Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Dil, Mantık & Zihin Felsefesi

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 18-03-2024, 09:13
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.696

Onur Üyeliği 

Standart Felsefe, Bilim Üzerine Materyalist FİLOZOFLAR




John Toland (30 Kasım 1670 - 11 Mart 1722)

Toland, deizme, panteizme ve oradan materyalizm ve ateizme yol almıştır.

Alıntılar -aktaran- Kitap: John Tolan'ın Din Felsefesi, Sait Kar, Lambert Academic Publishing

Sait Kar s:1 Diyor ki
Jaspers'in "arzın ayağımızın altından kaydığı", Marx'ın ise "katı olan her şeyin buharlaşıp uçtuğu" bir dönem olarak tanımladıkları ve var olan her şeyin sorgulanıp akla uygun bulunmayan hiçbir şeyin kabul edilmediği, Moses Mendelssohn'a göre ise, "insan aklının kullanımına ilişkin henüz tamamlanmamış ve herkese açık olması gereken bir eğitim süreci" olan Aydınlanma Çağı, genel olarak XVII. yüzyılın son çeyreğinde başlayıp XVIII. yüzyılın sonuna kadar uzanan bir zamanda gerçekleştiği kabul edilen ve toplumu, insan aklı ve dolasıyla düzenlemenin hedeflendiği, tarihi bir dönemin adıdır.
John Toland s:33 Diyor ki
Yaygın kanaatin dışında olan bir şeyi desteklemenin, şüphesiz bir çekememezliğe neden olacağını ve riske girmek olduğunu biliyorum.
Deist olduğu dönemde aşağıdaki kısa alıntıyla özetlenen ifadeyi dile getirmiştir, elbette sonunda dinlerin, papazlar v.b menfaat grup, makam ve mevkilerin, kısaca iktidarların çıkarları ekseninde olduğunun farkına varmıştır.
John Toland s:29 Diyor ki
Dinin özü ile papazlık arasındadır savaş,
Herkes insanoğluna düşman, papazlıkla arkadaş
Sait Kar s:63-64 Diyor ki
Toland, madde hakkındaki görüşünü ortaya koyarken, birbirinden farklı olmakla birlikte bu üç temel teoriyi birleştiren bir yaklaşım sergilemiştir. Ona göre madde, katılık, girimsizlik ve uzam gibi özelliklere sahip olmakla birlikte mutlak surette hareketlidir de. Nitekim maddenin harekete sahip olması, onun en temel tezidir.
Toland, maddenin zorunlu olarak uzama sahip olması gibi, hareketin de onun zorunlu bir unsuru olduğunu savunmakla birlikte, uzamın kendisi ile ve kendi içinde idrak edilebildiğini fakat hareketin böyle olmadığını söyler. Zira hareket, başka bir şeyin içinde idrak edilir ve onun kavranışı uzamı da içermektedir. Maddenin sadece uzam, katılık ve eylemden oluştuğunu, bu üçü dışında hiçbir başka temel niteliğe sahip olmadığını iddia etmemekle birlikte Toland, sadece bunların ortak değerlendirilmesi sonucu bu niteliklerin fenomenlerine ait bir dünyanın daha iyi anlaşılabileceğini savunur. Madde içerisindeki bu nitelikler, birbirinden yalnızca zihinsel olarak ayrılabilir. Nitekim Toland, uzamın madde fikrini tükettiği görüşünü, katılığı veya hareketi belirtmediği için reddeder. Ona göre, açıkça uzama sahip olan her şeyin madde olduğu doğrudur; fakat madde sadece uzama sahip olan şey değil benzer şekilde aktif ve katıdır da. Uzam, maddenin tüm bölünmeleri, biçimleri ve parçalarına ait dolaysız öznedir. Değişimlere sebep olan şey ise eylemdir. Bu değişimler de katılık olmadan belirgin hale gelemezler. Eylem, maddedeki tüm yerel hareketlerin, değişimlerin ve çeşitliliğin dolaysız sebebidir; ancak uzam, onların mesafelerinin öznesi ve ölçüsüdür. Ve katılık, yapıların direnci, dürtüsü ve ortaya çıkmasına bağlı olsa da, uzam içinde onları yaratan eylemdir. Katılık, uzam ve eylem üç farklı fikirdir, ancak üç farklı şey değildir. Yalnızca tek ve aynı maddenin çeşitli tefekkürleridir. Buna göre, Vis motrix, yani itici güç, maddenin en temel eylemidir. Vis impressa, yani tikel yapıların küçük gücü ise, genel eylemin bir belirlenimidir. Bu açıdan bakıldığında, her şeyin hareket edebileceği şüphe götürmez bir gerçektir. Zira başka bir şey tarafından belirleninceye dek kendi kendilerini belirlerler. Madde aktif olduğundan, onun herhangi bir parçasında bu eyleme verilen yön, kendisine ait olarak sonsuza dek sürecektir. Çünkü hiçbir etki sebepsiz yere var olamaz ve neticesinde bu yön, daha büyük bir güç tarafından değiştirilmelidir. Bir başkası başlamadığı sürece, öteki asla sonlanmaz. Madde içinde hiçbir biçim ortadan kalkmaz, yalnızca bir diğerinin yerini alır. Bu sebeple bir hareketi, mutlak bir durağanlık hali değil, bir başka hareket takip eder. Maddenin herhangi bir parçasında, tek bir biçimin sonlanması tümünün sonlanmasına sebep olmaz ve bu imkânsızdır. Katı, uzama yayılmış maddenin parçalarındaki harekete ait bu belirlenimler, bizim tabiat fenomenleri dediğimiz şeylerdir ve biz onlara, duyularımızı etkileme biçimlerine, bedenlerimize verdikleri haz ve acıya yahut yıkımımız ile korunmamıza yaptıkları katkıya göre isimler verip kullanımlar atfederiz.
Benim de süreğen ifade ettiğim, etmek zorunda kaldığım, tanımlarımızın form-yapılara, aralarındaki ilişki ve etkileşimlere nazaran anlam kazandığını, bilginin, özne-nesne ilişkisinde elde edilen verinin yorumuyla anlam kazandığını dile getiriyor olmam gibi, 17-18. Yüzyılda Toland'da farkında ve dile getirmektedir. Hatta öyle ki, Toland -ileride göreceğimiz gibi bu sürece değinirken sinirlerden de söz edecektir.

Devam edecek ve Toland'a göre, felsefenin esasının bilim olduğunu, bu bağlamda bilginin önemi ve felsefenin bilimi açığa çıkarttığı görüşlerine, bununla birlikte, gerçeği(hakikati) bilmek ile dile getirmenin farklı olduğu, çünkü çoğu bilen kişinin, bu bilgiyi kendi menfaatleri adına kullanma eğiliminde olduğunu dile getirmiş olduğunu, böylece kapitalizm dünyasında, heleki 21. yüzyılda, piyasa ve statüko haline gelmiş çıkarcılığın ürettiği bunca kirin, sözde-bilimin günümüzde nasıl da prim yaptığı, bunun altında yatanın toplumların(sıradan insanların) nasılsa düşünmediği-birileri düşündüğü ve onlara inandıklarını da dile getirecektir.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
felsefe, jon toland


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:17 .