Hümanist Manifestolar
 

1. ve 2. hümanist manifestoda şu yazıyor: "tanrı yok, bu yüzden insanlar olmayan birşeyden boşuna yardım beklememeliir. İnsanlık kendi ayakları üzerinde durmalıdır." yani mevlana ve yunus emre 'hümanist' değildi çünkü onlar hep 'allahlar'dan yardım istediler.
Herkes diyor ki: "mevlana ve yunus emre hümanistti."!!! Halbuki hümanizm sadece 'insan sevgisi' değil, insanlığın tanrıdan (boşuna) yardım beklemeden kendi kendine yetebilmesidir.

sayın tardu,

açtığınız her başlığı anket şeklinde düzenlemenizin özel bir sebebi mi var? Tamam anket başlıklar bazen güzel oluyor da, her zaman ve her konu için de kullanılmaz ki hani...

Sabah erken kalkan bir izm kuruyor kafasıdan bugun kim erken uyandı nasıl bir izm uydracaklar acaba die düşünüyorum... bende uydurukizm kuracagım peşimden eminim binlerce kişi gelir..

birseyin varoldugunu sürekli ispat etmeye calismak beyhude bir ugrastir.allah varligini kabul eden icin var,yoklugunu kabul eden icin yoktur tipki cehennemin varligini kabul eden icin var,varligini kabul etmeyen icin var olmamasi gibi.ben bunlari söylerken kesin birseyler söyleyemiyorum bunlarin hepsi benim fikirlerimdir,allah'in var oldugunun tipki sizin fikriniz olmasi gibi.
Bilim,verilerini doğadan alırki test edebilsin,sınayabilsin..
yaratıcıyı doğaya hapsetmek gibi birsey mümkünmü?
elbette değil.
zaten Allah dış dünyada bir nesne olsaydı yani onu görebilseydik,dokunabilseydik ya da bişekilde test edebilseydik bu durum iman olmaktan cıkardı..
çünkü insan gördüğü dokunduğu test edebildiği bişeye iman etmez..çünkü artık o inanç boyutundan çıkmış ve nesnel bir gerceklik haline gelmiş olur.
zaten kuranda bakara suresinde "gayba yani bilinmeyene iman et"der..
son derece inançlı bir insanım..
ve farkettimki Allaha sadece ve sadece içsel yollarla ulaşabiliyorum..
bu yüzden de tasavvuf ve sufizm cok ilgimi çekiyo

"Hümanist" yalnızca tüm insanlığı kucaklayan kişilere verilmeli!
 

Ben şimdiye kadar Mevlana ve Yunus Emre'yi hiç bu anlamda değerlendirmemiştim. Onlar tasavvuf yani İslam Öğretisi ile insanlığı kucaklamaya çalışıyordu ama, bu yolla toplasalar toplasalar kendilerine yandaş toplarlar.

Gerçi insanlık Mevlana ve Yunus Emre'nin değerli fikirlerinden çok kez yararlandı. Örneğin Enigma'nın ilk albümü olan "MCMXC A.D."den 4 yıl sonra gelen "The Cross of Changes", kitapçığında Mevlana'dan alıntıların yer aldığı, özünü yine uhrevi temaların oluşturduğu bir albümdü.

Enigma bugüne kadar dünya çapında 35 milyon CD satmış, 50 şarkısı listelerde üst sıralarda gezmiş bir proje. Tıpkı Paulo Coelho romanları gibi, modern çağın sersemleten hızı ve robotlaştıran maddiyatçılığı içinde akacak mecra bulamayan, ama her insanın içinde yer alan bir maneviyat açlığına dokunduğu yerden yakalıyor bu ilgiyi. Naif çıkarımlarıyla iyi niyetli bir yüzeyselliği işaret ediyor, ne yazık ki, bu postmodern maneviyat arayışları. Çünkü tam da o manevi boşluğun özündeki neden olan kapitalizmin ticari boyutları içinde seri üretimi yapılarak pazarlanıyor ve tüketiliyor. Bu konsept içinde Mevlana'nın, anlaşılması yıllar alabilecek bir şiiri, bir çiklet paketi içinden çıkabilecek bir özlü söze, Tao'nun felsefesi bir "herkes için Tao" paketine indirgenebiliyor. Bu nedenle, Enigma'nın bu uhrevi meseleleri biraz daha gece gökyüzünü izlerken görülen yıldız düşleriyle sınırlı tutup aydan, samanyolundan, galaksilerden bahsederek daha kendi halinde bir hayal dünyası oluşturması, sound'a da yansıyarak olumlu bir sonuç veriyor yeni albümde.

Müzik bilgisine dayalı olarak verdiğim bu değerlendirmenin mealini verecek olursam, şöyle bir sonuç çıkıyor: Micheal Cretu, kapitalizmle esir alınmış insanlıktaki maneviyat açlığını çok iyi biliyor ve bunu "The Cross of Changes" albümün kitapçığında Mevlana'dan alıntılarla, yer yer doğu felsefesiyle gidermeye, tabii bu arada albüm satışlarından da cebini doldurmaya çalışıyor. Bu, Cretu'nun Mevlana'ya bakışıdır.

Evet, "Hümanist" herkese verilen bir ünvan olmamalı; tüm insanlığı kucaklayan kişilere verilmelidir.

biraz araştırma yap, iki humanist manifesto da çoktan ilan edildi.

Hümanizm insanın acizliğini görmezden gelmesinden başka değil. Hangi yüce insani değerlere dayanarak hümanizmi savunuyorsunuz?

Bu basliktan ben niye birsey anlayamiyorum?
http://en.wikipedia.org/wiki/Secular_humanism
burada tamamen baska sey yazilmis. Ingilizcesi turkce tanimindan farkli.

Aslında hümanizm tam tersine, ''yüce'', ''kutsal'', ''mutlak'' birşeylerin olmadığını, insanın da doğanın bir parçası olduğunu kabul edip, diğer yandan nihilizme düşmeden, insanın kendi değerlerini, özgür ve rasyonel bir platformda tartışarak oluşturmasını öngören bir dünya görüşü daha çok.

Evet, ulpian'in tanimi da ingilizcesi gibi.