektir:

..Bir doğruyu bulabilmek için mutlaka kitap mı gerekiyor.Aklın mantığın yok mu?
ben aklımızı kulanmayalım diye birşey dedim mi?Şimdi bu soru doğru mu?Yazının neresinde aklımızı kullanmayalım dedim?zaten gittiği sonuçta yanlış.bu yazının bir kısmı neden mavi,bir kısmı neden siyah diye bir soru sormamış mesela?bence bu soru sorulmayı baştan hakkediyor..neden bir kısmı mavi,neden bir kısmı siyah...

maddeoz,yazıya bakacak olursan değindiğim konu toplumların eyyamcılığa çanak olması yönündedir.bu bugünde böyle çağlar öncesin de de böyle..Bu yaranın tedavisi olarakta Kur'an'ı gösterdim..ve içinden örnekler verdim..senin merhemin varsa onu söyle faydalanalım..

ESLEMTU 18-05-2006 15:09

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
psiko,hasta eğer tedaviyi uygulamıyorsa,bu demek değildir ki,ilaç iyi değildir..hastada bir problem vardır;belkide hasta hastalığını kabul etmiyordur ne dersin?Ben dedim ki,Kur'an'da bu yaranın merhemi var.Ve munazara devam ederse,buraya örneklerde vereceğim..Öncelikle şuna katılıyormusun;böyle bir toplum hastalığı var;yani eyyamcılığa çanak tutma;her haberi hemen kabul etme;gerisini araştırmama...

ESLEMTU 18-05-2006 18:16

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
Psiko konu kimlerin uygulayıp uygulamadığı değil,bu konuyu başka forumda tartışabiliriz.Konuyu değiştirmemeni rica ediyorum..Öncelikle şu saptamaya katılıyormusun?Toplumların ve insanların çoğunda eyyamcılığa çanak olma davranışı var..yani ne olayları,ne sözün arkasını düşünmeden, bilgi sahibi olmadan heva ve hevesle davranışlarını düzenlemek..

23-05-2006 01:13

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
[quote="ESLEMTU";p="33073"]Ezkamo işte senin yaptığına eyyamcılık deniyor.Önce bir nefes al,sonra araştır.O ustan Ali Işıngör gelsin de onunla münazara yapalım.Meydanı boş bulunca atıp tutması kolay oluyor.Turan Dursun örneğinde olduğu gibi...

ustam mustam değil,adam böyle bir yazı yazdı diye hangi kategoriye sokacağız..sadece bir gerçeği iffade ediyor.Belkide yazarın durduğu yer sizin yanınızdır;ateisttir,belkide solcudur,belkide hinduizmi benimsiyordur..alıntı mavi,benim düşüncelerim ise siyah yazıyla belirttim,bu farkı anlayamadıysan bilmiyorum;profosyenel birisinin yazdığıyla benim yazımı ayırt edemediysen,bu bu kadar da zahir iken,acaba böyle zahir olupta ayırd edemediğin başka konularda olmasın arkadaşım..tefekkür edelim,olayları,kelimeleri araştıralım diyorum,hemen sazan balığı gibi olaylara saldırmayalım demek istiyorum,ne dersin?

Eslemtu,
Şimdi ben sana ne diyeyim.Kafanız bu kadar çalışıyor.Mavi yazıyla alıntı
yapmışsın.Altında siyah yazıyla alıntıdır demişsin.Alıntıdır dedikten sonra siyah yazıyla yazmaya devam etmişsin.Ve ben de o yazılanları ona ait olarak değerlendirdim.İkincisi eyyamcılık nedir?İlk önce onu bir araştır.Benim o kişi gelsin onunla tartışalım dememle nasıl bir eyyamcılık oluyor.Benim kime yaranma diye bir derdim olabilir.Küçük beyinlerle uğraşmak çok zor.Kendi hatanı kalkıpta başkalarına mal etme kolaycılığına hemen kaçma.Utanmadan bu kadar da zahir iken diyorsun.Neresi zahir.Yazarı maviyle yazıp parantez içinde göstermek çok mu zordu Elemtu.Şu komplekslerinizden artık kurtulun.

Eslemtu,
Oysa,Kur'an okuduğumuzda düşüncemizin seviyeside artar.Zanla,heva ve hevesle hareket etmememiz öğütlenir.Buna dair örnekler verilir..
Zanların,heva ve hevesle karar verme yerine,araştırıp soruşturarak yani bir çaba göstererk bir karara varmak gerekirken,malesef ateistlerde gördüğümz şey de aynı davranış..Zanla,heva ve hevesle kararlarını vermeleri..Sorulmayı hakketmeyen soruları sormaları.


Kuranda her şeyi gören ondan başka bir şeyi tanımayan bir zihniyet nasıl
araştırmacı oluyor.Kuranı okuyunca düşüncenin seviyesi nasıl arttı eslemtu.
O masallar düşüncenin neyini arttırıyor.Hem de tevratın kötü bir kopyası
olan masallar.Sürekli öldürmekten,el kol kesmekten,dövmekten,cezadan,kadını
hor görmekten,dünyayı altı günde yarattım,insanı balçık,çamur,toprak,bir damla
sudan yarrattım diyen,insanları zeytin gözlü hürilerle avutan,kızgın cehennem
ateşiyle tehdit eden bu kitap düşünceyi nasıl arttırıyor eslemtu.Bizler
bunları araştırıp sorgulayarak bu noktaya geldik.O at gözlüğünle kalkmışın
ateistleri suçluyorsun.Zan heva ve heves sizler için geçerli.Bak islamın
yaşandığı toplumlara.O zan heva ve heveslerin en kralını görürsün.Laikliği
benimsemiş bilimi rehber edinmiş toplumlara baktığın zaman dediklerinin
asgari düzeyde olduğunu görürsün.Dikkatini çekiyorum o toplumların rehberi
bahs ettiğin kurandır.Ve o toplumların geri kalışında çağ dışı kalışında
en büyük sorumlu öve öve bitiremediğin o kurandır.Orta çağın koşullarında
yazılmış bir kitabı günümüze uyarlamaya kalkarsanız olacağı da budur.Ayrıca
okuyan,düşünen,eleştiren,bilgili,kültürlü bir insan neyin doğru neyin yanlış
olduğunu akıl ve mantık ölçüleri içinde bilir.Böyle insanların kurana da
ihtiyaçları yoktur.Bunu da böyle bil eslemtu.Kuranınız sizin olsun.Yeter ki
bunu tebliğ diyerek insanlara dayatmayın.Dayattığınız sürece hak ettiğiniz
yanıtları da alırsınız.

ESLEMTU 23-05-2006 09:35

Re: Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur.......
 
Ezkamo,herkes anlayıp,sen anlamamışsan ben olsam hatayı kendimde ararım..Muhakeme hatası yaptn ve işin ilginci bunu savunuyorsun!..Arkadaşım doğruyu görürsen kendine,görmezsen yine kendine..

Doktor hastaya ilacını verip,hasta ilacını kullanmamışsa suçlanacak olan burada doktor değil,hastadır..

Kur'an'da evet herşey anahatlarıyla,başlıklarıyka var yeterki insan arasın;bu arada ikili falan sistem gibi uydurmalardan bahsetmiyorum;zahir ayan beyan ortada olan şeylerden bahsediyorum..Bu manada nasıl hüküm verilecek?ile ilgili sorularımıza da Kur'an'da örnekler ve cevaplar buluyoruz..

Şimdi geri kalmışlıktan bahsediyorsun;bunu derken İslam Tarihini bilmediğini düşünüyorum;Batı medeniyetinin temelini İslam Medeniyeti oluşturur,istersen bir tarih oku..Öğretilen değil,gerçek belgeleriyle olan tarihi..Kurtuba Medresesi,zamanımızda nasıl okumak için ''Amerika'' deniyorsa,o zamanda ''Kurtuba'' deniyordu...Cebir ismi de arapçadır..Belki bunlar sana birşeyler hatırlatır..İbn-i Sina'nın kitapları başucu olan geçerli kitaplardı..Medeniyeti İslam öğretti ortaçağ karanlığında ki insanlara..Onu bırakınca da şu zamanda ki zelil durumuna düştü..ne zamanki İslam'a sımsıkı sarılır,onunla yükselir bu millet..Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?diyen,Allah'tan en çok alimler korkar diyen bir söz,senin bahsettiğin zelil bir milletin geri kalmışlığının nedeni değildir..Saptaman yanlış,biraz araştır derim.

ayrıca Tevrat'ın kopyasıdır diyorsun;kusura bakma ben Kur'an'da kızıyla yatan zinacı bir Peygamber göremiyorum..Bir insana Tanrı diyen bir ayet te göremiyorum..Bu kopyacılık,sizin basit hezeyanlarınızın ürünü..

Kimseye birşey dayattığımız yok..Gören kendisi için görür,görmezden gelen kendisi için görmezden gelir..Dileyen istediği gibi düşünür...Dilediğini yapabilir.Engelleyende yok..Herkes yaptığının,verdiği hükümlerin hesabını verecektir;bu da bizim inancımız..


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:09 .