17-03-2013, 10:11
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 09 Jul 2009
Mesajlar: 821
|
|
Kuran'ın insan ürünü olamayacağına kanıt argümanları
Bazı web sayfalarında gördüğüm iddialar var. Bu iddialar genellikle ontolojik kanıtlar olmaktan çok "Arapça Kuran'daki kelime, harf sayısı uyumu, şu fiilin şu kadar kullanılması, bu fiilen bu kadar kullanılması, bu sayıların çarpılıp bölünmesi sonucunda hep aynı sayıya ulaşılması" tarzında argümanlar.
Ancak nedense sadece Arapça dilinde bu gözleniyor. Evreni yaratabilecek kadar güçlü bir tanrı (her şeye kadir) Kuran başka bir dile çevrildiğinde de bu uyumu niçin devam ettiremiyor?
Bir iddialarla ilgili bir diğer dikkat çeken nokta da, Kuran'ı yazan insanlar tarafından bu rastlaşmaların ayarlanmasının imkansız gibi gösterilmesi. "Hiçbir insan bunu yapamaz o halde bu kadar mucize içeren bir eser Allah tarafından gönderilmiş olmalıdır" sonucuna varılıyor buradan da.
Ancak gerçekten bu imkansız mı? Kuran'ı insanların kaleme aldığını çelişkili bilim dışı ayetlerden bildiğimize göre bu kelime, harf rastlaşmaları ve uyumlarının açıklaması ne olur?
1) Kuran'ı kaleme alan insanlar bunları tek tek hesapladı, ölçtü biçti, metni bu şekilde süsleyerek hazırladı. Kaldı ki Kuran'ın kendisi ve kafiye, uyak, kelimelerin dizilişinin çok kusursuz olduğu gibi şeylere vurgu yapıp aynısını yazıp getirin der ki buradan da bu simetrinin bilinçli olarak bu insanlarca hazırlandığını anlıyoruz.
2) Kuran'ı kaleme alanlar böyle bir amaç gütmediler ancak onda bir mucize bulmayı çok isteyen insanlar Kuran'ın altından girip üstünden çıkarak bu hesaplamaları yaptılar. İstedikleri sonuçları aldıklarında mucize dediler, istedikleri sonuçları alamadıkları yerde bıraktılar.
Sizlerin bu tarz iddialar konusunda fikirleri nelerdir ve nasıl cevap veriyorsunuz?
|
17-03-2013, 13:20
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
|
|
bu konuyla ilgili daha önce yazmış olduğum bir mesajı paylaşmak isterim:
Hitler'in 1926'da iktidara gelmeden önce hapisteyken yazdığı "Kavgam" adlı eserini herkes bilir. İnternetten onun türkçe çevirisini indirip bazı kelimeleri
arattım. Bilerek Türkçe çeviri metnini esas aldım ki kaynak olarak saçma ve rastgele bir metin olsun dedim.
301 sayfalık bu çeviri metninde geçen bazı kelimelerin adetleri şöyle çıktı;
Ekli "gece" kelimesi 21 defa
Ekli "karanlık" kelimesi 22 defa,
Eksiz "kahraman" kelimesi 10 defa
Eksiz "cesur" kelimesi 11 defa,
Eksiz "köle" kelimesi 4 defa, ekli 9 defa
Eksiz "özgür" kelimesi 5 defa, ekli 10 defa,
Eksiz "güç" kelimesi 19 defa
Eksiz "otorite" kelimesi 20 defa,
Eksiz "intikam" kelimesi 17 defa
Eksiz "felaket" kelimesi 18 defa,
Eksiz "ölüm" kelimesi 22 defa
Eksiz "zulüm" kelimesi 23 defa,
Eksiz "niyet" kelimesi 14 defa
Eksiz "istek" kelimesi 15 defa,
Eksiz "iman" kelimesi 15 defa
Eksiz "allah" kelimesi 16 defa,
Eksiz "üniforma" kelimesi 4 defa
Eksiz "subay" kelimesi 5 defa,
Eksiz "hırs" kelimesi 9 defa
Eksiz "arzu" kelimesi 10 defa,
Eksiz "gazete" kelimesi 13 defa
Eksiz "haber" kelimesi 13 defa,
Eksiz "ekonomi" kelimesi 7 defa
Eksiz "sermaye" kelimesi 7 defa,
Eksiz "zafer" kelimesi 35 defa
Eksiz "devrim" kelimesi 35 defa,
.
.
.
metnin üzerinde biraz daha çalışılırsa bu liste bu şekilde uzayıp gider. Son üç kıyaslamayı saymazsak sanki bazı kelimelerin arasında "+1"lik bir bağ varmış gibi.
bunların dışında daha başka komik bağlar kurulması da mümkün. Mesela çeviri metninde "iktidar" kelimesi eksiz olarak 18 defa geçiyor, kelimelerde karşımıza çıkan "+1" kuralını bunda uygulayıp 19 sayısını elde ediyoruz, "sene" kelimesi ise eksiz olarak 33 defa geçiyor. 19 ordan 33 burdan oldu mu sana 1933. 1933 senesinde hitler Almanya'da iktidarı ele geçiriyor. Onun dışında "yahudi" kelime sayısına "intikam" ve "ölüm" kelime sayılarını ekleyince metinde geçen "alman" kelime sayısına ulaşılıyor ve saire.
şayet bütün kelimelerin ekli veya eksiz adetleri tek tek çıkartılırsa aradaki bağları kurmak daha da kolay olur. Sonra hangi bağ sayıca daha çoksa sadece onları esas alıp sanki ortada bir düzen varmış gibi sıradan tesadüflere mucize kılıfları kolaylıkla giydirilebilir.
|
17-03-2013, 14:08
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Dec 2008
Mesajlar: 400
|
|
Arap harfleriyle oynayıp onlardan mucize çıkarmayı en çok Said Nursi sever.harflerle oynama(ebced hesabı)aslında bir yahudi gelenegidir.yahudi dönmelerinin en çok bulundugu yerlerde bu ebced hesabına aşina olan tekkelerdir(kaynak soner yalçın beyaz türkler)
Garibim Said Nursi asparagas bir habere kanıp rakamlardan nasıl bir mucize çıkarmış buyrun okuyun.
Diyor ki: Bu baharda Rusya'nın Viladivostok Ormanlarına, zemin yüzünde hiç emsali görülmeyen büyüklükte semadan taşlar düşmüş. Ve en büyüğü, yirmibeş metre uzunluğunda ve on metre boyundadır. Düştüğünde etrafındaki ağaçları devirmiş ve otuz kadar büyük çukurlar husule getirmiş. Tedkik edilen parçalarında; demir, çelik ve başka maddeler karışık olarak mizansız bulunmaktadır.
İşte resmi gazetelerin kat'i verdikleri bu haber, 1360 sene evvel Sure-i Fil'in mu'cizane تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ cümlesi ile, 1359 tarihinde dünyayı dine tercih eden ve dinsizliği esas tutan, bir nevi medeniyet hesabına beşeri yoldan çıkaranların başlarına, Ebabil kuşları gibi semavi tayyarelerden bombalar başlarına inecek ve semavi taşlar yağdırmasına mukaddemesi olacak diye haber veriyor.
Ve فِى تَضْلِيلٍ aynen 1360 tarihini gösterip, dalaletin cezası olarak Kavm-i Lut'un başına gelen ahcar-ı semaviyeyi andıran semavi taşlar o tarihlerden sonra geleceğini haber verip tehdid ediyor.
Ve Risale-i Nur'un Sure-i Fil nüktesine ait beyanatı içinde haşiyeli bu cümle var: " Evet bu tokatlardan pür-şer beşer, şirkten şükre girmezse ve Kur'ana tarziye vermezse, melaike elleriyle de ahcar-ı semaviye başlarına yağacağını, bu sure bir mana-yı işari ile tehdid ediyor."
İşte bu fıkra doğrudan doğruya bu taşlara işareti olmasına iki emare var:
Birincisi: Şimdiye kadar gelen semavi taşlar bir-iki karış oldukları halde, böyle yirmibeş metre uzunluğunda ve on metre genişliğinde dağ gibi taşlar, elbette semavatın dinsizliğe karşı bir alamet-i hiddetidir. Sure-i Fil mu'cizane ona bakması, onun tefsiri ona işaret etmesi hakikattır. O hadisenin o ihbara liyakatı var. Çünki emsalsizdir.
İkinci emaresi: Bütün zemin yüzünü ve nev'-i beşeri tehdid eden dehşetli bir dinsizliğin merkezlerine gelmesidir. Ve dinsizler bunu hissetmişler ki; küçücük hadiseleri ehemmiyetle neşrettikleri halde, bir-iki aydır bu acib dehşetli hadiseyi, ellerinden geldiği kadar şaşaalandırmamağa çalışmışlar.
|
17-03-2013, 14:15
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 08 Mar 2010
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 3.058
|
|
Bu yöntem özellikle "Ömer Çelakıl" tarafından uzun süre kullanıldı. Mhp'nin 40. yıl iktidar hedefine benzer hesaplama yöntemleri ile, esasında rastgele belirlenmiş metamatiksel işlemlerin sonuçlarına bir anlam yüklenmeye çalışıldı. Bunda, kelimelerin arapça metinden seçilmesi, insanların arapça bilmemeleri, bilenlerin de böyle boş bir mesele ile uğraşmaya üşenmesi gibi bazı etkenler oldukça önemli rol oynadı.
Bunun yanında, Kuran'ın ilk yazılmış olduğu dönemde, "Hareke" denilen işaretlerin Arap diline henüz girmemiş olduğunu da unutmamak gerekir. Bunun önemi nedir denilecek olursa: Harekelerle birlikte önceden aynı seste olan ancak anlam bakımından farklı ele alınabilen kelimeler böylelikle birbirlerinden ayrılmış oldu. Ortaya yeni kelimeler çıktı. Yani üzerinde hesap yapılan başlangıç metni değil, sonradan oluşturulmuş bir metin.
Ayrıca, kimi çalışmalar da göstermiştir ki hesaplamalarda kimi zaman eş anlamlı/eşe sesli kelimeler hesaba dahil edilirken, kimi zaman da dahil edilmemiştir. Yani, elde edilmek istenen sonuca göre sayısal veriler değiştirilmiştir.
Dinler çoğunluğun korkusu ve azınlığın kurnazlığı üzerine kuruludur. (Stendhal)
SERBEST KALEM
|
17-03-2013, 14:21
|
|
Moderator
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 26 Sep 2008
Mesajlar: 2.848
|
|
Bu tip şeyler, insanın algıda seçiciliğinin istismarıdır, fazlası değil.
Numeroloji
Zaten her daim ortaya tutarlı bir yöntem ortaya koymaktan acizdirler. Verilerden bir sonuca varmazlar, verileri zaten olmasını istediklerini şeye uydurmaya kalkarlar.
|
17-03-2013, 17:51
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 13 Mar 2013
Mesajlar: 29
|
|
Arapçasında bile iddia ettikleri sayılara ulaşılmıyor bazı kelimeleri ve bazı ek almış hallerini sırf istenen sayıya ulaşmak için saymıyorlar. iddialarını sınayan insanlarla karşılaşınca da fazlasıa gülünç durumlara düşüyorlar. acımamak elde değil
|
17-03-2013, 18:42
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 26 Jul 2009
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.271
|
|
Bir de bunlar türemiş Yeni mucizeler vs..
Kuran'daki ayet ve sure numaralarının bazı bölgelerin enlem ve boylam numaralarını gösterdiğini iddia etmekteler..
Sonra dünyanın iki günde yaratılışına son derece zorlama yorumlar yapılmış.
http://www.yenimucizeler.com/
|
17-03-2013, 19:35
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 13 Apr 2012
Mesajlar: 1.172
|
|
Kuran, açıkça kızgın bir erkeğin duygularını ve de kendine ait cinsel durumlarınıın ne denli kutsal olduğunun anlatıldığı ve diğer insanlardan inanmayanları aşağılayan söylemlerle dolu.
1- Herşeye muktedir olan, sonsuz güç sahibi olan bir varlık insanlarla iletişim kurmak için elçiler yollamaz. Yollarsa bu onun acizliğinin ifadesi olur.
2- Kadınlara yönelik ikinci sınıf muamelesi yapan bir tanrı olabilir mi? Kadınları erkeklerin tarlası mertebesinde gören bir tanrı olabilir mi? Bu bir erkeğin düşü olabilir.
3- Tüm insanlara ulaşmak isteyen tanrı bunu insanlardaki akıl sayesinde yapar. AKIL insanların tek güvenebileceği araçlarıdır. AKIL herkesde vardır.ve herkes bu araç aracılığıyle tanrı ile ilişki kurabilmektedir. Tanrıyı tek bir dile bağlayan pek akıllı olmayandır.
4- İMAN ise aklı kafese sokarak çalışmaz bir duruma getirmeyi amaçlar.
5- Kuranın açıkça insan sözü olduğunu belirleyen kızgın erkeğin söylemleri, bir tanrıya yakışmayan söylemlerdir. Tanrıyı Kuran intikam alıcı olarak sunmaktadır. Daha yaşayan insanları cehennemle mükafatlandıran Kuran açıkça affedici bir tanrının olmadığını göstermektedir.Tanrının tüm kızgınlığı Kurana göre insanların elçiye inanmamalarından kaynaklanmaktadır. Aslında kızgın olan tanrı olmayıp kendinden elçi olandır.
6- Bütün bu saydığım gerçekleri akılları sıra yok edebileceklerini sanan gariban kişiler de, Kuranda, ŞİFRELER, SAYI numaraları vesaireden medet umdukça daha da dibe gittiklerinin farkında olmazlar.
7- Tanrıyı ELÇİYE bağlamaya( ALLAH MUHAMMEDE MELEKLERİYLE BİRLİKTE SELAM DURMAKTADIR) yönelik söylemlere kutsal diyenler, ne tanrı ne de kutsiyet hakkında bilgileri olmayanlardır. İlahi dinler tanrıyı ELÇİLERİNE bağlayarak ne denli basit bir tasarımda bulunduklarını açıkça ortaya koymuşlardır. Bu gerçeği değiştirecek babayiğit de anasından henüz doğmamıştır.
|
17-03-2013, 20:25
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706
|
|
Tum kanitlar, iddia edilenlerin aksine , insan urunu oldugunun ispatidir.
|
19-03-2013, 18:09
|
Yasaklandı
|
|
Üyelik tarihi: 19 Mar 2013
Mesajlar: 5
|
|
Ascendent´isimli üyeden Alıntı
Bazı web sayfalarında gördüğüm iddialar var. Bu iddialar genellikle ontolojik kanıtlar olmaktan çok "Arapça Kuran'daki kelime, harf sayısı uyumu, şu fiilin şu kadar kullanılması, bu fiilen bu kadar kullanılması, bu sayıların çarpılıp bölünmesi sonucunda hep aynı sayıya ulaşılması" tarzında argümanlar.
Ancak nedense sadece Arapça dilinde bu gözleniyor. Evreni yaratabilecek kadar güçlü bir tanrı (her şeye kadir) Kuran başka bir dile çevrildiğinde de bu uyumu niçin devam ettiremiyor?
Bir iddialarla ilgili bir diğer dikkat çeken nokta da, Kuran'ı yazan insanlar tarafından bu rastlaşmaların ayarlanmasının imkansız gibi gösterilmesi. "Hiçbir insan bunu yapamaz o halde bu kadar mucize içeren bir eser Allah tarafından gönderilmiş olmalıdır" sonucuna varılıyor buradan da.
Ancak gerçekten bu imkansız mı? Kuran'ı insanların kaleme aldığını çelişkili bilim dışı ayetlerden bildiğimize göre bu kelime, harf rastlaşmaları ve uyumlarının açıklaması ne olur?
1) Kuran'ı kaleme alan insanlar bunları tek tek hesapladı, ölçtü biçti, metni bu şekilde süsleyerek hazırladı. Kaldı ki Kuran'ın kendisi ve kafiye, uyak, kelimelerin dizilişinin çok kusursuz olduğu gibi şeylere vurgu yapıp aynısını yazıp getirin der ki buradan da bu simetrinin bilinçli olarak bu insanlarca hazırlandığını anlıyoruz.
2) Kuran'ı kaleme alanlar böyle bir amaç gütmediler ancak onda bir mucize bulmayı çok isteyen insanlar Kuran'ın altından girip üstünden çıkarak bu hesaplamaları yaptılar. İstedikleri sonuçları aldıklarında mucize dediler, istedikleri sonuçları alamadıkları yerde bıraktılar.
Sizlerin bu tarz iddialar konusunda fikirleri nelerdir ve nasıl cevap veriyorsunuz?
|
Selam. Kuran'daki 19 sistemi ve simetrik düzen, onun Tanrısal olduğunu kanıtlar. Kuran'ı yazanların bunun için uğraştığına da inanabilirsiniz tabi ama bana göre herşey net.
Bunu olasılık hesaplarıyla değerlendirmek lazım. Başka kitaplardan da 19 sistemi çıkar belki ama işin içine olasılık girince Kuran'ın eriştiği noktaya erişebilen bir kitap yok. En azından 14 asır önce bilgisayarsız bir ortamda bunu yapmak zor olurdu herhalde.
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:34 .
|