Tekil Mesaj gösterimi
  #5  
Alt 05-06-2006, 20:03
soro soro isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kýdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Apr 2006
Mesajlar: 1.882
soro - MSN üzeri Mesaj gönder soro - YAHOO üzeri Mesaj gönder
Standart Re: Ateistler hangi Ýslam'ý eleþtiriyorlar?

bu da risaleden;simdilik katkim bu kadar.kolay gelsin.
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, gayb-aþina nazarýyla görmüþ ki: Âl-i Beyti, Âlem-i Ýslâm içinde bir þecere-i nuraniye hükmüne geçecek. Âlem-i Ýslâmýn bütün tabakatýnda kemalât-ý insaniye dersinde rehberlik ve mürþidlik vazifesini görecek zâtlar, ekseriyet-i mutlaka ile Âl-i Beytten çýkacak. Teþehhüddeki ümmetin “Âl” hakkýndaki duasý ki,
¯GÅW«E*8ö@«9¬G±¬[«,ö¬”³~ö]«V«2ö«:ö¯GÅW«E*8ö@«9¬G±¬[«,ö]«V«2ö±¬u«.öÅv*ZÁV7«!
²½G[¬D«8ö½G[¬W«&ö«tÅ9¬! «v[¬;!«h²"¬!ö¬”³~ö]«V«2ö«:ö«v[¬;!«h²"¬!ö]«V«2ö«a²[ÅV«.ö@«W«6ö
dir. Makbul olacaðýný keþfetmiþ, yani nasýlki millet-i Ýbrahimiye’de ekseriyet-i mutlaka ile nuranî rehberler Hazret-i Ýbrahim’in (A.S.) âlinden, neslinden olan enbiya olduðu gibi; ümmet-i Muhammediyede de (A.S.M.) vezaif-i azîme-i Ýslâmiyette ve ekser turuk ve mesalikinde Enbiya-i Benî-Ýsrail gibi, Aktab-ý Âl-i Beyt-i Muhammediyeyi (A.S.M.) görmüþ. Onun için ]«"²h*T²7!ö]¬4ö«?Å(«x«W²7!öÅž¬!ö!®h²%«!ö¬y²[«V«2ö²v*U*V«\²,«!ö«žö²u*5ö (<42,23>) demesiyle emrolunarak, Âl-i Beyte karþý ümmetin meveddetini istemiþ. Bu hakikatý teyid eden diðer rivayetlerde ferman etmiþ: “Size iki þey býrakýyorum. Onlara temessük etseniz, necat bulursunuz. Biri: Kitabullah, biri: Âl-i Beytim.” Çünki Sünnet-i Seniyenin menbaý ve muhafýzý ve her cihetle iltizam etmesiyle mükellef olan Âl-i Beyttir.
Ýþte bu sýrra binaendir ki; Kitab ve Sünnete ittiba ünvanýyla bu hakikat-ý hadîsiye bildirilmiþtir. Demek Âl-i Beytten, vazife-i risaletçe muradý: Sünnet-i Seniyesidir. Sünnet-i Seniyeye ittibaý terkeden, hakikî Âl-i Beytten olmadýðý gibi, Âl-i Beyte hakikî dost da olamaz.
Hem ümmetini Âl-i Beytin etrafýnda toplamak arzusunun sýrrý þudur ki: Zaman

L:22
geçtikçe Âl-i Beyt çok tekessür edeceðini izn-i Ýlahî ile bilmiþ ve Ýslâmiyet za’fa düþeceðini anlamýþ. O halde gayet kuvvetli ve kesretli bir cemaat-ý mütesanide lâzým ki, Âlem-i Ýslâmýn terakkiyat-ý maneviyesinde medar ve merkez olabilsin. Ýzn-i Ýlahî ile düþünmüþ ve ümmetini Âl-i Beyti etrafýna toplamasýný arzu etmiþ. Evet Âl-i Beytin efradý ise, itikad ve iman hususunda sairlerden çok ileri olmasa da, yine teslim, iltizam ve tarafgirlikte çok ileridedirler. Çünki Ýslâmiyete fýtraten, neslen ve cibilliyeten tarafdardýrlar. Cibillî tarafdarlýk zaîf ve þansýz, hattâ haksýz da olsa býrakýlmaz. Nerede kaldý ki, gayet kuvvetli, gayet hakikatlý, gayet þanlý, bütün silsile-i ecdadý baðlandýðý ve þeref kazandýðý ve canlarýný feda ettikleri bir hakikata tarafdarlýk, ne kadar esaslý ve fýtrî olduðunu bilbedahe hisseden bir zât, hiç tarafdarlýðý býrakýr mý? Ehl-i Beyt, iþte bu þiddet-i iltizam ve fýtrî Ýslâmiyet cihetiyle Din-i Ýslâm lehinde edna bir emareyi, kuvvetli bir bürhan gibi kabul eder. Çünki fýtrî tarafdardýr. Baþkasý ise, kuvvetli bir bürhan ile sonra iltizam eder.
Alıntı ile Cevapla