Filozof´isimli üyeden Alıntı
Değişkenliğin içinde değişmezlik hep vardır, acıyı çeken değişir, acının türü değişir, acıyı çeken değişir ancak dünyaya gelen her canlının acı çekmesi değişmezdir. Tabii diyalektiği anlamadan yorum yapmaya kalkınca ortaya böyle boş boş yorumlar çıkıyor.
|
Acılar, her birey için
farklı olabilen duygusal deneyimleri temsil eder. Bu deneyimler, kişisel yaşantımıza, içinde bulunduğumuz duygusal
duruma ve zamanın akışınada bağlı olarak değişebilir. Canlılar da farklı durumlar ve zamanlarda çeşitli türde acılar hissedebilirler. Bir ağrı veya acı anı, belirli bir
zamanda çok yoğun bir şekilde hissedilebilir, ardından hafifleyebilir veya
tamamen kaybolabilir. Bu nedenle, 'her canlının acı çekmesi değişmez' şeklinde bir iddiada bulunmak kesinlikle doğru değildir.
Siz 'acı değişmez' gibi kesin bir
genelleme yaparak acının göreceliliğini veya zaman içindeki
değişimini göz ardı ediyorsunuz. Bu, felsefi açıdan eksik veya yanıltıcı bir yaklaşımdır. Çünkü her bireyin deneyimi farklıdır ve acının niteliği, yoğunluğu ve süresi koşullara, duygusal durumlara ve deneyimlere göre değişkenlik gösterirken, siz 'acı değişmez' gibi kesin bir genelleme yaparak acının göreceliliğini veya zaman içindeki değişimini görmezden geliyorsunuz.
Oysa süreçle ilgili göreli değişkenliği görmezden gelerek değişmezliği ifade etmeye çalışmak eksik ve anlamsızdır.
Dialektik düşünce de değişimin merkezde olduğu bir yaklaşımdır ve bu açıdan değişmezliği ifade etmek uygun değildir. Bu nedenle, acının temelde değişmez olduğunu iddia ederek, göreceli gerçekliği görmezden geldiğinizden, yanılan siz olmuş olursunuz. Diyalektiğin değişebilirlik ilkesine aykırı olarak, göreli zamansal olgulardan birini alıp onu değişmez kılmak ve sonra da diyalektiği anladığını iddia etmek, dürüst olmak gerekirse, kişisel olarak benim için çok ileri gitmek demektir.