Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Biyoloji > Evrim

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 12-03-2018, 18:38
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Tanrı gibi , karmaşıııkk, sistematiiik , donanımlıı , her haltı bilen bir yapı !! Nasıl kendi başına oluşabiliyorsa ;

Uçak
Hücre
Bok püsür de kendi başına oluşabilir.

Dimi yani ?

İnandığını varlayıp , var olanı yorumlayan tiplere bayılıyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 03-05-2018, 16:53
noob1 noob1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 May 2018
Mesajlar: 138
Standart

"Evrimin bırak taraftar kaybetmesi özellikle son yıllardaki genetik biliminin gelişmesi ile daha kesin kanıtlar bulmuştur."
Sanırım genetik bilimindeki en önde gelen kişi Francis Collins ' in DNA ile ilgili fikirlerini okumadınız. Madem bilim konuşacak dünyanın genetikte en bilgili bilim adamının görüşlerini kabul edelim. Kabul mu ?
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 02-04-2024, 04:02
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 340
Standart

bunyas´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hücre o kadar detaylı bir tasarıma sahiptir ki, ünlü bilimadamı Fred Hoyle onu bir Boeing 747 uçağına benzetir. Hoyle'a göre nasıl bir uçak tesadüfen oluşamaz ise, hiçbir hücre de asla tesadüfen oluşamaz. Aslında bu örnek bile yetersizdir. Çünkü insanoğlu bilgi ve teknolojisi sayesinde dev uçaklar yapabilmektedir, ama hala tek bir hücre dahi yapamamıştır.

Evrimi anlamadiginin gostergesi. Tesadufun evrimde kesinlikle buyuk bir rolu vardir, ancak bu arguman dogal secilimin temel rolunu tamamen goz ardi ediyor ve secilim denilen sey sansin, tesadufun tam tersidir. Mutasyonlar seklinde tesadufler, dogal secilimin calismak zorunda oldugu hammadde olan genetik cesitliligi saglar. Buradan dogal secilim belirli varyasyonlari ayiklar. Sahiplerine daha fazla ureme basarisi saglayan varyasyonlar (ve sans-tesaduf, bu tur faydali mutasyonlarin kacinilmaz olmasini saglar) korunur ve daha az basarili olan varyasyonlar ayiklanir. Cevre degistiginde veya organizmalar farkli bir ortama tasindiginda, farkli varyasyonlar secilir ve sonucta farkli turler ortaya cikar. Zararli mutasyonlar genellikle hizli bir sekilde yok olur, dolayisiyla faydali mutasyonlarin birikmesi surecine mudahale etmezler.

Abiyogenez (ilk yasamin kokeni) de tamamen tesaduflere bagli degildir. Atomlar ve molekuller kendilerini tamamen rastgele degil, kimyasal ozelliklerine gore duzenlerler. Ozellikle karbon atomlari soz konusu oldugunda bu, karmasik molekullerin kendiliginden olusacagi ve bu karmasik molekullerin birbirlerini etkileyerek daha da karmasik molekuller olusturabilecegi anlamina gelir. Yaklasik olarak kendi kendini kopyalayan bir molekul olustugunda, dogal secilim giderek daha etkili kopyalayicilarin olusumuna rehberlik eder. Kendi kendini kopyalayan ilk nesnenin modern bir hucre veya hatta bir DNA ipligi kadar karmasik olmasina gerek yoktu. Kendi kendini kopyalayan bazi molekuller aslinda o kadar da karmasik degildir (organik molekuller gibi) Bazi insanlar hala, kendi kendini kopyalayan belirli bir molekulun belirli bir noktada olusmasinin son derece olasilik disi oldugunu soyluyor. Bu bir iddiadir ancak muhtemelen ortam kimyasal bir okyanustu ve kendi kendini kopyalayan olasi kac molekulun ilk olarak hizmet edebilecegini hic kimse bilmiyor. Abiyogenez ihtimaline iliskin bir hesaplama, ilk kopyalayicinin olusmus olabilecegi cok cesitli baslangic malzemeleri, ilk kopyalayicinin almis olabilecegi muhtemelen sayisiz farkli formlar ve yapinin buyuk kisminin bu sekilde oldugu gercegi dikkate alinmadikca degersizdir. Molekulun kopyalanmasi baslangicta rastgele olmayacakti. Molekuler evrimin ilk asamalarindan biri, atmosferdeki gazlarin ve su buharinin, enerji kaynaklari olarak gunes isigi, yildirimlar veya volkanik aktivite gibi dis kaynaklar tarafindan uyarilmasiyla gerceklesmistir. Bu enerji kaynaklari, atmosferdeki gazlari ve su buharini basit organik bilesiklere donusturebilir.

Daha sonra, bu basit organik bilesiklerin cesitli kimyasal reaksiyonlarla bir araya gelmesiyle daha karmasik molekuller olusturabilir. Ornegin, amino asitlerin peptit baglariyla birlesmesiyle polipeptitler ve proteinler olusabilir.

(Ayrica sunu da belirtmek gerekir ki, evrim teorisi ilk yasamin nasil basladigina bagli degildir. Herhangi bir abiyogenez teorisinin dogrulugu ya da yanlisligi evrimi zerre kadar etkilemez.)

Bir de su resmi birakalim suraya. Yaziyla anlasilmiyorsa belki gorselle anlasilir:


"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 02-04-2024, 07:35
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.698

Onur Üyeliği 

Standart

noob1´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sanırım genetik bilimindeki en önde gelen kişi Francis Collins ' in DNA ile ilgili fikirlerini okumadınız. Madem bilim konuşacak dünyanın genetikte en bilgili bilim adamının görüşlerini kabul edelim. Kabul mu ?
Kabul, olasılık safsatası yapacaksın değil mi?
Hadi sen önce o mantık hatasını(safsata) yap, ben de nerede olduğunu çok yalın ve basit bir biçimde izah edeyim.
Ya da iddia edecek varsa çekinmesin, olasılığını söylesin, zira o şekilde minvalinden kopartılmış imkansız bir olasılık durumu yok.

Son olarak genel anlamda, zaman maddeye bağlı soyutladığımız bir kavram olduğuna göre, form-yapılar nazarında fiziki koşulların elverme oranı haricinde herhangi bir sınır yoktur.

Kısaca illa anlamak istersek, katrilyonlarca kere katrilyon.........n katrilyon yıl düşünebiliriz, hatta şu Dünyanın tıpatıp benzerinin ve hatta şu insanlar ve canlıların tıpa-tıp benzerinin, hatta herhangi birimizin dahi bir benzerinin oluşması veya katrilyon yıllar önce oluşmuş olma, hatta mevcut Evren'de dahi var olabileceği olasılığı dahi rakamlarla sınırlanamaz, duruma bağlıdır.

1 Loto çekilişinde 10.000.000 kişi katılırsa başka, 100.000.000.000 kişi katılırsa, herhangi bir hatta 10 kişiye çıkma, çıkmama olasılığı başkadır. Ne kadar ekmek, o kadar gramaj...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 02-04-2024, 22:45
marcos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
marcos marcos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Apr 2011
Mesajlar: 1.313
Standart

bunyas´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hücre o kadar detaylı bir tasarıma sahiptir ki, ünlü bilimadamı Fred Hoyle onu bir Boeing 747 uçağına benzetir. Hoyle'a göre nasıl bir uçak tesadüfen oluşamaz ise, hiçbir hücre de asla tesadüfen oluşamaz. Aslında bu örnek bile yetersizdir. Çünkü insanoğlu bilgi ve teknolojisi sayesinde dev uçaklar yapabilmektedir, ama hala tek bir hücre dahi yapamamıştır.
Hayır yapmıştır.

İnsanlık sentetik/yapay hücre yapmıştır yapmaktadır.

http://bizimsokagincocuklari.com/wp-...EMES%C4%B0.pdf

" Şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı, şeytanı insan şeklinde hayal ederdi." / W. Ralph Inge
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 03-04-2024, 08:39
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.698

Onur Üyeliği 

Standart

Bu konuda dahi felsefenin önemi ortada. Felsefe yoksa, bilimin, bilim yoksa felsefenin anlamı yok. Yorumladığımız alan felsefedir, ancak yorumlama eylemi de bilimsel kriterlerle elde edilmiş veriler ve ilişkileriyle tutarlı olmalıdır.

Olasılık hesapları nasıl yapılmalı?

Olasılık hesapları,öncelikle çevre, koşul ve aday esasıyla yapılmalıdır. Örneğin; 1-50 arasından 5 rakam seçilecek olsun. Katılımcı 3 kişi ise, adaylardan herhangi birine denk gelme olasılığı başka, 1.000, 1.000.000, 10.000.000.000 kişi ise, başkadır.

Burada olasılık, bireye denk gelme olsılığı mı, yoksa tüm katılımcıların oranıyla mı ifade edilmelidir? Burada kura çekiminin olasılığı, A ya da B'ye denk gelme olasılığı değil, katılımcı sayısına göre, herhangi birine denk gelme olasılığı olarak ele aşınmalıdır, olasılık budur.

1-50 arasında 5 rakam belirlenecek ve katılımcı sayısı 100.000.000 ise; olasılık genellikle ve rahatlıkla %50 üzerindedir

Dünya'da basit hücre sayısı nedir? 1 katrilyon? 100 katrilyon? Samanyolu galaksisinde, kaç adet gezegen vardır? 100 milyar? 1 Trilyon? Ya gözlemlenebilir Evren'de?

Kısaca ne hücrenin yapısı, ne de canlılığın herhangi bir yerde ortaya çıkma olasılığı için; Francis Collins gibi -eğer gerçekten böylesine saçma bir olasılık hesabı yapmışsa-, felsefeden, dolayısıyla bilinçten yoksun ahmakların iddia ettiği gibi imkansız olasılıklar içermemektedir. Hatta hem bu hücre, hem de herhagi bir canlı formunun, herhangi bir noktada açığa çıkma olasılığı %100'dür.

%100 diyorum, çünkü hem kendimden biliyor hem de gözleme sahibim=>Dünya... Her yer demiyorum, herhangi bir yer diyorum ve o herhangi bir yer, katrilyonlarca yerden sadece birisidir.

1-1.000.000 arasında 3 rakam seçilecek ise
Kuraya katılan ve rastgele 3 rakam seçen sayısı 100.000.000.000.000.000.000.000 ise bu çekiliş de her saniyede bir gerçekleşiyorsa, o halde olasılık %0,000000000000000000000000001 bile olsa, herhangi birine tekabül etmesi kaçınılmazdır.

Kısaca canlılığın ve hücrenin ortaya çıkması kaçınılmaz bir olgu, ama bu her nokta ve yerde ve her koşulda olacağı anlamına gel-e-mez. Burada kıstasımız "herhangi bir yerde" esasıyladır. Dünya o herhangi bir yerden birisidir sadece ve bu illa bir gezegen olmak zorunda değil, göktaşı da olabilir...

Bu durum, "ataistler tesadüf diyor,hadi buda mı tesadüf" diye soran aklın, arka planında yatan cehaleti de gözler önüne sermektedir. "Herhangi birisi" esaslı kıstas açısından, kriterin, herhangi birine tekabül etmişliği, o "biri" namına rastlantı-tesadüftür.
Sayısal loto birilerine çıkmıyor mu? Kime çıktığı tesadüf değil mi(istisna:şike yoksa)? Sonuç olarak çıkmış olmadı mı? Bu kura çekimleri süreğenlik kazanırsa, herhangi birine çıkma durumu ve çıkmışlığı da => kaçınılmaz olur, burada tesadüf, çıkmışlığı değil, kime denk geldiği, rastlantıyla ilgilidir.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (04-04-2024 Saat 06:13 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 06-04-2024, 12:49
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

bunyas´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
hala tek bir hücre dahi yapamamıştır.
İnsanın yapamamış olması doğanın da yapamayacağı anlamına gelmez ki.
İnsan yapamadığına göre Allah yapmıştır argümanınızda üçüncü seçeneği hesaba katmıyorsunuz, doğa.

Tesadüfen uçak oluşmaz. Çünkü uçak akıllı tasarım ürünü.
Tesadüfen insan oluşur çünkü insan akılsız tasarım ürünü.
İnsan vücudu baya kötü tasarlanmış, her yerinde kusurlar hatalar var. Kanserler, hastalıklar sınırsız.
Estetik olarak da kötü bir tasarım. İçinde bağırsaklar falan var.
Yani ben tasarlayacak olsam bundan daha iyisini yapardım, tanrıdan daha iyi iş çıkarmasını beklerdik.
Akılsız tasarım olduğu ortada.
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 06-04-2024, 19:00
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 340
Standart

Ben biraz daha farkli bir sey yapacagim ve bilimin, felsefenin ve dinin iliskisini anlamak icin, bilim ve felsefe arasindaki karsilikli etkilesimi ve bu ikisinin dinle iliskisine (dinle olan iliskisinden ikinci yazimda bahsedecegim) deginecegim. Ozellikle bilimin ve felsefenin dogasi ve sinirlari hakkinda dusunurken, bilimin kendi basina baslayip baslamayacagi veya belirli felsefi taahhutlerin varsayilmasi gerekip gerekmedigi gibi sorulari ele almak onemlidir. Bu tur sorular, bilimin ve felsefenin birbirlerine nasil bagli oldugunu ve hangisinin daha temel oldugunu anlamamiza yardimci olabilir.

Gunumuzde, bircok bilim insani, ozellikle de populer isimler (ornegin, Dawkins, Hawking gibi), felsefenin bilim calismalarinda onemsiz bir rol oynadigini ve temelde bir tur dogaciligi desteklemek adina "ortadan kaldirilmasi gerektigini" savunmuslardir. Ancak, bu yaklasimin, bilimin dogasini ve bilimin kendisini nasil anladigini anlamak acisindan (nasil anladigini anlamak..himm bu guzel bir ifade oldu) eksik oldugunu soyleyebiliriz.

Bilim, genellikle gozlemler, deneyler ve tekrarlanabilir sonuclar yoluyla dunyayi anlamak icin kullanilan bir arac olarak kabul edilir. Ancak, bilimin kendisi, belirli varsayimlara dayanir. Ornegin, bilim, fiziksel dunyanin gercek oldugu, doga yasalarinin gecerli oldugu ve doganin gelecekte de gecmiste oldugu gibi davranacagi varsayimlarini yapar. Bu temel varsayimlar, bilimin yontemlerini ve isleyisini belirler. Fiziksel dunyanin gercekligi varsayimi, bilimin gozlemlere dayali gerceklerle ugrastigini ve bu gerceklerin fiziksel dunyada var oldugunu kabul eder. Doga yasalarinin gecerliligi varsayimi ise, bilimin olaylarin neden ve sonuc iliskilerini anlamak icin belirli prensiplere dayandigini ve bu prensiplerin evrensel olarak gecerli oldugunu kabul eder. Son olarak, doganin gecmisteki davranislarinin gelecekte de ayni sekilde devam edecegi varsayimi, bilimin gozlemler ve deneyler yoluyla elde ettigi verilerin gelecekteki olaylari tahmin etmek icin kullanilabilecegini ongorur. (bu noktada Humedan bahsedebiliriz ama yazi uzayacak)

Bu varsayimlar, bilimin yapi taslarini olusturur ve bilim insanlarinin dogayi anlamalarina ve kesfetmelerine rehberlik eder. Bu varsayimlar, bilimin calismasinin temelini olusturur ve bilim insanlarinin dunyayi anlamalarina ve tahminlerde bulunmalarina yardimci olur.

Ancak, bu varsayimlarin kendileri, felsefi dusuncenin bir urunudur. Felsefe, gercegi sorgulama, her seyi tartisma ve her turlu dusunceyi acik bir sekilde ele alma konusunda uzman, spesifik bir alandir. Bilimin varsayimlari da aslinda felsefi tartismalarin bir sonucudur ve bilimin kendisi, felsefenin temel kavramlarina dayanir. Dis dunyadaki tum bilgilerimizin hayallerden ibaret olmadigindan nasil emin olabiliriz? Bu sadece kucuk bir ornek, ancak umarim kendimi ifade edebiliyorumdur+: duyularimiz bize seylerin nasil oldugunu degil, nasil gorundugunu soyler. Ornegin, Gunesin dunyanin etrafinda dondugu oldukca acik gorunuyor. Yuzyillar boyunca, insanlar gokyuzunde gunesin ve diger gok cisimlerinin dunya etrafinda dondugune tanik olmuslardi. Ancak, bu gozlemsel verilere dayali bir yanilsama icindeydiler. Gercekte, gunesin etrafinda donmedigi, aksine dunyanin gunesin etrafinda dondugu bilimsel olarak kanitlanmistir. Bu bilgiyi dogrulamak icin Copernicus, soyut matematiksel hesaplar ve argumanlar kullanarak gunes merkezli bir evren modeli gelistirmistir. Copernicus'un calismalari, gozlemlerin ve sezgilerin yaniltici olabilecegini ve gercekligin anlasilmasinda bilimsel yontemlerin onemini vurgular.

Benzer sekilde, denizde seyir halinde olan bir gemide denizin dumduz oldugu gozlemlenebilir. Binlerce yil boyunca, insanlar denizin duz olduguna ve ufuk cizgisinin sonsuz uzaklikta olduguna inanmislardir. Ancak, denizcilerin seyir defterlerindeki veriler ve gozlemleri, gemilerin ufuk cizgisinden kayboldugunu gostermistir. Bu durum, deneyimlerin ve gozlemlerin yaniltici olabilecegini ve gercekligin bilimsel inceleme ve mantikla anlasilmasi gerektigini ortaya koymaktadir.

Ufak bir benzetme: Sense dokunma, gormedir; fizikseldir. algi onu anlama, tanimlama ve yorumlamadir. Bir nesneyi gormen, gozlemlemen Bilimdir fakat onu anlama, bir mantik duzleminde degerlendirme ve yorumlama ve sorular sorma felsefedir.

Dolayisiyla, bilim ve felsefe arasindaki iliski, karsilikli bir etkilesim ve tamamlama iliskisine dayanir. Bilim, belirli felsefi varsayimlara dayanarak calisir ve felsefe, bilimin temellerini sorgulayarak ve analiz ederek bilimin gelisimine katkida bulunur. Bu nedenle, bilim ve felsefe arasindaki iliskiyi tam olarak anlamak icin her ikisinin de birbirini nasil etkiledigini ve birbirine nasil bagli oldugunu goz onunde bulundurmak onemlidir.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 06-04-2024, 19:50
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 340
Standart

Ikinci yazida, materyalizmin de, idealismin de gercegi kavramada ne kadar yetersiz oldugunu tartisacagim.

Simdilik gorusmek uzere

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Uçak Teknolojisi Kur'an'da Mucize Yoktur 16 10-01-2010 18:20
Renk Nasıl Oluşur? kaanansay Biyoloji 0 07-10-2009 10:40
Tesadüfen oluşan bilinç!... arayis İslam 24 07-11-2007 16:34
Vatikan uçak şirketi kurdu... el-alem Konu-dışı 3 30-08-2007 21:17
hayat tesadüfen başlamıştır. harbiden bak. Aciz_bir_kul İslam 6 20-10-2005 15:26

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:37 .