Nüfüsumun üzerinde İslam yazması, ya da yazmaması açıkçası hiç aklıma bile gelmeyen; zerre kadar umursamadığım bir konudur.
Şekilcilikten, merasimlerden, şablonlardan fellik fellik kaçma taraftarı bir insan olarak düşüncelerin kalplere, beyinlere nakış gibi işlenmesinin asıl güzellik; asıl ehemmiyet olduğunu düşünüyorum. Tavır koymanın yeri yurdu da vardır; nitekim askerlik yaptığım süre boyunca hiç bir hedefe -hedef ne olursa olsun- kurşun sıkmamış; namluya mermi sürmeyi red etmiş biriyim. Terhis olana kadar da bu tutumumdan v a z g e ç m e d i m.
Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı; herkesin de hayata ve kurallara karşı öznel ve özgün duruş sergilemesi ''nev-i şahsına münhasırdır''; doğal olarak...
Kendime ya da çevreme ''bakın Nüfus kağıdımdan da İslamı sildirdim'' deme ihtiyacı hiç hissetmedim. Cem arkadaşın tercihine de saygı duyuyorum; onun kişisel yönelimidir; tercihidir. Ama ben farklı düşünüyor
um.
NUR Zaten bu insanlar o ibareyi sildiririse bu memlekette yasayamazlar..
|
Sayın Mirzabeyoğlunun neyi kastetdiğini açıklaması gerekir diye düşünüyorum bu cümlesiyle. Bu ülkede h e r dinden insanlar huzur içinde
yaşarken bu cümle bana provokasyon gibi geldi.
Ortodox Patriği Türkiyenin göbeğinde Tüm dindarların gözünün içine baka baka ''Ekümenik'' talep ediyor; Heybeliada Ruhban okulunun açılmasını talep ediyorlar - ve Mirzabeyoğlu belki şaşıracaktır- bu taleplerde bulunan-lar h a l a y a ş ı y o r l a r (!)
Nüfus kağıdının üzerindeki ibareler doldurulurken kimse bana fikrimi sormadığına göre; başkalarının bastığı mühür de ''işte o başkalarını'' bağlar - beni ne bağlar; ne de tanımlar.