Sevgili Pennywise,
Aslında temel soru veya sorun insanın doğada-evrende gördüğü şeylerin mükemmel işleyen mekanizmalar olduğunu düşünerek bunu üstün bir gücün tasarlamış olması gerektiği sonucuna varmasıdır. Bu sonuç onları Tanrı fikrine iter.
Pagan ve semavi (göksel) dinler temelde bu tasarımcının-yaratıcının kendi dinlerinin Tanrı'sı olduğu iddiasındadır. Özellikle semavi dinlerde peygamber (elçi) ve kutsal kitap iddiası da vardır.
Böyle tasarımcı-mimar-yaratıcı bir Tanrı varsa bile, hiç bir din kendi Tanrısının bu Tanrı olduğunu, hiç bir kutsal kitap kendisinin bu Tanrı'nın sözleri olduğunu, hiç bir peygamber kendisinin bu Tanrı'nın elçisi olduğunu kanıtlayamaz.
Özellikle semavi dinler, inananların sayısal çokluklarını öne sürerek diğer dinleri kibir içinde aşağılarlar, halbuki, en az diğer dinler kadar batıl, çağ dışı, masalsı, uyduruk ve üfürüktürler.
Günümüzün tarih, antropoloji, biyololoji, fosil bilim, evren bilim verilerini ele alarak dinleri incelediğimizde her birinin kendi çağına ait ilkel evren ve doğa algısına sahip olduklarını, kendi çağındaki ilkel toplumsal gelenekleri yücettiklerini anlayabiliyoruz. Her yeni din öncekilere, öncekiler de yenisine düşman olunca savaşlar, katliamlar, işgaller, talanlar, tecavüzler, köleleştirmeler de eksik olmamış tarih boyunca.
Dinler Tanrı'nın emri olarak algılandığından, çağın gerektirdiği biçimde dini değiştirmek Tanrı'nın emrine karşı gelmiş olmak demek olacağından, çağlar geçtiği halde dinlerin içindeki ilkellikler değiştirilememiş, haliyle zaman içinde insanlığın ilerlemesine engel olan ayak bağı haline gelmişlerdir.
Dinler dogmadır, sorgulanmadan kabul edilmesi gereken öğretilerdir. Dini kabul etmiş olan insanlar dindeki çağ dışılıkları, akıl dışılıkları görmezden gelmek, bu güdüklüklerle yaşayabilmek için zihinsel savunmalar geliştirirler. Bunlar; 3 maymunu oynamak, minareye kılıf hazırlamak, görmezden gelmek, bilimsel gerçekleri inkar etmek, bunun iman sınavı olduğunu düşünmek, cennet vaadini düşlemek, cehennem tehditlerinden korkmak, ebeveynlere saygı, feodal bağlar, toplumdaki yerini kaybetme korkusu, ya varsa korkusu, menfaatleri kaybetme korkusu vesairedir.
Bu forum dinlerin kaynağını, Tanrı fikrini, filozofisini, din fikrini, dinleri, kutsal (!)kitapları, hadis vs. gibi ek kaynakları tüm yönleriyle ele alan bir çok başlık ve kaynak içerir. Size önerim önce bunları okumanız ve bilgi birikiminizi arttırarak özümsedikten sonra bu tür tartışmalara girmenizdir.
Sevgiler