Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Önerdiğimiz Başlıklar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #101  
Alt 01-09-2007, 15:01
okinono
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

Pante,

Bir arkadaşımın tavsiyesi ile bu siteye üye oldum. Bir kaç gündür forumlarda geziyorum. Bu nesih ve mesuh meselesi ilgimi çekti. *

Bu konuyu tartışmak için izninizle size bir kaç soru sormak istiyorum.

Kendinizi agnostik olarak mı yoksa ateist olarak mı tanımlıyorsunuz. *

Bu soruyu şunun için sordum.

Beklediğiniz cevapların nasıl bir düzlemde olması gerekir ki, ikna veya tatmin olasınız.

Veya ikna veya tatmin olmak değil, anlatmak istediğiniz bu kesin açıkça görülen çelişkiler veya nesihler ile Tanrı yoktur mu diyorsunuz.
Veya Tanrı vardır, ama din yoktur mu diyorsunuz.
Veya, bilinmezlik düşünülemez savındamısınız.
Veya, Dinler vardır. İslam yoktur mu diyorsunuz.


Cevaplarsanız sanırım doğru bir düzlemde aydınlatıcı karşılıklı fikir alışverişine de imkan sağlamış olursunuz
Alıntı ile Cevapla
  #102  
Alt 01-09-2007, 15:11
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

Pante,

Bir arkadaşımın tavsiyesi ile bu siteye üye oldum. Bir kaç gündür forumlarda geziyorum. Bu nesih ve mesuh meselesi ilgimi çekti. *

Bu konuyu tartışmak için izninizle size bir kaç soru sormak istiyorum.

Kendinizi agnostik olarak mı yoksa ateist olarak mı tanımlıyorsunuz. *

Bu soruyu şunun için sordum.

Beklediğiniz cevapların nasıl bir düzlemde olması gerekir ki, ikna veya tatmin olasınız.

Veya ikna veya tatmin olmak değil, anlatmak istediğiniz bu kesin açıkça görülen çelişkiler veya nesihler ile Tanrı yoktur mu diyorsunuz.
Veya Tanrı vardır, ama din yoktur mu diyorsunuz.
Veya, bilinmezlik düşünülemez savındamısınız.
Veya, Dinler vardır. İslam yoktur mu diyorsunuz.


Cevaplarsanız sanırım doğru bir düzlemde aydınlatıcı karşılıklı fikir alışverişine de imkan sağlamış olursunuz
Hoşgeldin Okinono;

Ben panenteist inanca sahibim ama bir Agnostik müslüman olarak görebilirsin.

Nesh konusu ise İslam'ın bir konusudur zaten. Yani yorumlarımı bir kenara bırakırsanız eğer, neshedilen olarak ortaya koyduğum ayetler İslamcılar tarafından da tartışılan ve bir kısmınca kabul gören ayetlerdir.
Dolayısıyla neshe verilecek olan yanıtların beni tatmin edecek bir doğrultuda olması önemli değildir. Bir müslümanı tatmin edecek şekilde olması da yeterlidir.

Yani örneğin bir ayetin neshedilmemiş olduğunu yazarken " Hiç Allah (c.c) neshedeceği bir ayeti Kur'an'da bırakır mı?" türünden bir açıklamanın bir ateiste değil bir müslümana yapılabilecek türde olduğu düşünülebilir. Hayır!
Öyle düşünülmemelidir. Eğer öyle olsaydı Allah önceki kitapları göndermezdi. Kur'an, onların da bir çok hükmünü neshetmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #103  
Alt 01-09-2007, 17:37
okinono
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

Hoşbulduk, Pante

Panenteist düşünceye varmak için kat edilen yola, ahkam kuralların tek merkezden yollandığı öğretisinden geçilmeden maalesef varılamıyor.
Bugün kendini herhangi bir dine mensup olarak algılayan ve bunu şiddetle savunan kişilerin ortak noktası, yaratılışta ki sorumluluklarından kaçmak için, bu soruyu farklı, farklı düşüncelerle aslında yine kendilerinden kaynaklı tarihsel bir süreçte söylence olarak yaşatmalarıdır.

Hâlbuki bugün, sarsılmaz bağlar ile bağlanılan eski zamanlarda yaşamış dinsel şahısların birçoğunun sahip olduğu şu görüş bilinse iş çözülecektir.

"Kabukmusun, yoksa öz mü. Buna karar ver."

Bugün vahdetül vücut veya hind kökenli ve benimde pek bilgi sahibi olmadığım ama çok genel bir ifade mistizm olarak tanımlayabileceğim görüşlerin altında yatan şey sanırım bu.

Nesih mensuh konusuna girmeden önce, benim için önemli olan bir konuyu da paylaşmak isterim.
Benim sorum şu.

Kâinat kendini var etmek için çaba sarf ediyor mu? Bu konuda ki cevabınızı özellikle bekleyeceğim.

Nesh ve mesuh konusuna ise öyle teknik detaylarla uğraşmadan bir açılım getirmek istiyorum.

Hz.Hatice ile ilgili islam kaynaklarında nedense bana garip gelen bir durum var. O kadar flu bir halde anlatım var ki, sanki özellikle önemsizleştirmek için büyük bir çaba harcanmış gibi. Hoş buna Mekki ve medeni ayetlerin farklılıkları ve kişilerin etkileri gibi konularda karşı tez olarak rastlanıyor ama genel olarak hadislerde ve tarihsel çalışmalarda neredeyse hiç adı geçmiyor. Hâlbuki bir peygamber eşi olarak ve en önemlisi o dönemin en büyük gücü olarak neredeyse mekkenin sabancısı konumunda bir kişinin tarihte adının bu kadar az geçmesine karşın, örneğin benim gibi sıradan bir kişinin 100 kez adı geçiyor. Burada bir tezat var bence.

İşte bu tezadın altında yatan nedeni araştırdığınızda ise, karşınıza meşhur varaka meselesi çıkıyor. Bu konuda yazılmış olan bugün çoğu mısırda ki kütüphanelerde bulunan eski eserlerin açıklanması deyim yerindeyse, gülün adı filmindeki aristonun kitapları gibi gizleniyor.

Ama neden?

Bir gurup veya bir zümrenin halkı din ile yönetmek istemesini anlayabilirim. Ama buna gönüllü olan milyonlarca insan neden katılıyordu ki? Bu Tanrının varlığı veya bilinmezliği veya yokluğu veya kendisi ile açıklanamayacak kadar toplumsal düşünceden çok, ezbersel bir kültür ile açıklanabilir şahsi düşünceme göre. Kısaca inanmaya inanmak için, inanç olması gereken bir kuraldır da diyebilirim.

Konumuza dönelim,
Hz.Hatice’nin evlenme meselesi ve kimi kaynaklarca amcası kimine göre dayısı olan varaka isimli kişinin bir mirasyedi gibi yaşayarak bu asra göre uyarlayarak tanımı oturtmak için söylersem bir Aytunç Altındal olduğu konusunda tarih kitapları neredeyse hem fikir.
Ve Peygamberin islamdan önce ki yaşamı ve Buharalı rahip ve Müsellemeydi adı sanırım adlı köle kıssaları ayrıca Hira dağına çekilen bir dindar topluluğu ile peygamberin de hareket ettiği ve ilk vahyin zaten orada geldiği ve Hatice ve varakanın zaten bir peygamber bekledikleri bu kişinin özelliklerini bildikleri buna göre de Hatice’nin peygamber ile evlendiği eklenince nesih ile mensuhun ne kadar önemli ipuçları olduğu açıkça görünmektedir. *(Not1)
Tarihler boyunca tanrı hiç görünmezken,( Hz.Musa kıssası tartışılır), hep peygamberler görünmüştür. *Ve Tanrı peygamberine yetki vermiştir. *Kendi adına bir irade sergileyen peygamberler ise bu iradenin Tanrı kaynaklı olduğunu ileri sürerek hareket etmişlerdir. *
Kuran-ı Kerim’de senden önceki kitaplar diye bahsedildiği halde, İncil’in bir kitap olmadığı, peygamber döneminde ilk beş bölümden sonraki bölümlerde var olduğu için Tevrat’ın da katkılı olduğu bilinmektedir.

Öyleyse kitaptan söz edilen nedir?

Bu soruya cevap bulmadan Kuran-ı Tanrı kelamı olarak kabul etmek, döneminde yaşamadığımız halde veya o dönemden bize aktarılanın üzerinde hamilerinin ittifakı olmadığı halde bu asırda nasıl emin olacağız ki bunun tanrı sözü olduğundan. *

Aklıma şu soru geliyor, ister kâinatın seslenmesi olarak isterse Tanrı kelamı olarak algılayalım, asıl mesele peygamberlerin toplumlar tarafından farklı olarak, hatta peygamberin karşı durduğu bir şekilde mi algılanıyor yoksa. *Öyle ya nerdeyse bütün peygamberler mücadelelerinin büyük çoğunluğunu inanmayanlara değil, inandığını söyleyenlerin yanlışlarını düzeltmeye vermiştir. (Not1)

Bugün hangi kutsal kitap olarak neyi ele alırsak alalım, bu sonuçta bir insanın ağzından çıkmış oluyor. Bunun ne kadar doğru olduğu veya yanlış olduğu da kâinat var olduğu sürece yeni eklemeler ile devam edecektir. *
Konuyu, kâinatın sesi olarak aldığımızda o sesin bir kişide yankılanması ve o kişinin bunu söylemesi ve bunu söylerken kendi konumunu da göz etmesi mümkündür.
Tanrı kelamı ile kâinatın sesi arasında bir fark var mıdır yok mudur? Bu soruya ise sanırım şöyle sormak gerekir, İslam ‘a göre Muhiyddin Arabi Müslüman mıdır? Veya Müslüman olarak bugün herhangi biri kendisini M.Arabi kadar bu konuya adamadan ondan daha iyi bir Müslüman olduğunu iddia edebilir mi?

Kitap olarak nesih olup olmadığı bir yana, dini salt kitap olarak ele alarak din öğretisi veya savunuculuğu yapanlara şunu da sormak gerekir.

Kitabın aslı nerede? Vahiy kâtibi gibi bir müessese olduğu anlatılırken, bu kâtipler ayetleri yazınca evlerine mi götürdüler? Peygamberin hangi tastan kaç kırba su döktüğü hangi eli ile taharet yaptığı bir araştırma konusu ve aktarma meselesi iken, dinin aslını ortaya koymak için gerekli mastar nerede? Peygamber ayetleri yazdırdı ise, bu ayetleri korumayanların ortaya koyduğu durum affedilebilir mi? Bu kişilerin içthatları ile ve ortaya koydukları şeiratlar ile peygamber söylemleri ne kadar anlaşılabilir?

O döneme gidip sahabelere sormak lazım o zaman,
Bu ayetlerin tümü peygambere tarafından Kuran diye yazdırıldı ise ve siz bunu saklamadı iseniz, en hain zaten siziniz. Yok, gelen vahiylerden bazılarını saklayıp bazılarını ekleyip bazılarını kısaltıp bazılarını uzatıp, kendi hükümranlığınız için kullandı iseniz bu zaten din değildir. Duble hainsiniz. Yok hiçbir değişme olmadı tastamam doğru geldi ise, peygamberin mezarını o çöl sıcağında açıkta bırakıp da bir yere toplanıp(sakaleyn) halife seçmek ne demek? *Ananızı babanızı feda ettiğinizi söylediğiniz bir şahsın naşını sıcağın ortasında bırakmayı da fitne çıkmasın diye izah etmeye çalışan sözde âlimlere de sormak lazım gelir. Sizce şefkat ve sevgi evrimleşebilir mi?, Sanıyor musunuz ki bir annenin yavrusuna duyduğu sevgi, 1400 sene önce farklıydı. *Evet, belki biraz farklı olabilir ama bu fark sandığınız gibi bu asra doğru birçokluk değil.
Hem Allah’a inanıp hem de peygamberin dişine tapıp hem de asıl mesajı yakmak nasıl bağdaşır. *Fitne o kadar geniş bir kelime ki, ne zaman iş kısır bir duruma girse fitne çıkmasın diye böyle yapıldı savunması yapılırken, Fitnenin kime ve neye göre olduğunu ispat çalışmaları nedense yapılmamıştır.

Şahsi kanaatim odur ki her ne kadar Kuran-ı ’ın bir harfi dahi değişmedi söylemi kulağı hoş geliyorsa da, uzun soluklu bir süreçte bu tezatlar Müslümanlar ile peygamberin arasında ki asıl anlatılmak istenen bağı koparacaktır.

Akıl varsa aklı tasarlayan da vardır diye kendi inancımı ortaya koyabilirim. Bu tasarlayıcının adının Allah-Eloha-İlah-Tanrı vs olması önemli değildir. Ben Allah tabirini kullanıyorum.
Bu tasarının ise bir seslenişi bana muhal gelmez. *Şu zamanda messenger deniliyor ama, peygamber daha halk dili bence.

Ama tarihin bütün yıkıntılarını kimse benden sahiplenmememi ve kişisel duyguların ve tatminlerin söylemlerini din diye bekleyemez.

Kuran da hem aynen şöyle yazar.
Şimdi bak yeryüzüne ölümünün ardından nasıl diriltiliyor. *

Sonuç olarak, bu kadar uzun bir yazı olacağını tahmin etmemiştim.
Neshi kabul etmek ile etmemek arasında aslında hiçbir fark yoktur. Zira Zikri biz indirdik koruyucuları da biziz de anlatılanın elimde ki kitap olduğunu sanmıyorum. Veya Apaçık kitaba andolsun ki de ki kitabın da.

Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorlar ayetinin muhatabının ben değil, dik virajcılar olduğunu düşünüyorum.


Kitaba inanıyorum. Ki o kitap kâinattır. Her gün yazılan, hiç tükenmeyen, hep yeni hep canlı herkese ve her zamana eşit olarak hitap eden. *Elimde tuttuğum kitabın da o dönemin bir kültürü olarak fikir ve ışık vereceğini düşünüyorum. *Dünya bu kadar yuvarlakken ve her şey bir sarmal içinde yüzerken keskin dik kurallar ile yaşamı bölmek ve keskin virajlar aldırmak tanrının âdeti olamaz.

Kâinatın 1400 senedir seslendiği birçok başka kişinin de olması mümkündür. Bu kişilerin ise hep tarihsel saltanat sülalelerinin kılıcı ile susturulması gerçektir. Bu kılıç kimi dönem İslam kimi zaman Moğol çoğu zaman da haçlı olarak yaşam sahnesinde var olmuştur ve olmaya da devam edecektir.

Bu zamanda ise sesleniş tüm insanlara her an her saniye eşit olarak zaten yapılıyor bence. *

Bakın size sesimi bir şekilde duyurdum *Zaten adı üstünde messenger kullanıyor 300 milyon insan


Not1- Yazımda kullandığım tarihsel olayların delileri ile ilgili bir tartışma konusu olursa karşı tarafında delilleri koyması karşılığında sunabilirim.
Not2- Panenteist ile agnostik Müslüman arasındaki benzerlikler veya ayrımları anlatan bir yazı istemek sanırım hakkım
Not3- Yazı biraz değil epey bir uzun olmuş. Şimdi okuyunca gördüm. Ama iyi de olmuş, peşrev faslı da tanışma turuna dönüşmüş böylece.
Not4- Forumlarda polemiğe girmek gibi bir âdetim yoktur. *Bir fikir veya düşünce veya delil olmadan kim bana ne söylerse söylesin cevap yazmam.


İyi bir başlangıç için lazım olan şey, iyi niyettir. *(Okinono)

Sevgiler.
Alıntı ile Cevapla
  #104  
Alt 01-09-2007, 17:52
InVitatio
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

Pante ici bos yorumlarini tekrar tekrar yazmak ile "dolmuyor".
Alıntı ile Cevapla
  #105  
Alt 01-09-2007, 18:01
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

Pante ici bos yorumlarini tekrar tekrar yazmak ile "dolmuyor".
İnvitatio, benim yorumlarımın içi boş değil, ama sen bu tür yanıtlar verdikçe boş olanın senin kafanın içi olduğunu söylemeye devam edeceğim.
Bak kardeşim seni tekrar uyarıyorum.
İncinirsin, üzülürsün, rencide olursun. Kalbini kırarım.
Ben nasıl yazıyorsam, öyle karşılık beklerim.
Yazılarımda kişilerle uğraşmıyorum. Bir çalışma ortaya koyuyorum.
Beğenilir, beğenilmez. Katılınır, katılınmaz ayrı konu.
" Katımıyorum" diyerek kendi görüşünü belirtirsin.
"Cahillik" miş, "İçi boş" muş, " gavurluk" muş, "art niyet" miş, bu tür kişisel suçlamalarla geldiğin takdirde misliyle karşılık veririm.
Daha önce de bu uyarıyı yaptığım halde aynı eşeklikte inat ediyorsun.
Beni sinirlendirerek bir b.k elde edeceğini sanıyorsan yanılırsın.
Küstahlığın, hadsizliğin konusunda özür dilemelisin.
Bunu yapmadığın müddetçe yazılarımdan, topiclerimden uzak dur.
Alıntı ile Cevapla
  #106  
Alt 01-09-2007, 18:07
spartan-troy spartan-troy isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Jul 2007
Mesajlar: 780
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

bu cariye diye uydurdukları ma meleket eymanukum kelimesini pante iyi çevirmiş...hayret doğrusu...neyse bu konuda yanlış anlaşılıyor ve pantenin verdiği ayette sağ elinin altında bulunan kelimesi ne demek bir ona bakalım;

Vellezîne yebtegûne’l KİTÂBE mimma meleket eymanüküm fe KÂTİBÛHÜM



Buradaki KİTÂB ve KÜTİBE ant içip bakımı üstlenilen kimselere verilecek evlenme iznini dile getiriyor; köle özgür bırakmayı değil.

"Köleyi özgür BIRAKMAK" anlamına gelen fiil ise "tahrîr"dir. "Hür"den gelir ve "boyun" anlamındaki "rakabe"yle kullanılınca taşıdığı anlam, "boyunduruğu çözmek" olur.

Örneğin:

Yemin edip bile bile dönerseniz bunun cezası
bir boynu çözmenizdir – TAHRîRU rakabe (5:89; 58:3)

Bir mümini yanlışlıkla öldüren kişi
inanan birinin boynunu çözüversin – fe TAHRîRU rakabetin müminetin



Bir de boşanmak isteyen kadınları "serbest BIRAKMAK" anlamına gelen TESRîH kelimesi var.

Örneğin:

onları
ya güzellikle tutun – fe emsik ûhünne bilma’rûfin (2:231)
ya da güzellikle BIRAKIN – ev SERRİHÛ hünne bima’rûfin

(atları dört nala) SALINCA
ve hıyne TESRîHÛN (16:6)

Ey peygamber! Eşlerine de ki:
Sizi güzel bir salışla SALIVEREYİM
Ve ISRIH künne serahan cemîla (33:28)

Kendileriyle hiç yatmadığınız eşinizi
güzel bir salışla SALIVERİN
SERRİHÛ hünne serahan cemîla (33:49)




buradan yola çıkarak mota mot arap dilindeki şekliyle ma meleket eymanukum /bkz: lisan'ul arap-ibn-manzur şekliyle; evlenme akdi bulunan yani nikahlı eşlerdir.örnek; peygamberin hanımları;

yani evliliğin neshedilmesi masalı uydurmadır
böyle bir şey yok,pante ye 100 de bir milyar katılmıyorum.
cunku islam evliliksiz birlikteliği kesin olarak red etmektedir.


saygılarımla

Onları bırak yesinler, içsinler, zevk alsınlar; arzu onları oyalasın ilerde bileceklerdir.(hicr-3)
Alıntı ile Cevapla
  #107  
Alt 01-09-2007, 18:11
InVitatio
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

Ben senden mi özür dileyecegim ;-)?
haydaa ben senin tandigin ahmaklardan degilim ki
sonradan özür dileyecek seyler yazayim....
daha önce de söylemistim
ben senin gel demem ile gelip git demen ile giden tiplerden degilim
kendin gibilerinden böyle bir beklentin olabilir, benden olmasin....

yazdiklarine gelince...
Allah'in Kurani Kerim icindeki hic bir ayetin hükmü Allah tarafindan kaldirilmamistir
Hükümü kaldirildigini idaa edenler ise " kul " olandir ...
O sundugun ayetlerin hic birisi diegerini kaldirmaz...tamamlar !
bu kadar basit !
sen kendin gibi düsünen bir kac yobaz buldun diye....Allah'in ayetlerin hükmü kalkacak yok...


senin kisisel terichlerin beni ilgilendirmiyor ...ama ahmaklik edip , benim tabi oldugum kitabin icindeki hükümleri kendince benim adima kalidiriyosan iste buna ben ahmaklik derim...

cahil olup olmadigni bilmiyorum
ama yorum yazarken aklini kullanmadigin kesin......
Alıntı ile Cevapla
  #108  
Alt 01-09-2007, 18:39
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

Okinono,
Yazın oldukça uzun ama akıcı olduğu için problem değildi. Şahsıma hitaben yazıldığı için ben kelimesi kelimesine okudum ama genelde forumlarda uzun yazılar çekilmez ve atlanılarak okunur ya da okunmaz. O nedenle forumdaki diğer katılımcıları da göz önüne almak gerekir.

Kâinat kendini var etmek için çaba sarf ediyor mu? Bu konuda ki cevabınızı özellikle bekleyeceğim.
Kainatın kendini var etme çabası değil, varlığını koruma yasası sürüyor bana göre. Kendini var etme ise , kainatın değil, kainatın türediği ilk varlıkla ilgilidir. Devinimle birlikte *kainat sürekli bir oluş, değişim, gelişim içindedir.
Bu sorunla asıl öğrenmek istediğin *belirsiz olduğundan kısa kesiyorum.

Yazdıkların içinde katıldığım birçok nokta var. Bir sorgulama, irdeleme niyeti görüyor ama bunların üstünü örten bir sonuç çıkarımı sezinliyorum.

Evet, Arapların arasından bir adam çıkmış, peygamber olduğunu iddia etmiş. Ne var ki peygamberlik müessesesinin sadece Yahudilerde olduğunun bilindiği bir dönemde kendi toplumuna bir ithal kurnazlığıyla suçlanmış. Tepki görmüş, inanılmamış, yalancılıkla suçlanmış.
Mucize istenmiş verememiş, saygınlığıyla tanınan ona bakan, yetiştiren, büyüten amcası dahi ona inanmamış. İnanılmamayı haklı çıkaracak birçok tavır ve davranışlarda bulunmuş, çelişkili, önceki kitaplarla uyuşmayan, farklı ve yanlış bilgiler vermiş.

Üstüne üstlük ahlaki olarak da büyük zaaflar ortaya koymuş. Bir yığın eş, bir yığın cariye edinmiş. Kitabında dahi bunlarla ilgili çekişmeler, tehditler yer almış. Evlatlığının karısıyla evlenmemek toplumda önemli bir tabu iken bu tabuyu dahi yıkmış sırf zaafı için. Bunları da hep Allah söylüyor, Allah istiyor diye bildirmiş.

Kitabını incelediğimizde bilimle bağdaşmayan bir çok örneğe de rastladığımızda bütün bunlardan sonra bu şahsın gerçekten Tanrıdan bir mesaj getirdiğine, Kur'an'ın Tanrı sözü olduğuna nasıl inanır bir insan?

Ona inanmamak mı yoksa Tanrıya inanmamak mı önemlidir ki kitabında kendisine inanmayanların ebedi cehennemlik olduğu tehdidinde bulunmaktadır.

Neyse bunlar çok uzar.

Konumuza dönersek;
Neshin olup olmaması, kabul edilip edilmemesi bana göre önemlidir.
Neshi kabul eden tutucu olmaz. Gelişmelere, değişimlere açık olur. Daha çağcıl düşünür.


Panenteist nasıl Agnostik müslüman olabiliyor? demişsin.
Panenteistlik benim inancım ama iman zincirlerim yok. Diyalektik Tasavvufu savunuyorum. Bloğumun adresi imzamda var. Görüşlerimi inceleyebilirsiniz.
Tanrıya inanmayı ise Kalu bela anlatımından dolayı müslümanlık olarak görüyorum.
Ama Varlığı gizli olan, hiçbir şekilde kanıtlanamayan bir Tanrı konusunda da araştırmaya, incelemeye açığım ve Agnostiğim.
Alıntı ile Cevapla
  #109  
Alt 01-09-2007, 18:43
spartan-troy spartan-troy isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Jul 2007
Mesajlar: 780
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

pante cevap veriyoruz ayetlere ama insallah okuyorsundur
yoksa bosuna ugrasmıyalım yani...kendi kendimize zil takıp oynar gibi
*

Onları bırak yesinler, içsinler, zevk alsınlar; arzu onları oyalasın ilerde bileceklerdir.(hicr-3)
Alıntı ile Cevapla
  #110  
Alt 01-09-2007, 18:50
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart Re: Kutsal Kitaplardaki Çelişkiler

Ben senden mi özür dileyecegim Wink?
haydaa ben senin tandigin ahmaklardan degilim ki
sonradan özür dileyecek seyler yazayim....
daha önce de söylemistim
ben senin gel demem ile gelip git demen ile giden tiplerden degilim
kendin gibilerinden böyle bir beklentin olabilir, benden olmasin....

yazdiklarine gelince...
Allah'in Kurani Kerim icindeki hic bir ayetin hükmü Allah tarafindan kaldirilmamistir
Hükümü kaldirildigini idaa edenler ise " kul " olandir ...
O sundugun ayetlerin hic birisi diegerini kaldirmaz...tamamlar !
bu kadar basit !
sen kendin gibi düsünen bir kac yobaz buldun diye....Allah'in ayetlerin hükmü kalkacak yok...


senin kisisel terichlerin beni ilgilendirmiyor ...ama ahmaklik edip , benim tabi oldugum kitabin icindeki hükümleri kendince benim adima kalidiriyosan iste buna ben ahmaklik derim...

cahil olup olmadigni bilmiyorum
ama yorum yazarken aklini kullanmadigin kesin......
Ahmak olmasan bu kadar basit örneklerle sunulmuş neshleri kabul ederdin.
Bu kafayla bir gerici-yobazdan hiç farkın yok.
O cahil müslümanlar dediğin ise İslam'ın aydınlık yüzü.
Ama senin gibi anlayışsız bağnaz takımınca *ezilmişler, susturulmuşlar.
Hala da susturuluyorlar. Birisi birşeyler söylemeye kalksa sürüler gibi saldırıya geçiyor yobazlar.

Nesh yok demekle yokolmuyor.
1400 senedir de neshin gerçekliği yokedilemedi, edilemeyecek.
Çünkü en başta Kur'an'ın kendisi neshi doğruluyor.
Sizin anlamaz tavrınızın sebebi ise "hükmün kalkmış olması *inanca zarar verir" paranoyağıdır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:04 .