Tekil Mesaj gösterimi
  #4  
Alt 29-11-2013, 18:50
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

firatb84´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ya kilise geleneğine güvenir o kanonu olduğu gibi kabul edersiniz ya da güvenmeyip tümünü reddedersiniz.
Bu iddianızın dayanağı nedir ?
“Mantık”(!) şu mu gerçekten ?
İncilleri yazanlar güvenilir iseler, neden hepsine inanmıyorsun;
Değilseler, inandığını iddia ettiğin bölümlere nasıl inanıyorsun ?

Bu soruyu Katolik, Ortodaks veya Protestan bir Hristiyan olarak mı soruyorsunuz, yoksa Gnostik olarak mı ?
Ya da hangi düşüncede iseniz...

firatb84´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Aynı kilise geleneği, Pavlus'un yazılarını ve diğer yazıları da aynı kategoride değerlendirmişken sizin neye dayanarak kendi kafanıza gore "4 İncil doğrudur/Tanrı esinlemesiyle yazılmıştır diğerleri değildir" dediğinizi merak ettim.

(..)

İkisi için de "kendi içinde mantıklı" denilebilir. Ama sizin mantığınızı merak ettim. Elinizde dünyayı yerinden oynatacak kimsenin bilmediği sağlam kanıtlar olmalı yoksa saçma sapan bir şey olur. İşte bu kanıtları merak ediyorum?
Meali; Şimdiye kadar hiç kimsenin düşünüp akıl edemediklerini sen mi Keşfettin ?
Bununla ilgili elinde sağlam doneler var mı ?

Sağlam mı değil mi bilemem ama; burada kendi inancımla alâkalı düşüncelerimi paylaştığım bir hayli mesaj astım. İnancımın dayandığı temelleri ve mantığını peyder pey anlattım. Önceden din hakkında asmış olduğum mesajlarımı okuyarak bilgi edinebilirsiniz, çok merak ettiyseniz gerçekten. Çünki aynı şeyleri tekrar tekrar yazmaktan gınâ geldi.

“Saçma” derken ?!?!
Neye göre “saçma” geldi size ?
İman zâten subjektif değil midir ?
Her imanlı kendi inancı dışındaki tüm diğer inanç sistemlerini “saçma” kabul etmez mi ?
Meselâ sizin İncil hakkındaki iddialarınıza mesned yaptığınız kilise, Thomas İncilini “Gnostiklerin uydurması” diye reddetmedi mi ?
Demek ki Gnostizm de, birilerine “saçma” gelebiliyormuş değil mi…

Benim düşünebildiklerimi ve hattâ çok daha anlamlı ve felsefi temelleri olan düşünceleri üretenler de çıkmıştır. Fakat dünyadaki inanç sistemlerinin tarihsel gelişimini incelediğimizde, belediye otobüslerinde geçerli olan kuralın “EGO= Erken Gelen Oturur” çalıştığını görürsünüz. İnancı, Tanrısal ilkesellikten çıkarıp hâkim kültürün normlarına hapsederek kurumsallaştıran; siyasi , askeri ve ekonomik örgütlenmesini tamamlayabilenler, Tanrı- iman noktasında ileri sürdükleri argümanlar saçma da olsa, büyük kitleler üzerinde etkili olurlar.

Muhammed, Mekke dönemindeki onüç yıl boyunca Kur’an âyetlerine dayanarak yaklaşık seksen kişiyi iman ettirebildi. Fakat Medine döneminde kılıcı eline alıp örgütlenerek siyasi ve askeri güç elde ettikten sonra, tüm Arap yarımadası “Müslüman”(!) oluverdi.

Roma imparatoru Constantin’in Hristiyanlığı resmen tanıması ve hattâ desteklemesi olmasydı, Hrsitiyanlık bu günki konumuda olabilir miydi dersiniz ?

Benim gibi düşünen epey insan gelip geçmiştir bu dünyadan. Fakat maalesef dinler, doğruyu aramayı ve paylaşmayı isteyenlerin değil, güç elde etme ve de dinleri de bu doğrultuda kullanma hevesinde olanların kontrolünde hayat bulduğu için, benim gibi toplumun pek “adamdan” saymadığı insanların ürettiği düşünceleri kimseler ka'ale almaz. Çünki; düşüncenin gücünün farkında olmadan Tanrı’nın gücünü fark edebildiğini zannedenler; Tanrı’ya değil güce tapan, kültürel kimlik ve âidiyet duygusunun etkisiyle ayağını “sağlam yer”e basma derdinde olan ve de içinde yaşadıkları toplumda elde ettikleri statü ne olursa olun hakim kültürün piyonu olan kimselerdir.

İman, kültürel mirasla elde edilemeyecek kadar özel ve değerlidir. Fakat maalesef her birey – Araştıran, sorgulayanlar müstesnâ – içine doğduğu kültürün dayattığı inancı kabul ediverir. Bu anlamda bir inanç sistematiğinin milyarlarca insan tarafından paylaşılıyor olması ve görünmesinin, benim açımdan hiç bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Her ne kadar hayatta çok başarılı olmuş biri değilsem de, kendime olan saygım nedeniyle, hayatımı harcayarak, samimi arayışlarımla ulaşabildiğim sonuçların bir katresini dahi, inancını kültürel miras olarak edinmiş milyarların inanç hakkındaki toplam kanâatlerine değişmem. Başkalarının hakkımdaki zanları beni enterese etmez. Çünki onlar ne benim yaşadıklarımı yaşadı ne benim sorduklarımı sordu, ne benim düşündüklerimi düşündü, ne de – muhtemelen – benim kadar kafa yordu.

Bu forumda “Pavlus üzerine” başlığında bir konu açmıştım. İddia ettiğiniz “Pavlus’un entellektüelliği”ni tartışmaya oradan devem edebiliriz; isterseniz. Çünki, Pavlusla alâkalı itirazlarımı söz konusu başlıkta epey teferruatlı şekilde açıkladım.

Saygıyla.

Konu Vefik Sami tarafından (29-11-2013 Saat 18:56 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla