Flört zina mi, suh kahkaha haram mi, göz zinasi var mi?

[sargon]

Diyanetin sitesinde flört, zina, sinemaya gitmek, goz zinasi gibi konular uzerine yazilan yazilar Radikal gazetesinin manseti oldu. 27 Mayis tarihinde yayinlanan haberden sonra Diyanet sert elestirilere maruz kaldi. Olay Avrupa basinina da yansidi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde flörtün de zina olduğu savunuldu. Diyanete göre kadının yabancı bir erkekle yalnız kalması günah. Başkası için koku sürmek ise edepsizlik.

Radikal'in haberi

Diyanetin ilgili yayini

Ilahiyat profesorlerinin cevaplari

sargon´isimli üyeden Alıntı

Diyanetin sitesinde flört, zina, sinemaya gitmek, goz zinasi gibi konular uzerine yazilan yazilar Radikal gazetesinin manseti oldu. 27 Mayis tarihinde yayinlanan haberden sonra Diyanet sert elestirilere maruz kaldi. Olay Avrupa basinina da yansidi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde flörtün de zina olduğu savunuldu. Diyanete göre kadının yabancı bir erkekle yalnız kalması günah. Başkası için koku sürmek ise edepsizlik.

Radikal'in haberi

Diyanetin ilgili yayini

Ilahiyat profesorlerinin cevaplari

Elin Batılısı bizden fersah fersah önde , ama Türk halkı dinciler yüzünden hala nelerle uğraştırılıyor .

Böyle bir millet yüzüstü sürünüp kaoslar içerisinde yaşamayı hak etmiş midir , etmemiş midir ?

[aydoe]

Sex ,cinsellik fizyolojik ihtiyaçlarımızdandır.
Cinsel eğitim ve cinsel özgürlüğün olmadığı toplumlarda cinsel tatminsizliğe bağlı bir sürü problemler ortaya çıkmaktadır.
Evlilik öncesi hiçbir cinsel deneyimi olmayan ve cinsel ihtiyaçlarını tatmin edemeyen bir insanın mutlu bir evliliği sürdürebilmesi çok düşük bir olasılıktır.
Bir adam düşünün veya bir kadın ki eşinden başka hiç kimseyle bir yakınlaşma yaşamamış.
Bu insan ileriki yaşamında zinaya meyillenebilir,çünkü merak eder,zaten insanın başına ne gelirse de meraktan gelir.
Halbuki cinsel eğitim almış ve yaşına uygun cinsel deneyimleri yaşayarak gelişen bir birey belli bir cinsel olgunluğa erişir ve eş seçiminden sonrada eşiyle mutlu bir yaşamı sürdürebilir.
Cinsel yasakçı toplumlarda cinsel açlık ve cinsel suçlar devam etmeye mahkumdur.

[sargon]

Su siralar Maxime Rodinson'un "Muhammed: yeni bir dünyanin ve peygamberin dogusu" adli kitabini okuyorum. Bir yerde o donem Araplari ile ilgili bir degerlendirme gozume carpti. Soyle diyor:

"Ammianus'un 'Araplarda her iki cinsin de nasil bir azginlikla sevistiklerini' belirten cumlesini hatirlayalim. Talmud'un doktorlarindan biri, Rabbi Nathan dünyanin hicbir yerinde, tipki Perslilerin gucu gibi güc, Romalilarin zenginligi gibi zenginlik, Misirlilarin büyücülügü gibi büyücülük, Araplarin arasindaki zina egilimi kadar yaygin bir zina egilimi olmadigini, eger dünyadaki tüm cinsel serbestlik ona bölünmüs olsa, dokuzunun Araplar arasinda paylasilacagini, onuncunun da tüm diger irklara yetecegi görüsünü ileri sürmüstü."
(Maxime Rodinson, Muhammed, sayfa 81)

Yazar bu yazdiklarina Muhammed'in Kureys toplumunu girtlagina kadar sehvete gömülmüs olarak gördügünü ekliyor.

[no_panik]

Evlilik öncesi hiçbir cinsel deneyimi olmayan ve cinsel ihtiyaçlarını tatmin edemeyen bir insanın mutlu bir evliliği sürdürebilmesi çok düşük bir olasılıktır. Aydoe

Dediğiniz böyle bir şey olsaydı Avrupa ülkelerinde ve Amerikadaki boşanma oranları bizim toplumumuzdan az olması gerekirdi. Bu tamamen farklı bir olgu. Ufak yaştan itibaren bireyin cinsellik hakkında bilgilendirilmesi gerekliliğine tamamen katılmakla beraber cinselliğin alenen yaşanması konusundaki fikrinize katılamayacağım. Cinsellik olgusunu sadece bireyin kendisi için özel olarak nitelendirdiği bir kişiyle yaşamasının diğer yola nazaran daha mantıklı olduğu kanaatindeyim. Sonuçta bahsettiğimiz şey kravat değiştirmek değil, iki kişi arasındaki özel ilişkidir.

[sargon]

Avrupa ulkelerinde ve Amerika'da bosanma oranlarinin yuksek olmasinin cinsellik ile hicbir ilgisi yoktur. Bu konu tumuyle kadinlarin ekonomik ve sosyal bagimsizliklarini kazanmalari ile ilgili bir sorun. Geleneksel toplumlarda kadinlar ekonomik ve sosyal acidan erkeklere bagimli olduklari icin en buyuk acilari da cekseler bosanmayi dusunmezler. Bu zavallilik halini bir ustunlukmus gibi sunmak icler acisi bir durumdur. Bu tur bir savunma refleksi geri toplumsal yapinin kendisini korumak icin gelistirmeye calistigi bir savunma mekanizmasi olmak disinda bir anlam tasimiyor.

Gelismis toplumlarda bosanma oranindaki yukselis ilerki yillarda tekrar azalir mi, yoksa bu gelisme boyle surecek midir? Bunu bilmiyorum. Eger, bu bir tepkisel durum ise, erkeklerin ustunluklerini kabul ettirme cabasi azaldikca dususe gecer. Yoksa, normal bir gelismedir. Her ne olursa olsun, bosanma oranlarinin azligi ve coklugu toplumsal sagligin yuksekligi icin bir gosterge sayilmamalidir.

Seytan ayrintida gizlidir..

[aydoe]

Arap dünyasında boşanma patlaması
http://www.tumgazeteler.com/?a=2254271

Türkiye'de boşanma furyası
http://www.hurhaber.com/news_detail.php?id=114159

Türkiye'de devlet vatandaşına sahip mi?
İşsizlik sigortası varmı?
Kadın yeterli eğitim ve donamımı almışmı?
Ekonomik özgürlüğü varmı?
Şiddet gören aldatılan ve sosyal baskı nedeniyle boşanamayan kadınlar yokmu?
Boşanmış kadına toplumumuzda nasıl bakılmaktadır?
Toplumumuzda sürdürülen evliliklerin % kaçı mutlu evliliktir?

[evrensel-insan]

Saygideger aydoe;

Ilk dort sorunun cevabi:YOK
Besinci sorunun cevabi:COK
Altinci sorunun cevabi:ERKEGE MUHTAC, SAHIPSIZ
Yedinci sorunun cevabi:KADINI SES CIKARMAYAN BUTUN EVLILIKLER MUTLUDUR.

YANI ERKEK (Kendine ait olmayan )- SESLI, KADIN (sesi olupta cikmayan)- SESSIZ; EVLILIK-Ne demekse!

Saygilarimla;
evrensel-insan

[milomanara]

Var tabi ki, niye böyle harem-selamlık bir toplum olduk sanıyorsunuz? Hatta Çetin Altan'a göre(Çetin Altan'ı tartışmayız umarım bence bu konuda haklı) doğu toplumlarının en büyük problemi kadınlı kahkahalı ortamlar yerine kadınsız kahkahasız erkek erkeğe kahveleridir(http://www.milliyet.com.tr/2006/02/17/yazar/altan.html). Bunun nedeni bilin bakalım nedir? İslamiyetten önceki Türk toplumunda kadının yeri bugünküne göre tartışlmayacak kadar iyiydi. Bunu Ibn-i Fadlan adındaki arap seyyahın 10. yüzyılda orta asyaya yaptığı seyahati anlatan "bin yıl önce türkler ve ötekiler" adlı kitabına dayanarak söylüyorum. Şimdi 10.yüzyılda Türkler islamiyete zaten geçmişti diye düşünenler olabilir, onlara da din değiştirme sürecinin akşamdan sabaha olamadığını hatırlatmak isterim. Zaten arap amca Türk'lerin islamiyeti baya bi yanlış anladığı sonucuna varıyor

[BenDeniz]

İlgili fetva ve tavsiyeler,Müslümanlar içindir.Dinini öğrenip uygulamak yönünde isteği ve hassasiyeti olanlar bu tavsiyeleri tutarlar.

Tıpkı Müjde Ar' ın :
''Diyanet,Bizim verdiğimiz vergilerle sürekliliğini sağlıyor ...(Burada demek istediği,senin geçimini biz temin ediyoruz,bizim keyfimize göre fetva ver.Oysa dinde keyife göre fetva olmadığını bilmez Müjde Ar)

...Ben istemiyorum böyle haberler verip sinirlerimi altüst etmeye devam etmesinler ...(Oysa müjde Ar yine düşünemezki,bu fetvalar kendisi için değil dini hassasiyeti olan Müslümanlara verilmektedir,onu bağlamaz)

sözlerini andıran yorum ve eleştirilerle Turan Dursun sitesinin pek değerli Tanrıtanımaz Üyelerinin yorulmasına lüzum yoktur.

Bu gibi fikirler yüZÜnden Ülkenin geri kaldığını iddia eden tanrıtanımazlar;buyursunlar bu fikirlere karşı olarak buluşlar yapsınlar,Ülkemizi ilerletsinler yükseltsinler.

Hem Mine Kırıkkanat'ın da sıkça değindiği gibi :''Din hassasiyeti olanlar taşra!! lı kesimdir''...

Şuhalde onlardan zaten yükselmek ve ilerlemek adına bir adım gelemeyecektir.Buyurunuz siz bu dogmalardan ve hurafe!!lerden sıyrılmış şahsiyetler olarak buluşlarınızı yapınız.Engelleyen yoktur.

Esen kalın.