evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı
Hadislerin yazilimi tarihte ne zaman bitti?
Meseladine bagli olan tarikat tasavvuf yazarlarinin yazilari hadisolarak kabul edilmiyor mu?
|
Zor bir soru üstad.
Hani sünni alimlerin aslında temel sahih hadis kaynakları hadislerin ortaya çıkış yıllarına denk gelir.
Diyanetin sahihlik diye tahsis ettiği 6 tane sünni hadis toplayıcısının kitabına Kütüb-i Sitte demişler.
Ravileri sağlam olmakla birlikte;
1. derece sahih: Buhari-Müslim birlikte rivayeti aktarmışsa
2. derece sahih: Yalnız Buharinin aktardığı
3. derece sahih: Yalnız Müslim'in aktardığı diye gitmiş.
Bu aşamada sahihlik kısmına da derece takmışlar. Buhari'nin onlar adına ana hadis kaynağı olduğu sonucu açığa çıkıyor.
Buhari'den önce de kendi çapında hadis toplayanlar var diye biliyorum.
Sonrasındakilerin işi zor elbette, araya kaç kuşak girecek tartışılır.
Aynı şekilde, Aleviler kendilerine ait bir hadis kaynağı kullanıyorlar. Yukarıdaki alimlerin bazı hadislerini ravi zincirine bakarak, eliyor ya da kabul ediyorlar.
Kimisi daha da uçuk hadisler türetiyor. Rüyasında irtibata geçenler dahi var.
Herkes bir şekilde hadis üfürebildiği için işin içinden çıkmak zor.
O yüzden sünni mezhepalimleri o yukarıdaki sahihliğe bakarak 7200 hadisi sahih diye kabul etmişler.
Bu aşamada tarikatler ve farklı ekoller elbette, nereden geldiklerini dahi bilemedikleri hadisleri kullanıyorlar.
Hadis dediğiniz rivayettir, aslen hadis yazmak isterseniz şimdi dahi yazabiliyorsunuz da, peygamber dönemine kadar ravi zinciri oluşturamıyorsunuz.
Muhammed'den sonra hamza ve maliki ve şadi sonra onların torunları, torunlarının torunları gibi..
Hani müslümanlar için benim bakış açımda en doğrusu nedir derseniz; (yoksa tamamen hayali bir din, tamamen zamanına göre gelecek hiç düşünülmeden tasarlanmış sözler üzerinden din türetilmez.)
İlk bakılan ana kaynak her koşulda kuran olurdu.
Hadisler adına da ilk çıktığı dönemlerde ravileri belli olanları ciddi anlamda kuran ile örtüşüp örtüşmediklerine göre iyice ayıklayarak ele almayı daha mantıklı bulurdum.
Sonuç itibari ile aynı noktaya döner dururuz, Muhammed döneminde ayetlere ve hükümlere itiraz edip kafasına göre uygulama yapılmıyordu, ana denetliyici Muhammed'di.