Tekil Mesaj gösterimi
  #2446  
Alt 26-08-2014, 19:13
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Toplumumuz tarihsel etik olarak, "organlari dile getirir."

http://www.turandursun.com/forumlar/...ari+konusturma

Mesela "Aciktim/Ben acim" diyecegi yerde; "Karnim acikti" der. Karin acikmaz, cunku acikma uyarisi ve hissi beyinde algilanir.

Organlar, "gormez, duymaz, dokunmaz, koku almaz, tad almaz" bunlarin duyumubeyin tarafindan ortaya konur.

Organlar sadece sinirsel uyarilarini beyne yollarlar.

Yani goz, gorme organi olarak; gormek/bakmak eylemini beyne sinir olarak iletir.

O yuzden de "bakar kor" diye bir deyim vardi. Ya da "bos bakmak" Cunku eger beyin gozun baktigi yer ile ilgili bir sinirsel uyari almazsa, gormek eylemi gerceklesmez.

"Kor musun?" sorusu gorme ozurluler icin degil de; gorme yetisi olan ama gormeyen icin kullanilir.

Mesela "Ayagim agriyor" deriz, halbuki "Ayagimda bir agri hissediyorum" demek gerekir.

Yani organlarin yerine, organi tasiyanlar ozne olmalidir.

Kalb'de aynidir ve ustelik etik onem temelinde toplumumuzun "beyin gibi islem gordugu" algisini tasiyan, kullanimlari vardir.

Aslinda ve belki de bu aliskanlik, dindeki yanlis yerlesmis algidan kalmadir.

Kisaca ve oz olarak insanoglunun her turlu soyutlamasinin ve kavramsal bilgisinin organ merkesi beyindir ve digger organlardan gelen her turlu sinirsel uyariyi da algilayan anlama ceviren ve ifade eden odur.

Agiz da bu ifadeyi yapan aracidir.

Ayni yanlis algi, meni yerine kullanilan "bel" de de gecerlidir.

Halbuki bel, vucudun bir bolgesinin adidir.

"Eline, beline, diline hakim ol" bilindik soylemindeki "bel" "uckuruna, yani menine hakim ol", anlamindadir.

Halk dilinde meni hastaligina "belsoguklugu" denir.

"Seytan aldatmasi "belim geldi" olarak ifade edilir.

Butun bu aciklamalardan sonra, kalb ile ilgili deyim ve atasozlerini verelim.

Kalp ağrısı: (deyiminin anlamı) Aşktan ileri gelen elem.
##Kalp kırmak: Gönül kırmak, incitmek.
##(Birinde) Kalp olmamak: Acıma duygusu olmamak.
##Kalbe dokunmak: İç acısı vermek, hüzünlendirmek.
##Kalbi burulmak: İçten üzülmek.
##Kalbi bütün: Açık kalpli, dürüst.
##Kalbi çarpmak: Kalbi çok vurmak, çok atmak.
##Kalbi kanamak: Çok üzüntü duymak.
##Kalbi sıcak: İçten, samimi (sıcak kalpli).
##Kalbi temiz: Kötü niyet ve düşüncesi olmayan (temiz kalpli).
##Kalbi zengin: Elinde olsa her şeyi vermeye hazır olan.
##Kalbinden kopmak: İçinden gelmek.
##Kalbine doğmak: İçine doğmak.
##Kalbine girmek: Sevisini kazanmak.
##Kalbine göre: Başkaları için beslediği duygulara göre.
##Kalbini açmak: Duygu ve düşüncelerini açıklamak.
##Kalbini dinlemek (kalbinin sesini dinlemek): Duygularıyla davranmak.
##Kalbini kazanmak: Güzel bir sözle yada ince bir davranışla kendine bağlamak, kendini sevdirmek.
##Kalbini okumak: Duygu ve düşüncelerini, niyetlerini anlamak.
##Kalpleri bir olmak: 1. Birbirini sevmek. 2. Aynı şeyi düşünmüş olmak.
##Kalpten gelen: İçten samimi olarak.


İlgili atasözleri ve anlamları

İçinde "kalp" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları.
##Kalp kalbe karşıdır: (atasözünün anlamı) Birbirine kalpten bağlı, birbirini gönülden seven iki kişiden biri diğeri için ne düşünüyorsa o da beriki için aynı şeyi düşünür.
##Kalpten kalbe yol vardır: Birbirini seven iki gönül birbiri için aynı şeyleri düşünür ve hayal eder.

Bilim bilimsel olarak gozlemini algiladigi her bir fenomeni sorguladigi gibi, bu sorgulamayi kendi turu, yani insanoglu uzerinde de yapar.

Insanoglu da ayni herhasngibir algiya gozlem veren fenomen olarak; insanoglu kvramsal bilgisi ile daimi daha iyi kesfedilmekte ve bilinenleri bildirilmektedir.

Insanogluinun bu daimi bilme ve bildirmesi, hic bir zaman "bitmez/sona ermez"

Iste bu sona ermeyen/bitmeyen bildirim; insanoglunun her turlu fizik/kimya/sinir temelli biosunu ve de bilissel bilim olarak ta; beyninin yetisel fonksiyonlasrini kapsar.

Dolayisi iler insanoglunun bilimsel olarak bugun kendi turu ile ilgili bildikleri daimi gelismekte yenilenmekte ve eski caglar ile mukayese edildiginde de, o tarihte bilinmeyenler, yanlis bilinenler oldugu gorulmektedir.

Yalniz ne yazik ki, insanoglunun aldigi her turlu dilsel veri ve kullanimi; bilimin bu degisimine ayak uyduramamaskta ve yenilenememektedir.

O yuzden bugun hala organlar konusmakta ve bunu da kimse sorgulamamakta ve bu konuda da "ezber bozmamaktadir"

Aslinda deveye sormuslar "Neden sirtun egri?" diye, o da "nerem duz ki!" demis.

Yani deve insanoglu gibi konusmus, yoksa mucize mi?

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla