Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

 
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
  #1  
Alt 30-01-2011, 19:12
ahmetsln - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ahmetsln ahmetsln isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Dec 2010
Bulunduğu yer: evren
Mesajlar: 929
Standart Uğur Mumcu Yazıları

Arkadaşlar Uğur Mumcu Gerçekten çok büyük bir gazeteci.İyi gözlenimler var.Bir çok tehlikeli işe atlamış.Ne yazık ki onunda sonu diğer gazeteciler gibi oldu...

Bende uzun süredir onun yazdığı yazıları arıyorum.Epey bir yazı topladım, arşivledim.Bunları sizlerle paylaşmak istedim.

19 Mayıs

19 Mayıs, Mustafa Kemal Paşa'nın ulusal kurtuluş kavgasını örgütlemek amacıyla Anadolu'ya ayak bastığı gündür.

Bu tarihten sonra örgütlü halk gücü, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile kutsal amaç çerçevesinde toplanmış, 23 Nisan 1920'de kendi meclisini kurmuş; Kurtuluş Savaşı'nın yiğit ordusu ile bütünleşerek emperyalist orduları kesin yenilgiye uğratmıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları daha sonra bu yiğit orduya ve örgütlü halk gücüne dayanarak teokratikmonarşi yerine, halkın kendi kendini yönetmesi ilkesine bağlı cumhuriyeti kurmuştur.

Bugün kendilerine "Atatürkçü" diyenlerin bu görkemli tarih sayfalarına bakıp utanmaları gerekir.

Bu görkemli tarih sayfalarını örgütlü halk gücü ve yiğit ordu ile beraber çevirenlere "devrimci" derler. Mustafa Kemal ve arkadaşları "ulusal kurtuluş devrimiciliği" adını verebileceğimiz ulusal ve demokratik devrimin yüce önderleridir.

Geçmişe bakarken birbiriyle çelişir gibi görünen iki tarih anlayışından kaçınmak gerekir. Birincisi "resmi tarih görüşü" -dür. Bu tarih görüşü, geçmişi bugünkü iktidarların siyasal ve ideolojik yapısına göre biçimlendirmeye çalışır. Bu yolla Atatürkçülük adına yapay bir ideoloji türetir. Bu yapay ideolojiye üstelik resmi nitelik de verilmek istenir. Bu tarih anlayışı, bu ulusal kurtuluş devrimcisini ancak törenlerde anımsanan bir "heykel" haline dönüştürür.

İktidarların ideolojik görüşlerine göre biçimlenen tarih anlayışı, totaliter rejimlere özgüdür.

Bu anlayışa karşı çıkan bir başka tarih görüşü de resmi tarihi yalanlamak amacıyla başka yapay tarih yaratır. Geçmişi, yaşandığı gibi değil, bugün görülmek istendiği gibi yorumlamaya çalışır. Yakın tarihimizden örnek verirsek, örneğin Marksist ideoloji ile uzaktan ve yakından hiçbir ilgisi olmayan Çerkes Etem'i bir "halk kahramanı" olarak görmeye çalışır, Etem'in emperyalist ordularına sığındığını görmezlikten gelip, "hainden kahraman yaratmaya" çalışır.

Ne o, ne öbürü... Tarih ancak araştırılarak ve nesnel belgelere dayanılarak yorumlanır.

Ulusal Kurtuluş Savaşı tarihi, kutsal kavganın "tam bağımsızlık" anlayışı ile ve inancı ile yola koyulduğunu anlatır. Bu bağımsızlık iki yönlüdür. Bağımsızlığın birinci yönü "kapitalist emperyalizm"e karşıdır. Sovyetler Birliği'ne karşı da bağımsızlık korunur. Ankara Hükümeti, Sovyetler'den silah ve para yardımı alır, ancak bu yardım "ideolojik bağımsızlığı" da zedelemez.

İlk meclisin bugün yayımlanan gizli tutanakları Mustafa Kemal Paşa'nın komünizm konusuna nasıl baktığını da göstermektedir; okuyalım:

"- Efendiler, iki türlü önlem olabilirdi. Birsi; doğrudan doğruya, komünizm diyenin kafasını kırmak; diğeri Rusya'dan gelen her adamı derhal, denizden gelmiş ise vapurdan çıkarmamak, karadan gelmiş ise sınırın dışına çıkarmak gibi zora dayalı, şiddetli, kırıcı önlemler almak... Bu önlemleri almakta iki noktada yarar görülmemiştir. Birincisi, iyi siyasal ilişkiler kurmayı gerekli saydığımız Rusya Cumhuriyeti tümüyle komünisttir. Eğer böyle zora dayalı önlemler alırsak, o halde, kayıtsız - koşulsuz Ruslarla ilişki kurmamak gerekir. Oysa biz birçok siyasal nedenle Ruslarla ilişki kurmak istedik, istiyoruz ve isteyeceğiz. O halde başvuracağımız önlemlerde dostluğunu istediğimiz bir millet, bir hükümetin ilkelerini aşağılamak zorundayız. (...) Bilindiği gibi düşünce akımlarına karşı düşünceye dayanmaksızın karşı çıkmak, o akımı yok etmekten başka, herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun herhangi bir düşüncesini kuvvet zoru ile reddederseniz, o ısrar eder. Israr ettikçe kendi kendini aldatmakta dah açok ileri gidebilir. Bu nedenle düşünce akımları cebir, şiddet ve kuvvetle reddedilmez. Tersine, güçlendirir. Buna karşı en etkili çare gelen düşün akımına karşı düşünceye düşünce ile karşılık vermektir... "(TBMM Gizli Celse Zabıtları, Cilt I, S: 334)

Atatürk komünizme karşıdır. Bunda hiç şüphe yok. Ancak Atatürk'ün komünizme karşı takındığı tavrın, bugünün siyasal anlayışı ile hiçbir ilgisi yoktur.

Atatürk, her konuya "bağımsızlık" tutkusu ile bakmıştır. Bugün Türkiye, ne yönden bakarsanız bakın; ne acı ve ne yazıktır ki, bu bağımsızlık bilincinin çok uzağındadır.

19 Mayıs, İstanbul hükümetine karşı isyan bayrağı açan Mustafa Kemal Paşa'nın örgütlü halk gücü ile bütünleşmek için attığı ilk adımın kutsal tarhidir.

Hepinize kutlu olsun...

Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 19 Mayıs 1985 ( Uyan Gazi Kemal! )

Bu şahısta önündeki eski öss yeni ygs/lys sınavına girmek için çalışıyor. Çok çalışması gerektiği için pek nette olabilir.
Herkese saygılar sevgiler, mutlu vakitler.
Alıntı ile Cevapla
 

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Uğur Mumcu'yu Anıyoruz pante Politika 20 25-01-2024 00:03
Türban ve Cilbab üzerine Uğur Mumcu yazısı. ahmetsln Kadın & İslam 6 30-04-2017 18:18
UĞUR MUMCU'YA kaya Politika 15 25-01-2007 01:11

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:23 .