Evet eren siyasi kültüre bu sağ sol tanımları 18. yüzyılın sonlarında girmiş olsa da binlerce yıldır, bütün insanlık kültüründe sağ 'ın sol'un üzerine tutmuş olması çok ilginç..

Örneğin; "Arnavutluk'ta sol elin kullanımı cezalandırılırken, Endonezya'da solaklığı önlemek için çocukların sol kolu bağlanıyordu. Güney Afrika'da Bantu Kabilesi'nin üyeleri uğursuz olarak gördükleri sol eli kızgın kuma gömüyordu. Zulu Kabilesi'nde ise çocukların sol ellerini kullanmaları yasaktı. Arap ülkelerinde ve Hindular arasında sol el, geleneksel olarak "kirli" saylıyordu..... "

Bu sağ sol ayrımı ayrıca semavi dinlerde de geçerli;

“Hikmetli adamın yüreği sağındadır; fakat akılsızın yüreği solundadır.” (Tevrat/ Vaiz, bab 10, ayet 2).

* *“Senin koruyucun Rab’dir.

* * O sağ yanında sana gölgedir. (...)” (Zebur, 121. mezmur, ayet 5-7)."

Hatta eski Türk zamanlarında bile sağ yüceltilmiş. Bu konuyal ayrıntılı bilgiyi yukarıda verdiğim bilgilerden okuyabili arzu eden.

Benim asıl dikkat çekmek istediğim konu başka..

O da *sağ ve sol kavramlarının erkek ve kadınla özdeşleştirilmiş olması. Bunu en belirgin olarak Budizm'deki Ying-Yang olayında görebiliriz.
"Budizm'in "Ying-Yang" öğretisinde soldaki "ying"; kadını ve zayıf yönü, cinselliği temsil ederken, sağdaki "yang"; erkeğin ve gücün sembolü."

Şimdi, solun bu küçültülmesi yerilmesi pis ve kirli görülmesi aslında genel olarak kadının pis ve kirli görülmesi olarak yorumlanabilir mi? Bütün o sol'un aşagılanması ve bastırılması, sol tarafın kullanılmaması, bazı tarih bilimcilerin iddia ettikleri gibi, daah etkin konuma gecen ve düzeni ele geçiren erkek-baskın toplum düzeninin kadınlara yaptığı üstü kapalı bir dayatmanın sembolik betimlemesi mi?