Tekil Mesaj gösterimi
  #2314  
Alt 26-02-2014, 00:38
knowledgetowisdom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
knowledgetowisdom knowledgetowisdom isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2014
Mesajlar: 649
Standart

Takdir etmelisin ki ben 200 küsur sayfayı tek tek okuyamam. Bir çoğuna göz gezdirdim. Şu da var ki mecburen forumlarda bu tür tekrarlar oluyor.

Fakat bu konudan en az senin kadar ben de sıkıldım. Çünkü bu konuda anlaşmamız mümkün değil. Senin ve benim bu konuyu tartışmamızı ve bir sonuca ulaşmamızı engelleyen ön kabullerimiz var.

O zaman bu son yazım olsun bu konuda. Kapatalım gitsin. Bu konuda bundan sonra yazılan tüm yazılara bu sadece bu yazıyı link göstererek cevap vermiş olacağım.


Bulgularımı ve savlarımı tekrar yazıp özetleyeyim, ne kadarı tekrar ne kadarı değil bundan sonra okuyanlar karar versin.


1- Eski insanlar organ olan kalbi düşünme organı zannedermiş; Kuran da eski bir kitap o halde Kur'an da kalbi düşünme organı zanneder önermeniz baştanbaşa yanlıştır. Kendinden menkuldür başka hiç bir ispat içermez. Bu denklemin üstüne sistem kuramazsınız. Kanıtınız ne kalp kelimesinden hemen sonra akletmek kullanıldıysa "kalp= düşünme organı" olduğuna?

2- Kuran'da "beyin" kelimesi geçmez.

3- Kur'an'da geçen "kalp" kelimesi organ olan kalp değildir.

4- Kuranda "kalp" kelimesinin nasıl anlamlarda kullanılmış olduğunu incelemek isteyenler kalp ile benzer anlamada kullanılan ve kalp ile birlikte kullanılan diğer tüm kelimeleri de iyice inceleyim üzerinde düşünmelidirler.

Buna bir örnek olarak:

Nahl 108: İşte onlar Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Ve onlar gafillerin kendileridir.


Bu ayette kulakların mühürlenmesinden kastın "işitme organı olan kulak" olmadığını, gözlerin mühürlenmesinden kastın "görme organı olan gözün" olmadığını anlayabilirler. Peki o halde kalp neden organ olan kalp olsun?

Ayrıca ayette geçen "kalp" kelimesi diyelim o zaman -yine diyelim- bilinmeyen beyin; koyun ayette geçen kalp yerine beyin kelimesini ve tekrar düşünün...

İşte onlar Allah'ın, beyinlerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Ve onlar gafillerin kendileridir..

Şimdi göz görme organı mı oldu, kulak işitme organı mı?



Bu maddeleri uzatabilirim. Ama tekrarlara düşmemek adına uzatmıyorum. Zaten spekülasyona oldukça müsait hale geliyor uzattıkça her iki taraf adına da....


Diyorsunuz ki "kuranda geçen kalp kelimesinin organ olan kalp olmadığını ispatlayın"

Bunun için nasıl bir şeyin sizin için ispat olacağını bilemiyorum.

Ancak Araf 179 gayet güzel bir mantık veriyor bize..


Şöyle ki:

İnsanlardan ve cinlerden çok sayıda kişiyi cehenneme mahkum ettik. Kalpleri var, fakat kavrayamazlar; gözleri var, fakat görmezler; kulakları var, fakat işitmezler.


Şimdi ayeti anlamak adına bir problem oluşturalım:


"A ile B .............................'leri/ları ile algılarlar." diye bir cümlemiz var diyelim...

Ve A'nın bir robot olduğunu biliyoruz. B hakkındaki tek bilgimiz ise onun bir robot olmadığı...

Bu cümlede boşluğa gelecek kelime için iki şey söyleyebiliriz:

1- A ve B'nin algılama organları aynı ise bu boşluğa rahatlıkla o kelimeyi yazabiliriz.

A bir robot.. B ise değil ama ona yakın bir şey.. Diyelim ki bir güvenlik kamerası veya benzeri elektronik bir şey..

O zaman bu cümleyi "A ile B sensörleri ile algılarlar" diye tamamlarsak bir sıkıntı çıkmaz. ( Robot ve elektronik aygıtın her ikisinin de sensör ile algıladığını anlarız bu cümleden)

2- Ancak B her şey olabilir. Bitki, ağaç, hayvan, insan... Ama algılayan bir şey olduğu cümleye göre kesin...

Yani B'nin ne olduğunu bilmiyoruz. Peki o zaman bu cümleyi nasıl anlamlı halde tutacağız?

Boşluktaki yerde hem A'nın hem de B'nin algılama kabiliyetini sekteye uğratmayacak başka bir kavram kullanabiliriz.


Mesela "A ile B sistemleri ile algılarlar" diye cümleyi kurarsak cümle anlamsız hale gelmekten kurtulur. Burada A'nın sistemi sensör; B'nin sistemi her ne ise o'dur.

Her ikisinin de algılayan birer varlık oldukları gerçeği değişmemiş; aynı zamanda algılama organları için de yanlış bir bilgi verilmemiştir.


Araf 179 işte bize tam da bu mantığı veriyor.

İnsan algılar,görür,işitir
Cin algılar,görür,işitir ( Cin, insan değil, bildiğimiz tek şey nasıllığını bilmiyoruz)

İnsanların ve cinlerin ............... var fakat onunla kavrayamazlar....

Buraya gelecek kelime de "kavramsal" olmak zorundadır. buraya "beyin" de yazsak mantıklı olmuyor.

Öte yandan ayetin devamındaki "gözleri var görmezler, kulakları var işitmezler" kısmı zaten başlı başına aynı mantığı taşıyor. Gözleri var derken görme organı olan gözden bahsetmediği; işitmezler derken işitme organından bahsetmediği aşikar. "Görmezler" ve "işitmezler" edimlerini "fiziken görme ve işitme engelli" olarak anlamakta ısrar etmezseniz yukarıdaki mantıkla birebir uyumlu olduğunu idrak edeceksiniz...


Neyse.... Söylediğim gibi bu konudaki son yazım... Elbette daha bir çok delilim var ama konuyu uzatmamak adına içlerinden bir tanesini seçtim.

Umarım özellikle şu son kısma mantıklı cevaplar verirsiniz zira bundan sonra bu konuda cevap yazmayacağım söylediğim gibi bu yazıyı link edip referans göstereceğim..

Herkes istediğini düşünmekte serbest... Ayetler ortada...

"Âdemoğlunun bildiği her şeyin bilmek istediğinden ibaret oluşu yüzünden biz insanlar birbirimize yardım edemiyoruz."
Alıntı ile Cevapla