Tekil Mesaj gösterimi
  #14  
Alt 29-06-2010, 13:41
Themo Themo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Jun 2010
Mesajlar: 30
Standart

Evet haklısınız, ben de çeşitli metinlerden "zorlama" gizemli yorumlar çıkaranlardan değilim, bunu yapmak gerektiğini de söylemiyorum, örneğin Kur'an'ı Kerim'i istediğiniz kadar okuyun ondan gizemli anlamlar çıkarmak aşırı zorlama, gereksiz ve samimiyetsiz bir boşuna uğraş olur Sufizmin felsefi/mistik kökeninin de Kur'an olmadığını zaten çoğu islam alimi bizzat dile getiriyor.

Halbuki hristiyanlığın durumu farklıdır, hristiyanlığı yani bu dev miti oluşturan kişilerin İsa'nın yaşadığına bile inanmama ihtimali yüksektir ki zaten kendileri oluşturmuşlardır isa’yı. Nasıl ki zamanında Yunan’da Dionysos, Mısır’da Osiris bazı derin gerçekleri halka anlatabilmek için oluşturulan kahramanlarsa ama zaman içinde yozlaşıp felsefi değerini kaybetmiş gibi gözükmüşse, İsa miti gibi bu dev miti oluşturanlar da bilinçlice bazı mistik gerçekleri anlatabilmek için bu miti oluşturmuşlardır ve bunun birkaç sayfaya sığmayacak sayısız kanıtı vardır ama aynı Dionysos, Osiris mitleri gibi hristiyanlık da hemen yozlaşmış günümüz literalist kilisesi oluşmuştur. Örneğin Gnostik metinlerin birçoğunda, Genesis mitiyle İsa miti, öyle bir bağlanır ki gerçekten de "bunlar bilinçlice oluşturulmuş, halka çeşitli gerçekleri anlatabilmek için oluşturulmış mitlerdir" dersiniz, Kanonik İncillerden bile daha eskiye tarihlenen (seküler bilim adamlarınca tabi) gnostik metinlerde de, bildiğimiz İncil'deki "çarmıh, günah kefaret, cennet cehennem" gibi konulardan değil, saf mistisizmden ve felsefeden, sembolizmden söz edilmektedir. Üstelik ilk yüzyıllarda sistemli bir şekilde yok edilen gnostik metinlerin birçoğuna sahip de değiliz bu yok edilen metinlerin en eski hristiyan metinleri olmadığını kim iddia edebilir? Bütün bunlar ve elimizdekiler dahi gerçek hristiyanlığın kökeninin günümüz literalist hristiyanlığı olmadığını kanıtlamaya yeter niteliktedir.

Yani hristiyanlık konusunda ortada “normal olan bir dinden gizemli manalar çıkarmak” değil de, “baştan beri pagan bir gizem dini olan hristiyanlıktan yobazlık ve basitlik, günümüz hristiyanlığını çıkarmak” meydana gelmiştir malesef.

Biraz daha incelediğinizde, Alevliliğin ve Sufizmin "hakikat kapısı" dediği, Hallacı Mansur'un da ima ettiği, Hinduizm'de zaten baştan sona anlatılan, Yunan ve Mısır pagan dinlerinin metinlerinde ima edilen çeşitli "sır"ları, yaşam ve ilüzyon olgusunu, özde ikilik ötesilik, her şeyin Tanrı adı verilen bilincin ya da bilinçsizliğin zihninde oluşan bir rüya gibi olması ve daha pek çok konunun bu dinlerde ve mistik/gnostik hristiyanlıkta da bulunduğunu görmekteyiz. Gnostik metinlerle Hindu metinleri ya da Sufizm görüşü, Hallacı Mansur görüşü çok benzerdir, hem doğuda hem batıda her yerde çeşitli zamanlarda, aynı sırların dile getirilmesi gerçekten ilginç ve araştırmaya değerdir. Üstelik bunu yaparken ateist olmanın da sakıncası yoktur çünkü bu öyle bir felsefedir ki ateizmi bile içine almıştır, bazı antik mistik metinlerde “Tanrı her şeydir” demekle “Tanrı hiçbir şeydir” demenin özde farkı olmadığı ve bunun zaten önemi de olmadığı dile getirilmektedir. Yani “sır”larda daha derine gittikçe Tanrı kelimesi ve zihnimizde uyandırdığı her şeyden bile arınmamız g erektiği söylenir, dikkat algıya veya sezgiye dayalı hissedebilmeye dayalı daha derin şeylere çekilir, işte derler ki yaşamın asıl manası bunun peşinde koşmak, araştırmayı bırakmamaktır.

Her neyse fazla uzatmak istemiyorum, yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum

Saygılarımla,

Konu Natan tarafından (29-06-2010 Saat 13:47 ) değiştirilmiştir. Sebep: Yazı büyüklüğü
Alıntı ile Cevapla