O kavram o haliyle sanırım 16. yüzyıllara dayanıyor. Eski biçimiyle antik Yunan da ve hatta Rma da var. fakat dinsiz ya da kafir grubuna dahil edilebilir diye düşünüyorum. Romalılar hristiyanlığa geçmezden evvel sanırım İsa için ateist demişler..
Bu dinlerin kabulü öncesi din ayrmcılığı ve inançlarından dolayı ayrımlar pek yok gibidir. Din savaş, katliam ve yağma için, ancak dış tanrılara(ülke) yöneliyor, tanrılar savaşıyor, kazanan, kaybedeni ganimet ediniyor vs. Örneğin Roma da böyle gibi.. Hristiyanlık sonrası ise farklı inançların sapkın ilan edildiği dönemler ve toplu katliamlar başlıyor.. Bir yerde bazı tanım ve yaklaşımların literatür ve deyimlere girmesi çok daha sonra gerçekleşiyor, ama bu literatür olarak böyle, insanlar ve görüşleri açısıdnan değil.
Örneğin
Lukretius
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu