Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Tarih

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 20-06-2008, 01:59
BenDeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
BenDeniz BenDeniz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 May 2008
Mesajlar: 190
Standart M.Kemal'İ Kim Hapse Attırdı?

24 yaşında Harp Akademisi’nden kurmay yüzbaşı olarak mezun olan Mustafa Kemal, birkaç ay kadar tayinini bekleyecekti

yine tayin bekleyen birkaç arkadaşıyla birlikte Beyazıt-Gedikpaşa civarında bir Ermeni’nin apartman dairesini kiralamışlardı. Burada toplanıp memleket sorunlarını görüşürken, kurtuluş için Meşrutiyet yönetiminin geri getirilmesinin şart olduğu, bunun için de ordunun Saray’ı sıkıştırması gerektiği üzerinde görüş birliğine varmışlardı. Bu amaçla her biri atanacakları yerlerde birer örgüt kuracak, sonra da şubeleri birleştirip hükümet üzerinde baskı kuracaklardı.

Ne var ki, Abdülhamid’in meşhur hafiye örgütünün içlerine sızacağını hesaplayamayacak kadar toydular o sırada.

Fethi Bey, günün birinde kendilerine yeni bir arkadaşın daha katılmak istediğini bildirdi. Önce sözü edilen arkadaşı görmeleri gerektiğini söylerler ve Galata Köprüsü civarında bir kahvede buluşmaya karar verirler. Ancak gelmesi beklenen yeni ‘arkadaş’, Abdülhamid’in has adamlarından Zülüflü İsmail Paşa’nın yaverinden başkası değildir ve yanında bir sürü jandarma da getirmiştir! Meğer acıyarak yanlarına aldıkları Fethi Bey, bir hafiye ve konuştukları her şeyi günü gününe Abdülhamid’e bildirmekte değil miymiş!

İşte bu baskınla Mustafa Kemal, Ali Fuat ve Fethi Okyar da aralarında olmak üzere “gizli örgüt”ün bütün elemanları jandarmalar tarafından yakalanarak hapse atılır.
Bundan sonrası daha da ilginçtir. Çünkü Yüzbaşı Mustafa Kemal, Abdülhamid’in yaşadığı Yıldız Sarayı’nın mabeyn dairesine götürülüp gizli örgüt kurmak, bu amaçla para toplamak,Memalik-i Osmaniyyeyi parçalamak, gazete çıkarmak ve toplantılar yapmaktan sorguya çekilmiştir.

Bir Ermeni’nin evinde kalmaları ve Jön Türklerin yasak yayınlarını takip etmeleri ise çok düşündürücüdür. O günlerde Ermenilerin Sultan’a bir suikast düzenleyeceklerine dair haberler alınıyordu; Saray’a, Ramazan’ın 15’inde Hırka-i Şerif’i ziyaret edecek olan Abdülhamid’e bombalı bir saldırı düzenleneceği ihbarı yapılmıştı. Padişah, Beyazıt civarından arabayla geçecekti ve onların bu güzergâhta bir ev tutmuş olmaları şüpheyi daha da artırmaktaydı. Nitekim bu ihbar, 6 ay kadar sonra, Mustafa Kemal ve arkadaşları aklanıp Şam’a gönderildikten sonra Ermeni teröristlerin elinde gerçek adresini bulacaktı.

Yıldız Sarayı Mabeyn Dairesi’ndeki sorgulama sırasında bizzat Abdülhamid’in sorgu odasına kadar geldiği ve görünmeyen bir yerde Mustafa Kemal’in cevaplarını dinlediği, ta 1931 yılında liseler için hazırlanan “Tarih” kitabından beri dillerdedir ama Atatürk’ün kendisi bize bundan hiç bahsetmemiştir. Annesi Zübeyde Hanım’ın mezarı başında Ocak 1923’te yaptığı konuşmada, bundan bahsettiğini biliyoruz.


İsmail Hakkı Paşa, AbdülhamidHan'ın kararını daha sonra M.Kemal'e şöyle bildirecekti: “Şimdiye kadar büyük yeteneklere sahip olduğunu gösterdin… Ama öte yandan, kendinin ve üniformanın şerefini lekelemiş durumdasın… Siyasete ve Padişah’ınıza karşı vatan hainlerinin yıkıcı propagandasına karıştın.İhanet ettin,Gafil!!! Arkadaşlarını da aynı şeyi yapmaları için teşvik ettin. Buna rağmen Efendimiz (AbdülhamidHan) merhamet göstermeye karar verdi. Ve seni affetti. Yalnız tayin beklediğin Edirne ve Makedonya’ya değil, Şam’a gönderileceksin.”

AbdülhamidHan; sonsuz merhameti ile affetmişti.Ama acaba etmeseydi tarihin seyiri değişirmiydi...Kimbilir?

''Bir Topluluğa Olan Düşmanlığınız,Sizi Onlar Hakkında Adaletten Ayırmasın''
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 20-06-2008, 18:53
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart

AbdülhamidHan; sonsuz merhameti ile affetmişti.Ama acaba etmeseydi tarihin seyiri değişirmiydi...Kimbilir?
Ah Abdülhamit ah! Affetmeseydin de şu tarihin akışı değişseydi!
"Sen anandan çıkardın ama baban kim olurdu bilemezdin şerefsiz!" diyen Neyzen'in şiiri geldi aklıma tam bu noktada.

Sadece Zaman gazetesi ve kanal 7'nin internet sayfasında yayınlanan Yeni Osmanlıcılardan Mustafa Armağan'ın bu kaynaksız, belgesiz uydurma yazısını alıntılayan Bendeniz'e yazının içeriği yeterince Abdülhamitçi gelmemiş ki işine gelmeyen yerleri kırpmış.

Ne Abdülhamit geri gelir, ne Vahdettin ne de Osmanlı.
Bunu kafanızdan çıkarın. Mustafa Kemal de geri gelmez.
Bir tarafı göklere çıkarmanın, fırsat buldukça diğer tarafı karalamanın kimseye getireceği bir yarar yok. Osmanlı üzerinden şeriat propagandası da tutmaz.
Tarihten ders almak ise tarihi çarpıtmakla olmaz. O zaman ders alınmaz, dert alınır. Abdülhamit, istibdat yanlısı bir mutlakiyetçidir. Ne yazarsanız yazın, nasıl çarpıtırsanız çarpıtın bu gerçeği değiştiremezsiniz. Vahdettin ise bir işbirlikçi ve teslimiyetçidir. "Değildir" demekle bu tarihi gerçek değiştirilemez.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 20-06-2008, 20:31
Squall - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Squall Squall isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Apr 2008
Mesajlar: 338
Standart

Bide yobaz kesimin Mustafa Kemal'in kurtuluş savaşını vahdettin eliyle başlattığı masalı vardır..Nedense tarihi değiştirme, çarpıtma çabaları hiç bitmez bu adamların..
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 21-06-2008, 03:10
BenDeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
BenDeniz BenDeniz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 May 2008
Mesajlar: 190
Standart

Bazı insanlar öyle gariptirlerki;kendi hoşlarına gitmeyen her sözü ve fikiri kenarıya atmak isterler.

Bu yazımın nerede ve kimin tarafından değil mahiyetinin ne olduğuyla alakadar olurum.Ülküm: Kimin söylediğine değil,ne söylediğine bak''tır.

Bu yazımın kaynaklarını arama motorlarınızda aramak sureti ilede bulabileceksinizdir.Yok olmazsa misaldeki, Mustafa Armağan'a ileti gönderiveriniz cevaplasın.!Ancak mesele belge değil,mesele Abdülhamid'in buğusunun giderilmesindeki imtinadır.


Abdülhamid'i Vahidüddiyn'i idrak etmek güç iştir.Elbette bunlara vakıf olamayanları anlıyorum.Ancak Tarihten söz ediliyorsa,tarih yalanda söyler,söylemiştir.

Artık yalanlar ifşa olacak,hakikatlerde meydana çıkarılacaktır bağımsız ve tarafsız tarihçilerimiz tarafından.Bundan ürkmeye lüzum temin ederim sizi yoktur.Şeriat böyle gelmez,şeriat gelir, gelirde ama böyle gelmez!Ama Sultan Abdülhamid'in bir dönüm noktası olduğunun anlaşılmasıda beni ayrıca mutlu etti.

O'nu anlamak herşeyi anlamak olacaktır.Böyle inananlardanım.

Ayrıca o şiir Neyzen Tevfik'in değil asayiş şube müdürü Mutlu çElik'e Aittir.Ben bu şiiri ilk okuduğumda ''Bu neyzene ait olamaz demiştim'' çünkü neyzen zamanında ''Türban'' tanımı yoktu,orada ise ''Türban kelimesi geçer.

''Bir Topluluğa Olan Düşmanlığınız,Sizi Onlar Hakkında Adaletten Ayırmasın''
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 21-06-2008, 15:32
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart

sevgili bendeniz, baahsettiğin neyzen şiiri hangisi?
övünmek gibi olmasın ,neyzeni kardeşi şefik kadar iyi tanırım neyzeni.

sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 21-06-2008, 16:51
Aydınus
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

''Abdülhamid'i , Vahidüddiyn'i idrak etmek güç iştir.'' BenDeniz

Vay be ; bu ne iştir !

Abdülhamid + Vahidüddin = Çok Bilinmeyenli Denklem

Kolay mı bu denklemi çözmek ?!...


''Elbette bunlara vakıf olamayanları anlıyorum.''

Vakıf olamayanlar ...

Sizce kim bu denklemi çözüp konuya da tamamen vakıf olabilir ?

Kim olacak ; ya Fetullahçıların Zaman Gazetesi'nde tarihçi diye poz satan Mustafa Armağan ya da onun yazısını buraya copy-paste yapan BenDeniz ve onun gibiler ...


''Ancak tarihten söz ediliyorsa , tarih yalan da söyler , söylemiştir.''

Evet , çok söylemiştir .

Hem de o , Fetullah'ın Zaman Gazetesi'nde yazar Mustafa Armağan gibi yalancı , populist tarihçiler eliyle yapılmıştır bu .

Osmanlı hanedanlığını bizlere Türk hanedanlığı diye yutturmuşlardır .

Oysaki o , uzun ve yüzyıllar süren Osmanlı tarihi boyunca Türkler asılmış kesilmiş , aşağılanmış , hor görülmüş , bir köşeye itilip kakılmıştır .

Sadece savaşta hatırlanmıştır zavallı Türk , ardından da ''bir lokma bir hırkaya '' talim ettirilmiştir yüzyıllardır .

Ne Enderun'a sokulmuş , ne yöneticiliğe getirilmiş , ne gelirden adaletli pay almış ne de insan gibi yaşayabilmiştir .

Türk'ün adını bile küfür kelimesi olarak kullanmıştır , utanmaz yüzsüz Osmanlı ...

Ve bu arsızlardan daha da arsızları tarihçi sıfatıyla ortaya atılarak bu gerçekleri hep örtbas etmişler ; kendi dinlerini nasıl tartışılmaz dogmalar haline getirmişlerse , Osmanlı gerçeklerini de yalan dolanlarıyla Türk gençliğininin beynine nakşederek bu konuları da sadece kendilerinin pervasızca çalıp söylebilecekleri bir konu haline sokmuşlardır .

( Bakınız : İmparator başlıklı yazı .. )



Artık yalanlar ifşa olacak , hakikatlerde meydana çıkarılacaktır bağımsız ve tarafsız tarihçilerimiz tarafından.

Bağımsız ve tarafsız tarihçiler ...

Kimse bunlar ?

Bunların bağımsız ve tarafsız olduğuna kim karar veriyor ?

Bozacının şahidi şıracıdır hesabı , Fettullahçılar mı yoksa ?

Hani şu , Cumhuriyetin kazanımlarına açıkça savaş açmış Amerikan hempaları mı ?


Abdülhamid Han ; sonsuz merhameti ile affetmişti . Ama acaba etmeseydi tarihin seyiri değişir miydi ... Kimbilir ?

Ne kadar etkileyici bir cümle !

Utanmasalar , Kurtuluş Savaşı'nı bile Abdülhamid yaptı diyecekler ama , o kadarına da dilleri şimdilik dönmüyor .

Kadayıfın altı kızarınca ona da döneceğine emin olabilirsiniz .

Hem bu ne saçma mantık böyle ya ; Abdulhamid affetmese idi , acaba tarihin seyri değişir miydi ?

Soruya bak , hizaya gel ...

Şöyle olsaydı nasıl olurdu , böyle olsaydı nasıl olurdu ?..

Tam bir komiklik ; buna saçmalamak denir .

İyi o zaman , bu mantıktan hareketle bir mantık da ben kurayım ; öyle ya , maksat geyik olsun :

- Acaba Abdulhamid'in anası , Abdulhamid'i doğurmak yerine düşük yapsaydı tarihin seyri nasıl olurdu ?!

Buyrun , cevap verin !

Konu Aydınus tarafından (21-06-2008 Saat 16:58 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 21-06-2008, 19:25
Squall - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Squall Squall isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Apr 2008
Mesajlar: 338
Standart

Aydınus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
[COLOR=red]

İyi o zaman , bu mantıktan hareketle bir mantık da ben kurayım ; öyle ya , maksat geyik olsun :

- Acaba Abdulhamid'in anası , Abdulhamid'i doğurmak yerine düşük yapsaydı tarihin seyri nasıl olurdu ?!

Buyrun , cevap verin !
Hahahaha..

Harika bi mantık..
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 21-06-2008, 23:00
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart

sevgili bendeniz, baahsettiğin neyzen şiiri hangisi?
övünmek gibi olmasın ,neyzeni kardeşi şefik kadar iyi tanırım neyzeni.
"Be Hey Dürzü" tartışmalı şiiri Neyzen'in olmayabilir ama ilk çıktığında da Neyzen diye çıkmıştı, şimdi de Neyzen diye devam ediyor. Mutlu Çelik demiş olsam tartışmada taraf olurdum ve kimse Çelik'i tanımıyor.
Ama Neyzen'in olduğu kesin olan bir şiir var ki bu şiir nedeniyle idama mahkum edilmiş de imdadına meşrutiyet yetişmiş. Ne hoşgörülüymüş Abdülhamit, bir şiir için adam asacak..

ABDÜLHAMİD'İN AĞZINDAN BİR NUTK-I HÜMÂYUN
(İdam cezası almasına sebep olan şiir-Dilinden Bendeniz anlar)

Kal'a-i âsâr-ı zulme verdim istihkâm-ı tam
Ettim istibdad ile tarihe ibka-ı nâm

Öyle tarsîn eyledim olsa cihan zir ü zeber
Attığım üss-i mezâlim haşre dek eyler devam

Ben o cellâdım, vatanda açtığım her yârenin
İltihâbı bir zaman etmez kabul-i iltiyâm

Nerde Cengiz, Engizisyon, nerde Haccac ü Yezid,
Nerde Timur, Hülâgû, nerde ecdâd-ı izâm

Nerdedir Şeddâd ü Nemrûd, nerdedir Ad-u Semûd
Her cihetçe zâlimân-ı dehre ben oldum imâm

Ben ölürsem mülk-ü millet bitmeden volkan gibi
Ka'r-ı lâhdimden tüter eflâka dûd-i intikam!

Ol kadar ezdim şu miskin milleti ki etmesin
Fasl-ı dâvâ eylemek'çün rûz-i mahşerde kıyâm!
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 22-06-2008, 02:24
BenDeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
BenDeniz BenDeniz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 May 2008
Mesajlar: 190
Standart

pante´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
"Be Hey Dürzü" tartışmalı şiiri Neyzen'in olmayabilir ama ilk çıktığında da Neyzen diye çıkmıştı, şimdi de Neyzen diye devam ediyor. Mutlu Çelik demiş olsam tartışmada taraf olurdum ve kimse Çelik'i tanımıyor.
Ama Neyzen'in olduğu kesin olan bir şiir var ki bu şiir nedeniyle idama mahkum edilmiş de imdadına meşrutiyet yetişmiş. Ne hoşgörülüymüş Abdülhamit, bir şiir için adam asacak..

ABDÜLHAMİD'İN AĞZINDAN BİR NUTK-I HÜMÂYUN
(İdam cezası almasına sebep olan şiir-Dilinden Bendeniz anlar)

Kal'a-i âsâr-ı zulme verdim istihkâm-ı tam
Ettim istibdad ile tarihe ibka-ı nâm

Öyle tarsîn eyledim olsa cihan zir ü zeber
Attığım üss-i mezâlim haşre dek eyler devam

Ben o cellâdım, vatanda açtığım her yârenin
İltihâbı bir zaman etmez kabul-i iltiyâm

Nerde Cengiz, Engizisyon, nerde Haccac ü Yezid,
Nerde Timur, Hülâgû, nerde ecdâd-ı izâm

Nerdedir Şeddâd ü Nemrûd, nerdedir Ad-u Semûd
Her cihetçe zâlimân-ı dehre ben oldum imâm

Ben ölürsem mülk-ü millet bitmeden volkan gibi
Ka'r-ı lâhdimden tüter eflâka dûd-i intikam!

Ol kadar ezdim şu miskin milleti ki etmesin
Fasl-ı dâvâ eylemek'çün rûz-i mahşerde kıyâm!
Tabi,bu şiir Neyzen Tevfik'indir.İttihatçı hainlerin propagandalarına aldanmış,ve Abdülhamid'in nasıl güçlü bir süreçte nasıl güçlü şartlarda vazife ifaa ettiğini anlayamamıştır.Yasakların,sansürlerin gelişinin sebeblerinide idrak edememiştir.

Hatta Yıldız'ın kapısına gidip, Donunu indirip : ''Abdülhamid....!!! Ananı ....''' diyerek küfür bile edebilmiş,her defasında affedilmiş mamafih uslanmanmayıpta, Ümmetin Halifesine ''Deccal'' diyince bu cezayı almıştır.Fakat ceza uygulanmamıştır.

Tevfik,İttihatçıların meşrütiyetiyle hürriyet,adalet,zevk-ü safa dolu günler yaşayacağını zannetmekteydi.Bu zevk-ü sefanın önündeki engelide AbdülhamidHan olarak görmekteydi.Düşmanlığı bundandır.

Meşrutiyetin ilanının 28. günüde İslambol'a ayak bastı.Mamafih;ilân edilen hürriyet"le karşılaşması pek de parlak olmadı. Seyretmek için gittiği ve Ferah Tiyatrosu'nda sergilenen "Sabah-ı Hürriyet" adlı oyunun İttihat ve Terakki'ce yasaklanması üzerine yaptığı konuşma yüzünden tutuklandı.

O herkese muhalefet etmiş herkese düşman olmuştu.Çünkü içkiden beyni sulanmış,hayvanlar gibi yaşamak isteyen biriydi.Tabi buna O ''Abdülhamidi devirinde gelin'' diye destek verdiği İttihatçılar bile müsade edemezdi.

M.Kemal Paşa:''İstibdadtan sonra Cumhuriyet geldi.Yönetimimiz hakkında fikrin nedir'' diye sorunca;

Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti,
Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti!

Diyerek cevap vermiş,ve değişen birşey olmadığını en veciz biçimde ifade etmiştir.

Esen kal

''Bir Topluluğa Olan Düşmanlığınız,Sizi Onlar Hakkında Adaletten Ayırmasın''
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 22-06-2008, 09:02
BenDeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
BenDeniz BenDeniz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 May 2008
Mesajlar: 190
Standart

Kal'a-i âsâr-ı zulme verdim istihkâm-ı tam
Ettim istibdad ile tarihe ibka-ı nâm

-Tüm kalelere,tam bir zulüm ile nizam koydum
-Böylece baskıcı zorba yönetimimle tarihe eşsiz bir nam saldım-

Öyle tarsîn eyledim olsa cihan zir ü zeber
Attığım üss-i mezâlim haşre dek eyler devam

-Öyle yaygın ve sağlamki bu, yönetimim
-Attığım tüm belalar haşir gününe kadar devam eder-

Ben o cellâdım, vatanda açtığım her yârenin
İltihâbı bir zaman etmez kabul-i iltiyâm

-Ben eli kanlı bir celladım,vatanda açtığım her yaranın iltihabı
Uzun bir zaman ilaç ve tedavi kabul etmez-

Nerde Cengiz, Engizisyon, nerde Haccac ü Yezid,
Nerde Timur, Hülâgû, nerde ecdâd-ı izâm

-Cengiz,engizisyon,haccac-ü yezid
Timur,hülağu,hülasa tüm katiller halt etmiş benim yanımda-

Nerdedir Şeddâd ü Nemrûd, nerdedir Ad-u Semûd
Her cihetçe zâlimân-ı dehre ben oldum imâm

-Şiddetçi nemrud,eli kanlı semud kavmi,
Hülasa herzaman,bu zalim güruhuna imam,önder olan benim-

Ben ölürsem mülk-ü millet bitmeden volkan gibi
Ka'r-ı lâhdimden tüter eflâka dûd-i intikam!

-Eğer ben bu milletin canı ve malı volkan gibi tükenmeden ölürsem
Yattığım yerden,hertarafa intikam dökülür-

Ol kadar ezdim şu miskin milleti ki etmesin
Fasl-ı dâvâ eylemek'çün rûz-i mahşerde kıyâm

-Şu zavallı,milleti okadar ezdimki korkarım
Mahşer günüde beni dava için ayaklanmasından-

''Bir Topluluğa Olan Düşmanlığınız,Sizi Onlar Hakkında Adaletten Ayırmasın''
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:05 .