Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Kadın & İslam

 
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
  #1  
Alt 05-12-2009, 20:30
Averroes - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Averroes Averroes isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Feb 2008
Mesajlar: 780
Standart Kadın Sorunu

Ucube kadınlarla (peşin peşin söyleyeyim kadınların hepsine ucube demiyorum) ilgili bir yazı yazma düşüncesi kafamda ilk flaş ettiğinde nerden başlayıp nerede bitireceğim konusunda hala kendimi emin hissetmiyordum. Yazıya başlamış olmam, bu kararsızlığımın geçtiği anlamına da gelmemelidir. Ben yazıma başlayayım, nasıl olsa laf lafı açacaktır.

Çoğu araştırmacının aksine, ki Türkiye aydının en büyük yazın hastalıklarından biridir, yazıyı ta tarihin ilk dönemlerinden alacak değilim. Mesela kadınlarla ilgili bir yazı yazmak için illa Amazonlardan bahsedilmesi gerektiği gibi bir düşünceye katılmıyorum. Zira yazıma neden olan problem sahası, geçmişin değil, bugünün sorunu… Evet, bu soruna genel hatlarıyla “Kadın Sorunu” başlığını uygun gördüm.

Başlıyoruz…

Günümüz kadın algısı mı yarattı yoksa bu süreç kadında tersinden işleyen içsel diyalektik süreçlerle mi geldi ta buralara bilmiyorum ama günümüz kadınının bir kimlik bunalımı yaşadığı bir vakıadır. Toplumun “modern kadın” algısı en fazla Türkiye kadınını vurmuş, ne Avrupalılaşabilen ne de kendisi olabilen ucube bir kimlikle kendine yeni bir yön edinmeye çalışan bir kadın profili çıkmıştır ortaya.

İşbu yeni kimliğe göre, kişi adet, gelenek ve göreneklerine bağlı yaşamalı ama bu arada da Batılı tarzda yaşam formlarının adaptasyonundan fazlaca sakınca görülmemelidir. Bu paragrafın girişini karmaşık bulanlar için, paragrafın anlatmak istediği kadın türünün mini eteği, ojeli tırnakları ve biraz açmak zorunda olduğu göğüs çizgisiyle büyüklerinin elini öpen bir canlı türüne tekabül ettiğini hatırlatmakta fayda vardır.

Sayıları her geçen gün artan ve bu yazıda bundan böyle “ucube kadın” (tırnak işaretleri özellikle kullanılarak yazının ilgili kadın türünü ihtiva ettiği ve bütün kadınları hedef almadığı düşüncesini garanti altına almak içindir) tanımlamasıyla anacağım bu kadın türünün en büyük özelliği maskulin karakterli olmasıdır. (Bunun GDO’lu ürünlere benzetebilirsiniz.) İzlediği Nuri Alço filmlerinin kendisine fısıldadığı ilham sonucu dünyanın kötü bir yer ve kadının da bu kötü dünyanın en büyük avı olduğunu aklına hiç çıkmamacasına kazımış olan “ucube kadın” kendisine sonradan modifiye edildiği her halinden belli bu maskulin formatı ısrarla vurgulamak istemekte ve aslında erkeğe “sakın beni kolay lokma sanma!” mesajı vermektedir. Yüz ifadesiyle sağlandığından şüphe edilen bu maskülinlik hali, daha da ucubelileştirilerek, kendini canı istemediği halde bir sigara yakma ve nerdeyse “Bakın ben sigara içiyorum” dövizi taşıma noktasına getiren bir aymazlıkla kendini gösterir. Çünkü “ucube kadın” korkmaktadır. Eşitliği, sokak ortasında erkeğin yakıp kendisinin yakamadığı bir sigara farkıyla kaybettiğini düşünür. Ucube kadının bol kırmızı rujlu dudaklarının aralanmış kısmından sigara tortusundan kahverengileşmiş dişlerini rahatlıkla görebilirsiniz. Ruj Batı’nın, cigara tortusu bizimdi. Ama ucube kadın ikisine de ait olmak istiyordu. İki kısrağı birden kovalayan ikisini de kaçırıyordu.

“Ucube kadın”ın en büyük özelliklerinden biri de “ev hanımlığını” küçümsüyor olmasıdır. Çünkü “ucube kadın”a göre evde çalışmak, çalışmak değildir. Caddelere akması, insanların onu görmesi gerek.

İşgücü olarak ev kadınına benzemeyen “ucube kadın” görüntü olarak da benzememelidir. Her gün bıkıp usanmadan saçlarına fön çekmeli, tırnaklarını ojelemeli, ağır bir koku sürmeli, uzun topuklu ayakkabılar giymeli, ha unutmadan, göğüs çizgisini birazcık göstermelidir (Birazıyla tamamı arasındaki fark asla bilinmemektedir). Tüm bu usta işi inceliklerle ve sabahleyin aynaya 93 defa bakılarak yapılan bu rutini izleyen bir sonraki aşama ne dersiniz?: Bakışlardan rahatsız olmuş bir şekilde önüne bakarak yürümek! Abartılı “modern” kıyafetinin içinde, hem kıyafeti giymiş olmanın utancı, hem de giyeceğim işte demenin ısrarı, ve huzurlarınızda “ucube kadın”!

Eğer evinizde temizlik yapıp, çocuklarınızın bakımı ile ilgilenip onları kreşe, yuvaya göndermiyorsanız, siz bir ev kadınısınız, ve ucubelere göre “ev kadını” olmak acınmayı da beraberinde getirir. Çünkü ucube kadına göre, “patron fırçası yemek” “şefin tacizine maruz kalmak” “işe giderken belediye otobüslerinde yaşanan keşmekeşlik” istenir durumlardır. Koca dayağındansa patron tacizi evladır.

Değinmiştik, ucube kadın korkuyordu. Zaten ucubeliğinin önemli bir kısmını korkmasına borçluydu. Ucube kadın, yaşadığı o büyük korkuya rağmen, geleneğim mi modernleşme mi sorusuna her ikisi birden cevabı vermiş kadındı. Kendisinde bir Alman kadınının özgüveni yoktu. Ama olsun, Arap kadınının yaşadığı kafes hayatı da yoktu. O biraz Alman biraz Arap oldu. Almanlık kendisinde olmayıp olmasını istediği, Araplık kendisinde biraz olup olmamasını istediğiydi. O ikisinden birini seçmektense, yeni bir türün yaratıcısı olmayı seçti: Ucubelik!
Ucube kadının dili de ucubeyceydi. O artık her cümleye “Ay inanmayan!”, “Oha olan!” “Manyak bir film izleyen” “Serpil, abicim bi dondurma yiyelim mi?” diyen, hayret edilecek bir şey olmasa da “hayret bi şey yani” lerini sunan bir dilin de yaratıcısıydı.
Batı medeniyeti kendisine yapılan “Yeteri kadar Avrupalılaştım mı?” başvurularına verdiği ilk cevap “Kadınınız yeteri kadar soyundu mu?” oluyordu. Kadınını soymayanı medeniyet kabul etmiyordu. Her yıl en fazla kim açmış, kim daha fazla yürek hoplatıyor ölçülebilmesi adına et pazarları (pardon güzellik yarışmaları) düzenleniyor ve boşaltım organlarıyla gurur duyan onlarca genç kız cinselliklerini erkeklerin kitlesel tüketimine sunuyordu.

O genç kızlar sahnede yürürken bütün erkeklerin aklından geçen tek şeyin seks olduğu ortadayken, modern kadın ve ucube kadın kendini kandırıp, vücutlarındaki sanatsal portrenin ne kadar ilham verici olduğunu düşünüyordu. Evet bir şeye ilham verdiği doğruydu, ama bu olduğunu düşündükleri şey değildi. Modern kadın ve ucube kadın yine yanılmıştı. Onlar mum ışığında romantik bir akşam yemeği ve ardından gelecek George Michael’ın Careless Whisper şarkısı eşliğinde göz göze duygusal bir dans hayal ederlerken, erkek kadınla ilgili olası yatak pozisyonları için çoktan hayal gücünü çalıştırmıştı bile.
Öte yandan modern kadın (modern ifadesi tasvip ettiğimden değil, onların kendilerini böyle tanımladığındandır) ucube kadının ahlaki kırmızı çizgilerini çoktan silmiş, özgüvenli, kendiyle barışık, ve pozitif bir görüntü çiziyordu. Toplumda kıyafeti dolayısıyla kendisine hor bakılmıyor, iş hayatında önemli bir yer tutuyorlardı.

Dışarıdan bakıldığında istenir bütün durumların yan yana geldiği modern kadın kendine özgüvenini sağlıyabiliyor, iş hayatındaki kariyerini sürdürebiliyor, ama kızının 13 yaşında bekaretini kaybetmesine müdahale edemiyordu. Çünkü o modern olmak uğruna bekaret adındaki basit biyolojik fazlalığı feda etmişti. Modernlik 13 yaşında bekaretini kaybetmenin, 18’inde uyuşturucuya başlamanın, 20’de evi terk etmenin tek kelimelik adı mıydı? Modernlik, GSMH’siyle süt banyosu yapacak duruma gelip, intihar oranlarıyla hep zirvede olmak mıydı?
Peki modern kadınla ucube kadın arasındaki farklar neydi:

1- En başta, modern kadın dünyanın, ucube kadın bizim sorunumuzdur.

2- Modern kadın, cinsiyet farklarını uniseks adı altında en aza indirmiş, ve kendi toplumunda kabul görüyordur. Oysa bizim ucube kadınımız, hem uniseksliğe özenip hem erkek taklitleri yapmaya bayılır.

3- Modern kadın kadınlığını çok iyi biliyor ve kullanıyor, bu yaşamın kendisine bir defa verildiğinin farkında olup, dünyanın bütün hazlarını elde etmeye çabalıyor ama ucube kadın, kadın dedirtmeye şahit aratıyor, bin şahitten aşağısını da kabul etmiyor.

4- Modern kadın üzerine tulumu giyip evinin bozulan tuvaletini temizlemeyi erdem bilirken, bizim ucube kadın sanki hayatında hiç tuvalete gitmemiş gibi “Ne tuvalet mi dedin?!” triplerine giriyor, “Öyle modern olunmaz böyle olunur” demeye çalışıyor, Tuvalet temizlememekten modernliğe yol arıyor.

5- Modern kadın cinselliği doyasıya yaşamak şiarıyla kendini frenlemeyi aklından bile geçirmezken, bizim ucube kadın sevişirken bile gözyaşı döküyor, iki de bir “beni seviyor musun?” diye soruyor, erkeğinin kendine bağlanması için intihar etme tehdidinde bulunuyordu.

Ucube kadın, yarattığı bu yeni türle birlikte yeni bir türün daha doğumuna önayak oldu: Ucube erkekler.

İşbu ucube erkeklerin ucubelikleri ucube kadınların ucubelikleriyle direkt olarak alakalıdır. Yani başka bir deyişle kadınlar ucube oldukça erkekler ucube olurlar. Şimdi size ucube kadın ve ucube erkeğin her gün defalarca yaşanan bir yaşam kesiti sunayım:

Ucube kadın kendini yalnız ve mutsuz hissetmektedir. O an için tek bildiği üzgün olduğu ve bundan tatlı bir hüzün devşirdiğidir. O acısının felsefi kanallarına hiç girmemiş, girecek olduğu hayırlı zamanları da yaktığı sigara dumanıyla ortamdan uzaklaştırmıştır. Bu anı daha önce de yaşamış olan ucube erkek, geyiğin üzerine atlamak için uygun zamanı kollayan aslan gibi mevzi alır. Kadının ilgisini ona gösterdiği yakınlaşmayla satın alabileceğini iyi bilmektedir. Ucube erkek ilk cümlelerin öneminin farkındadır. Eğer ilk cümlede hüzünlenmiş kadının dikkatini çekemezse, sert bir karşı koyuşla refüze edilmesi mukadderdir.
İlk cümlelerle hüzne düşmüş ucube kadının dikkatini çeken ucube erkek, bu safhada Marx ve Engels’in eline düşmüştür. Das Capital’in tek satırını bile okumamış ama en kral Marksist olan ucube erkek bu arada da birkaç tane Freud, Tolstoy ve Darwin kemiği sızlatır. Etçil bir hayvan türü olan ucube erkek, kadın etiyle beslenen ve yaşamı ancak kadınların varlığıyla açıklanabilen bir canlı türüdür. Evde kızkardeşine moral değerleri çiğnediği iddiasıyla tavır alan ve hatta bazen döven bu etçil ucube erkek, kadının yanında bir anda kadın hakları savunucusu kesilir. Bazı erkeklerin nasıl oluyor da kadınlara el kaldırabildiğini, bundan hiç mi utanmadıklarını, kadının koklanılası bir gül olduğunu falan anlatır da anlatır. Yalnız kameralarımızı bu ikilinin diyaloglarına çevirdiğimizde, erkeğin, normal şartlarda kendisini çıldırtacak olan kadının vücut hatlarına bakmamaya çalıştığını görürüz. Sanki bunlar onun için çok doğal, sıradan ve etkilenesi olmayan şeylermiş gibi davranmaktadır. Kadının göğüslerine bakmayacağım diye şaşı olma riski yaşamaktadır. Ucube kadın da, “Aa bak bu adam ne kadar çağdaş, şimdiye kadar hiç göğüslerime bakmadı” diye içinden geçirmektedir. O göğüsler erkeğin görüş alanını bir bölü dört oranında kaplamakta ve erkeğin acısı alından süzülen bir damla ter olarak kendini göstermektedir. Mücadele tam bir taktik savaşı şeklinde geçmektedir. Erkek fena halde açtır, ve avın bir an önce yemekhaneye götürülmesi gerekmektedir. Bu sırada ucube erkek, ucube kadının birbirinden gereksiz tam 27 hayat kesitini dinlemek durumunda, ve daha kötüsü üzülmüş numarası yapması gerekmektedir. Tabi, bu hayat kesitleri erkeğe, kadına duygusal olarak yanaşıp ten teması sağlama fırsatı da vermektedir. Bu iş için ya kadının aslında espri değeri olmayan bir esprisi kullanılır, ya da sadece o görüşmede yedinci defa ağlamaya başlayan kadının erkeğin metazori sarılmasına ses çıkaramayacak bir an beklenir. Ve ucube kadınla erkeğin buluşması gerçekleşir.

Tabi yukarıda parodileştirmeye çalıştığım durum ucube kadının ve erkeğin ucubeliklerine ışık tutması açısıdan önemliydi. Yoksa tek durumları elbette bundan ibaret değil.

Sonuç olarak, aslında tüm bunlar toplumdaki kimliksizleşmenin ucube kadın özelinde bir durum değerlendirmesiydi. Bu bir sorundu ve hepimize ait bir sorundu. Küreselleşen dünyanın kinikleşmiş, yalnızlaştırılmış, değersizleştirilmiş, seks objesi olarak görülen kadının kendine yeni bir kimlik bulma çabalarını anlatıyor, ve bizi kendimize güldürerek bir “catarsis” hali sağlamaya çalışıyor. Kusur ettiysek affola.

-Şeytanın yaptığı en büyük hile bütün dünyayı yaşamadığına inandırmakmış-

"The Usual Suspects" filminden
Alıntı ile Cevapla
 

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Anlaşma Sorunu ve Dil evrensel-insan Dil, Mantık & Zihin Felsefesi 14 04-02-2019 21:26
Kıbrıs Sorunu Cem Politika 48 08-06-2009 02:38
Anket sorunu. Servis Şartları & Site Duyuruları 1 04-02-2005 21:06

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:13 .