Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 10-12-2004, 20:44
quixsoul quixsoul isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Nov 2004
Mesajlar: 163
Standart Parlak Fikirler

ENFAL
13. Bu böyledir. Çünkü onlar Allah''a ve resulüne kafa tuttular. Kim Allah''a ve resulüne kafa tutarsa kuşkusuz ki, Allah''ın azabı şiddetli olur.

14. İşte gördünüz! Hadi tadın onu! Küfre sapanlar için ateş azabı da var.

15. Ey iman edenler! İnkâr edenlerle savaşmak üzere karşılaştığınızda, sakın onlara arkalarınızı dönmeyin!

16. Her kim böyle bir günde, savaşmak için başka bir yer tutmak yahut başka bir birliğe katılmaya gitmek dışında onlara arkasını dönerse, Allah''tan bir gazaba çarpılmış olur. Varacağı yer cehennemdir onun. Ne kötü varış yeridir o!


17. Siz öldürmediniz onları, Allah öldürdü onları. Attığın zaman da sen atmadın, Allah attı. İnananları kendisinden güzel bir imtihanla denemek için yaptı bunu. Allah; işitendir, bilendir.



1)- Öfke kusan bu ayetler inanan insanları nasıl aydınlığa kavuşturduğu bilinmez.Yaptıklarından sonra azap veren bunda öğünen ve insanları savaşa sürükleyen bir varlık evreni yarattığını iddia eden bir yaratıcı ile çelişir.Çünkü koskoca bir denge sırf yaşam için yaratılmış (ki bu yaşamın içinde imtihan var yada yok) ve yaratıcıda hiç bir zaman kendini insanlara göstermemiştir.Bunun yüzlerce sebebi olabilir.Ancak uzun bir süredir sürekli madde kavramında uzak kalan insanlarla iletişim kurmayan bir yaratıcı sabrın,öfkenin ve diğer insani duyguların çok ötesindedir.

2)-Küfre sapanlar iki defa cezaya uğratılıyor.Birinci si insanlar tarafından (ki onuda Allah emrediyor ve kendine pay çıkarıyor) diğeride cehennem.

3)-İnkar edenlerle savaşmak..Kelimeden bir şey çıkarmak zor.Çünkü tarih bilgimizin kesin olduklarına dair elimizdeki yetersiz kanıtlar bu savaşların nasıl ve neden yapıldığını pek açıklayamıyor.Ancak Allahın insanlara arkanızı dönmeyin diye verdiği emir gösteriyorki burası bir harb alanı.Ve bu harb alanında bir savaş veriliyor.Peki bu savaşın nefsi müdafaa olması beklenebilirmi ?

İnkâr edenlerle savaşmak üzere karşılaştığınızda, sakın onlara arkalarınızı dönmeyin!

Hiçde öyle görünmüyor.Çünkü insanlar savaşmak zorunda kaldıklarında mutlaka savaşmak zorundadırlar.Arkalarını dönme ihtimali olamaz çünkü saldırı hemen peşindedir.Eğer böyle bir ihtimal varsa yani seçenek varsa bu savaşın "inkar edenler" ile yapılan siyasi yada dini bir savaş olduğunu gösterir.Yani saldıran ve saldırıya uğrayan olmayan bir harb savaşı.

İşte Allah böyle bir savaşta insanların arkalarını dönme/savaştan kaçma eğilimlerine karşı hüküm veriyor.Allah arkasını dönenleri tehdit ediyor ve cehenneme atacağını iddia ediyor.

Çözüm ne kadar da basit ! ve ne kadar da el altında..Cehennemi koz olarak kullanan Allah her konuda olduğu gibi müslümanlarıda bazı konularda tehdit ediyor.Sağı solu belli olmayan bir yaratıcı..

Savaşın tümü kötü, tümüde çirkindir..Ancak kendi canımızı korumak adına kaçınılmaz bir illetdir..


4)-İnsanların hayrına dokunan her şeyde kendine pay çıkaran , ancak iş zulmediciliğe gelince insanların üstüne atan Allah buradada kazanılan savaşlarda kendine pay çıkarıyor.Ve koskoca bir yaratıcı kendi yarattığı bir varlığı aynı özellikde yarattığı başka varlığa karşı savaştırmakla kalmıyor.Savaştaki galibiyeti kendisine çıkarıyor..

Ol deyince olan herşeyde nedense Allah savaşta insanların ellerini vasıta olarak kullanıyor.

Mantığın en büyük düşmanı anlam veremediklerimizin tanrısıdır.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 28-12-2004, 13:23
Ebu Süfyan Ebu Süfyan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Dec 2004
Mesajlar: 63
Standart Doğal felaketler hakkında

Doğal afetler hakkında

Güney Asya’da meydana gelen deprem üzerine, deprem hakkında yazılar yazılmaya başlandı. Ben de bu konuyla ilgili bildiğim kadarıyla bir şeyler yazmak istiyorum. Ancak sadece depremi değil tüm doğal afet kapsayacak şekilde.

İslamiyet’e göre evrendeki her olay, sebep sonuç ilişkisi içinde gerçekleşir. Yani her olayın bir sebebi vardır. Dolayısıyla depremin ve diğer doğal afetlerin de bir sebebi vardır. Fakat bunun sebebini sadece Allah bilir. Bizler ancak şunu söyleyebiliriz. “Allah günahlarından dolayı istediği kişilere istediği bir şekilde bir ceza verme hakkına sahiptir.” Ancak kesin olarak “ceza vermiştir” yada “ceza verecektir” diyemeyiz. Dolayısıyla bu doğal afetler de insanlara bu şekilde bir ceza olabilir. Kesin olarak böyledir diyemeyeceğimiz gibi “Bu afet şu kişilerin şu günahları işlediklerinden dolayı olmuştur” da diyemeyiz. Çünkü kimin ne kadar günahının yada sevabının olduğunu ancak Allah bilir. Sonuç olarak bir Müslüman, herhangi bir doğa olayı karşısında “Şu kişiler şu günahları işlediler de bu yüzden bu afet başlarına geldi.” Deyip suçu başkalarına atmamalıdır. “Sebebini ancak Allah bilir, ben kendi günahlarıma bakayım, beklide benim günahlarımın da etkisi var” Demelidir. Yani herkes kendine bakmalıdır.

Saygılar
Ebu Süfyan.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 11-01-2005, 01:07
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart zengiyu ogretisi ve hiristiyanlik

Orijinal cikis yeri iran olmakla beraber daha sonralari mezopotamyadan avrupa iclerine, sudandan sibiryaya kadar yayilmis bir ogretidir, temelinde herseyin icinde kendi ozunun bulunacagi felsefesine dayanir, ozu aramanin kabugu kirmaktan gectigini kabugu kirmak icin ise ondan seklen bagimsiz vede daha kuvvetli bir darbeye ihtiyac oldugunu bu darbenin ise ozude icine alan akbuk butunun disinda oldugunu savunan ilginc bir dusuncedir.

Dahada enteresan sonuclari olan zengiyu felsefesine gore, ozu hangi isleme tabi tutarsaniz tutun gene onun kabugunu andiran seyin benzerinin elde edilecegini, bu ugrasin ise sonucta kabuk icindeki ozu verecegini en azindan ona yaklasilacagini soyler.

Ama asla tam manasi ile oze olusmak mumkun olmasada ozun tum parlakligi ile durdugu zirvenin yuksek eteklerine cikmanin mumkun olacagini soyler, oz bulundugu zirveden latinda uzanan ovaya nur sacmakla beraber zaman zaman dain zirvesine cikamasada eteklerine tutunan bu bulutlar bu nurun ovaya yayilmasini engeller, iste zengiyu felesfesindeki temel amac bulutlari dagitmak nuru ovaya yaymaktir.

Hiristiyanligin ise bu konuyla uzaktan yakindan bir ilgisi yoktur, konunun gectigi kaynakta yanlis bir irtibatlandirma yapilmis, ve bu yanlsi irtibatlandirma, hiristiyan alimlerince ovaya nurun yayilmasini onleyen bulutlara benzetilmisdir.

SIZINTI
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 14-01-2005, 21:23
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart yanlislik

su son bir kac gundur gundemde onemli bir olay var arkadaslar

sizinde mutlaka ilginizi cekmisdir, bu konudaki fikirlerinizi almak istedim.

kirkit

************************************************** **********
‘Eyvah, eyvah! Yanlış adam vurduk’
Tekin ATAY- Enis YILDIRIM/TRABZON, (DHA)

İsmet Meral ve Burak Reis, Trabzon''da Prof. Dr. Sadettin Güner ve 3 yaşındaki oğlu Selçukhan''ın "yanlışlıkla" öldürdüklerini itiraf etti.


Trabzon''da geçen hafta gerçekleştirdikleri saldırılarda önce Karadeniz Teaknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. Sadettin Güner ve 3 yaşındaki oğlu Selçukhan''ı otomobilinde, bir gün sonra da Engin Bayramoğlu''nu çapraz ateşe tutup öldürdükleri iddiasıyla sıkı takip sonucu yakalanan İsmet Meral ve yeğeni Burak Reis, suçlarını itiraf etti.



Trabzon''da geçen hafta gerçekleştirdikleri saldırılarda önce KTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Sadettin Güner ve 3 yaşındaki oğlu Selçukhan''ı otomobilinde, bir gün sonra da Engin Bayramoğlu''nu çapraz ateşe tutup öldürdükleri iddiasıyla sıkı takip sonucu yakalanan İsmet Meral ve yeğeni Burak Reis, suçlarını itiraf etti.



İsmet Meral''in dinlenen telefon kayılarında, ilk saldırıdan sonra olay yerine gönderdiği bir arkadaşının ‘profesörü öldürnmüşsünüz’sözleri üzerine, “eyvha, eyvah! Yanlış adamı vurduk” dediği saptandı.



Kentin Boztepe Mahallesi''nde 7 ve 8 Ocak''ta işlenen, 3 kişinin öldüğü ve 2 kişinin de yaralandığı silahlı saldırıların faili olarak aranan İsmet Meral ile yeğeni Burak Reis, Ankara''dan gönderilen özel bir ekibin de görev aldığı operasyonlar sırasında dün akşam yakalandı.



Meral ve Reis, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulandı. Suçlarını itiraf ettiği belirtilen İsmet Meral, 7 Ocak gecesi Prof. Dr. Sadettin Güner''in otomobilinin taranmasından sonra, bir arkadaşına olay yerine gidip bakmasını söylediğini anlattı.



İsmet Meral, “arkadaşım olay yerine gidip, kısa süre sonra telefon etti. Ölen kişinin Engin Bayramoğlu değil, bir profesör olduğunu söyleyince, yanlışlığı farkettim” dedi.



TELEFONDA "PİŞMAN OLDUĞUNU" SÖYLEDİ



Bu arada dinlenen telefon kayıtlarında da İsmet Meral''in, hedef alınan Engin Bayramoğlu yerine Prof. Dr. Sadettin Güner ve ailesinin bulunduğu otomobilin hedef alınmasına "üzüldüğü" ortaya çıktı.



Telefon kaydına göre İsmet Meral, olay yerine gönderdiği arkadaşının "taranan araç profesöre ait. Ölen bir profesör" demesi üzerine “eyvah eyvah! Yanlış adamı vurduk” dediği saptandı.



Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde sorgusu süren İsmet Meral ve Burak Reis’e can güvenliği nedeniyle olay yerinde tatbikat yaptırılmadı.



ZANLILAR ADLİYEDE


Trabzon Emniyet Müdürlüğü''nden yoğun güvenlik önlemleri altında çıkarılan İsmet Meral ve Burak Reis ile zanlılara “yardım ve yataklık” yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınan S.G, emniyet güçlerince kordon oluşturularak yaya olarak adliye binasına götürüldü.

Adliye binasının mahkum kapısından içeri alınan zanlılar, Adli Tıp''a getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi.


OLAY NASIL MEYDANA GELDİ



Trabzon''un Boztepe Mahallesi’nde 7 Ocak Cuma gecesi aile ziyaretinden dönen KTÜ Rektör Danışmanı ve Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sadettin Güner’in kullandığı otomobil, kurşun yağmuruna tutuldu. Prof. Dr. Güner ile ön koltukta annesinin kucağında oturan 3 yaşındaki oğlu Selçukhan yaşamını yitirdi.

Profesörün eşi ve diğer 2 çocuğu ise yara almadan kurtuldu.



Prof. Dr. Güner''in otomobilini yanlışlıkla taradıklarını farkeden katil zanlıları, bir gün sonra yine aynı semtte asıl hedef seçtikleri Engin Bayramoğlu''na saldırı düzenledi. 8 Ocak gecesi, ayın mahallede bu kez Engin Bayramoğlu''nun kullandığı otomobil, çapraz ateşe tutuldu. Engin Bayramoğlu yaşamını yitirirken, otomobilde bulunan Azeri sevgilisi Gülşen Kalaycı ile 3 yaşındaki kızı Sevgi Kalaycı yaralandı.



Katil zanlılarının, asıl hedef seçtikleri Engin Bayramoğlu''nun Volkswagen Passat marka siyah renkteki otomobiline, Audi marka yine siyah renk otomobili benzediği için Prof. Dr. Güner''in otomobilini kurşunladıkları saptandı.


Kaynak:Hurriyet Gazetesi
************************************************** ***********
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 14-01-2005, 21:26
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart gurur ani

bizlerinde artik neyseki dunyada gururlanacak seylerimiz var, bunlar kah bilimde kah sanatta kah spor alaninda ortaya cikmakta, elbette bu tip basarilar bizleri hep gurulandirmakta, en son bir turk kizimiz almanyada enguzel secildi, gercekten hepimizin gurulanacagi bir olay, herkese hayirli olsun.

kirkit

************************************************** ***********
Almanya''nın Aachen kentinde düzenlenen "Miss Deutschland 2005" güzellik yarışmasında, Türk asıllı Aslı Bayram, Almanya güzeli seçildi. Almanya''da toplam 2800 kişinin katıldığı yarışmada finale kalan 22 kişi arasında birinci seçilen Aslı Bayram, 50 bin euro değerinde çeşitli ödüller ve Çin Halk Cumhuriyeti''nde tatil kazandı.
************************************************** ***********

Eger sizlerde bu tip milli basarilarla tuyleri diken diken olanlardansaniz, lutfen birseyler ekleyin.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 14-01-2005, 21:42
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart mevlana

Mevlana ile ilgili turlu olaylar anlatilir, herkes bir parca biseyler bilir bu konuda, ama gecen bir baska forumda denk geldigim yazi ise en ilginc olani, simdi onu asiyorum buraya, siz de onu kesiniz lutfen.

kirkit


************************************************** ***********
Mevlana''nın babası ölür. Mevlana o zamanlar gezidedir. Babasının ölüm haberini alınca Konya''ya döner. Bilgili, kültürlü , yüksek bir zat olarak tanınan Mevlana babasının tabutunu görmeye gider.
Tabuta yaklaştığında garip bişey olur ve tabut yatay vaziyetten dikey vaziyete gecer. Gören herkez şaşkına dönmüştür. Babası Mevlana''ya duydugu saygı nedeniyle ayaga kalktı denilmiştir.

Bu olay yıllar boyunca bu şekilde anlatıldı sanırım duymuşsunuzdur.
Fakat gecen yıl tarihciler eski kitaplardaki bazı acıklamaları buldu. Olayın aslı şu şekilde. Tabutu koyacak yer sıkıntısından dolayı dikey vaziyette bırakılmış.
************************************************** ***********

bu konuda bir bilginiz varmi, acaba.....
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 04-02-2005, 14:15
ali oktay
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart KURAN EVRENSELDİR

Halifetto, ABD de besiye alindigi ciflikten vaazlarina devam ediyor.Son vaazlarindan birinde Nitekim pasaya dualarini esirgememis.
-Netekim pasa 12 eylul 80 darbesi ile din egitimini zorunlu hale getirdigi icin cennekliktir.Buyurmus.
Hoppalaaa diyebilirsiniz tabi bu hayir dualari icin.
ABDnin dunyanin gobegine dolamak istedigi yesil kusak projesinin alt yapisini kurmak icin gorevlendirdigi Netekim pasa ve evanesi,ayaklarini emir komuta zincirine bagladigi anli sanli anayasa profesorlerine aba altindan babayasayi gosterterek hazirlattigi fasist cuntayasanin ilk DİNgilsel yasasi bilindigi gibi din egitiminin zorunlu hale getirilmesi idi.Darbeyi ilk yaptiklari gun Washingtona dogru domalip tekmil verdikten sonra elhamdurillah Ataturkcu oldugunu da nakarat babindan ekledikten sonra kollari sivamis ve onsekiz yasin altindaki hukumlunun yasini buyuterek –asmayalim da besleyelim mi-diye muselman cemaate sorma nezaketini gosterdikten sonra,cemaatin de
-vaciptir,vaciptir yanitini alarak fasizminin zaferini- kurban asarak-ilan etmisti.
O gunlerde darbenin birinci gerekcesinin ;Seriat isteruk! naralari altinda yesil bayraklar sallayan DİNgillerin Konya bulvarlarindaki remi gecitleri oldugunu soylemelerinin ustunden daha bir kac ay gecmis olmasi museman belleginin kapasitesinin pek de onemli olmamasini kanitlar nitelikteydi. Ve yine ayni niteliktedir.
Halifettonun bu hayir dualarinin ardindan,o gunku liderleri DİNgil-i azam Necm ne ettin’in Zincirbozana tikip partisinin de darmadagin edilmesinin ne onemi kalmistir.DİNgiller bunu animsamak icin yakin-cag tarih kitaplarini karistirmak zorunlulugundadir artik.Onlara dusen Halifettonun bu hayir duasinin ardindan –Amiiinnnnn! Cekmektir artik.
Hep dusunur dururdum bu Kuranin nesi evrenseldir diye?
Simdi anlamaktayim artik.Gercekten Kuranin Evrensel oldugu ve hatta netekimsel oldugu su goturmez bir gercekliktir.
Yillarca kardes kani dokulmesini kilini kipirdatmadan izleyip ABD den gelen emirle hazirola gecen ve simdilerde kamerara bakarak pimi cekilmemis kahkaha bombasi gibi siritan bu halk dusmani kendine layik bir Halifetto bulmus ne mutlu ona.
Siz iki tane zibidinin AB ye basvurup din derslerinin zorunlu olamiyacagi,bu durumun insan haklarina insan aklina bir tecavuz oldugu yolundaki savlarina bakmayin.
Size dusen simdilerde Namazdan sonra yonunuzu cıbildak kari resimleri cizen Netekim pasanin yuzme havuzlu villasinin icindeki studyosuna cevirip iki rekat da onun icin kilmanizdir.Nasil olsa domalmaya alisiksiniz.
Kuran Evrenseldir evrensel,netekim…..
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 05-02-2005, 23:47
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart KADIN VE GANIMET

Ganimet kelimesinin manasını hepimiz biliriz.. Sözlük anlamına baktığımız zaman, Savaşta düşmandan alınan mal şeklinde olduğu görülür.. Cariye ise kadın köle demektir. Peki, insandan ganimet olurmu..? Kadın da bir insansa, kadından ganimet olur mu ?

Ahzab 50, İslam''ın, kadınlar hakkında belli bir kafa yapısı ve anlayışını yansıtması açısından çok önemlidir.. Bu nedenle bu ayet tek başına incelenmelidir..
Bu ayet, “Allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri..” ifadesiyle başlar.. Bu tanıma göre, Kuran''daki Allah, gece baskınlarında elde edilen kızları bile bir mal olarak görmekte ve ganimet olarak nitelemektedir..

Buna benzer bir ifade biraz daha farklı olmakla birlikte Tevrat''da vardır.
Tesniye 21/ 10-14
Esirler içinde güzel bir kadın görür, onu arzu edip evlenmek istersen, onu evine getirip saçlarını ve tırnaklarını kestirecek, senin evinde oturacaktır. Savaşta ölmüş babasına, anasına tam bir ay ağlayacaktır ve ondan sonra ona yaklaşacaksın, kocası olacaksın, şayet hoşlanmazsan o zaman canı nasıl isterse salıvereceksin.

Tevrat''da görüldüğü gibi düşmanların karılarını almak İslam öncesinde de vardır. Burada savaşta kocası ölen kadının ortada kalmaması için, böyle bir uygulamaya gidildiği düşünülebilir. Ancak, dikkatli okunacak olursa ayet, savaşta kocaları ölen kadınlara sahip çık, dememektedir, erkek savaşta kocası ölen kadından hoşlanmazsa o kadını bırakabilir.

Kuran''da ise, ganimet olarak elde edilen kadınların, o kadını esir edenler tarafından istenildiği gibi kullanılmaları Allah tarafından onaylanmaktadır.
Allah yücedir, Allah kullarını esirger, korur... Allah merhametlidir.. Kuran bu ifadelerle doludur.. Ancak, o masum kızlar Allah’ın kulları değilmidir ki Allah bu hiç suçu olmayan masum kızları mal gibi ona buna verir ve helal eder..?

Devam ..
http://www.geocities.com/islampencer...in_ganimet.htm

SAYGILAR
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 06-02-2005, 13:23
reel reel isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Dec 2004
Mesajlar: 156
Standart yeni atalarımız

insanların DNA''larının % 95 oranında da olsa şempanzelerinkine benzemesi ne anlama geliyor? Bu soruyu cevaplamak için, insan ile başka canlılar arasında yapılan diğer bazı karşılaştırmalara da bakmak gerekiyor.

Bu karşılaştırmalardan biri, insan ile nematod filumuna bağlı solucanlar arasında yapılmış ve % 75 benzerlik gibi ilginç bir sonuç ortaya çıkmıştır. (4) Öte yandan bazı proteinler üzerinde yapılan analizler de, insanı çok daha farklı canlılara yakın gibi göstermektedir. Cambridge Üniversitesi''ndeki araştırmacıların yaptığı bir çalışmada, kara canlılarının bazı proteinleri karşılaştırılmaktadır. Hayret verici bir şekilde, yaklaşık bütün örneklerde insan ve tavuk, birbirlerine en yakın akraba olarak eşleşmişlerdir. Bir sonraki en yakın akraba ise timsahtır. (5)

kün fe yekün!!!
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 09-02-2005, 23:30
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart ESKIDEN DIYANET GÖREVLISIYDI BUGÜN

Eskiden Diyanette görev almisti adi Arif Tekin bugün neler diyor :?: ondan okuyun !!

Kuran''ın Kökeni - Giriş / Arif Tekin
İslam inancına göre Kuran, hayat nizamını belirleyen bir kitaptır, o halde çok zor ve bulmaca şeklinde değil, gayet açık ve net ifadelerle topluma sunulması gerekir. Nitekim Kuran diliyle müteşabih diye tabir edilen bazı ayetler hariç ( örneğin, Ali İmran Suresi’nin 7. ayetinde değinildiği gibi ) onun her şeyi apaçık bir Arapçayla ifade edilmiştir. Bunu zaten Kuran’ın kendisi de defalarca dile getirmiştir. Örneğin, Şuara Suresi’nin 195, 198 ve 199. ayetlerinde özetle, ‘Uyarıcılardan olasın diye Cebrail Kuran’ı apaçık Arap diliyle senin kalbine indirdi. Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de o bunu okusaydı, o zaman ona iman etmezlerdi’ deniyor. Yine Fussilet Suresi’nin 44. ayetinde özet olarak, ‘ Eğer biz Kuran’ı yabancı bir dille sana gönderseydik, onlar, ‘Ayetleri tafsilatlı bir şekilde açıklanmalı değilmiydi, muhatapları Arap olduğu halde Arapça olmayan bir kitap mı geldi ? ‘ diyeceklerdi’ denilip Kuran’ın çok fasih/anlaşılır bir Arapçayla indiği belirtiliyor. Hatta Kuran’ın isimlerinden biri ‘el-Mübin’dir. Yani olayları üstü kapalı değil, apaçık, net anlatan kitap demektir. Dolayısıyla, ‘Kuran’ın içerdiği anlam çok derindir, herkes bilmiyor’ demek, pek itibar görmeyen abartılı bir söylemdir, genelde Kuran’ın anlamını bilmeyenler/şartlanmışlar bunu öne sürerler. Bir zamanlar ben de bu tür savunmaların etkisinde kalıyordum. Çünkü herşeyden önce Arapça bilgim eksikti, onunla Kuran’ı çözecek durumda değildim. Arapça bilgimi geliştirince, bu sefer de az önce açıklamaya çalıştığım olumsuzluklara, ( cennet-cehennem, çevrem, radikallerin tehditleri, bağlı olduğum dini kurum vb. ) ek olarak. Kuran’ın anlamını kavramaya yönelen bir insana karşı engel teşkil eden çok abartılı bir koşullar listesiyle karşı karşıya kaldım. Bu, Kuran’a karşı eleştirel yaklaşım gösteren hocaların elini kolunu bağlayan bir liste. Mesela, meşhur olan hocalarımız bize şunları anlatıyorlardı : ‘Her insan Kuran’ın manasını açıklayamaz, ona müdahale edemez, aksi taktirde günaha girer. Bir insanın, Müfessir, ( Kuran’ı açıklayan hoca ) olabilmesi için, birçok şeyler bilmesi gerekir. Bunlar şifahi olarak bize söylendiği gibi, tefsir usulü kaynaklarında da vardı. Mesela, İmam Suyuti, El-İtkan adlı tefsir usulü yapıtında, bu konuda 80 maddelik bir koşullar listesini öne sürüyor. Keza, İmam Zerkeşi, El-Burhan fi Ulumi’l Kuran adlı dört ciltlik tefsir usulü eserinde bu listeyi 46 madde şeklinde açıklıyor. Ayrıca, asrımızın meşhur yazarlarından Vehbe-z Züheyli otuziki ciltlik et-Tefsir’ül Münir fi’l Akideti ve Şeriati ve’l Menhec adlı tefsirinde bu sayıyı 30 maddeye indirgemiştir. Tabi ki ‘Usulü’t Tefsir ilminde uzman olanlar, bu maddeler hakkında farklı belirlemelerde bulunmuşlardır.

devami icin..
http://www.geocities.com/islampencer...arif_tekin.htm

SAYGILAR
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
allah, cinsellik, düşük, evrim, gematria, hata, kandil geceleri, kuranda çelişki, muhammed, neml 88 ayeti


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Evrensel Fikirler evrensel-insan Konu-dışı 115 09-10-2013 22:57

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:11 .