Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Kur'an'da Mucize Yoktur

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 28-08-2015, 19:51
Kurdistannn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kurdistannn Kurdistannn isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Aug 2015
Mesajlar: 732
Standart

Kinetik enerjiyi boşaltma durumu yani
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 28-08-2015, 20:44
Aleph - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aleph Aleph isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Mar 2015
Mesajlar: 1.598
Standart

Evet, bütün hal değişimlerini (makro dünyada gerçekleşen her olayı) bu şekilde olasılık üzerinden açıklayabilirsiniz. Örneğin temas ettiğimiz cisimlerin atomlarında yer alan güçlü elektromanyetik kuvvet yerçekimi kuvvetine karşı koyar, bu şekilde bedenimiz temas ettiğimiz cismin içinden geçmez. Ancak bu da olasılıksaldır. Bir uçakta seyahat ederken poponuz uçağın koltuğundan ve tabanından ışığın şeffaf cisimden geçmesi gibi geçebilir ve sizi düşürebilir örneğin. Ama bunun olasılığı da çok düşüktür ve asla gerçekleşmez.

İçinde 10^20 tane yeşil, bir tane kırmızı top olan bir torba düşünün. Bu torbaya her el atışımızda yeşil top çekeriz, hayat dediğimiz şey budur. Olasılıklar denizinde kulaçlarız ve gideceğimiz yer aşağı yukarı bellidir..

"Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmektir." - Dücane Cündioğlu
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 28-08-2015, 22:34
Aleph - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aleph Aleph isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Mar 2015
Mesajlar: 1.598
Standart

Yahu ben Kürdistan'ın uyarısıyla savımı geri almış bulunuyorum zaten. Hawking diyor ki başlangıçta tekillik olduğuna göre biz evrene bir sınır koşulu dayatamayız diyor, bu nedenle sınırsızlık ilkesini (no boundary proposal) uyguluyor ve evren içine çökse bile düzensizliğin artabileceğini söylüyor. Bu elbette tartışılan bir konu ama Hawking gibi bir dev konuşunca bize edep içinde susmak düşer. Benim daha sonra söylediğim, teorik bir kabul yapar da entropinin azaldığı bir evren hayal edersek bu evrende hal değişimlerinin şimdi gözlediğimizden çok farklı (hatta tam tersi) olacağıdır. Bu konuda ısrarcıyım. Bunlar kurgu falan değil. Kuantum safsatası hiç değil..

"Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmektir." - Dücane Cündioğlu
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 28-08-2015, 22:44
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Aleph´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yahu ben Kürdistan'ın uyarısıyla savımı geri almış bulunuyorum zaten. Hawking diyor ki başlangıçta tekillik olduğuna göre biz evrene bir sınır koşulu dayatamayız diyor, bu nedenle sınırsızlık ilkesini (no boundary proposal) uyguluyor ve evren içine çökse bile düzensizliğin artabileceğini söylüyor. Bu elbette tartışılan bir konu ama Hawking gibi bir dev konuşunca bize edep içinde susmak düşer. Benim daha sonra söylediğim, teorik bir kabul yapar da entropinin azaldığı bir evren hayal edersek bu evrende hal değişimlerinin şimdi gözlediğimizden çok farklı (hatta tam tersi) olacağıdır. Bu konuda ısrarcıyım. Bunlar kurgu falan değil. Kuantum safsatası hiç değil..
Yahu Aleph konuda öne sürdüğün safsatalarla ilgili yazdım. Bu dediklerinle, onlar arasında nasıl ilişki kurabiliriz? Zaten ben diyorum o safsatalar entropi ile alakalı değil diye, yani madem mesele entropiyi tartışmak idi, o safsataların ne alakası var?.

Bu söylediklerinin kişinin anne karnına geri dönmesi, ölülerin dirilmesi vs saçmalıklarıyla ne alakası var? Birde çıktın bunlar kurgu değil safsata değil diyorsun, ben bu dediklerine göre yazmadım ki, o safsatalara göre yazmıştım, bu dediklerine ya da entropiye değil ki, o ifadelerine safsata dedim Basbaya kurgu ve safsatalar(bak safsata diye nelere demişim!)!

Bak bir daha diyorum, kuantum seks safsatadır, entropi üzerine senin öne sürdüğün o senaryo, kurgularda aynı ayarda safsata Bak dikkat entropi, kuantum safsatadır demiyorum! Neye safsata dediğimi gayet iyi biliyorsun. Yıldırım safsata değildir, yıldırım hakkındaki bilimsel ifadeler de, ama yıldırımın ardından Zeus kurgusu üretip, ama işte yıldırımları görüyorsun diye dayatmak(bu dayatımı şu an sen yapıyorsun) safsatadır yada kuantum seksi savunmak adına kuantum gerçekliğini göze sokma gayretide safsatadır(kuantum değil bu yöntemdir safsata). Çünkü yıldırımın olması, Zeus'u gerçek ya da bilimsel kılmaz, entropinin olmasıda, o safsataları, safsata olmaktan çıkartmaz. Entropiyi tartışma benle, yıldırımı tartışma, ardına eklenen Zeus safsatasını eleştiriyorum. Hala anlamadın mı(neyi eleştirdiğimi)?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (29-08-2015 Saat 00:10 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 29-08-2015, 13:50
Aleph - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aleph Aleph isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Mar 2015
Mesajlar: 1.598
Standart

Anlıyorum abi neyi elestirdiğini Kişinin doğumuyla ölümü arasında geçirdiği fiziksel, zihinsel, çevresel tüm hal değişimlerini integre ederseniz kişinin yaşamını elde edersiniz. Bu hal değişimlerinin her biri sıvı-buhar karışımı örneğinde olduğu gibi ters yönde gerçekleşebilir ve bu da kişiyi yaşamında geriye döndürebilir. Şimdi sizin bu safsataya karşı argümanınız felsefi değil bilimsel olmalıdır. Sanırım bu konuda uzlaşamayacağız sizinle. Ben ikna olmaktan hoşlanan birisiyim, yeter ki karşı argümanlar ikna edici olsun. Olmaz öyle şey, bunlar safsata demek bir şeyi açıklamıyor..

"Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmektir." - Dücane Cündioğlu
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 29-08-2015, 14:39
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Aleph´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Anlıyorum abi neyi elestirdiğini Kişinin doğumuyla ölümü arasında geçirdiği fiziksel, zihinsel, çevresel tüm hal değişimlerini integre ederseniz kişinin yaşamını elde edersiniz. Bu hal değişimlerinin her biri sıvı-buhar karışımı örneğinde olduğu gibi ters yönde gerçekleşebilir ve bu da kişiyi yaşamında geriye döndürebilir. Şimdi sizin bu safsataya karşı argümanınız felsefi değil bilimsel olmalıdır. Sanırım bu konuda uzlaşamayacağız sizinle. Ben ikna olmaktan hoşlanan birisiyim, yeter ki karşı argümanlar ikna edici olsun. Olmaz öyle şey, bunlar safsata demek bir şeyi açıklamıyor..
Sevgili Aleph, kişiyi zombi hale getirmek geçmişe dönmek değil ki. Bir suyun buz olması ve tekrar erimesi geçmişe filan dönmek değildir-HAL DEĞİŞİMİDİR!-, zaten verili koşulda-anda niteliği yansıtır o kadar. Ne eriyen su, erimekle buz önceki sudur ne de buz hali bir öncekidir, o an ne ise odur, onu temsil eder, yansıtır, ne geçmişten ne de gelecek sanalından, metafiziğinden bir şeyi temsil etmez, sadece hal değişimidir, durum değişimidir, nitel değişimdir .

Masanın üzerinde yere düşüp dağılan, paramparça olan bir fincan, entropi ile oynayarak tekrar, masaya çıkıp, tam takır birleşmiş fincan olmaz, dahi nesnel ve fiziksellik arzetmeyen, metafizik olan geçmişe(bardak düşmeden önceki zamana) filan dönülmez. Öyle idealist, akıl, düşünce, hayal gücüyle fizik(iradeden bağımsız!!) üzerinde oynanamaz, fizik ne ise odur. Metafizikden bahsedip bilimden bahsetmek abes olmaz mı? Koşul ve ortam ve ortam değişkenleri var. Bardak yere düştü dağıldı, entropiyle oynamakla o dağınık her bir parça üzerinde etki eder -tekrar birleştirip, bardağın yere düştüğü zamana -metafiziğe!- geri dönmek filan, idealist kurgudur, masaldır- o kadar. Kısaca safsata saftadadır. İdealizmn yöntemi zaten metafiziktir, fizik değildir o nedenle günümüz idealizminin metafizk yöntemli ürettiği sözdebilimdir, gırtlağımıza kadar çıkartılan kirdir, birilerinin maddi, manevi gelir kapısıdır.

Kısaca entropiye böyle şeyler yüklemek safsatanın dik alası. Deney yapma şansı var değil mi, hem zaten gerek yok...

Bir diğeride uzay yönden bağımsızdır yani öyle geçmiş, gelecek diye bir yöne sahip değiliz. Yön bir öznenin ancak kendisini-konumunu- ve kendi konumuna göre başka nesneleri referans almasıyla ilgili, bir çerçeve, dar açı olayıdır, neden buna mecbur kalır, zorlanır, çünkü uzay yönden bağımsızdır ama özne konumu gereği yön tayin etmek durumundadır(yani yön nesnel değil özneldir, öznenin benmerkezli belirlediği bir boyut-çerçeveleme işidir). Rölatiftir(göreceli) kime göre ileri, kime göre geri durumu taşır. Fizik açısından ise bu öznel soyutlamalar bağlayıcı değil. İlk yazımda da söyledim bu tür kavramlar üzerinden yola çıkıp entropiyi amuda kaldırmak safsata olur..

Kısaca entropideki değişimler, nesnelerde değişime sebep olur dersen kabul, ama gidip insanın ölmüş annesini diriltip, karnına geri döneceği yönlü mahşer edebiyatına bilimsel dersen ben değil, bilimsel olup-olamdığını senin göstermen gerekir-zaten safsatalar bilimel değil ki-. Deney yapma şansı var. Kim böylesi safsatalar, idealist kurgular için deney yapar orasıda malum, astrologlar olabilir belki de kahinler, büyücüler filan

Entropi konsunda tartışmalarda 2 açı dile getirilir, birisi Buddha, diğeri Tao öngörüsü(ben Tao öngörüsünü benimserim mesela). Buddha açısından her şey çözülür-dağılır ve tekrar bir araya gelmez, Tao açısından ise her şey çözülür-dağılır (çökme) ve tekrar birleşir(buna da Tao denir), lakin her çözülme kendi özgülünü içerir, her birleşmede kendi özgülündedir, hiç bir birleşme, bir önceki değildir ve temsil etmez, farklıdır... Kısaca fiziki hiç bir şeyle oynayarak mezarlardaki ölüleri normal hayatlarına devam edercesine diriltemezsiniz, bu teolojik mahşer edebiyatı sadece saplantı.

Kısaca entropik değişimler mezarlardaki annelerin kalan kemikleri varsa etki ederse eder, nesnel gerçek olan budur, gerisi sanaldır, o kadar. Et giydirip, mezardan çıkartıp, çocuklarını da karnına filan yerleştirmez...

Ha bunlar benim görüşüm, tartışmamızın nedeni de bu ifadelerime göre değilde, benle entropiyi tartışmaya yöneldiğin çerçevede oluyor(oysa ben entropiye dair bir eleştiride bulunmadım ki). Lakin bakış açımda bu tarza -sözdebiim, safsata- yer yok-kimin iddia ettiğide bağlamaz, kimin iddia ettiğine bakarak yargıya varmakda zaten safsatadır-, bilimsel olsun, olmasın hangi konu olursa olsun, safsata mantığı içermemeli, kriteri, disiplini, metodolojisi, objektif dayanak ve bağı-İLGİSİ-ALAKASI olmalı, yoksa vaktimi harcamam-değmez. Bu açıdan fikir-görüş beyan ediyorum, bariz safsata diyorum ve beni bağlar, dileyen dilediği masala-kurguya inansın, yıldırımın varlığından Zeus üfürmek zor değil ki, entropi, kuantum lafzından da zaten aynı ayarda üfürümeler yapılıyor, ortak noktaları üfürük olmaları. üfürük olmalarının nedeni ise yukarıda kriter bazlı dile getirdim, o kriterleri ve disiplini taşımadıkları için. Mesela yıldırımın varlığı Zeus'u olumlar mı? Hayır, olumlar demek safsatadır, işte basit bir kriter örneği, entropi ve düzen, düzensizlik konusundan yola çıkarak üfürülen mahşer edebiyatı olumlanır mı? Hayır, mesela M teorisyenleri(edebiyatçıalrı) vardır, kimin savunup, savunamdığı beni bağlamaz, daha ilk anda yanlışa düşerler, boyut kavramının ancak bir özne-nesne ilişkisinde öznece öngörülen-varsayılan ya da referanslanan bir şey olduğunu unutturmakla, yerine boyut kavramını sanki nesnel, kendiliğinden bir kavrammış gibi bir sır perdesine atmakla çoktan safsataya düşmüşlerdir(sıkıştıkça hasbelkader üfürülen, ne idüğü belirsiz 24 boyut ne demek yahu, boyut ancak öznenin gözlemleyip, kıyaslayıp, ölçüp, biçip, referansladığı şeye denir, bu yoksa boyuttan da söz etmek abestir, yani ne idüğü belirsiz boyuttan söz etmek bir noktadan sonra abestir). Kısaca itiraz etmek değil ki maksadım, neden katılmadığımı dile getirmek, nedenleriyle açıklamak, yoksa dediğim gibi dileyen dilediği gibi düşünür, dilediğine inanır, kendisini bağlar. İdealist, teolojik dünya görüşü sadece dün değil ki, bu günde hakim-egemen olan görüş. mesela Pisagor döneminde ya da aynı ekolüğn temsilcisi Newton döneminde olduğu gibi abuk subuk, düzenli ise, işine geliyorsa alıp, düzensz, kaos olarak gördüğünü görmezden gelen, hesaba kitaba uymazsa yok sayan görüş bu günde hakim -ki gerçekler matematiğe uymaz, matematik çerçevesi belirlenmiş-yalıtık öngörülen ortam-atmosfer ortamında yapılan bir hesaplama, ölçme, ifade, mantık-anlama aracıdır özünde-. Evren insanın dar ve yalıtık ortamlara göre formüllediği şeylere göre değildir, ama insan küçücük benmerkezciliğiyle evrene de don giydirip,kendi yalıtık(!) ve bir çok şeyi görmezden gelmiş seçiciliği ile reçete-formül üretir sonra da Evren'in kendi ürettiği reçete ve formüllere göre hareket ettiğini düşünmeye başlar. Matematiki(insan mantığına! dayalı) arızalarla evrene dil, irade, mantık vb yükleme hastalığı bile bu gün de hakimdir. Kısaca atış serbest(nede olsa idealizmin dünyası, kurgula, senaryo üret, varsay olsun) ve ipini kopartan bazı maddi, manevi umutlarla atıp tutabiliyor

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 29-08-2015, 14:00
Kurdistannn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kurdistannn Kurdistannn isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Aug 2015
Mesajlar: 732
Standart

Aleph, zaman tersine aksa; örneğin doğumlar nasıl olur ya da olur mu?Doğum olacaksa, 90 yaşında, 100 yaşında falan mı doğar insanlar... Ya da mezarındaki ölülerin kemikleri toplanıp, etlenip mezarlarında çıkmaya mı başlarlar?

Nasıl bir şey olur sence?
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 29-08-2015, 14:24
Aleph - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aleph Aleph isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Mar 2015
Mesajlar: 1.598
Standart

Abi, insan öldüğünde evrendeki toplam entropi artar çünkü hayattayken bedeninde belli bir düzen icinde bulunan atom ve moleküller insan ölünce rastgele doğaya dağılır. Daha sonra bu atom ve moleküller güneş marifetiyle tekrar bir düzen (bitki, böcek, çiçek) oluşturur fakat güneş bunu yaparken de bünyesinde bulunan maddeyi daha duzensiz bir enerji formu olan ısıl enerjiye dönüştürür, yani entropi her halukarda artar, bundan kaçış yoktur. Şimdi biz duzensizligin surekli arttigi bir evrende yasiyoruz ve bu oluşumlar bize normal geliyor. Düzenin arttığı başka bir evrende bu süreçler tam tersi olabilir. Evet, çürükçüllerin ayrıştırdığı moleküller bir araya gelerek mezarda bütün bir vücut oluşturabilirler. Zihinsel karar verme süreçleri ve canlilarin iradi ya da gayri iradi eylemleri de ters yönde işler, ölüyü mezardan çıkarırlar, bir süre sonra canlanır ve hayata tersinden merhaba der. Yaşadıkça genclesir ve biliş seviyesi düşer, cocuklasir.. Bu hayat normal olur o zaman.. Böyle bir evren imkansız değil, belki de bir yerlerde yasaniyordur..

"Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmektir." - Dücane Cündioğlu
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 29-08-2015, 14:27
Kurdistannn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kurdistannn Kurdistannn isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Aug 2015
Mesajlar: 732
Standart

Aleph´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Abi, insan öldüğünde evrendeki toplam entropi artar çünkü hayattayken bedeninde belli bir düzen icinde bulunan atom ve moleküller insan ölünce rastgele doğaya dağılır. Daha sonra bu atom ve moleküller güneş marifetiyle tekrar bir düzen (bitki, böcek, çiçek) oluşturur fakat güneş bunu yaparken de bünyesinde bulunan maddeyi daha duzensiz bir enerji formu olan ısıl enerjiye dönüştürür, yani entropi her halukarda artar, bundan kaçış yoktur. Şimdi biz duzensizligin surekli arttigi bir evrende yasiyoruz ve bu oluşumlar bize normal geliyor. Düzenin arttığı başka bir evrende bu süreçler tam tersi olabilir. Evet, çürükçüllerin ayrıştırdığı moleküller bir araya gelerek mezarda bütün bir vücut oluşturabilirler. Zihinsel karar verme süreçleri ve canlilarin iradi ya da gayri iradi eylemleri de ters yönde işler, ölüyü mezardan çıkarırlar, bir süre sonra canlanır ve hayata tersinden merhaba der. Yaşadıkça genclesir ve biliş seviyesi düşer, cocuklasir.. Bu hayat normal olur o zaman.. Böyle bir evren imkansız değil, belki de bir yerlerde yasaniyordur..
Yok olabilir dediğin. Ben sadece herşeyin ama herşeyin tersine gittiği bir evren düşünürken zorlanıyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 29-08-2015, 14:32
Aleph - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aleph Aleph isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Mar 2015
Mesajlar: 1.598
Standart

Çok normal.. Dediğim gibi bir evren varsa onlar da her şeyin ileriye gittiği bir evreni tahayyül etmekte zorlaniyorlardir muhtemelen. Hatta bu konuyu kendi aralarinda tartışıyor da olabilirler..

"Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmektir." - Dücane Cündioğlu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Evrenin Tasarımı mindar Fizik 26 11-01-2010 03:38
Evrenin genişlemesi.. Kur'an'da Mucize Yoktur 103 10-01-2010 13:58
Evrenin Şiiri Akhenaton Edebiyat 11 08-06-2009 20:12

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:44 .