Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Tarih

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 08-06-2008, 10:26
Aydınus
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Çerkez Ethem Hain miydi ?

ÇERKEZ ETHEM HAİN MİYDİ ?

Cumhuriyet tarihinde bazı olaylar vardır ki tartışmaya oldukça açık bir durum arzetmektedir .

Bildiğiniz üzere kurulan yeni Cumhuriyetle birlikte eskiye ait ne varsa atılarak yenilenmiş ; kof ve köhne , hatta oldukça zararlı ne kadar kurumlar varsa ortadan kaldırılmıştır .

Her gelen yeni düzen nasıl ki kendisini meşru kılmak isteyip eskiyi kötülerse , kaldırılan o eski düzenden beslenenler de yeni düzene aynı oranda ve daima karşı çıkarlar .

Bu ikisi arasındaki çekişme uzun yıllar devam ettiğinden , eğer ki yeni düzen kendisini sağlam temellere oturtamamışsa , eski düzen savunucularının bu yeni düzeni daha kundağında boğması işten bile değildir .

İşte bu çerçevede düşünecek olursak , tarihi bir çok konularda da anlaşmazlık başgöstermesi ve bu konuların kasıtlı ters yüz edilmesi de kendiliğinden gelecektir .

Bugünkü yazımda , olaya dışarıdan bakanların bazen gerçeğin ne olup ne olmadığı konusunda iki arada bir derede , hakikatı da el yordamıyla aramak durumunda bırakıldığı bir konuyu , Çerkez Ethem konusunu ele alacağım .

Bildiğiniz üzere Mustafa Kemal , Erzurum ve Sıvas Kongreleri'nden sonra Ankara'ya yerleşmiş ve Milli Mücadele'yi buradan yönetmeye başlamıştır .
Padişahın kukla hükümet başkanı Damat Ferit'e göre Kurtuluş Mücadelesi'ne kalkışan insanlar bir avuç serkeş ( asi ) olup macera , mal , makam peşinde koşan kimselerdir .

İngilizlerin İstanbul'daki kukla Damat Ferit hükümetini sürekli ve ısrarla sıkıştırması sonunda Milli Mücadele'ye karşı yaklaşık 21'e yakın isyan hareketi tertiplenmiş ve Milli Mücadeleci bu yurtseverlerin yollarına adeta çakır dikenleri döşenmiştir .

Kurtuluş Savaşı'nın ilk kıvılcımları sizlerin de bildiği üzere tamamen kendiliğinden , fakat bir baş ve düzenden yoksun gerilla hareketleri ile başlamıştır , ki biz bu gerilla hareketlerine Kuvay-ı Milliye hareketi diyoruz .

Gerek Doğu ve Güneydoğu'da ( Urfa , Maraş ... ) gerekse Ege Bölgesi'nde insanlar işgale karşı önce küçük birlikler halinde direnişe başlamışlar , bu amaçla dağlara çıkmışlardır .

Ancak kendilerini çekip çevirecek , tek bir merkezden yönetecek bir baştan yoksun ve birbirlerinden de tamamen habersiz bu küçük birliklerin düşmanı uzun vadede durduramayacağı açıktır .

Bu sebeple derhal düzenli orduya geçmek o şartlarda oldukça gerekli ve aciliyet gerektiren bir durum arzetmekte idi .

Durum genel itibarıyla böyle iken diğer tarafta da kukla Damat Ferit hükümetinin Milli Mücadele üzerine sürdüğü başta Anzavur birlikleri olmak üzere Hilafet Ordusu vardır .

Gerek Hilafet Ordusu gerekse iç isyanlara imza atanlar , ülkeyi ve halkı teşkilatlandırmakla görevli subayları yakaladıkları yerde hunharca katletmekte , Milli Mücadele'yi kundağında boğabilmek için var güçleriyle çalışmaktadırlar .

Hatta bazen öyle ilerlemişlerdir ki , Mustafa Kemal ve bir avuç silah arkadaşının Ankara Kalaba'da kurduğu karargahın yakınlarına kadar ulaşabilmişlerdir .

İşte bu dönemde Mustafa Kemal , bu iç isyanların bastırılmasında bahsini ettiğim bu Kuvay-ı Milliye birliklerinden yararlanma yoluna gitmiştir . Bunlardan biri ve en önemlisi de Çerkez Ethem ve kardeşlerinin ellerindeki kuvvetlerdir .

Bu iç isyanların bastırılmasında , Anzavur'un geri çektirilmesini sağlamada Çerkez Ethem kuvvetlerinin oldukça yararı olmuştur , buna kimsenin itirazı olamaz .

İç isyanların bastırılması akabinde de Mustafa Kemal hızla hareket ederek , Ege bölgesinden İç Anadolu'ya doğru ilerleyen Yunan ordusuna karşı derhal düzenli ordu kurma hazırlıklarına girişmiştir bile .

Ancak iç isyanların bastırılmasında hayli başarılı olan ve bu sebeple nefsi de oldukça kabaran Çerkez Ethem , oldukça kibirli ve küstah diğer kardeşinin de telkinleriyle kuvvetlerini düzenli orduya teslim etmek istememiş , hatta öyle ki Mustafa Kemal'i Meclis'in kapısında asacağını bile küstahça ilan edebilmiştir .

Çerkez Ethem ve kardeşinin burunları Kaf dağında gezercesine yaptıkları bu terbiyesizlik ve başına buyruk davranışları , ayrıca pervasızca sarfettikleri bu uluorta sözler Mustafa Kemal ve İsmet ( İnönü ) Bey'in sabrını fena taşırmıştır .

Nihayetinde İsmet Bey önderliğindeki bir askeri birlik , öncesinde her türlü uyarıya ve ikna çabalarına ters karşılık veren ve artık yararlılıktan geldik geçtik , olağanüstü o şartlarda artık resmen çıban başı olan Çerkez Ethem kuvvetlerini hallaç pamuğu gibi atmış , kendini bir halt zannetmeye başlayan Çerkez Ethem ve kardeşi de ölümün soğuk nefesini enselerinde hissettiklerinden Yunan birliklerine sığınmışlardır .

Olayın özü budur ; ancak Kurtuluş Savaşı'nın bitirilip de sonrasında Devrim hareketlerine girişilmesi eski düzenden beslenenleri fevkalede rahatsız etmiş ve bu apaçık tarihi gerçekleri dahi çarpıtarak insanların kafasında şüphe uyandırmaya gayret etmişlerdir .

Onlara sorarsan , Çerkez Ethem bir hain değil , bilakis bir kahramandır .
Milli Mücadelenin ilk yıllarında iç isyanların bastırılmasında yararlılıkları oldukları doğrudur , buraya kadar zaten kimsenin itirazı yoktur .

Ancak bu durum neyi değiştirmiştir ?

Neticede Çerkez Ethem gösterdiği başarılardan fena halde şımarıp düzenli orduya geçilirken de otoritesinin elinden gideceğini düşünerek ayak dirememiş midir , yoksa Çerkez Ethem'in dağınık ve başıbozuk gerilla kuvvetleriyle mi Yunan Ordusuna karşı büyük bir zafer kazanılacaktı ?

O halde bu durumda ne yapılmalıydı ?

Hiç bir askeri ve kurmay subay bilgisine sahip olmayan Çerkez Ethem ve kardeşine '' Çerkez kardeşim ; gel , Milli Mücadele'nin başına sen geç , sen yönet '' mi denilseydi ?

Mustafa Kemal ve devrimlerle bir alıp veremediği olanlar özellikle bu konuyu sürekli kaşırlar ve bel altı vuruşlarına girişirler .

Onlara göre Mustafa Kemal ahde vefasızın teki olup Çerkez Ethem ve kardeşinin hakkını resmen yemiş ve kasıtlı dışlamıştır .

Oysa Mustafa Kemal ve silah arkadaşları Çerkez Ethem ve kardeşini öncesinde defalarca uyarmış , kendilerini kışkırtan Meclis'teki bazı kafaların dolduruşlarına gelmemeleri konusunda sürekli dikkatli olmaları çağrıları yapmışlardır .

Ama Çerkez Ethem'de o kadar ileri görüş nerede !

Hele ki kardeşi Reşit Bey'in oldukça kibirli karakter yapısı bu yeni duruma adapte olmalarına fevkalede engel teşkil etmektedir .

Sonuçta ilk başlarda iç isyanların bastırılmasında hayli etkili olan bu iki Efe , bu durumun kendilerine getirdiği avantajı suistimal etmeye kalkışmak , düzenli orduya geçişe ayak direyip çıban başı olmak ve Milli Mücadele liderlerini küçümsemeye kalkışmakla fevkalede hata etmişlerdir .

Böylesi olağanüstü şartlarda böyle yapanlara karşı ne yapılması gerekiyorsa o yapılmış , neticede tasfiye edilmişlerdir .

Oldukça açık seçik olan bu tarihi gerçeği kasıtlı bir şekilde sürekli olarak kurcalayanların iddialarına inanmak , Hilafet Ordusu'nun başındaki Anzavur adlı ''Mustafa Kemal ve Milli Mücadele düşmanı'' canavarın İngilizlere değil de Türk milletine hizmet etmek amacıyla Kuvay-ı Milliyecilerin üzerine yürüdüğünü iddia etmekle eş anlamlı olacaktır ki , bunu savunucak kesimin iyiniyetliliğine inanmak bence olsa olsa sadece safdillik olacaktır .

Aydınus



Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 08-06-2008, 18:28
aydoe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aydoe aydoe isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2007
Mesajlar: 3.982
Standart



Mustafa Kemal, "Bu din ve devletin sağlam bir uyruğu olan Çerkes kardeşlerimiz, hepimizin övdüğümüz baş tacımızdır. Bugün düşmanlarla çevrili Türk, Kürt, Çerkes ve diğer din kardeşlerimizin el ele vermesi, sarsılmaz bir bütün oluşturmaları, namus ve yaşamımızı kurtarmak için bir zorunluluktur..." diyordu.

Çerkes Ethem, "Ben milletime ve tarihe hain diye tanıtılmış, gıyabında idama mahkûm edilmiş bir adamım. Ama hakikatte ben, asgari bana böyle diyenler kadar vatanperverim. Ve Milli Mücadele'de hepsinden kıdemliyim. Ben hain olmaya icbar edildim, buna rağmen hain olmadım. Şimdi hakikatleri açıkça konuşabilecek miyiz? Hepimiz adil ve bitaraf hâkimler önüne çıkabilecek miyiz? Haydi bunlar oldu diyelim; ya zihinlere yerleştirilmiş menfur kanaatleri nasıl ıslah edeceğiz. Burada gurbette ölürüm, fakat hiç olmazsa günün birinde doğru tarihin hakikatları ele almasını ümit ederek gözIerimi kaparım."

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=172527

http://www.kafkas.org.tr/izbirakan/cethem.html

Rauf Orbay'da çerkes,Bekir Sami'de çerkes,Anzavur Ahmet'te çerkes.
Neden ve kim Ethem Bey'e Çerkes Ethem demişte bir toplumda çerkesler vatan hainidir diye yıllarca tarih kitaqplarında okullarda okutulmuştur?
At izi it izine karışmış,topyekün bir millet hain ilan edilmiş,sürgün edilmiş.
Çerkesler hiçbir zaman vatan haini olamaz törelerine aykırıdır.
Üzerinde yaşadıkları yurtları onlar için kutsaldır ve ölümüne savunurlar.
Nitekim çarlık Rusyasıyla yıllarca savaşmış ve nüfuslarının %80 ini kaybetmişlerdir.

Çerkes Ethem'in Yunanistan'a geçmesi kendi kararıdır,savaşı uzatmak ve zararlı olmamak için,kuvvetlerini tasfiye etmiş ve tek başına eski manyas kalesinde yunanlılara teslim olmuştur.
Yanında da hiçbir şey götürmemiştir.

''asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek,aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur''
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 08-06-2008, 22:06
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart

Kimi mücadeleci insanlar yanlış bir yol tutar ve kahraman olabilecekleri halde hain durumuna düşerler.
Mücadele, başlangıçtan sona bir bütündür. Yolun yarısı yiğitçe, kahramanca mücadele ile geçmiş olsa da, diğer yarısında hangi sebeple olursa olsun saf değiştirilmişse ya da karşı tavır alınmışsa artık ortada bir kahramanlık kalmadığı gibi hainlik ithamları da kaçınılmaz olur.

"Hainlik" kavramını salt vatan hainliği olarak görmemek gerekir.
Bu tip yol ayrımları "davaya hainlik" olarak düşünülebilir.
Çerkez Ethem Kuvayi Milliye'ye hainlik etmiştir.
Ama Çerkez Ethem'in bu hainliği, Çerkesleri bağlamaz.
O, bir yol yanlışına düşmüş ve bunda inat etmiştir. Gelinen noktada 2 yol vardı. Ya Kurtuluşa-devrime giden yol ya da düşmanın, işbirlikçilerin, teslimiyetçilerin yolu. Çerkez Ethem 3. bir yol olduğu ve bu yolun ilk tuttuğu yol olduğu inancındaydı. Ama o yol bitmişti ve inadı onu düşmanın yoluna yönlendirdi.

Kurtuluş ve Devrim mücadelesinde kimi insanlar en baştan yanlışa düştüler.
Kimisi Kurtuluş Savaşı sırasında. Kimisi de Kurtuluş Savaşını sonuna kadar sürdürdüğü halde sonrasındaki devrim mücadelesinde ayrılığa düştü. Yine bir kısım insan da siyasi mücadelede düşünce ve inanç farklılıkları nedeniyle yollarını ayırdılar.
Bunun tersi örnekleri de var. Baştan yanlışta yer alıp da sonra Kuvayi Milliye'yi destekleyenler. Hatta Kurtuluş Savaşına muhalefet edip te devrim mücadelesine omuz verenler gibi.

Bunun dünya siyasetinde de örnekleri var. Ekim Devriminin önderlerinden Troçki gibi. Eğer güç Troçki'de olsaydı belki de hain ilan edilecek olan Stalin olurdu.

Burada önemli olan nokta şudur:
Düşman saflarına katılmış, düşman ülkeye sığınmış olan "hain" damgasını yemeyi de göze almış demektir. Herhalde bu yanlışa düşüp te kendisini hain olarak görmeyenler "Keşke onlara katılsaydım ya da düşmana sığınacağıma intihar etseydim de hain konumuna düşmeseydim" pişmanlığı yaşamışlardır.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 08-06-2008, 23:08
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart

arkadaşlar .,bu konuya meraklı olanların cemal kutay'ın ''çerkez ethem dosyası'' adlı kitabını
okumasını öneririm.
üç ciltlik (son baskısı üç cilt bir arada) bu hacimli kitap yaklaşık 800 sayfadır..
bu kapsamlı eseri özetleyecek edebi kapasitem yok. ancak kitaptan bazı anekdotlar
aktaracağım.

tevfik rüştü aras çerkez ethem için şunları söylüyor . aynene aktarıyorum.

şunuda söyleyim: ben ethemin siyasi bir ihtirası olduğuna kaani değildim. tahrik edilmiş ,
bilhassa büyük iltifat görmüş ,siyasi faaliyetinde içinde bulunan büyük ağabeyi reşit bey'inher hareketi ethem'e mal edilmişti. samimi olarak söyleyeyim akibetindenmütessir idim.birden karşılaşınca o da bende başlarımızı çeviremedik
atinada resmi vazife ile bulunuyordum ve bir makamın sahibi idim.
o , benim irkildiğimi görünce tebessüm ederek nezaketle beni selamladı.
belki mevkime ve tecrübelerime pek yakışmayan hissi kararla ilerledim .oda geldiğimi görünce oda ban doğru geldi ve el sıkıştık.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
bu anlatılan olay , ethemin yunanistana sığındığı zaman cereyan etmiştir. bu metindeki önemli olan. devlette çalışan bir insan olan. aras'ın etheme nasıl baktığıdır.
kitabın bütününe baktığınızda pante arkadaşımızında değindiği gibi ortada bir ''hainlik'' yoktur.

çerkez ethemin kardeşi reşit bey, ethemin yunanistana gitmesini iki sebebe dayandırıyor.

1- ya çekilmeyip öz kardeşleyle (bu tanım reşit bey'e aittir) kuvay-ı seyyare siyle sonuna kadar mücadele edecek.
2- yada mücadeleyi bırakıp sahneden çekilecektir.
çerkez ethem ikinci şıkkı tercih etmiştir.

ethem yunana iltica etmemiş yunanlılardan ''mücerred (bir defaya mahsus)manasıyla bir geçiş şeridi tanınmasını'' istemiştir. ve bu konuda bir protokol yapılmıştır.

yunanlılar ethemle yaapılan anlaşmanın ana gayesi başedemedikleri ethemi
mücadele sahasından çekmektir. bu itibarle '' mücerred manasıyla'' yapılan bu sözleşmeyi
yunanlılar hiç itiraz etmeden kabul etmişlerdir.

ethem yunan sahasına geçtikten sonra ,ethemi kullanamayacaklarını anlayan yunanlılar
kendi öz vatanında zebun bir hale düşürmek için propagandai hareketlerde bulunup.
milletinin gözünden düşmesine çalışmışlardır

sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 17-06-2008, 16:29
galapagos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
galapagos galapagos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Jun 2008
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 120
Standart

bunu atatürkte söylüyor önce çok iyidi amaşımardı diye
buarada vahdettinde haindi damat feritte
bir insanın hain olup olmadığını nereye sığındığına bakarakta anlayabilirsiniz ingiltere/yunanistan

hatasız cool olmaz !!!
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 17-06-2008, 17:44
vys vys isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Feb 2006
Mesajlar: 56
Standart 3. yol

Geçmişi bugünün koşullarıyle yargılamak istemem, adına kurtuluş ve devrimler denen 1.yol ayrımı anadoluyu önce türkleştirme sonrası da günümüzde islamlaştırmakla devam etmekte.. bence çerkez ethem in 3. yolu hala geçerli..
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 17-06-2008, 18:44
galapagos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
galapagos galapagos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Jun 2008
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 120
Standart

islamlaştırmak denemiş ve başarılı olunamayıp hatta geriye götürmüştür çözüm laşk demokrtaik atatürkçü bir üniter devletttir
bence turancılık hala geçerliğili olabilecek birşeydir
petrol ve doğal gaz var e bizimde askeri gücümüz tamamdır işte

hatasız cool olmaz !!!
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 14-07-2008, 15:47
oncugenc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
oncugenc oncugenc isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 14 Jul 2008
Mesajlar: 76
Standart

çerkez ethem'in kurtuluş savaşımız için katkılarını elbette gözardı edemeyiz. bence hain kelimesi de çok çok ağır bir kelime çerkez ethem için. çünkü okuma yazma dahi bilmeyen cahil ve tek bildiği savaşmak... böyle bir adamdan bahsediyoruz. ismet paşa ile anlaşamadılar. düzenli orduya geçmek istemedi... ve sorun da burda başladı işte... hain denemez bence.. o günün şartlarını ve gerektirdiklerini kavrayamayan yaman bir adam diyebilir çerkez ethem için..
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 08-08-2008, 15:52
Aydınus
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

oncugenc´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
çerkez ethem'in kurtuluş savaşımız için katkılarını elbette gözardı edemeyiz. bence hain kelimesi de çok çok ağır bir kelime çerkez ethem için. çünkü okuma yazma dahi bilmeyen cahil ve tek bildiği savaşmak... böyle bir adamdan bahsediyoruz. ismet paşa ile anlaşamadılar. düzenli orduya geçmek istemedi... ve sorun da burda başladı işte... hain denemez bence.. o günün şartlarını ve gerektirdiklerini kavrayamayan yaman bir adam diyebilir çerkez ethem için..
Sevgili Öncügenç !

Sizin şahsınızda tüm arkadaşlara , ki yanlış anlamamanızı da rica ederek bir açıklamada bulunmak istiyorum :

Her ne kadar makalemin başlığında soru şeklinde ''hain miydi?'' sözcüğü geçse de makalemin hiçbir yerinde bir cümle de olsa Çerkez Ethem'e kesinlikle ''o bir haindir'' demedim , hatta imasını dahi yapmadım .

Peki neden ''Çerkez Ethem hain miydi?'' diye başlık attım :

Bu makalenin yazıldığı tarihlerde bu konu hayli tartışıldı ve tartışma da hep bu hainlik motifi üzerine şekillendi . Haliyle ben de başlığı böyle atmanın daha açıklayıcı olacağını düşündüm .

Saygılar ...
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 08-08-2008, 15:57
oncugenc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
oncugenc oncugenc isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 14 Jul 2008
Mesajlar: 76
Standart

makaleni okudum aydınus.

ama genel kanı budur bugün, hain olduğu yönende. bende o yüzden neden hain olamayacağını bir kaç cümle ile dile getirdim.

O DUVAR; DUVARINIZ...VIZ GELİR BİZE VIZ..!!!
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:52 .