Tekil Mesaj gösterimi
  #17  
Alt 21-01-2019, 19:47
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.075
Standart


İşçi Kazancına Asgari Ücret Düzeyinin Üstünde SGK ve Vergi Ödemeyen Kurumlar ve Ucuzluk Marketleri, Piyasa Örneklemesi

Piyasaya Yapılan Müdahaleler

Ben bu konuyu incelemeyeceğim. Kendimce kenarından geçiyorum... Bir çoğu daha önce aldığım notlarımı da veriyorum ve herkese açık bir alanda da görünür ve yayınlanmış oluyor. Bu anlamda başlıkları m parçalı ve kendi içeriğini vermiyor ya da her başlığımın içi dolu değil biliyorum. Kayıtlama mantığı.. Kişisel şeyler ve izlerde içeren bir yazım ve ...Yayınlama/verme mantığı da içeren notlardır hem de kendi sonucuna yürüyor sonuçta yazımlama mantığım...

Bilmeyenler için yeniden hatırlatalım. Türkiye de Kurumsal dediğimiz kimi ticari yapıların haricinde neredeyse hemen her ticari kuruluş işçilerinin Gelir Vergisi ve Sosyal Güvenlik Sigorta Paylarını işçi yüksek gelirli olsa bile Asgari Ücret rakamları üzerinden bildirir ve öder. Bu bir çok yapısal sorun ve karmaşaya fiyat rekabet karmaşası ve ikilemi/ikiliğine de neden olmaktadır. İşçiye de yüktür. Örneğin daha sonra oluşacak alacak davalarında aldığı ücreti iddia edemez. Emeklilik payı ve ücreti geriler. Yıllardır ne el atılıyor ne de düzenlenip düzeltiliyor. Yukarıdaki yazımlarda parça parça olarak bunu değerlendirdik.

Biz bunu ucuzluk marketlerinde ucuzluğun nasıl yaratıldığından tutalım da hızlı zenginleşme ve piyasa koşullarında rekabetin biraz hızlıca aşılarak küçüklerin büyümesi ya da zenginleşme sağlama, piyasaya yeni yerleşen henüz ticari refleksi tam anlamayan küçük esnafın ve küçük balıkların düşük fiyatlarla daha makul koşullarda üretim geliştirebilmesi ve devletin buradaki çıktıdan daha az nemalanması, düşük fiyatlı mal hizmet üretebilme ve sunabilme vb. olarak bir çok bakımdan yorumlayabiliriz.

Serbest Piyasa da Neler Oluyor ki 1

Sayın Erol Bilecik: "Serbest piyasaya baskı yapmayalım, herkes parasının hesabını ve neyi nerden alacağını ya da ne alacağını zaten biliyor demiş."

Serbest piyasayı biz de biliyoruz.
İki marka yağ arasında yüzde yirmiye yakın fark var. Yüzde yirmi ucuz üretilen yağ bir ucuzluk marketin de satılıyor. Belki fason üretim ve arkasında kendi markasıyla yüzde 15-20 daha pahalıya yağ satan bir üretici de duruyor ve pahalı sattığına yakın kalite de ve içerikte bir yağ ya da tam aynı ürün. Hızlı ve sıcak para nedeniyle ya da iyi bir iş anlaşması olarak görerek bir çok küçük yatırımcı bunlara üretim yapmak için can atıyor. Aşağıda ne olduğunu iyi biliyoruz.

Bir çoğumuz ucuzluk marketlerinin kalitesinden ya da ürün hilesinden endişe ediyoruz. Ben başlangıçta kuruyemiş vb. belirli ürünler ya da bilindik markalar hariç bu marketlerden alışveriş yapmazdım. Şimdi ise biraz değişti. Hem ekonomik gerekçelerle hem de sosyal-sosyolojik kimi gerekçeler sanırım.
Aslında bilindik markalar bu marketler hep sonradan girdi biliyoruz. Başlangıçta belli bir gruba özgü market etiketi taşırdı ve öyle bilirdik onları. Kendi markaları vardı. Eskiden belki buraya giden profil etiketi ikilemi vardı değil mi? Bu sonradan değişiyor 5 yıldızlı bir market oluveriyorlar sizin için.. Bunu akıl da tutun.

Bu marketlerin de kendince kalite kontrol güvence süreçleri var sanırız. Bunlar da işvereni ucuzu üretmeye (ve kendileri en ucuzu almaya bulmaya ürettirmeye) zorlarken ve preslerken sonuçta bunun için de belli yollar kullanılıyor. Bunlardan biri birkaçı ucuz işgücü, ucuz hammadde arayışı (düşük ya da uygun kalite alternatif hammadde kullanma vb. ) ve ambalaja kadar her şeyden kısılır sanırım. Olası her kalem hesaplanır.
A ve B Markası o fiyattan satamıyor.

Şimdi bu kriz döneminde piyasa da bir algı oluştu. Sosyal medya da ürün fiyatları dönmeye başladı ve marketler suçlandı... Bunlar 1 e 500 alan tüccarlar değiller. Çoğu gıda ve rekabetçi sektörler ne yapmaya çalışıyorsunuz? Suçlu bulundu ve hedef gösterildi. Siyasi iradenin bir anlık refleksi. Berbat bir refleks ama... Psikoloji de savunma mekanizmaları vardır bunun aynısı. Siyasi irade bir an da üzerinde oluşan baskıyı geçiştirmek için tabanını oyalıyor ...

Sanki üretici yüzde 300 kazanıyor ve bu karından vazgeçecek. Hala bunun aynısı sürüyor. Bu temel gıda benzeri özelilkle rekabetçi üretim ve düşük gelirlinin asgari ve temel harcaması ve tüketimine yönelik kalemlerindeki üretim öyle bir şey ki fiyatlar indirgenmiş zaten. Dip zaten.
Daha önce de piyasalar da oluşan, oluşturulan bu baskılarla kar marjları üretim hadleri bunların hepsi denetlenmiş sıkıştırılmış, her yönden optimize edilmiş ve rekabetçilik vb. nedenlerle fiyatlar olası en optimum düşüğe adeta çekilmiş zaten biliyoruz. Market işi özellikle pek kıyafet ,takı ya da beyaz eşya işi gibi değil sanırım bunu biliyoruz.

Burada yukarılarda tekrar tekrar inceden dokunulduğu için "işçi at" refleksine girmeyeceğim.

..Toplumun ...laştırılması denilene dönelim isterseniz... Bunu herkese zararı var mı yok mu? ve bunu bilen biz ya da diğer aktörler ne durumdayız bakalım.

http://arsiv.ntv.com.tr/news/114806.asp

Bu haberle yaklaşık olarak aynı dönem de bir facebook grubunda üreticilerin piyasayı bahane edip çıkarcı bir bir biçimde fiyat yükselltiğini ima eden bir görsel ve içerik görmüştüm. T. marka ve P. marka iki yağ görseli ve yanında 40 TL yazıyordu... P. markayı geçtim de hadi T. markaya da giydirilmesini pek hazmedemedim. Eski bir Tarım Kredi Kuruluşu ya da Tarım Satış Kooperatifiydi bu.
Bir piyasa da rekabetçilik varsa ve çoğu üründe eski bir Tarım Satış Kooperatifi gibi gelenekçi ve kamucul ahlaklı zihniyetli bir kurumsal yapı varsa orada fiyat manipülasyonu yapabilecek aktör olur mu? var mıdır?

Peki bu arkadaş ne yapıyordu. Bir ucuzluk marketin de yüzde 20 ucuza yağ bulduğu için mi bunu yapıyor...

Yukarıdan verdiğim linkten kaba bir hesap yapılabilir. Daha rafinasyona ya da pakete ve bir işletmenin üretim sürecine girmemiş ve işlenmemiş yağdan sözediyoruz. Neden bu arkadaş bakmıyor ve bunları düşünmüyor? Siyasi irade onu o hedefe yöneltti. Bu çok ...ydı... Bunu geçelim mi_?

İşin aslı ucuzluk marketleri denilenler piyasayı da kastırıp ters yüz ediyorlar.

Bir işletmedeki çalışma koşullarını ve kalite süreçlerini bir market organizasyonu değil de devlet denetlemelidir ancak ucuza üretim denilen her zaman zorlu çalışma koşullarına gebedir sanıyoruz ki. Bu anlamda olumsuz cümleler vermek ve irdelemek, kurcalamakta istemedim..

Ucuzluk üretme sürecinin bu kadar ucuz olmamasını istiyoruz ve umardık...
Temiz bir ucuz üretme süreci, tertemiz ve tam yasal zeminine ve tam bir yasal zemine oturmuş bir süreç kim ummaz..

---

Satın alırken A markası ve B markasında, fazla çalışma yapılıp yapılmadığı, ne oranda yapıldığı ve bunun ne oranda karşılandığını, belirli esneklikler sağlansa da genel anlamda iş hadlerine azami uyulup uyulmadığı, işçinin izin kullanıp kullanmadığı gibi .. konuları bilmek istiyoruz ve bu bir etikette yazmıyor. Devlet bu işlevi icra etmiyor. Sanırım serbest piyasaya müdahale etmemekten bunu anlıyorsunuz. Ya Yürütme işlevsiz ya da Yürütme Yasama bağı. Birini giderin...

Dar gelirle yukarıda dediğim seçimi yapamam sanırım ya da diğeri bunun onaylaması mı_?

Temelde işçi örgütlenmesi gerekiyor ama işçi örgütlenmeyi öğrenene kadar devletin koruması kollaması gerekiyor.
Devlet işçiyi değilde/değilse hadi onu geçtik yasayı korusun. Yasasını korusun. Devlet devletse yasasını bari korusun kollasın. Korumayacağı yasayı niye yapıyor.
Devlet devletse yaptığı yasayı korusun. o yasayı o yapmadı mı?
O yasa o devletin çocuğu...değil mi?
Burada yasamanın ne olduğunu/olmadığını ne demek olduğunu anlatamayacağım.açmayacağım bunu kitaplar yazıyor
Aşağılarda ilişkin bir yazım gelecek/verilecek. Kitapların yazmayacağı.. Okuyanlar bunu iyi okusun...
Benim 15 yıldır gezdiğim aynı çarkın içinde gezmek ister miydik?


"Devlet yasanın tarafında durmalı. Devletin tek tarafı bu..."
.,
-devam ediyor-

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla