Sayin Termo,
yazdiklarimin hepsini gercekten anlayarak okudunuzmu..?...biraz süpheliyim
..neyse gelelim alinti yapdiginiz ayete.
Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.(hac-46)
|
Bu ayette gecmis milletlerin ibretlik derslerinden bahsediyor. Mesela
"Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki"
Bu, yeryüzünü gezip dolasip, (müsaade edip) cevrelerinde ve etraflarinda olanlardan bi habermisiniz, ibret almazmisiniz anlaminda gecior.
düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun?
"düsünecek kalpleri"..yani sasmaz ve degismez yasanin izleri niteliginde olan bu kalintilarin (madde) ötesindeki gercekleri kavrarlardi.
Göz görür, kulak isitir dogrudur ama buna ragmen bazi insanlar bazi olay ve hadiseleri "görmemezlikten ve duymamazliktan gelir"...dogrumudur...?...bence öyle.
Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur
burda da yukaridaki yaptigim yorumu tasdik ediyor.
"cünkü gözler degil, gögüsteki kalpler'dir, evet burda kalbin yeri belirleniyor, fakat sonuc yine degismez...daha önceki yazimi okuduysaniz ben orada mecaz anlaminda ne yazmisim bakin tekrar:
ayeti kendinize göre yorumlarken „art niyetli/kötü düsünenleri kast ediyordur“ gibi bir manayi nereden cikarabiliyorsunuz..?...“mecazi olarak“ diyebilirsiniz, bi bakima dogrudur, ama bir bakimada mecazin ötesinde kuranda gecen bir „anahtar kavram“’dir
|
ayette zaten "kalp gözleri" diyerek parantez icine alinmis, bilimsel olarak kalbin bir gözü oldugu henüz kanitlanmamistir, cünkü bilimsel olarak kalbin bir gören gözü yoktur. Ama Kuran dili ile mana aleminde gögüs boslugunda bulunan kalbimizin bir kalp gözü oldugu manasi ortaya cikiyor, demekki burada yine bildigimiz bir et parcasi degil, o et parcasina ait olan bir "gözden" yani kalbe bagli bir mana boyutundan bahsediyor, ve demek istiyorki: "eger bu kalbin basireti acik olsaydi, aninda ibret dersini alacakti" yani "yeryüzünde dolasip dururken ve tüm hadiseleri ap acik gözleri ve kulaklari ile müsaade ederken, bunu mana alemi olan "kalbine" indirmis olsaydi sadece görüp isitmekle kalmayacak ayni zamanda kendine ders ve ibret cikaracakti" demeye getiriyor ayette.
Gözler "kör" olmaz, yani göz görür ama görmemezlikten gelir. Buda sunu ifade eder, mantik olarak aklina dahi yatsa, kallben, yani ici egilim olarak bunu "göz ardi" etmek.
Basiret kelimesini bir arastirin lütfen ne anlama geliyor. Basiret bazi hadiseleri bakmadan görmek, duymadan anlamak manasina gelir. Asil gözle gördügümüz maddenin arkasinda bulunan manayi anlamak, kavramak, hakikatini görmek, anlaminda kurandada bu sekli ile tarif edilir.
Birinde organların doğru işlevlerini söyleyecek kalbe gelince mecaz yapacaksın. Bu kendini ifade edememek olur.
|
Bakin burda bir tutarsizlik yok, bilakis cok ince bir zeka var, organlarin dogru islevleri olarak "gören göz, ve isiten kulak var" evet sagliklii bir göz ve kulak normalde görür ve isitir. Ama insanoglunun birde diger gercegi vardir, oda gördügü halde görmemezlikten ve isittigi halde duymamazliktan gelmesidir. Buda bir gercek degilmi..?...bunu bilim nasil acikliyor olabilir sizce..?
Bence bu konu hakkinda tekrar kafa yorun derim. Bu bukadar basite indirgenecek ve tutarsizlik ile itham edilecek kadar mantiksiz bir yaklasim degil. Dedigim gibi cok ince düsünen insanlar icin aslinda ibret alinmasi gereken bir ayet.
saygilarimla.