Mühürlü kalpten dolayı kavrayıp anlayamıyorsun diyor 4 yaş anlatım diline sahip hayali tanrı modeliniz. Hani cehil araplar boşa kalp aşağı kalp yukarı gitmemişler.
Bak ben mühürü şöyle vurayım; bazı müslümanların
beyinleri mühürlenmiştir. Bu nedenle sabahtan akşama kadar boş konuşurlar ve hayali tanrılarının önünde köle misali, zihinsel evrimin tüm nimetlerini hiçe sayarak yaşarlar...
Mühürcü tanrıya sevgiler, dikkat etsin bir sonraki dinde serçe parmaklarını mühürleyip kavratmayı denemesin. İkaz ederseniz sevinirim.
İman dediğiniz şeyin kalbe yazıldığını söylemekte. Doğrudan anlatım ve mecazlarda tüm düşünce tabanlı, beyinsel aktiviteler, inanç mekanizması dahi
kalp ile eşleştirilmiş. İnsanların seçimleri, çekirgeye tapsalar dahi
kalpleri ile değil beyinleri iledir. Beyinin fonksiyonları çok eski dönemlerde
keşfedilmediğinden, hali ile sevgili arapların tanrısı da
her bir haltı kalp ile eşleştirmiş.
O sizin
GÖRÜŞSÜZLÜĞÜNÜZ, akıl değil inkar eden de kalptir. Hani biz kalbinin sesini dinle diyerek sevgi, ve vicdanı da sırf bu arap öğretisi yüzünden dilimizde kalp ile eşleştiririz. Tabi günümüzde genelde aklını kullan daha popüler. Kısacası mecazcı tanrıya göndermedir bu, tüm mecazları kalp salatası üzerinden.
Ahirete inanmayanların,
kalbi inkarcı değil, mühürlüdür, tanrı ne dediğini bilemiyor ki, aynı sizin gibi boş ve tutarsız laflar diziyor. Hali ile sizin iman etmenizi anlıyoruz, doğal. Ne kadar çok kalp ile düşünürseniz, o kadar imanlı olursunuz kolay gelsin. Bize
beyin yetiyor azizim.
Aha bir
görüşsüzlük örneği daha göstermişsiniz.
Kulakların mühürlüdür, söylenenlerin içeriğini anlayamazsın.
Gözlerin mühürlüdür, gördüklerini inkar edersin.
Kalbin mühürlüdür, aklın tüm bu yaşananlara karşı doğru yorumu getiremez.
Ayeti söyleyen her kimse, kalp için kullandığı tüm argümanların açılımı ayetlerde gizli. Yok hayır kalbiniz mühürlenince ne olacak sevgili kardeşim. Hadi kalbin mühürlendi imanın engellendi, öyleyse gözlerin mühürlenmesinin anlamı nedir agam. Siz kalp ile düşünmeye çalışmaya devam edin.
Sanırım tanrı şiir yazacağım diye, bol bol gereksiz kelimelere sarılıp iyice batırmış. Haklı bu cehalet içinde fazlası beklenemezdi ondan değil mi ama.
Kalbinde olan nedir? Ben kalbimde sevgimi saklarım mecazen
münafıklar kalplerinde çekirge aşkını mı saklıyorlar yoksa?
Kalbin mecazen her bir haltta kullanıldığını gösteren ayeti dahi göremeyecek kadar gözleriniz mühürlendi mi?
Göz olsa neyse, bence bazı müslümanların
beyinleri mühürlü, ne anlatsak beyin ile kavrayıp anlayamazlar. (tanrıdan esinlendim)
kim demiş? Bizim inançlarımız
kalplerimize inmiyor. Sizi bilemem. Bilimsel olarak, güven, huzur, inanç merkezi
kalp değil beyindir. Kalp sadece bu duygular karşısında hormonal etkileşim sonucu hızla çarpar durur. Ya da ritimsel olarak dengeye kavuşur ) Gerçi bilim size uzak.
Nasıl yok anlıyoruz ki, kalbin kavraması demek,
24 yılda ancak 1 ciltlik kitap yazacak kadar ayet söyleyebilmek demektir. Yani biz ilkokulda nice bilimle örtüşen dersleri veriyoruz 23 yılda adam prof oluyor ama tanrı sözlerini akıl yerine kalbe indirince hali ile 23 yılda ancak bir kitaplık abuk her yeri biribirine girmiş, ayetleri düzensiz kaynak açığa çıkıyor.
Dur bir dakika Ebu Zeyd, kalbime bilgi akışı oluyor. Ahanda geldi, 3 ayet.
Söyle ya resulüm, bu ayet eksik gibi ya falanca durum olursa ne yapacağız?
Bekle Ebu Zeyd, bende bekleyenlerden olacağım kalp bir anda fazla bilgi alamıyor yapacak bir şey yok, 15 gün sonra görüşürüz.
Öyle tabi, bende öğrencilerime selim bir kalp ile gelirsen sana 100 vereceğim diyorum.
Yine herşeyin merkezine kalbi yerleştiren bir tanrı profilimiz var. Sevgili tanrı haberin olsun biz kararlarımızı kalbimiz ile almıyoruz. Kafatasının içindeki organdan haberin olmayabilir. Adını bile bilmeyebilirsin.
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.
Bilmem siz
kalbiniz ile mi öğüt alıyorsunuz?. Anladık
kulak verip dinliyorsunuz da,
kalbiniz ile mi öğütleri alıyorsunuz şunu bilelim.
Bakın biz dinsizler olarak her veriyi algılamak için türlü sorgulardan geçirip,
beynimizin tüm kıvrımlarını işe dahil ederek düşünüyoruz.
Sıksanızda bilimsel olarak kalp ile öğüt almamız imkansız.
Kuranın zırvaları bize komik, mantıksız, çağ dışı geliyorsa, buradan kalpsiz olduğumuz sonucu çıkıyor. İlahi komedi budur işte. Oysa imanlıyı görünce, bir de ayetleri, beyinsel aktivitelerin sürekli kalbe yönlendirilmesine delil buluyorum çoğu zaman..
Tabi size güzel bir haber verebilirim. Belli mi olur, bir gün yaş iyice ilerler de düşünsel gücümüzü kaybedersek, bir de tüm bilgilerimizi bir şekilde unutursak, işte o zaman kalp ile imana gelebiliriz
Yine neyinden mecazen, kalbe düşünce atfedilmiş demeniz gerekirdi oysa, kısacası düşünceler hastalıklıdır. Mühürcü tanrınızın sözleri de hali ile, hastalıklı düşünceleri daha da şiddetlendirmiştir demeye getiren bir ayettir kendileri.
Peki burada mecaz nerede? Kalbin hastalanmasında peki Kalp fonksiyonel olarak yine ne ile eşleşiyor? O kadar ayeti boşa koyduk kalp 23 yılda resule bile tek ciltlik kitap yazdıracak bilgi sağlıyordu harbi de rafizi için sanırım bu süreç 130 yıl felan. Oysa 3-4 günde kitap kadar neredeyse laf üretti. Bir gariplik var bu işte oysa her ikiside boş konuşmakta...
Gösterdik elbette de, kalp ile düşündükçe görebilecek misin?
Bakın tanrıya bir yol verelim; Beynindeki mühürler durduğu sürece neyi görebileceksin? (bence beni gayet iyi anladın rafizi
)
Kalp düşünce, kavrama, sevgi, vicdan, selamet kısacası herşeyin merkezidir kurana göre. Bilimsel olarak ise, bu olguların oluştuğu yer bellidir.
Peki günümüzde dahi neden mecazen kalp ile bazı kavramlar bir arada kullanılır? Eskilerden gelen hatalı tanrı öğretisi ile birlikte, durumlar karşısında oluşan nabız ile ilgili, lakin kalp nakli yapılınca mühürlü kalpler başkalarına transfer olmaya başladı hali ile bir anda tüm düşünce kalp tabanlı arapların yürekleri hopladı..
Sevgili arapların tanrısı, mecazi kalp takıntısı ile ortalığı bulandıracağına, organı değil doğrudan aklı, keskin zekayı, derin analizi dillendirse en azından rahat ederdiniz de, üretildiği devirdeki hatalı bilgilere kurban gitmiş, şansınıza küsünüz.