Ateistlerin yanılgısı

[dine mine ne]

spartacus´isimli üyeden Alıntı

Cahille uğraşmak, dünyanın en zor işi, hele ki zaman ve boyutun kendi nev-i şahsına münhasır bir varlık olduğunu iddia eden birisiyle daha zor.

Zaman, pastanın lezzetiyle sınırlı olmayan, aynı zamanda bütün pastanın gerçek bir bileşeni ve yaşamımızın temel bir unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Zaman, hayatımızın her anında var olan ve etkisini hissettiren bir kavramdır. Müon bozunumu ve zaman genişlemesi teorileri ve farklı seviyelerdeki zaman ölçümleri, zamanın gerçekliğin gerçek bir bileşeni olduğunu doğrulamaya yardımcı olmuştur.

https://evrimagaci.org/ozel-gorelili...-muonlar-12661

Müon adı verilen kararsız parçacıkların bozunarak başka parçacıklara dönüştüğü bir olgudur. Bu bozunma ölçülebilir ve müonların yaşam süreleri hakkında önemli bilgiler sağlar. İlginç bir şekilde, hareket halindeki müonların yaşam süresinin hareketsiz olanlardan daha uzun olduğu bulunmuştur.

Zaman genişlemesi büyüleyici bir olgudur, örneğin bir kişi daha yavaş seyahat ederken, aslında hızlı seyahat eden birinden daha hızlı yaşlanır. Bu ilk başta paradoksal gelebilir, ancak uzay-zamanın temel ilkelerine dayanmaktadır. Zaman şudur budur tartışmasına bile gerek yok çünkü gerçek neyse ortadadir. Misal, bir aracın içindeyken ve yüksek hızda seyahat ederken, hareketsiz bir gözlemciye kıyasla zamanın yavaşladığı ve biyolojik saatimizin hareketsiz bir insanınkinden daha yavaş işlediği anlamına gelir. Nokta. Bu somut ölçülmüş biçilmiş hakikatin neyini nerden soyutlayacaksın.

Daha önemlisi, hızın yaşlanma üzerinde neden bir etkisi olduğu sorusudur. Cevap, biyolojik yaşlanma sürecimizin zamana bağlı olduğu gerçeğinde yatmaktadır. Eğer zaman bizim için daha yavaş geçiyorsa, bu hücrelerimizin daha az bölünmesi ve dolayısıyla daha uzun süre "genç" kalması anlamına gelir. Bu da yüksek hızda seyahat eden insanların neden daha yavaş yaşlandığını açıklamaktadır. Zamanı soyutlaman bu gerçekleri değiştiremez.

Varsayımında yanlıştır ve Büyük Patlama gibi olayların maddi bir zemin olmadan da gerçekleşebileceği ihtimalini göz ardı etmektedir. Kuantum fiziği gibi, olayların maddi bir zemin olmadan da gerçekleşebileceğini belirten teorilerde mevcut. Bunun bir örneği kuantum sıçraması fenomenidir. Burada bir parçacık, herhangi bir dış nedene bağlı olmaksızın aniden durum değiştirir. Bu bize olayların mutlaka maddi bir zemine bağlı olmak zorunda olmadığını gösterir. Eğer elektron sıçramaları, dalga-parçacık ikiliği ya da dolanıklık mantıksız geliyorsa, Büyük Patlama neden mantıksız gelsin?

[spartacus]

Ne anlatıyorsun, ne alakası var, konuyla ilgisi ne? Yeter artık bulandırıp, sulandırdığın, alacağın bir şey yoksa -ki dürüst olmadığın için-, bari ortamı bulandırma. Zaman madden bağımsız, ayrı bir VARLIK olarak düşünülemez. Hasılı;

Maddenin bir başlangıcından söz etmek anlamsızdır. Bundan fazlasına, çarpıtmalarına, konuyu alakasız yerlere dallandırıp budaklandırmana gerek yok.

Daha genel ifadeyle; varlık-yokluk birliktedir, ayrıştırılamaz, hasılı hiç bir şey'in olmadığı bir yokluk nasıl anlam taşımazsa(ki bir an için yokluğun da olmadığı bir an düşünmeye çalışın bakalım mümkün olacak mı?), yokluğun olmadığı bir varlık da anlam taşımaz, hasılı, ister madde, fizik temelinde isterse de genel ifade temelinde olsun, varlık-yokluk namına başlangıç, ezel, ebed yoktur, yanılsamadır. Devinen (hasılı çok farklı biçimler yansıtabilen) mevcut vardır, ortadadır, varlık-yokluk ardışık değil, birliktedir...

Defalarca söyledim, ölçü kavramlarımızı, cümlelerde amaç değil araç olarak kullanırız, o kadar örnekle ve basitçe izah ettim, maymun dahi anlar, sen anlamazlığa vuruyor, konuyu alakasız yerlerle bulandırmaya çalışıyorsun, mallıktan değil, adilikten.

Örneğin çarpışan 2 araç için yapılan hesaplamalarda hız önemlidir. Görüldüğü üzere cümle kuracaksak değişen hızdan söz etmek zorundayız. kara cahil diyor ki, hız değişebiliyorsa demek ki varlıktır(!?), yahu o kavramlar SOYUTLANMIŞ ifadeler onlarsız ve onlar üzerine değerlendirilmeden mümkün değil, hız kavramı kullanmadan hareketin artıp, azalmasını nasıl ifade edebiliriz?.... Zaman, boyut gibi kavramları da aynı minvalde kullanırız. Kısaca hareketin hızı gibi değişimin de ölçüsü söz konusudur. defalarca söyledim, değişim, sadece konum değiştirmek değil, mevcut hal, durumda fark oluşturan her olay, olgu değişimdir, dolayısıyla değişimin ölçüsü olan zaman kavramı, bu olay ve olgulardan dışlanamaz, değişimin her hali, durumu zaman kavramı, ölçüsüyle ifade edilir. Nasıl ki çarpışan 2 aracın, hızlarının hesaplamalarda dışlanamayacağı gibi. Nasıl ki, hızın azalması, artmasından söz ediyorsak, zamanın da yavaşlaması, hızlanması, genişlemesi, büzümesinden v.b. söz ederiz, imkanlar ölçüsünde de temelde yatan fiziki, maddi ilişkileri, ortam koşulları açıklamaya çalışırız, yani ölçü birim ve kavramarımızı etkileyen ASLİ faktötlere ineriz, örneğin kütle çekimi etkisi gibi. Örneğin bir aracın gazına ne kadar basarsanız, hızı da o kadar artacaktır, temelde yatan nedir? Gaz pedalı, silindirlere gönderilen yakıt-hava miktarına etki etmektedir, dolayısıyla yakıt-hava karşımı ne kadar fazla olursa, yanma ve motor devri de, aktarma organlarındaki devirler de o kadar artacak ve tekerlere artan devir aktarılacaktır, dolayısıyla aracın hareketi artacaktır(böylece harekete dayalı soyutladığımız ölçme birimi, kavramımız hız da artacak ve artık ifadelerimiz, hesaplarımız HIZ üzerinden yapılacaktır). hangi salak çıkıp, hızın araca ve hareketine bağlı olmadığını iddia ediyosa, işte bu salak o salak, yaptığı şey, birisi harekete göre bir ölçü birimi, kavramı iken, diğeri değişime dayalıdır..

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı

Zamanın kendisi fiziksel bir varlık değildir, kavramdır demekle olmuyor. Bilim camiasında zaman genişlemesi ispatlı diyoruz, hala bildiğini okuyorsun. Saatler hıza göre farklı çalışıyorsa, zaman sen gibi boyu posuyla gerçek demektir.

Benim boyum, posum illüzyon değildir...

"Geçmiş, şu an ve gelecek arasındaki fark, inatçı bir illüzyondan ibarettir." Einstein.

Dediğin gibi olsa dahi -ki değil- nerede hata yaptığını 50. kez de olsa yukarıda izah ettim, sonuç olarak zaman, maddeden bağımsız, ayrı-dışında-ötesinde düşünülümez, hasılı, hal böyle olunca, maddenin bir başlangıcından söz etmek, yine anlamsız ve abestir.

Maddenin başlangıcı ne vardır, ne de yoktur, çünkü bu minvalde yaklaşım ANLAMSIZDIR. Hasılı masal diyarlarından sonsuz çıkmaz paradokslarla, akıl ve mantığını da saf dışı bırakacak biçimlerde, sözde tanrılar üfürümeye de gerek yoktur. Bu kadar basit, basit diyorum, bulandırmanın anlamı yok, odaklandığım nokta belli, "maddenin neden bir başlangıcından söz etmenin anlamsız olduğunu anlatıyorum", amacım bundan ibaret, milyon kere çarpıtmaya çalışsan da başarı elde edemezsin, boşa edebiyat yapma.

"Genel görelilik teorisini tek cümlede özetlemek zorunda kaldığımızda: Zaman, uzay ve kütle çekiminin maddeden ayrı bir varlığı yoktur." Einstein