Bilgisayar: Başarılı oyun senaryoları
Bu başlıkta youtube'dan seyrettiğim veya oynadığım ilginç, kapsamlı, başarılı oyun senaryolarını tanıtacağım.
Çok iyi oyuncu olan bazı youtuber'ları takip ediyorum. Hayatta kalması imkansız durumlarda hardest difficulty-no damage (oyunun en zor seviyesinde-yaralanmadan) oynuyorlar. Ben de film gibi seyrediyorum.
Özellikle son yıllarda oyun motorlarının gerçeğe yakın görüntü oluşturması ve çok başarılı oyun senaryoları ile oyun sektörü çok büyüdü, milyarlarca dolarlık bir pazar seviyesine ulaştı.
Ben seyrederken-oynarken hem eğleniyorum, hem farklı fikirlere tanık oluyorum hem de kurguda rol alıyorum. Kitap okumaktan veya film seyretmekten farklı olarak siz de kurguda rol alıyor, sınırsız olmasa da kurguyu kendi seçeneklerinizle yönlendiriyorsunuz.
Örneğin herkesi öldürerek veya kimseyi öldürmeden oynayabiliyorsunuz. Oyun senaristleri buna imkan vermişse, kimseyi öldürmeden oynarsanız (merciful) daha çok puan alıyorsunuz. Oyunlarda oyuncuya verilen seçenekler gittikçe artıyor. Görev yerine girip görevi tamamlarken sizi kimse görmediyse (ghost) daha çok puan alıyorsunuz. Ama elbette bu şekilde görevi tamamlamak çok daha zor, epey sabır ve normalin üstünde yetenek gerektiriyor.
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
|