apsimon´isimli üyeden Alıntı
Başka etnik unsurlar hakkında sizin gibi bilmişlik taslamadan bulunduğum bölge için bir kaç kelime etmek isterim.
Bizim köye komşu paçan(Maraşlı) köyü var. Adını Maraşlı bir imamdan alır. Osmanlı gelip yerleştirdiğinde bu zatı da bölge insanını müslüman yapmak için getiriyor. Başarılıda oluyor. Zira bölge insanının üstüne vergi zülmü salınıyor. Bak aç kalma dedim nasılda es geçiyorsunuz.
Bölge tarım açısından zor bir çoğrafyaya sahiptir. Yukarda videoda gösterilen yemek çeşitleri haricinde pek yemek çeşidi bulunmaz. Buğday yoktur. Buğday ekmeği 80 yıllara kadar bölge insanı için bir lükstür. Ahırda 3-5 hayvan beslersin. Arazi senin değildir.
Bu yazdıklarım din değişikliği politikasının karşısında halkımı ve bölge tarihini savunmadır.
80 yıllık tarih süresince bölge halkı geçmişe göre görece iyi yaşamıştır.Okuma yazma öğrenmiş bölgenin elverişsiz yapısı sebebiyle başka yerlere göç etmiştir. Bu süre zarfında çoğalmış başka halklarla ilişkiye girmiştir. Başka halklarla ilişkiler sonucu dil ve kültürde kayıplar olmuştur.
Zira Kadahor köyleri le beraber gurbette yaşar. Gurbetin etkisi altındadır.
Bu asimilasyon hadi bizde oluyor diyoruzda...
A be kardeşim. Almanya Türkleri entegre etmek için kıçını yırtıyor. Bunun adı nedir? İngilterede keza öyle abd de öyle... Hadi Almanya ulus devlet diğerleri ulus devlet mi ? Dilini içine kadar sokuyorda gıkın çıkmıyor. 80 yıl öncenin muhasebesini yapıyoruz da bugün olan bitenden nasıl bi haberiz.
|
80 küsur yıllık faşist diktatörlüğü savunmak için kılı kırk yarıyor, bir de buna ''devrimcilik'' diyorsunuz öyle mi? Almanya'yla Türkiye'yi kıyaslamaya kalkmak az buçuk siyaset bilimi tahsil eylemiş insanlar nazarında meşe odunuyla dayak yeme sebebidir
Bak bu minvalde ''FRANSA'' daha populer bir örnektir; ancak, o ülkeyi örnek verenler de Fransa'dan haberdar değildir.
Bu arada ulus-devlet faşizminin asimilasyonist politikalarının sebebini izah etmişsin. Bunun aynı zamanda siyasal bir iktidar-rant sorunu olduğuna işaret etmişsin. Aman ne hoş, biz farklı bir şey diyorduk değil mi?
Öze dönersek...
Asimasyonist faşist politikalar elbet bir siyasal İKTİDAR projesidir. İktidarın merkezleşip bürokrasi indinde tekelleşmesidir. Bizim ''demokrasi'' dediğimiz de özünde, hangi türden olursa olsun merkezi iktidarın siyasal, politik, ekonomik, kültürel merkeziyetçiliğinin sona erdiği esnek bir sistemdir. Siyasal bir yönelim olarak ESNEDİĞİN ölçüde demokratikleşirsin. Bu kadar basittir. Esnekliğin manası, iktidarı paylaşmak, dağıtmak ve gerçek anlamda toplumsallaştırmaktır. Bugünkü gibi demokrasinin üzerinde siyasal, askeri vb türden vesayetleri kaldırmak; merkezine ''hak ve özgürlüğü'' koyduğun bir ilişkiler bütünlüğünü/şemasını yaşama geçirmektir. Bu aynı zamanda ''ekonomik/sınıfsal'' bir mücadeleyi de kapsar. Demokrasinin en çok geliştiği ülkelerin merkezi iktidarın en çok esneyip en özgürlükçü ülkeler olması da tesadüf değildir: İsveç, norveç, belçika gibi...
Sen Uganda'yı, Mozambik'i falan örnek alıp ''ahanda böylesi de var'' dersen onu bilemem. Baktığın yere göre perspektif ve vizyonun değişir.
Emmeee, bir İsveç'i bir Norveç'i ''olumlu'' yanlarıyla refere edebilmen için öncelikle 80 küsur yıllık devlet paradigmasıyla hakiki biçimde hesaplaşman icap eder. En az onlar kadar siyasal vizyonunun merkezine insanı, özgürlüğü ve esnekliği koyman gerekir.
Canım insanlar aç kalacağına mecburen din değiştirdiler, hemi de öncesine göre görece İYİ YAŞADILAR dersen sana DERSİM SOYKIRIMI'nı, 6-7 eylülü, varlık vergisini, azınlık vakıfları gaspını ve kürt katliamlarını hatırlatırlar ve sorarlar: Sen 80 küsur yıllık tesisat çalışmaları neticesinde devletçe katledilmiş kaç insan var bilir misin?
Ya n'için? Jakoben cumhuriyetimiz çok yaşasın, demokrasi esnemesin ve orducuklarımız(oyaklarımız ve dahi kodoman sermayeciklerimiz palazlansın) deyu...Pontus ve karadeniz kıt'alleri yaşandı beri Karadeniz menşeili kodomanlarımızı araştır bakalım altından hangi ''koçlar, sabancılar'' çıkacak. Biz de daha bir 50 sene ''simit satmaktan holdingleşen'' SABANCI'ların başarı hikayelerini dinleriz gari zorbalıkla palazlandırılan yerli sermayenin kökenini, Kürt zenginlerini telef etmenin bedelini bilmeden...