Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Sanat > Sinema

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 24-02-2009, 16:42
Dev-Lis Dev-Lis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Feb 2009
Mesajlar: 3
Standart

Çok güzel bir filmdir izlenirse pişman olunmaz müslümanların peygamberlerinden dahada ' peygamber ' bir insan CHE..
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 06-04-2009, 22:44
ojo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ojo ojo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2009
Mesajlar: 8
Standart

evet bende izledim bu filmi gerçekten güzeldi.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 04-12-2009, 01:07
dogruluk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dogruluk dogruluk isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Aug 2009
Mesajlar: 286
Thumbs up

Tür : Dram / Müzik
Gösterim Tarihi : 29 Şubat 2008
Yönetmen : Kirsten Sheridan
Senaryo : Nick Castle , James V. Hart
Yapım : 2007, ABD , 114 dk.
Oyuncular

Freddie Highmore (August Rush) , Keri Russell (Lyla Novacek) , Jonathan Rhys Meyers (Louis Connelly) , Robin Williams (Maxwell 'Sihirbaz' Wallace) Lyla Novacek çok yetenekli bir viyolonselisttir. New York'taki bir konser çıkışında Washington Square'deki bir partiye katılır. Orada İrlandalı gitarist Louis Connelly ile tanışır. Müzik aşkını paylaşırlarken birbirlerine de aşık olurlar ve o gece birlikte olurlar.

Bir daha birbirlerini hiç görememiş olan bu ikilinin, o gecenin meyvesi olan çocukları August Rush ise yıllar sonra müziğin yardımıyla ailesini bulabileceğine inanır.

Hem müziğe hem de güzel bir öyküye doyabileceğimiz, keyifli bir film

Örümcek,işini dokumacıya benzer şekilde gördügü gibi arı da petegini yapmada pek çok mimarı utandırır.Ne varki; en kötü mimarı en iyi arıdan ayıran şey mimarın yapısını gerçekte kurmadan ,önce onu imgesinde kurabilmesidir.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 04-12-2009, 01:09
dogruluk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dogruluk dogruluk isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Aug 2009
Mesajlar: 286
Standart

Tür : Romantik / Komedi
Gösterim Tarihi : 14 Eylül 2007
Yönetmen : Ken Kwapis
Senaryo : Kim Barker , Tim Rasmussen , Vince Di Meglio , Wayne Lloyd
Görüntü Yönetmeni : John Bailey
Müzik : Christophe Beck
Yapım : 2007, ABD , 90 dk.
Oyuncular

Robin Williams (Reverend Frank) , Mandy Moore (Sadie Jones) , John Krasinski (Ben Murphy) , Eric Christian Olsen (Carlisle) , Christine Taylor (Lindsey Jones) , Josh Flitter (Choir Boy) , DeRay Davis (Joel) , Peter Strauss (Mr. Jones) Ben ve Sadie sonsuza dek mutlu yaşayacaklarına dair birbirlerine söz vermek için sabırlanan bir çifttir. Evlenmek için herşeyleri hazırdır. Aşk, aile desteği, maddi koşullar, kısacası herşey mükemmel görünse de hiç hesaba katmadıkları bir sorunla karşılaşırlar.

Sadie'nin aile kilisesinin baş rahibi olan Peder Frank, evlilik kurumunun kutsallığını korumak için evlendireceği her çifti bir sınavdan geçirmeden nikahlarını kıymayı kabul etmemektedir. Peder Frank'a ait olan "Sağlam Evliliğe Hazırlık Kursu"nu geçmedikleri takdirde, çifte evlilik yasağı gelir.

Bir takım mahremiyet ihlalleri de içeren ders programını geçmekten başka çareleri olmadığını gören Ben ve Sadie, evlenmeden evvel hayatlarının macerasını yaşayacaklardır.

Örümcek,işini dokumacıya benzer şekilde gördügü gibi arı da petegini yapmada pek çok mimarı utandırır.Ne varki; en kötü mimarı en iyi arıdan ayıran şey mimarın yapısını gerçekte kurmadan ,önce onu imgesinde kurabilmesidir.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 20-05-2009, 23:14
eylemsel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
eylemsel eylemsel isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Apr 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 355
Standart

OSAMA
OYUNCULAR:

Marina Golbahari (Osama) , Arif Herati (Espandi) , Zubaida Sahar (Anne) , Mohamad Nader Khadjeh , Mohamad Haref Harati , Gol Rahman Ghorbandi ,
Taliban rejiminin hüküm sürdüğü Afganistan'da kadınların yanlarında bir erkek akrabaları olmadan sokağa çıkmaları yasaklanmıştır. Hiçbir erkek yakını olmayan kadınlarsa evlerinde açlıktan ölmeye mahkumdur.




Bir anne ve oniki yaşındaki kızı da Taliban başa geçtikten sonra işsiz kalırlar ve anne kocasıyla erkek kardeşini savaşta kaybeder. Kendisi ve çocuğunu hayatta tutabilmek için annenin yapabileceği tek birşey vardır. Kızını erkek kılığına sokmak... Artık her dakikaları Taliban askerleri tarafından farkedilme ve öldürülme korkusuyla geçmeye başlar. Hayat artık zorlu bir yolculuğun ucundadır.




Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan Osama, Afgan yönetmen Siddiq Barmak'tan bir başyapıt ve Taliban başa geçtiğinden beri yapılmış ilk Afgan filmi. Cannes Film Festivali'nde En İyi Yabancı Film seçilen Osama'nın en ilginç özelliklerinde biri de filmdeki hiçbir başrol oyuncusunun profesyonel olmaması. Barmak tüm oyuncuları günlerce Afganistan sokaklarında dolaşarak seçmiş
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 21-05-2009, 20:00
eylemsel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
eylemsel eylemsel isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Apr 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 355
Standart

ESMA'NIN SIRRI

Bosna’lı Jasmina Zbanic’in yazıp yönettiği, binlerce dramatik hikâyenin yaşandığı Bosna savaşında 20.000’den fazla kadının sistematik bir şekilde tecavüz edilmesinin 15 yıl sonraki izlerini ortaya koyuyor.

Saraybosna’nın Grbavica semtinde 12 yaşındaki kızı ile yaşayan Esma, 90’lardaki savaşın ardından kendilerine yeni bir hayat kurmak istemektedirler. Bir gece kulübünde garsonluk yaparak kızına bakmaya çalışan Esma, uzun ve yorucu iş saatleri yüzünden kızı Sara ile yeterince ilgilenememektedir. Babasının savaş şehidi olduğu söylenen Sara, bir gün kendisinden yıllardır gizlenen bir gerçeği öğrenir. Anne kız ortaya çıkan korkunç sırrın ardından ilişkilerinde yeni bir döneme gireceklerdir.

2005 yılında son anda katıldığı Berlin Film Festivali’ndne büyük ödül olan “Altın Ayı” dâhil, üç büyük ödülle dönen, bir savaş sonrası draması “Grbavica”. Savaşların her zaman en çok acısını çeken kadınların ve çocukların acısı üzerine söyleyecek sözleri olan bir film…
Avrupa sinemasının örneklerinden bir tanesi olan bu film, başrolündeki Mirjina Karanoviç’inde sergilediği muhteşem performans ile izlemeye değer bir yapım. “Grbavica”
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 21-05-2009, 21:13
sinner - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sinner sinner isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 10 Sep 2008
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.493
sinner - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Eylemsel paylaşım için teşekkürler.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 21-05-2009, 23:12
Absürdist Absürdist isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Jan 2009
Bulunduğu yer: Anlamı olmayan bir dünyadan..
Mesajlar: 49
Absürdist - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart inherit the wind

"Inherit the wind" (1960)

IMDB Puan : 8.1/10

Yönetmen
Stanley Kramer

Senaryo
Jerome Lawrence
Robert E. Lee
Nedrick Young

Görüntü Yönetmeni
Ernest Laszlo

Müzik
Ernest Gold

Süre : 128 dakika

Oyuncular : Spencer TracyFredric MarchGene KellyDick YorkDonna AndersonHarry Morgan


Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerdendi. Herkese tavsiye ederim.

Filmden kısaca bahsedeyim: kutsal değerlerle örtüşmediği gerekçesiyle derste evrim teorisini işleyen biyoloji öğretmenine dava açılıyor. Film, mahkeme salonunda ve duruşmalarla devam ediyor. Biyoloji öğretmenini savunan avukatın elindeki tüm kaynaklar mahkeme tarafından alınırken,eline tek bir şey veriliyor "incil"...

Evrim teorisi okullarda okutulsun mu okutulmasın mı diye tartışılırken şu günlerde (hala tartışılırken ne yazık ki) film ayrı bir önem kazanıyor. Felsefi-düşünsel yönü ağır basan ve bağnazlığa eleştri getiren bir film.


Film hakkında:
http://www.radikal.com.tr/Default.as...ticleID=926827

http://www.sinemaestro.com/1925-inhe...wind-1960.html

Tanrı mı bizi yarattı biz mi onu yarattık? Köle olmaz isek Tanrı da olmaz..
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 31-05-2009, 01:59
sinner - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sinner sinner isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 10 Sep 2008
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.493
sinner - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart El laberinto del fauno (Pan'ın Labirenti)



1944 yılı İspanya'sında, sivil savaş kargaşası sona ermiş görünse de, Navarra'nın kuzeyindeki dağlık bölgelerde çatışmalar sürmektedir. Kendi hayal dünyasında yaşayan 10 yaşındaki Ofelia, hamile annesi Carmen'le birlikte, Navarra'ya, üvey babası Yüzbaşı Vidal'in yanına gider.

Yüzbaşı Vidal, faşist Franco yönetimi emrinde çalışan ve sınırları devrimcilerden temizlemekle görevli bir memurdur. Sert mizacı ve otoriter tavrı nedeniyle üvey babasıyla en ufak bir yakınlık kuramayan Ofelia, bir gün arka bahçelerinde, esrarengiz bir labirent keşfeder. Bu labirentin içinde tanıştığı, gövdesinin yarısı insan yarısı yaratık olan Pan'la yaşayacakları, Ofelia'nın bütün yaşamını değiştirecektir.


Del Toro’nun merakla beklenen filmi Labirent, İkinci Dünya Savaşı sonrasında geçen fantastik bir yolculuğun hikâyesi.
Yönetmen bizleri küçük bir kızın hayal dünyasının içine sokarak kurduğu olağanüstü fantastik dünyanın penceresinden faşizmin yıkıcılığı ve yok ediciliğiyle yüzleştiriyor.

Gerçi sağolsun yönetmenimiz Del Toro, bu filmin sonunda devrimcileri yenilgiye uğratmamış

Filmin Fragmanı:

Konu sinner tarafından (31-05-2009 Saat 12:33 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 04-12-2009, 01:12
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

sinner´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster


1944 yılı İspanya'sında, sivil savaş kargaşası sona ermiş görünse de, Navarra'nın kuzeyindeki dağlık bölgelerde çatışmalar sürmektedir. Kendi hayal dünyasında yaşayan 10 yaşındaki Ofelia, hamile annesi Carmen'le birlikte, Navarra'ya, üvey babası Yüzbaşı Vidal'in yanına gider.

Yüzbaşı Vidal, faşist Franco yönetimi emrinde çalışan ve sınırları devrimcilerden temizlemekle görevli bir memurdur. Sert mizacı ve otoriter tavrı nedeniyle üvey babasıyla en ufak bir yakınlık kuramayan Ofelia, bir gün arka bahçelerinde, esrarengiz bir labirent keşfeder. Bu labirentin içinde tanıştığı, gövdesinin yarısı insan yarısı yaratık olan Pan'la yaşayacakları, Ofelia'nın bütün yaşamını değiştirecektir.


Del Toro’nun merakla beklenen filmi Labirent, İkinci Dünya Savaşı sonrasında geçen fantastik bir yolculuğun hikâyesi.
Yönetmen bizleri küçük bir kızın hayal dünyasının içine sokarak kurduğu olağanüstü fantastik dünyanın penceresinden faşizmin yıkıcılığı ve yok ediciliğiyle yüzleştiriyor.

Gerçi sağolsun yönetmenimiz Del Toro, bu filmin sonunda devrimcileri yenilgiye uğratmamış

Filmin Fragmanı:

Gerçekten çok güzel bir film. Ben de tavsiye ederim.

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
bill maher, kitap, kitap onerisi, religulous


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Film gerçek oluyor KızıL Teknoloji & Elektronik 1 21-06-2022 11:20
Şöyle bir film var mı ? Arıyorum... hackercesur Sinema 9 11-09-2021 02:36
Bir Film ve Müziği theatre Konu-dışı 5 29-12-2009 22:29

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:21 .