Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 01-12-2012, 20:24
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart Petra

Arkadaşlar, size bu mesajımda Hasan Akçay tarafından şurada dile getirilen "Ebrehe Kitabesi"nin sonuçları hakkında bilgi vermek istiyorum.

Sözkonusu Güney Arabistan'ın Yemen şehrindeki bir kaya üzerinde keşfedilen bu kitabede şunlar yazılıdır:

"Tanrı'nın izniyle O’nun ulu Hristiyan kralı Ebrehe ki Sebe’nin, Zuridan’ın, Hadrmaut’un, Yemen’in ve sahillerle dağlardaki bütün aşiretlerin kralıdır, yazdı bu dizeleri Ma’ad aşiretiyle Nisan ayında yaptığı el-Rabiya savaşı konusunda. Ve bütün Beni A’amir aşiretleriyle savaşıp Kinda ve Al’a Ebi Cabar’ı; Sa’ad, Murad ve Hadrmaut’a da Bişar bin Hasan’ı yönetici atadı. Kinda’nın Beni Amir’ine karşı ordunun önünde. Ve Turban’a doğru Zu Markh vadisinde Al'a karşı ve Manha vadisinde Murad ve Sa’ad’a karşı. Ve Kralı yakaladı ve öldürdü ve bol bol ganimet ele geçirdi. Ve Halban’da Ma’ad’a yetişerek savaşıp ganimet ve tutsaklar ele geçirdi. Ve sonra Omro bin el-Munzir’i ele geçirdi; onun oğlunu yönetici atadı ve 662'nin Zu A’allan ayında Rahman’ın gücü ile Halban’dan döndü."

Buradan çıkan sonuçlar şunlardır:

1. Kral Ebrehe (Abraha) Sebe’nin, Zuridan’ın, Hadrmaut’un, Yemen’in ve sahillerle dağlardaki bütün aşiretlerin kralıdır ve aynı zamanda Hristiyan Kral'dır. Hani, "Akrep Kral" gibi.

2. Yazıtta geçen "Dhu al Thabithan (Nisan)" ve "Zu A’allan" ayları Sebe takvimine yani Ay takvimine göre yazılmıştır. Bu nedenle yazıttaki 662 yılını Miladi (Güneş) takvime çevirmemiz gerekiyor.

Meto çevrimine göre bu,

(19/235)x12x662=642.2808511 YIL

demektir. Eğer bu sonucu yıl olarak okursak, Kitabe'nin yazıldığı yılı M.S. 642 olarak buluruz ki (şurada Phill'in 552 olarak bulduğu çevirisi yanlıştır) bu, Muhammed peygamberin ölümünden 10 yıl sonrasına denk gelir.

İslami kaynaklara göre, Resulullah (a.s.), Hicri 9 yılında Hz. Ali (r.a.)'yi halkını İslâm'a davet etmesi için Yemen'e gönderdi. Hz. Ali (r.a.)'nin daveti etkili oldu ve Yemen halkı kitleler halinde İslâm'a girdi. Resulullah (a.s.)'ın sağlığında Yemen'de Abhele el-Esved el-Ansi adlı bir kişi peygamberlik iddiasında bulundu ve kendi kabilesini etrafına toplamayı başardı. Etrafına topladığı insanlarla Yemen'in önemli bir kısmını işgal etti...

Oysa bu tarihte (M.S. 631) Yemen'in büyük bir bölümü Hristiyan idi. Çünkü kitabe bundan 11 yıl sonra yazılmıştı ama Ebrehe'nin anlatıklarına göre Yemen'de devamlı surette savaş yaşanıyormuş.

İkinci olarak, Yemen'de ve Güney Arabistan'daki Arapça dili Kuran'daki Arapça'dan farklıdır. Bildiğiniz gibi, Yemen'deki ilk Kuran yazımı M.S. 705'te I. Melik zamanında "Sana Mushafı" ile yapılmıştır. Bu mushaf şimdi kullandığımız Kahire metninin kopyası gibi görünür ama tam bir kopyası değildir.

Ben merak ediyorum; Yemenliler 63 yılda dil devrimi mi yapmışlar ki Kuran'ı Kuzey Arapça ile yazmaya çalışmışlar?

Hasan Akçay'ın bir diğer bulgusu şu idi: "Salih nebi Semud halkını şöyle uyarıyordu (Şu’ârâ 149, Â’râf 74): Dağlara ustaca evler yontuyorsunuz"

Bu ayette geçen Ad kavminin nerede olduğu bilinememektedir. Tarihsel anlamda bir paraleli bilinmemekte, herhangi bir millet ile kesin bir biçimde ilişkilendirilememektedir. Âd kavminin yaşadığı yer "Ahkâf" olarak bilinir. Âd kavminden Kur'an'da yüksek binalar inşa eden, her yüksek konuma anıtlar diken ve bu yaptıkları işin kendilerini ölümsüz kılacağını zanneden bir kavim olarak bahsedilir. Kur'an'a göre yaratılmış en güzel şehir, Âd kavminin yaptığı İrem şehridir. İrem şehri için "sahte cennet" tabiri de kullanılır.

Bazı müfessirler, Yemen ile Umman arasındaki geniş bir beldenin bu isimle anıldığını kaydederler. Kur'an'da:

“Âd (kavmi)ne gelince: Onlar yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve “Kuvvetçe bizden daha güçlü kimmiş!..” dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah’ı -ki o, bunlardan pek kuvvetlidir- hiç düşünmediler mi? Onlar bizim mucizelerimizi bilerek inkâr ediyorlardı”

şeklinde geçmektedir. Hadramevt denilen Yemen'in doğusunda "Ahkaf" diye anılan bir yerdedir ve bu kesindir. Bu yerin haritada gösterimi ise Ptolemy'nin dünya haritasında gösterilmektedir.

Nebatiler'in başkenti Petra da böyle bir yerdir. Örneğin Petra'da başyapıt olarak anılan manastır tam da Kuran'da söylendiği gibi koca bir dağın içi oyularak yapılmıştır.

Şu belgesel sizi bu konuda tam olarak aydınlatır:


Bir ikinci belgesel olarak, "Yahuda Müjdesi"nin "İsa Tapınak Hayali'nin Mecazi Yorumunu Sunuyor" bölümünde buralarda yaşayan insanlar şu şekilde tanımlanırlar:

İsa onlara dedi ki, "Sunakta adakları kabul edenleri görenleriniz- bu sizlersiniz. Bu hizmet ettiğiniz tanrı, ve siz gördüğünüz 12 kişisiniz. Sunakta kurban sunan insanlar da sizin önderliğinizdeki (40) yolundan çıkmışlardır. (...) ayağa kalkacaklar ve ismimi bu yolda kullanacaklar, ve dindar nesiller o'na sadık kalacaklar. O kişiden sonra; zina edenlerden (eşlerini aldatan) bir insan ayağa kalkacak; ve çocukları katleden başka biri ayağa kalkacak, ve erkeklerle yatan başka biri ayağa kalkacak, ve çekinenler, ve diğer kirlilik, kanunsuzluk ve hata içerisindeki diğer insanlar, ve "Biz melek gibiyiz" diyenler; onlar herşeyi bir sonuca getiren yıldızlardır. İnsan nesilleri için denildi ki, "Bak, Tanrı kurbanınızı bir rahip aracılığı ile aldı" - halbuki, o hatanın elçisidir. Ama Efendimiz, kainatın Efendisi, emreder; "En son günde utanç içinde bırakılacaklar" (41)

Yani buraların Sodom ve Gomarrah'tan pek bir farkı yokmuş. Demek ki buralarda her türlü zina yapılıyormuş. Buralarda icat edilen Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet işte asıl bunun önünü kesmek için peydahlanmıştır.

Bakalım, Dana ne diyor Petra hakkında?


AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.

Konu upuaut tarafından (01-12-2012 Saat 20:31 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 01-12-2012, 22:57
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart "Er rahman" ismi Kuran'ın yazımından önce varmış!!!

upuaut´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
2. Yazıtta geçen "Dhu al Thabithan (Nisan)" ve "Zu A’allan" ayları Sebe takvimine yani Ay takvimine göre yazılmıştır. Bu nedenle yazıttaki 662 yılını Miladi (Güneş) takvime çevirmemiz gerekiyor.

Meto çevrimine göre bu,

(19/235)x12x662=642.2808511 YIL

demektir. Eğer bu sonucu yıl olarak okursak, Kitabe'nin yazıldığı yılı M.S. 642 olarak buluruz ki (şurada Phill'in 552 olarak bulduğu çevirisi yanlıştır) bu, Muhammed peygamberin ölümünden 10 yıl sonrasına denk gelir.

İslami kaynaklara göre, Resulullah (a.s.), Hicri 9 yılında Hz. Ali (r.a.)'yi halkını İslâm'a davet etmesi için Yemen'e gönderdi. Hz. Ali (r.a.)'nin daveti etkili oldu ve Yemen halkı kitleler halinde İslâm'a girdi. Resulullah (a.s.)'ın sağlığında Yemen'de Abhele el-Esved el-Ansi adlı bir kişi peygamberlik iddiasında bulundu ve kendi kabilesini etrafına toplamayı başardı. Etrafına topladığı insanlarla Yemen'in önemli bir kısmını işgal etti...

Oysa bu tarihte (M.S. 631) Yemen'in büyük bir bölümü Hristiyan idi. Çünkü kitabe bundan 11 yıl sonra yazılmıştı ama Ebrehe'nin anlatıklarına göre Yemen'de devamlı surette savaş yaşanıyormuş.

İkinci olarak, Yemen'de ve Güney Arabistan'daki Arapça dili Kuran'daki Arapça'dan farklıdır. Bildiğiniz gibi, Yemen'deki ilk Kuran yazımı M.S. 705'te I. Melik zamanında "Sana Mushafı" ile yapılmıştır. Bu mushaf şimdi kullandığımız Kahire metninin kopyası gibi görünür ama tam bir kopyası değildir.

Ben merak ediyorum; Yemenliler 63 yılda dil devrimi mi yapmışlar ki Kuran'ı Kuzey Arapça ile yazmaya çalışmışlar?
Arkadaşlar, bir önceki mesajımdaki yukarıda alıntıladığım bilgilerin doğru olmadığını belirterek mesajıma başlıyorum. Çünkü kitabenin yazıldığı 662 yılını doğru çevirmesine çevirdim ama başlangıcı (orijini) Miladi takvimin başladığı 0 yılında aldım. Bu ise apaçık bir hatadır.

Bu konuda biraz araştırma yaptıktan sonra Phill'in bir yaklaşımda bulunduğunu anladım (Bkz. "Sabaean Kingdom, South Arabia Coins" Buradaki madeni paraların hepsi 2-3. yüzyıla ait. Bu size bir fikir verir)

Fakat "Ebrehe Kitabesi (The Inscription of Abraha)"nin ilk ve son satırlarında "ar-rahman" kelimesinin geçmesi, benim için gerçekten büyük bir sürpriz oldu. Bu kelime kayada "r h m n n" olarak sessiz harflerle yazılmıştır. Bilirsiniz, eski diller hep sessiz harflerden oluşurdu ve eski Güney Arapça da böyle bir dildi. Bu nedenle "r h m n n"yi seslendirdiğimiz zaman "ar-rahman" olarak okunur.

Koptuğum nokta şu oldu: "Er-Rahman" Allah'ın 99 isminden biri ve Kuran'da çok sıkça söz edilen bir isimdir.

Bu ismin Kuran'a göre anlamları şöyledir:

Rahmân: 1. Dünya hayatında, mü’min-kâfir gözetmeksizin, mahlukatın hepsine merhametle muamele eden.

2. Ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran.”“Rızıkları ve her türlü iyilikleri ihsan eden.

Biliyor muydunuz, Kuran'da "55: Rahman" adlı başlıbaşına bir sure olduğunu ve bu surenin ilk ayetinin kitabedeki gibi,

"1. Er rahman."

sözüyle başladığını?

Herhalde araştırmacı arkadaşımız Hasan Akçay bu bulguyu gördükten sonra İslamiyet'ten vazgeçti ve aramıza katıldı.

Eğer Hasan Akçay hattaysa bize bu konuda bilgi verebilir mi?

Not: Daha sonra "[Almaqah] the [Sabean] moon-god" konusuna bir bakalım lütfen!

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 01-12-2012, 23:17
balyapan balyapan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Oct 2012
Mesajlar: 326
Standart

sorgulayalım bakalım:
1.ebabil:sürü sürü demektir.
bir an bu kuş türünün ebabil olduğunu kabul edelim.
2.haritada kırmızılı bölge olan Türkiye,iran,hindistan ve diğer Asya ve ortadoğu ülkelerindeki ebabil kuşlarının göç yolları hakkında bilgi yok.sonuçta Arabistan'a uğramasınlar diye mi acaba
3.1400 küsür yıl önceki ebabil popülasyonu ve göç yolları nasıldı acaba?
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 01-12-2012, 23:24
ALKA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ALKA ALKA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2010
Bulunduğu yer: Berlin
Mesajlar: 5.990

Başarı Ödülü 

Standart

upuaut´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Petra ve Mekke'ye gelince, ikisi de susuzluğuyla ünlü yerler. Oralarda hiçbir file hayat yok. Petra tapınağının sütun başlarındaki heykeller yerli fillerin değil Hindistan fillerinin heykelleri. Ticaret için oraya gidip filleri gören ve onlardan etkilenen Araplar yaptırmış."
Anlattıklarınız çoğunlukla doğru ama yukarıdaki konuda olay tam bu şekilde değil, sayın Upuaut.

Bu konuda Wikipedi'nin Syrian Elephants (Suriye Fili) maddesine bakınız. Antik dönemlerde Suriye'nin belli bölgelerinde vahşi filler yaşıyordu ve bunlar zaman zaman avlanıyorlardı da. Suriye fillerinin nesli ise M.Ö. 100' tükendi, yani çok kısa bir süre önce M.Ö. 1. yy'da..

Bu fillerin soyu ya Asya fillerinden geliyordu ya da tam tersine Asya fillerinin atası Suriye filleriydi. Her durumda Asya filleri ile Suriye filleri akrabalar. Köken konusu henüz tem açıklanamamış ama Petra döneminde Suriye'de filler yaşıyordu ve bu yüzden yöre halkı tarafından da biliniyordu. Petra tapınağındaki fil heykellerinin Hindistan fillerine benzemesi bu yüzden doğaldır.

Suriye'deki fillerinin yaşadığı doğal alanlar sulak ve bataklık bir yer olup tarihi ismiyle Orontes Vadisi'dir. Orontes Nehri ise bugün bildiğimiz Asi nehri olup Orontes Vadisi de bugün Suriye içinde kalan ve Hatay'ın Yayladağ ilçesinin 10-150 km güneyindeki bir alandır.

Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 01-12-2012, 23:45
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart

ALKA´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Anlattıklarınız çoğunlukla doğru ama yukarıdaki konuda olay tam bu şekilde değil, sayın Upuaut.

Bu konuda Wikipedi'nin Syrian Elephants (Suriye Fili) maddesine bakınız. Antik dönemlerde Suriye'nin belli bölgelerinde vahşi filler yaşıyordu ve bunlar zaman zaman avlanıyorlardı da. Suriye fillerinin nesli ise M.Ö. 100' tükendi, yani çok kısa bir süre önce M.Ö. 1. yy'da..

Bu fillerin soyu ya Asya fillerinden geliyordu ya da tam tersine Asya fillerinin atası Suriye filleriydi. Her durumda Asya filleri ile Suriye filleri akrabalar. Köken konusu henüz tem açıklanamamış ama Petra döneminde Suriye'de filler yaşıyordu ve bu yüzden yöre halkı tarafından da biliniyordu. Petra tapınağındaki fil heykellerinin Hindistan fillerine benzemesi bu yüzden doğaldır.

Suriye'deki fillerinin yaşadığı doğal alanlar sulak ve bataklık bir yer olup tarihi ismiyle Orontes Vadisi'dir. Orontes Nehri ise bugün bildiğimiz Asi nehri olup Orontes Vadisi de bugün Suriye içinde kalan ve Hatay'ın Yayladağ ilçesinin 10-150 km güneyindeki bir alandır.
ALKA, alıntıladığın o sözler bana ait değil, Hasan Akçay'a aittir. Eğer o mesajımdaki Hasan Akçay linkine tıklasaydınız, bunu görebilirdiniz.

Peki, sen 15. mesajımdaki Hasan Akçay'ı da aramıza katılmamıza neden olan "Er Rahman" bulgusuna ne diyeceksin? Bu bulgu Kuran'dan önce "Ebrehe Kitabesi"nde 2 kez geçer.

Şimdi bu bulgu için denilecek ki, İslam öncesi Hanifler vardı ve bu kelime oradan geldi. Ama kazın ayağı öyle değil! Çünkü bu ismin geçtiği kitabedeki Kral Ebrehe (Abraha) bir Hristiyan kraldır.

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.

Konu murted tarafından (04-12-2012 Saat 16:03 ) değiştirilmiştir. Sebep: Alıntıdaki resmi başlık şişmesin diye kaldırdım, nasılsa iletinin orjinalinde var.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 02-12-2012, 00:48
istatistik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
istatistik istatistik isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2010
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 3.058
Standart

balyapan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sorgulayalım bakalım:
1.ebabil:sürü sürü demektir.
bir an bu kuş türünün ebabil olduğunu kabul edelim.
2.haritada kırmızılı bölge olan Türkiye,iran,hindistan ve diğer Asya ve ortadoğu ülkelerindeki ebabil kuşlarının göç yolları hakkında bilgi yok.sonuçta Arabistan'a uğramasınlar diye mi acaba
3.1400 küsür yıl önceki ebabil popülasyonu ve göç yolları nasıldı acaba?
Eksik bilgi verdiğimi ve kırmızı bölgenin ebabil kuşunun göç yollarını da kapsadığını daha sonraki bir mesajımda belirtmiştim. Geçmişe yönelik verileri ise fosil kayıtları incelenerek görülebilir. Hatta bunu siz bulup çıkartabilir ve iyi bir argüman elde edebilirsiniz.

Bunun yanında, bahsettiğim asıl mesele, fizik kuralları gereği kuşların attıkları taşların herhangi ölümcül bir yaraya neden olmayacağıdır. Göç ederken bu coğrafyadan geçmiş olduklarını herhangi bir inceleme yapmadan kabul etseniz bile.

Dinler çoğunluğun korkusu ve azınlığın kurnazlığı üzerine kuruludur. (Stendhal)

SERBEST KALEM
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 02-12-2012, 01:44
balyapan balyapan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Oct 2012
Mesajlar: 326
Standart

istatistik´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Eksik bilgi verdiğimi ve kırmızı bölgenin ebabil kuşunun göç yollarını da kapsadığını daha sonraki bir mesajımda belirtmiştim. Geçmişe yönelik verileri ise fosil kayıtları incelenerek görülebilir. Hatta bunu siz bulup çıkartabilir ve iyi bir argüman elde edebilirsiniz.
yanlış anlamış olabilirsiniz.o kırmızı alan kuzey yarımkürede ki ebabil kuşu dağılımını gösteriyor.çünkü,göçmen kuşların göç yönü kuzey güney istikameti diye biliyorum.
fosil konusuna gelince,benim ona ayıracak zamanım yok,sizin zamanınız varsa siz deneseniz
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 02-12-2012, 02:00
ALKA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ALKA ALKA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2010
Bulunduğu yer: Berlin
Mesajlar: 5.990

Başarı Ödülü 

Standart

balyapan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
yanlış anlamış olabilirsiniz.o kırmızı alan kuzey yarımkürede ki ebabil kuşu dağılımını gösteriyor.çünkü,göçmen kuşların göç yönü kuzey güney istikameti diye biliyorum.
fosil konusuna gelince,benim ona ayıracak zamanım yok,sizin zamanınız varsa siz deneseniz
Şu bilgiler var: Ebabil kuşlarının bir kısmı Batı ve Orta Avrupa'da yaşıyor ve kışın Cebelitarık üzerinden yani Batıdan Afrika'ya göç ediyorlar.

Ebabillerin başka bir kısmı ise Doğu Avrupa ve Sibirya'da yaşıyor. Onlar da Akdeniz üzerinden Afrika'ya göç ediyorlar. Onların göç yoluna dair net bir görsel bulamadım, muhtemelen Kızıldeniz kıyıları boyunca Afrika'ya göç ediyorlar.

Bir de şu bilgi var. Ebabiller gibi yine Apus kuş cinsine ait olan ve İngilizce Little Swift (Apus affinis) denilen küçük ebabil kuşları var. Bunlar Suudi Arabistan'ın bir kısmında da yaşıyorlarmış.


Kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/Little_Swift
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 02-12-2012, 21:55
istatistik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
istatistik istatistik isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2010
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 3.058
Standart

balyapan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
yanlış anlamış olabilirsiniz.o kırmızı alan kuzey yarımkürede ki ebabil kuşu dağılımını gösteriyor.çünkü,göçmen kuşların göç yönü kuzey güney istikameti diye biliyorum.
fosil konusuna gelince,benim ona ayıracak zamanım yok,sizin zamanınız varsa siz deneseniz

Hayır. Kırmızı bölge göç yollarını da kapsayan bir harita. Bu bölgede göç eden ebabil kuşu türleri oldukça fazla olduğundan eksik kalmış.

Ebabillerin bir kısmı Asya'nın içlerinde ve Rusya'da yaşamakta ve bunlar kışın gelmesiyle beraber okyanusun kıyısına kadar göç ediyorlar. Daha uzun mesafede göç edebilenleri ise Avustralya'ya kadar yol alıyorlar.

Dinler çoğunluğun korkusu ve azınlığın kurnazlığı üzerine kuruludur. (Stendhal)

SERBEST KALEM
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 02-12-2012, 23:50
murted - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
murted murted isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Moderator
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Sep 2008
Mesajlar: 2.848
Standart

Bu ayetlerle ve bununla ilgili rivayetlerde verilmeye çalışılan ana mesaj nedir?
Rivayette peygamberin dedesi, kendisine niçin Kabe dururken develerin için kaygılanıyorsun diye soran adama Allah'ın evini koruyacağından emin olduğundan Kabe için kaygılanmadığını söyler.

Yani Allah'ın evine dokunmaya kalkanı Allah taş edecektir. Nitekim de öyle olur, Allah evini yıkmaya kalkanlara bir takım kuşları musallat eder. Kabe'ye dokunmaya kalkan iflah olmaz.

Oysa safdil Müslümanlara Allah'ın koruması altında olduğu bellettirilen Kabe'nin başına 1400 senedir gelmedik şey kalmamıştır. Utanmak lazım tabi aynı masalları anlatabilmek için. İslam'ın insan uydurması olduğunu idrak ettikten çok sonraları öğrendim zavallı Kabe'nin başına gelenleri, Müslümanların ekseriyse hala bihaber. Haberdar olanların olaya nasıl baktığını merak ediyorum. Biz mi yanlış sonuç çıkarıyoruz acaba?

No Religion No Cry

Ateizmi Anlamak için tıkla!
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Gadir-i Hum Olayı aspartam İslam 16 24-01-2012 01:58
Ebabil Kuşları Hissesi... hackercesur İslam 11 11-12-2010 05:03
Büyü Olayı !!! Mikail16 İslam 44 06-10-2010 13:09
Tor Olayı Averroes Konu-dışı 64 28-03-2008 17:07
Etek olayı oxygen49 Konu-dışı 0 16-05-2006 21:38

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:57 .