Bu haber gündeme geldiğinde çokça kez düşündüm. Hangi dine inanırsa inansın ya da inanmasın, bazı aileler anlamını dahi bilmeden çocuklarına abuk sabuk isimler koyuyor. Adam çıkmış şöyle şöyle demiş.. Sen mi yön vereceksin, herkes Ayşe,Fatma mı olacak?! Ama Öztürk'ün bu açıklamasından sonra en azından aileler bebeklerine verecekleri isimlerin anlamını araştırır; hiç anlamı olmayan bir kelime isim olabilir; kötü anlamı olmasından iyidir
Şaka gibi isimler var ortada: Şeker, Döne, Döndü, Nasır, Kaymak, Satılmış ve daha bir çoğu da bu tarz soyisimleriyle birleştiğinde ortaya gülünç tamlamalar çıkıyor. Alay edilerek geçirilen çocukluk dönemi ardından, bunların çoğu soluğu mahkemede alıyor. Bizzat tanıklık ettim bu duruma,lise döneminde. Haberin bir sakıncası yok; gündeme gelmesi de iyi oldu diyorum.
Öztürk, :
İsimlerde Allah'a kulluğun ifade edilmesi gerektiğini vurgulamış, İslam büyüklerinden hatıra kalan isimlerin kullanılabileceğini, halk arasında yaygın olan Fatma, Ayşe, Ahmet, Mehmet, Muhammed, Mustafa, Zeynep gibi isimlerin de benimsendiğini söylemişti.
Farklı anlamları da var
Öztürk’ün sıraladığı isimlerin Türk Dil Kurumu ve diğer sözlüklerdeki anlamları şöyle:
Sanem: Put (Arapça), Çok güzel kadın (TDK)
Aleyna: Bizim üzerimize, bizim hakkımızda. Bize. (Osmanlıca sözlük) 2. Esenlik ve güzelliklere sahip.
Kezban: Evi çekip çeviren kadın.
Bekir: Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse, bakir. 2. Yeni doğmuş.
Melis: 1. Bal, tatlı şey, sevgili, can. 2. Bal arısı. 3. Çayır, çayırlık. 4. Oğul otu.
Gülsüm: Yuvarlak yüzlü güzel, iyilik güzellik. Hz. Muhammed’in kızlarından birinin adı.