Tekil Mesaj gösterimi
  #55  
Alt 23-12-2014, 16:57
gur91 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
gur91 gur91 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Oct 2014
Mesajlar: 834
Standart

kalem85´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bu konuya sizin gibi bakmadım açıkçası, araştırmadım da. bu konudaki görüşüm şudur;

"Sana bu muazzam kitabı indiren O'dur. O'nun bir kısmı anlamları kesin olup kitabın temelini oluşturan ayetlerdir. Diğer bir takımları da anlamları benzeşik olanlardır. Ama kalplerinde bir yamukluk bulunanlar fitne aramak ve keyiflerince yorumlamak için sadece anlamı benzeşiklerin ardına düşerler. Halbuki, onun gerçek yorumunu ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar da: «İnandık, hepsi Rabbimizdendir.» derler. Bunları özü temiz olanlardan başkası düşünemez." (Ali İmran, 7)
İbn Cerîr et-Taberî'nin Müsennâ kanalıyla Rebî'den rivayetinde o şöyle anlatıyor: Necran hıristiyanları heyeti Hz. Peygamber (sa)'e geldiklerinde onunla tartıştılar ve dediler ki: "Sen zannetmiyor musun ki İsa Allah'ın kelimesidir ve O'ndan bir ruhtur?" Hz. Peygamber (sa): "Evet öyledir." buyurunca "İşte bu bize yeter." dediler de Allah Tealâ: "İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar sırf fitne aramak ve onun teviline yeltenmek için onun müteşâbih olanına tâbi olurlar." âyetini, sonra da "Muhakkak İsa'nın misali Allah katında Adem'in misali gibi*dir..." (Ali İmrân, 3/59) indirdi.

Bazı kimseler de bu âyetin Ebu Yâsir ibn Ahtab, kardeşi Huyey ibn Ahtab ve yahudilerden bir grup hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir. Buna göre onlar, Hz. Peygamber (sa)'in ve ümmetinin eceli konusunda tartışmışlar ve Elif Lâm Mîm, Elif Lâm Mîm Sâd, Elif Lâm Râ gibi âyetlerden bunu öğrenmek ve çıkarmak istemişler de bunun üzerine nazil olmuş.

Suyûtî ed-Durru'1-Mensûr'unda bu rivayete biraz daha açıklık getirmiştir. Şöyle ki: Bir yahudi, Hz. Peygamber (sa) Bakara Sûresinin ilk âyetlerini "Elif lâm Mîm, Bu kitab, işte bu kitabda hiç şüphe yoktur..." âyetlerini okurken gelir, daha sonra da bu duyduklarını yahudi Ebu Yâsir ibn Ahtab'a söyler. Yâsir de kardeşi Huyey ibn Ahtab'in yanına geldiğinde -ki beraberinde yahudilerden bir topluluk da varmış- "Biliyor musun? kendisine indirilenler içinde Muhammed'in "Elif lâm Mîm, Bu kitab, işte bu kitabda hiç şüphe yoktur..." diye okuduğunu duydum." der. Huyey: "Gerçekten böyle okuduğunu işittin mı?" sorusuna evet, cevabı alınca kalkar ve yanındaki yahudilerle birlikte Hz. Peygamber (sa)'in yanına gelir. "Sana indirilenler içinde "Elif lâm Mîm, Bu kitab, işte bu kitabda hiç şüphe yoktur..." şeklinde bir şeyler okuduğun bize söylendi, gerçekten öyle mi?" diye sorarlar. Hz. Peygamber: "Evet, doğru duymuşsunuz." buyurur. "Peygamberlerin bununla gönderildiği kesindir ama senin dışında hiçbir peygambere hükümranlığının süresi nedir, ümmetinin ömrü ne kadardır açıklandığını bilmiyoruz. Elif bir'dir, lâm otuzdur, mîm de kırktır; toplam 71 sene eder." derler. Sonra Huyey Efendimiz (sa)'e döner ve sorar: "Ey Muhammed, yanında bu Elif Lâm Mîm'den başkası var mı?" Hz. Peygamber (sa): "Evet, Elif Lâm Mîm Sâd var." buyurur. Huyey: "Bu daha uzun ve ağır; Elif bir, Lâm otuz, Mîm kırk, Sâd doksan, toplam 131 (herhalde 161 dernek istemiştir) eder. Peki yanında bundan başkası var mı?" der. Efendimiz (sa): "Evet, Elif Lâm Râ var." buyurur. Huyey: "Bu daha uzun ve ağır; Elif bir, Lâm otuz, Râ ikiyüz'dür, top*lam 231 sene eder. Bunun yanında başkası da var mı?" der. Hz. Peygamber (sa): "Evet, Elif Lâm Mîm Râ var." buyurur. Huyey: "Bu daha uzun ve ağır, 271 sene eder." der ve devam eder: "Senin durumun bize karışık göründü; bilemedik ki sana az mı yoksa çok mu Ömür verildi?" Sonra da arkadaşlarına: "Kalkın bu adamın yanından." der. Yâsir de kardeşine ve yanındakilere: "Nereden bileceksiniz ki, belki Muhammed'e bunların hepsi de verilmiştir; 71, 131, 231, 271; toplam 704 sene eder." deyince "Bu adamın durumu doğrusu bize karışık gel*di." derler. Onlar zannediyorlar ki "Sana kitabı indiren O'dur. Ondan bir kısım âyetler muhkemdir ki bunlar kitabın anasıdır. Diğer bir kısmı da müteşâbihlerdir..." âyet-i kerimesi onlar hakkında nazil olmuştur.

Taberî bu iki nüzul sebebini de zikrettikten sonra ikincisinin, yani yahudiler hakkında nazil olduğunu anlatan rivayetin daha çok tercihe şayan olduğunu; Hz. îsa'nın durumunun Allah Tealâ tarafından zaten peygamberine bildirilip beyan edildiği için aslında müteşâbih olmadığım, halbuki bu ümmetin ve peygamberinin ecelinin hiç kimseye hiçbir şekilde bildirilmediği için müteşâbih, Hurûf-ı mukattaa ile buna ulaşmaya çalışmanın da fitne olmasının daha uygun olduğunu söylemektedir.

bak bu ayette hiçte senin yüklediğin gibi bir anlam yoktur hurufu mukatta harfleri için inmiştir

Ve andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. Ve bunları fâsıklardan başka kimse inkâr etmez.(bakara 99)

Ey insanlar! Rabbinizden size kesin bir delil gelmiştir. Ve size, apaçık bir nur indirdik.(nisa 174)

Ey kitap ehli! Kitap'tan çoğunu gizlemiş olduğunuz ve çoğundan vazgeçtiğiniz şeyleri, size beyan eden bir Resûl'ümüz gelmiştir. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir.(maide 15)

Ve andolsun ki Biz, onların: “Fakat O'nu (Kur'ân-ı Kerim'i), ona şüphesiz bir beşer (insan) öğretiyor.” dediğini biliyoruz. Ona isnad ettikleri kişinin lisanı acemidir (Arapça değildir). Bu (Kur'ân-ı Kerim) lisanı ise apaçık Arapça'dır.(nahl 103)

Ve işte böylece Biz, onu apaçık âyetler (halinde) indirdik. Ve muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi hidayete erdirir (Kendisine ulaştırır).(hac 16)

Ve muhakkak ki O (Kur'ân), gerçekten âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.O'nu, Ruh'ûl Emin (Cebrail A.S) indirdi.Nezirlerden (uyaranlardan) olman için senin kalbine.Apaçık bir Arap lisanı ile.(şuara 192-193-194-195)

Tâ, Sîn. Bunlar, apaçık bir Kitap olan Kur'ân'ın Âyetleri'dir.(neml 1)

bu kitap kurandada yazdığı gibi apaçıktır , işte anlayanların nerede olduğunu daha önceki mesajımda yazmıştım , hadi şimdikilere çarpıtıyor diyelim tarihe bak anlayanlar orada işte , sahabeye bak , ömere bak , halide bak , talhaya , aliye , zubeyre vb gibi adamlara bak görürsün o zaman
Alıntı ile Cevapla