Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 05-06-2006, 23:20
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

Şia, bana nuzul sırasını, surenin nasıl oluştuğunu, ayetlerin bu surelere nasıl konduğunu açıklar mısın? Şiiler Kuranı nasıl okuyorlar. Sünniler gibi uzun sureden kısa sureye doğru dizilmiş ve genlerine kadar bozulmuş şekilde mi, yoksa başka bir sıralama yaptılar mı? Ali neden öyle dizmeye çalışmış da Ömer böyle dizdirmiş. Bu Kuran'ın kaç ayeti Allah'tan gelmiştir, kaçı hadis niteliğindedir? Hepsini olmasa da baştaki bir ikisini cevaplasan da olur. Başka başlıklarda bunları sormuştum zaten. Oradaki tartışmalara da bakabilirsiniz.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 05-06-2006, 23:34
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

selam Nerval arkadaşım,

bahsettiğin çizgi romanı okumadım. Bilmiyorum. Ama Kuran'ı okuduğunu iddia eden çok insan gördüm. Aslında okumuş değiller. Ellerine alıp, okumaya çalışmış ama anlayamayıp bırakmışlar, bunu söylemezler de saçma sapan övgü sözleri söylerler. Başkalarının hoşuna gider çünkü. Ben Kuran'ı gerçekten okuyup da anlayan biriş olabileceğine inanmıyorum. Üstünkörü okuyup, anladım diyordur sadece. Kuran anlaşılması mümkün olmayan bir kitap. Anlaşılabilmesi için aradaki boşlukların açıklamalarla doldurulması *gerekir. Evet bir şiir olarak uyaklı ve akıcıdır. Sanırım *o yüzden de kolayca ezberlenir. Ancak mantıksızdır. Mantık şiire feda edilmiştir. Ve döneminin Arap şiirlerinin benzeridir. Hepsinden üstün, inanılmaz, müthiş güzel, dayanılmaz, çekici falan lafları Arap abartmacılığından başka birşey değil, bir sürü hadis de sırf bu abartmalar için yazılmış zaten.

Kuran'la ilgili tefsir bölümünde nuzul sırasına göre bir çalışma başlattım. Fırsat buldukça sürdürüyorum. Ordan da açıkça anlaşılabilir ki, Kuran bugüne kadar bozulmuş, değiştirilmiş, her yerine müdahale edilmiş kitaplar için en fazla müdahale edilmiş olanıdır. Araştırmacılar yıllardır uğraşıyorlar, yapılan tahrifatı düzeltebilmek ve nuzul sırasını çözebilmek için.
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 06-06-2006, 02:10
CMKT CMKT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 01 May 2006
Mesajlar: 74
Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

ŞİA";p=&quot´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Arkadaşlar bu sitede tartışılan İslam dini gerçekte Hz.Muhammed (s.a.a.)’in getirdiği İslam dininden ziyade insanların kendi menfaatleri doğrultusunda uydurmuş olduğu bir dindir

Peki bu dinin adına yüzyıllarca yapılan zulüm?Bu gün kuranı abdestsiz eline alma çarpılırsın diyenler.Peki şimdi sıkışınca müslümanlık adına işler yapanları dışladınız.Peki allahınız neden bu olaya el atmadı.Eğer herşeyi biliyorsa yani geleceği bu dinin saptırılacağını görürdü.Ve din göndermezdi.Eğer her bozulmadan sonra din gönderiyorsa islamın genel profili emeviler döneminden günümüze geldiğini düşünürsek arada geçen zamanda allahınız neyle meşgul?Herşeye kadir olan bir din daha gönderseydi de kafirler ve sapmışlar yolunu bulsaydı.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 06-06-2006, 04:02
necdeathx necdeathx isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Jun 2006
Bulunduğu yer: İSTANBUL
Mesajlar: 61
Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

Kuran'ı gerçekten okuyup da anlayan biriş olabileceğine inanmıyorum. Üstünkörü okuyup, anladım diyordur sadece. Kuran anlaşılması mümkün olmayan bir kitap. Anlaşılabilmesi için aradaki boşlukların açıklamalarla doldurulması *gerekir


* * * * *Böyle söylemiş sevgili sargon,

* * Anlaşılması mümkün olmayan bir kitap değildir Kuran,Ancak,1 kez,2 kez,3 kez 5 kez 10 kez okumaklada anlaşılacak bir kitap değildir.bir PUZZLE dir Kuran,okudukça oturur taşlar yerine ve okudukça dolar aradaki boşluklar,sen bakma hadislerle doldurmaya çalışanlara, bu boşluğu.
* * Tutarsızlık dersin,çelişki dersin ama oturdukça taşlar yerine,görürsün çelişmediğini,hele birde
aklını kullanıyorsan.
* * *Kuran'la Mayalandı insan,Kuran bir maya idi,kiminin sütü maya tuttu,kiminin tutmadı.Kimi başka mayalarda karıştırdı araya. Hadis gibi,Hurafe gibi hem mayayı hem sütü bozdu.Maya değil tartışılması gereken bence,gaye tartışılmalı,neydi amaç ne oldu.Bakmak lazım ne için yaratılmış insan,bazılarının ısrarla dediği gibi ibadet etmek içinmi,cennete yada cehenneme gönderilmek içinmi,bunu çözmeli insan önce.
* * * * * * * * * * * *sevgiler
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 06-06-2006, 04:33
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

sargon";p=&quot´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
selam Nerval arkadaşım,
bahsettiğin çizgi romanı okumadım. Bilmiyorum. Ama Kuran'ı okuduğunu iddia eden çok insan gördüm. Aslında okumuş değiller. Ellerine alıp, okumaya çalışmış ama anlayamayıp bırakmışlar, bunu söylemezler de saçma sapan övgü sözleri söylerler. Başkalarının hoşuna gider çünkü. Ben Kuran'ı gerçekten okuyup da anlayan biriş olabileceğine inanmıyorum. Üstünkörü okuyup, anladım diyordur sadece. Kuran anlaşılması mümkün olmayan bir kitap. Anlaşılabilmesi için aradaki boşlukların açıklamalarla doldurulması *gerekir. Evet bir şiir olarak uyaklı ve akıcıdır. Sanırım *o yüzden de kolayca ezberlenir. Ancak mantıksızdır. Mantık şiire feda edilmiştir. Ve döneminin Arap şiirlerinin benzeridir. Hepsinden üstün, inanılmaz, müthiş güzel, dayanılmaz, çekici falan lafları Arap abartmacılığından başka birşey değil, bir sürü hadis de sırf bu abartmalar için yazılmış zaten.

Kuran'la ilgili tefsir bölümünde nuzul sırasına göre bir çalışma başlattım. Fırsat buldukça sürdürüyorum. Ordan da açıkça anlaşılabilir ki, Kuran bugüne kadar bozulmuş, değiştirilmiş, her yerine müdahale edilmiş kitaplar için en fazla müdahale edilmiş olanıdır. Araştırmacılar yıllardır uğraşıyorlar, yapılan tahrifatı düzeltebilmek ve nuzul sırasını çözebilmek için.
Sevgili Sargon ,
Dogru diyorsun, ne yazik ki muslumanim diyenlerin %90 - %95'i okumamis kurani, cebrail'in ilk emrinin oku olmasina ragmen. Hakkaten de dini literatur insanlari okuma yazmaya itmeye calismistir (sadece islam'da degil diger dinlerde de) Eger ki oku emrini takip edersen, tevrat, incilin tum detaylarina (sadece katolik kilisesinin bunlari begendim diyip caldigi gnostic text'ler ustunde, adamlarin tum yazilmis dokumanlari, zaten cebrail'in sozunun gelecegini yuzyillar once anlatiyorlardi), hatta veda kitaplarina, hepsini okuduktan sonra, icinizde hic nefret, kin, intikam duygulari kalmiyor ki. herkese karsi anlayisli hale geliyorsunuz. Siirler de hatta hic bir askta mantik yoktur, Allah askinda da mantik aramamalisin, kalbini aramalisin. Kiz arkadasinla iliskini dusun, analiz ederek herseyi yasamaya calisirsan o iliski ne kadar surer ? Bazen affetmek zorunda kalirsin, anlamak zorunda kalirsin, sevmek zorunda kalirsin; bazen de zorunda kalmazsin bunlari yureginle yaparsin. Zaten onceki kitaplarda da, insanlarin dini korktugu icin degil rizasi oldugu icin kabul etmesi gerektigini yaziyordu. Evlilikler de misal, iki taraf birbirine maddi olarak veyahutta yasam korkusu ile muhtac olmamali, birbirlerine asik olmalilar. Zoraki evlilik ve ask evliligi sanirim sorun.

Kronolojik olarak kur'an siralamasi uzun suredir ugrasilan bir husus, ama bu ugraslar yetersiz kaliyor. Genelde yabancilar musluman olduktan sonra bu arastirmaya giriyorlar, keske yapabilseler ne guzel olur; ama kur'an in varoldugu sira'da da hikmet var. *6 ay mide kasi egzersizlerini yapsan, rejim ile "6-pack" dedigin kas cikiyor ortaya. 4 ayda tum sureleri her gun bir tanesi olarak her insan tarafindan okunabilir, 4 ay sonunda da en azindan kur'an hakkinda mantikli bir analiz etmis olurlar. Lakin aslinda, tum kitaplarin, tum dinlerin demek istedigi ozetle "iyi olun, kotu olmayin" dir da; yukardaki bir turlu ikna edemiyor insanoglu'nu. Birbirimize nasil kotu davranacagimizin analizi uzerinde yasiyoruz. Sevgi, kardeslik, dostluk, anlayis .. Bunlarin iyi dusunce oldugunu anlamak icin cogu zaman kutsal kitaba bile ihtiyaciniz yoktur; ama sabirla, anlayisla, tum kutsal kitaplar okunulunca hakikaten aralarindan kur'an in nasil siyrildigini goruyorsun.

Misal olarak sadece anlayisli insan en sonlara kadar gelip kafirun suresine yetisebiliyorlar, bahsettigin gibi okumaya baslayanlar en fazla nur suresine kadar okuyor sonra canlari sIkIlIp birakiyorlar. Yeryuzundeki her insanin yaradana bakis acisi degisik, 7 milyar insan da digerlerine sizin dusunceniz yanlis benimkisi dogru diyip duruyor, belki hepimiz yanlisiz; bu da kaderimizdir.

Forumda o bolumu gordum, kafirun suresine, bir kac turkce ve ingilizce tercumesini ve kendi siirsel tercumemi de ekledim. Yavas yavas ben de yardimci olmaya calisirim.

Saglicakla ve sevgiyle kal;
Onur
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 06-06-2006, 08:52
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

Merhaba ŞİA,
Edip Yüksel'in sitesinden sanırım şu alıntılarınız:"Hz. Aişe’nin de onu defalarca suçladığını Ebu Hu-reyre’ye sahip çıkan hadis kitaplarında bile görebiliriz. Hz. Aişe Ebu Hureyre’ye: “Sen Peygamber’den duymadığım hadisler rivayet ediyorsun!” dediğinde ona edepsizce bir cevap verir: “Ayna ve sürme seni Peygamber’le ilgilenmekten uzak tuttu.”(Zehebi, Siyeru Alemin Nubela 2. cilt, sayfa 435). "
Kendime çare ararken ben de uğramış ve okumuştum bunları. Ebu Hureyre'ye karşı oldukça olumsuz duygular besledim o dönemde ve sitenin birinde de bu hadisi ve Ebu Hureyre'nin güvenilmezliğini dile getirdim. Hadislere sıkı sıkıya bağlı Nur cemaati ve Tarikat ahli bana bu hadisin devamını gönderdiler, şöyle ki: hz. Aişe Ebu Hureyre'ye cevaben: "Bilmem ki, belki de sen haklısın." demiş. Edip Yüksel hadisin işine yarar kısmını alıp yayımlamış.

Merhaba NERVAL,
kur'an-ı Kerim'i ancak sonsuz bir aşkla ve tam bir teslimiyetle okuduğumuzda sizin dediğiniz sonuçlar iyilik, güzellik gerçekten çıkıyor ortaya. Bu da sanırım insan psikolojisiyle ilgili bir durum. Kuzuguna yavrusunun güzel görülmesi meselesi. Ondaki hiçbir kusuru görmeme durumu. Dediğiniz gibi, her okuyuşumda yep yeni birşeyler keşfederdim, ya da ben öyle olduğunu sanırdım. Çünkü Müslümandım ve sorgulamak haddim olmadığı gibi, çelişki gördüğümde de kabahati her müslüman gibi kendimde bulur, vardır bir hikmeti derdim. Ancak gün geldi, ne olduğunu bilmiyorum artık, çelişkiler beni gerçekten rahatsız etmeye başladı. Müslümanken gerçekten güzeldi, çünkü müslümanlar için sonsuz affedicilik (şirk hariç), cennet vaadi, şaraplar, huriler, billur kadehler, şurup ırmakları...
Sonra düşündüm ki, ben bu devirde müslüman olarak dünyaya gelmemiş olsaydım, biri bana bu kitabı, dini tebliğ etmeye çalışsaydı ben Kur'anın Allah kelamı olduğuna, Hz. Muhammet'in peygamber olduğuna inanır mıydım? İnanmasaydım halim nice olurdu? Kur'anı bir de o açıdan okuyup inceleyin ve görün ki, Kur'anda aslolan iyilik yapmaya teşvik değildir. Hz. Muhammet'i kabul etmediğinizde isterseniz dünyanın en hayırsever, en ırzını koruyan, tek Tanrıya inanan kişisi olun kur'an sizi müteaddit defalar tehdit ediyor.
Kur'an kimlere gönderildi? Sırf bunun yanıtı bile çelişkilerle dolu Kur'anda. Mekkelilere mi, Kureyşlilere mi, tüm insanlığa mı? Nesh tartışmaları var, eğer gerçekten nesh edilmiş ayetler varsa neden kur'anın Allahı öngörüde bulunmuyor, bilmiyor mu? Sonsuz ilim sahibi Kur'anın Allahı neden daha baştan tavrını koymuyor bazı hususlarla ilgili ki zamanla fikir değiştiriyor. Amaç Allah'a inanmak, onu tanımaksa neden illa ki son peygambere de iman gerekiyor. Şu dönemde gerçekten müslüman olmayanlara dinin tebliği çok zor. İnsan örnek alarak inanır, yaşar, psikolojide sabittir bu. Çocuklar ebeveynlerini örnek alarak büyük, yetişir, karakterleri oluşur. Örnek alınacak İslam nerede. Yok. O halde örnek alınacak İslam yaşanmazken bu İslamı benimseyemeyenleri, inanamayanları Cehennemle tehdit nedir?

sonra devam ederim belki, şu anda vaktim çok kısıtlı...
sağlıcakla kalınız...
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 06-06-2006, 11:07
ŞİA ŞİA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 May 2006
Mesajlar: 73
Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

Sayın Sargon, İlk Kuran halife Osman tarafından değil, Ali (a.s.) tarafından yazılmıştır.Bu sünni kaynaklarca da sabittir.

İlk Kur'an Tefsiri Olarak Hz. Ali (a.s)'ın Mushafı
Hz. Ali (a.s)'ın mushafı, İslâm tarihinde Kur'an ve Kur’an ilimlerini ihtiva eden ilk kitap oluşu hasebiyle büyük öneme sahiptir.

Bu kitabın en belirgin özelliği, Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s)’a ait oluşudur.

İmam Ali (a.s) vahyin şahidi, kitap ilminin sahibi, Peygamber’in ilminin varisi, onun daimî arkadaşı ve ilim şehrinin kapısıdır. Sahabe içerisinde Kur'an'ın tefsiri ve tevilini, her ayetin zahiri ve batınını en iyi bilendir. Kur'an'ın nazil olduğu dönemlerde Peygamber (s.a.a)'in yanında en çok hazır bulunun ve Peygamber (s.a.a)'in ilmini kavrayıp anlamada diğer sahabîlere apaçık bir üstünlüğü olan kimsedir. Onun Kur'an ilmine geniş ve engin bir biçimde vâkıf olduğu, Peygamber-i Ekrem (s.a.a), sahabe ve diğerleri tarafından defalarca ve ısrarla belirtilmiştir.

Allah (c.c) Kur'an'da şöyle buyuruyor:

"Kâfirler, sen peygamber değilsin, derler. De ki: Sizinle aramda tanık olarak Allah ve kitap bilgisine sahip olan yeter." (Ra’d/43)

Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde olduğu gibi Ehl-i Sünnet rivayetlerinde de "Kitap bilgisine sahip olan kimse"den maksadın Hz. Ali (a.s) olduğu vurgulanmıştır.[1]

Kur'an'ın çeşitli yerlerinde Hz. Ali’(a.s)’ın ve evlâtlarının (a.s) ilmî dereceleri vurgulanmış ve başkaları onlardan ilim öğrenmeye teşvik edilmiştir. "İlimde derinleşenler" ve "Zikir ehline sorun" ayetleri ile benzeri diğer ayetler, bu yüce insan ve evlâtlarının Kur'an hakkındaki derin ve engin bilgilerine tanıklık etmektedir.

Peygamber (s.a.a) de defalarca konuşmalarında Hz. Ali (a.s)'ın Kur'an'a olan ilmi derinliğini vurgulamıştır. Örneğin bir konuşmasında şöyle buyurmaktadır: "Ben ilim şehriyim, Ali de onun kapısıdır. Kim bu şehre girmek ve hikmet isterse, kapıya gelsin." Yine buyurmaktadır: "Ali Kur'an iledir, Kur'an da Ali ile. Onlar havuzun başında bana kavuşuncaya dek birbirinden asla ayrılmazlar.” [2]

Bu anlamda Peygamber-i Ekrem (s.a.a)'den diğer birçok hadis de nakledilmiştir. Hz. Ali (a.s)'ın Kur'an bilgisi sahabe ve dostlarının dillerinde de destanlaşmıştı. İbn-i Abbas şöyle diyor:

"Halkın bilgisi beş kısma ayrılmıştır. Dört kısmı Ali’de, bir kısmı da diğer bütün insanlarda. Ayrıca Ali, o bir kısımda da onlara ortaktır ve hatta onlardan daha bilgindir." [3]

İbn-i Mes’ud şöyle diyor: "Eğer Allah'ın Kitabı’nı benden daha iyi bilen birini tanısaydım, uzun yollara (zahmetlere) düşecek olsam bile, onun hizmetine koşardım." Birisi ona; "Ali'yi nasıl buluyorsunuz?" diye sorduğunda; "Ben onunla başladım ve Kur'an'ı onun yanında öğrendim."[4] cevabını verdi.

Suyutî şöyle yazıyor: "Muammer b. Veheb b. Abdullah, Ebu’t-Tufeyl'den naklediyor; diyor ki Ebu’t-Tufeyl: “Hz. Ali’nin bir konuşmasına şahit oldum; ‘Sorun benden! Allah'a andolsun, soracağınız her sorunun cevabını vereceğim. Kur'an'dan sorun bana! Allah'a andolsun, Kur'an'daki her bir ayetin gece mi, yoksa gündüz mü, dağda mı, yoksa çölde mi nazil olduğunu çok iyi biliyorum.’ diyordu.” [5]

Şehristanî, Mefatîh'ul-Esrar adlı tefsirin giriş bölümünde şöyle yazıyor: "Sahabe, Kur'an ilminin Ehl-i Beyt’e mahsus olduğu konusunda söz birliği içindedirler.” [6]

Şevahid'ut-Tenzil adlı eserde Ömer, İbn-i Mes’ud, Ayşe, Abdullah b. Ömer, Ebu Abdurrahman Selemî ve Ata b. Ebî Rubah'tan Hz. Ali'nin Kur'an'ı en iyi bilen kişi olduğunu rivayet etmiştir.[7]

Hz. Ali (a.s)'ın kendisi şöyle buyuruyor: "Resulullah'a nazil olup da bana okumadığı bir ayet yoktur. O okuyor ve ben de yazıyordum; daha sonra o ayetin tevil ve tefsirini, nasih mi yoksa mensuh mu olduğunu bana öğretiyordu."[8]

Defalarca minberden halka seslenerek; "Beni kaybetmeden önce sorun benden!" buyurmuşlardır. Bu rivayet, Ehl-i Beyt ve Ehl-i Sünnet kaynaklarında mütevatirdir.

İbn-i Asakir, Tarih-i Dimaşk adlı eserinde bu başlık altında özel bir bölüm açmış ve “Ali’den başka hiç kimse, ‘Şu iki kapak arasındakinden (Kur’an’dan) sorun benden soracağınızı!’ diyememiştir.” demiştir. Konuyla ilgili birçok rivayeti de bu bölümde zikretmiştir.[9]

Ali (a.s) bütün bu özellikleri ve sınırsız ilmi ile İslâm'da ilk müellif unvanıyla mushafı yazmıştır. Gerçi Hz. Ali (a.s)'ın bu değerli mushafı maalesef bizim elimizde değildir, ancak böyle bir eserin var olduğunu tarihçiler, hadisçiler ve tefsirciler kaydetmişler, ayrıca İmam'ın kendisi ve diğer Ehl-i Beyt İmamları da belirtmişlerdir.

Birçok yazarlar böyle bir kitabın varlığından ve bazı özelliklerinden söz etmişlerdir. Bu kitap hakkında nakledilen sözler, gerçi teferruatta bir miktar farklı da olsalar, genel itibarla hepsi aynı şeyi söylüyorlar. Bu kitap hakkında ortak görüş şudur: Peygamber (s.a.a)'in vefatından sonra Hz. Ali (a.s), Kur'an'ı toplamadıkça sırtına aba almayacağına ve başka hiçbir işle uğraşmayacağına dair yemin etti. Kur'an'ı yazdıktan sonra onu alıp Mescid'ün-Nebi'ye getirdi, zamanın hâkimlerine ve halka sundu ve buyurdu ki: "Bu Kur'an'dır. Peygamber'in vefatından sonra ben onu toplamakla meşgul oldum ve şimdi onu size getirdim." Cevap olarak; "Bizim ona ihtiyacımız yoktur!" denildi. O da onu kaldırıp eve geri götürdü. Onun yazdığı Kur'an, ayetlerin nassını, tevil ve tefsirini kapsıyordu. O Kur'an'da surelerin tertibi, nüzul sırasına göre idi. Bugün elde olan Kur'an dizilişinde değildi.

Şimdi bu konuyla ilgili çok önemli birkaç rivayeti inceleyelim: İbn-i Nedim şöyle yazıyor: "Ali (a.s) Peygamber (s.a.a)'in vefatından sonra halktan vefasızlık görünce Kur'an'ı toplayıncaya kadar sırtına aba almayacağına dair yemin etti. Sonra bu isteğini yerine getirebilmek için üç gün evde oturdu. Böylece bu kitap, Ali (a.s)'ın göğsünden aktardığı ilk kitap idi. Bu kitap, Cafer (a.s) oğullarının (Ehl-i Beyt İmamlarının) yanındadır." Ve şöyle ekliyor: "Ben bu dönemlerde Ebu Hamza Ya'lî el-Hasanî'nin yanında bir kitap gördüm; birkaç yaprağı da düşmüştü. O kitap, Hz. Ali (a.s)'ın hattı ile yazılmıştı ve Hasan'ın çocuklarına miras kalmıştı."[10]

Muhammed b. Sirin, İkrime'den şöyle nakletmektedir: "Ebu Bekir'in hilâfetinin ilk günlerinde Ali b. Ebî Talib (a.s) evde oturup Kur'an'ı toplamakla meşgul oldu." Ben İkrime'den: "Acaba o zaman aynı nüzul sırasına göre başka bir Kur'an da yazılmış mıydı?" diye sordum. "Eğer cinler ve insanlar hepsi bir araya gelselerdi, böyle bir Kur'an vücuda getiremezlerdi." cevabını verdi. İbn-i Sirin diyor ki: "Bu kitabı araştırmaya koyuldum; Medine'ye mektup yazdım, ancak ona ulaşamadım."[11]

İbn-i Cezzî Kelbî şöyle yazıyor: "Kur'an, Peygamber zamanında sahifelerde ve kişilerin sinelerinde (hafızalarında) perakende ve dağınık bir hâldeydi. Peygamber (s.a.a)'in vefatından hemen sonra Ali b. Ebî Talib (a.s) onu ayetlerin iniş sırasına göre toplayıp düzenledi. Bu değerli kitapta saklı nice ilimler vardı; ama ne yazık ki elimizde değil."[12]

Şeyh Müfid şöyle yazıyor: "Müminlerin Emiri (a.s) Kur'an'ı baştan sona bir araya getirdi; yapması gerektiği gibi de yaptı: Mekkî ayetleri Medenî ayetlerden önce, nesholunmuş ayetleri nesheden ayetlerden önce yazmak suretiyle her ayeti olması gereken yerde yazmıştı."[13]

Şirazî Kur'an'ın nüzulü hakkında İbn-i Abbas'tan şöyle naklediyor: Allah (c.c), Peygamber (s.a.a)'e ondan sonra Ali (a.s)’ın Kur'an'ı toplayacağına dair garanti verdi. Sonra Allah Kur'an'ı Ali (a.s)'ın göğsünde karar kıldı ve Ali (a.s) da Peygamber (s.a.a)'in vefatından sonra altı ay içinde Kur'an'ı derleyip topladı."[14]

Yine o şöyle yazıyor: Ebu'l-A’lâ Attar ve Harezm hatibi Muvaffak, kendi kitaplarında Ali b. Rubah'tan şöyle naklediyorlar: "Peygamber (s.a.a) Hz. Ali (a.s)'a Kur'an'ı toplamasını buyurdu. Ali (a.s) da toparlayıp yazdı. Yine Ali (a.s) buyurdu ki: "Eğer bana destek olunsa, Peygamber (s.a.a)'in imlâ ettiği ve benim yazdığım kitabı halka sunarım." [15]

Birçok Ehl-i Sünnet ve Ehl-i Beyt kaynaklarında nakledildiğine göre, "Peygamber (s.a.a) Ali (a.s)'a yanında bulunan Kur'an ile yatağının başucunda perakende ve dağınık hâlde bulunan sahifeleri bir araya getirmesini, böylece Kur'an'ın da Tevrat ve İncil gibi bozulmasına engel olmasını buyurdular. Sonra Ali (a.s) bu sahifelerin hepsini sarı bir bez parçasına sarıp mühürledi ve şöyle buyurdu: "Bundan sonra bunları toparlayıncaya kadar sırtıma aba almayacağım." O günden sonra Kur'an'ı toplayıncaya kadar yanına gelenleri üzerine aba giymeden karşılıyordu."[16]

İbn-i Ebi'l-Hadid şöyle yazıyor: "Hz. Ali’(a.s)’ın Peygamber (s.a.a) zamanında Kur'an hafızı olduğu ve ondan başka hiç kimsenin Kur'an'ın tamamına hafız olmadığı ve Peygamber (s.a.a)'den sonra ilk Kur'an'ı toplayan şahıs olduğu, görüş birliğine varılmış bir konudur."[17]

İmam Bâkır (a.s) şöyle buyuruyor: "Halktan hiç kimse Kur'an'ı nüzul sırasına göre topladığını iddia etmemiştir, etmişse de yalan söylemiştir. Ali b. Ebî Talib (a.s) dışında hiç kimse, Kur'an'ı Allah'ın indirdiği şekilde hıfzedip toparlamamıştır."[18]

Yine şöyle rivayet edilmiştir: "Hz. Ali (a.s) Kur'an'ı toparlayıncaya kadar omzuna aba almayacağına dair yemin etti. Sonra bu iş için bir müddet onlardan (zamanın hâkimlerinden) uzak durdu. Zamanı gelince yazmış olduğu Kur'an'ı bir parçaya sarılmış olarak -onlar mescitte oldukları bir sırada- mescide getirdi. Herkes Hz. Ali’(a.s)’ın bunca zaman sonra gelmesine hayret etmişlerdi. Onların arasına girince kitabı ortaya koyup şöyle buyurdu: "Peygamber (s.a.a) buyurmuşlardı ki: "Ben sizin aranızda kendi yerime bir şey bırakacağım, eğer ona yapışırsanız doğru yoldan sapmazsınız. O, Allah'ın Kitabı ve benim İtret’im ve Eh-i Beyt'imdir. Şimdi, bu Kitap’tır ve ben de Ehl-i Beyt'im." Ömer kalkıp şöyle dedi: "Eğer senin Kur'an'ın varsa, onun benzeri bizde de vardır." Hz. Ali (a.s), hücceti tamamladıktan sonra (delil ile mazeret yolunu kapadıktan sonra) kitabını alıp geri döndü."[19]

Şeyh Saduk şöyle diyor: "Kur'an'ı onların yanına götürüp şöyle buyurdu: "Bu, Rabb'inizin kitabıdır, tıpkı Peygamberinize indirdiği gibidir. Bir harf dahi ondan azaltılıp çoğaltılmamıştır." Onlar dediler: "Bizim ona ihtiyacımız yoktur, sende olanın aynısı bizde de vardır." Bunun üzerine Hz. Ali (a.s) şu ayeti okuyarak oradan ayrıldı: "Sonra onlar Kur'an'ı arkalarına attılar ve onu çok ucuza sattılar. Ne de kötü bir ticaret yaptılar!"[20]

Bazıları diyorlar ki: "Hz. Ali (a.s)'ın Kur'an'ının kabul görmemesinin nedeni şuydu: Ebu Bekir Kur'an'ı açtığında Muhacirler ve Ensar’dan bazılarının yanlış davranışlarının bu kitapta yazılı olduğunu gördü. Bunun, maslahata uygun olmayacağı korkusuyla onu reddetti."[21]

Özet olarak söylemek gerekirse; Ali (a.s)'ın Kur'an'ı toplaması olayı, birçok Ehl-i Beyt ve Ehl-i Sünnet kaynaklarında nakledilmiştir. [22]




[1] - Haskanî, Abdullah, Şevahid'ut-Tenzil, c.1, s.400, Vizaret-i İrşad-ı İslâmî, Tahran; Kunduzî, Yenabî'ul-Mevedde, c.1, s.307, Beyrut basımı, A’lemî Müessesesi; İbn-i Şehrâşub, Serv-i Mazenderanî, Menakıb-i Ali b. Ebî Talib, c.2, s.255, Tahran basımı, Mustafevî Müessesesi.

[2] - Hâkim Nişaburî, el-Müstedrek Ale's-Sahiheyn, c.3, s.124 ve 134, Beyrut basımı, Dar'ul-Marifet; Taberanî, el-Mucem'us-Sağir, c.1, s.255, Kahire basımı, Dar'un-Nasr Matbaası.

[3] - İbn-i Asakir, Tarih-u Medinet-i Dimaşk, c.3, s.45-46.

[4] - Aynı eser, c.3, s.25-26.

[5] - Suyutî, Celaludddin, el-İtkan Fî Ulum'il-Kur'an, c.4, s.233, Beyrut basımı, el-Mektebet'us-Sakafiyye; Zehebî, Muhammed Hüseyin, et-Tefsir ve'l-Müfessirun, c.1, s.90, Beyrut basımı, Dar-u İhya'it-Turas'il-Arabî.

[6] - Şehristanî, Muhammed b. Abdulkerim, Mefatîh'ul-Esrar ve Mesabîh'ul-Ebrar, elyazması nüshasının fotoğrafı.

[7] - Haskanî, Abdullah, Şevahid'ut-Tenzil, c.1, s.34-50.

[8] - Hilalî Kûfî, Süleyman b. Kays, s.313; Saduk Kummî, Muhammed b. Ali b. Babeveyh, Kemal'üd-Din, s.284, Kum basımı, Neşr-i İslâmî Müessesesi.

[9] - İbn-i Asakir, Tarih-u Medinet-i Dimaşk, c.3, s.22-25.

[10] - İbn-i Nedim, el-Fihrist, s.41-42, Beyrut basımı, Dar'ul-Marife.

[11] - Suyutî, Celaluddin, el-İtkan, c.1, s.58; İbn-i Sa’d, et-Tabakat'ul-Kubra, c.2, s.101, Liden basımı ve c.2, s.338, Beyrut basımı, Dar-u Sadır; Endülüsî, İbn-i Abdulbirr, el-İstîab Fî Marifet'il-Ashab, el-İsabe’nin hamişinde, c.2, s.253; Zerkanî, Abdulazim, Menabi'ul-İrfan, c.1, s.247, Beyrut, Dar-u İhya'il-Kutub'il-Arabiyye; Sadr, Hasan, Tesis'uş-Şîa Li Ulum'il-İslâm, s.317, Tahran basımı, A’lemî; Heytemî, İbn-i Hacer, es-Sevaik'ul-Mahrika, s.126, Kahire basımı, Dar'ut-Tabaet'il-Muhammediyye; Zencanî, Ebu Abdullah, Tarih'ul-Kur'an, s.48, Beyrut basımı, A’lemî Müessesesi; Marifet, Muhammed Hadî, et-Temhid Fî Ulum'il-Kur'an, c.1, s.289, Kum basımı, Neşr-i İslâmî Müessesesi.

[12] - Kelbî, İbn-i Cezzî, et-Teshil Li Ulum'it-Tenzil, c.1, s.4.

[13] - Şeyh Müfid, Muhammed b. Muhammed b. Numan, el-Mesail'us-Serviye, s.79, Kum basımı, Kongre-i Şeyh Müfid; Meclisî, Muhammed Bâkır, Bihar'ul-Envar, c.92, s.88, hadis: 27, Beyrut basımı, el-Vefa Müessesesi.

[14] - İbn-i Şehrâşub, Serv-i Mazenderanî, Menakıb-ı Ali b. Ebî Talib, c.2, s.40; Meclisî, Muhammed Bâkır, Bihar'ul-Envar, c.95, s.51.

[15] - Aynı kaynak.

[16] - Meclisî, Muhammed Bâkır, Bihar'ul-Envar, c.92, s.48; Tefsir-i Kummî, s.2451; Mukaddeme-i Tefsir-i Burhan, s.36; Feyz-i Kaşanî, Muhammed b. Murtaza, el-Meheccet'ül-Beyzâ, c.2, s.264; Suyutî, el-İtkan, c.1, s.57; es-Sırat'ul-Mustakîm, s.366; Feyz-i Kaşanî, el-Vafî, c.2, s.273-274; Zencanî, Tarih'ul-Kur'an, s.44-64; Askalânî, İbn-i Hacer, Feth'ul-Bari, c.9, s.10; Aynî, Umdet'ul-Kari, c.20, s.16 vs...

[17] - Mutezilî Hanefî, İbn-i Ebi'l-Hadid, Nehc’ül-Belâğa Şerhi, c.1, s.27, Kahire basımı.

[18] - Meclisî, Muhammed Bâkır, Bihar'ul-Envar, c.92, s.88.

[19] - İbn-i Şehrâşub, Serv-i Mazenderanî, Menakıb-i Ali b. Ebî Talib, c.2, s.40-41.

[20] - Saduk, Kummî, Muhammed b. Ali b. Babeveyh, el-İtikadat, el-İtikad Fî Mebleğ'il-Kur'an, s.93.

[21] - Tabersî, Fazl b. Hasan, el-İhticac, c.1, s.227; Saffar Kummî, Muhammed b. Hasan, Besair'ud-Derecat, s.196, Kum basımı, Mektebet-ü Ayetillah Mer’aşî Necefî; Meclisî, Muhammed Bâkır, Bihar'ul-Envar, c.92, s.42-43.

[22] - Bu konuyu işleyen bazı Sünnî tefsirci, tarihçi ve yazarları zikredelim:

Belâzurî, Ensab'ul-Eşraf, c.1, s.586; İbn-i Ebî Davud, el-Mesahif, s.10; İbn-i Nedim, el-Fihrist, s.30; Abdurrezzak, el-Musannef, c.5, s.45; Ebu Nuaym İsfahanî, Hilyet'ül-Evliyâ, c.1, s.67; İbn-i Sa’d, et-Tabakat, c.2, s.38; İbn-i Ebî Şeybe, el-Musannef, c.1, s.545; İbn-i Cezzî, et-Teshil Li Ulum'it-Tenzil, c.1, s.4; Hâkim Nişaburî, el-Müstedrek, c.2, s.611; Teyalisî, Müsned, s.270; İbn-i Abdulbirr, el-İstîab, el-İsabe’nin hamişinde, c.2, s.253; Sahih-i Buharî, İlim Kitabı, s.39, Cihad Kitabı, s.171 ve Cizye Kitabı, s.10; Tarih-i Yakubî, c.2, s.154; Hâkim Haskanî, Şevahid'ut-Tenzil, c.1, s.26-28; Askerî, el-Evail, c.1, s.214; Harezmî, el-Menakıb, s.49; Sibt b. Cevzî, Tezkiret'ul-Havas, s.148; Taberî, Muhibuddin, er-Riyaz'un-Nazıra, c.1, s.242; Kunduzî, Yenabî'ul-Mevedde, c.1, s.149; İbn-i Ebi'l-Hadid, Nehc'ül-Belağa Şerhi, c.1, s.27; İbn-i Haym, el-Fasl, s.3; İbn-i Kesir Tefsiri, c.4, s.28-29; MuttakîHindî, Kenz'ül-Ummal, c.2, s.373; İbn-i Hacer Heytemî, es-Savaik'ul-Muhrika, s.126; Kandehlevî, Hayat'us-Sahabe, c.3, s.355; Suyutî, el-İtkan, c.1, s.57 ve 72 ve Tarih’ul-Hulefa, s.185; Nuveyrî, Nihayet'ul-İrb, c.5, s.104; Tarih-i Şam, c.7, s.210; Kastalânî, İrşad'us-Sarî, c.7, s.459; Askalânî, İbn-i Hacer, Feth'ul-Bari, c.9, s.10; Aynî, Umdet'ul-Kari, c.20, s.16; İbn-i Nizamuddin Ensarî, Fevatih'ur-Rahamât, el-Mustesfa'nın şerhi, c.2, s.12; Ebyarî, Tarih-i Kur’an, s.84 ve 106; Zerkanî, Menabi'ul-İrfan, c.1, s.247; Abdussebur Şahin, Tarih'ul-Kur’an, s.71.

Şia alimlerinden de büyük bir grup Ali (a.s)'ın mushafından bahsetmişlerdir. Örnek olarak:

Şeyh Müfid, el-İrşad, s.365 ve el-Mesail'us-Serviyye, s.79; Şeyh Saduk, el-İtikadat, s.93 ve Kemal'ud-Din, c.1, s.284; Saffar Kummî, Besair'ud-Derecat, s.193, 198; Kuleynî, el-Kafî, c.1, s.178; Tabersî, el-İhticac, c.1, s.223, 228; İbn-i Şehrâşub, Menakıb, s.41, 402 ve Mealim'ul-Ulema, s.2; Seyyid b. Tavus, Sa’d'us-Suud; Feyz-i Kaşanî, el-Vafî, c.2, s.130, 273-274 ve el-Meheccet'ül-Beyzâ, c.2, s.264; Bihar'ul-Envar, c.92, s.40, 74; Behranî, Tefsir-i Burhan, c.1, s.16; Muhaddis-i Kummî, Sefinet'ul-Bihar; Seyyid Şerefuddin Amulî, el-Müracaat, s.411 ve Müellifi'ş-Şia Fî Sadr'ıl-İslâm, s.13; Seyyid Muhsin Emin, A’yan'uş-Şia, c.1, s.89; Seyyid Hasan Sadr, Tesis'uş-Şia, s.316-317; Allâme Tabatabaî, Kur'an Der İslâm, s.165; Allâme Fanî İsfahanî, Ârâ’un Havle'l-Kur'an, s.97, 100; Zencanî, Tarih'ul-Kur'an, s.26, 44, 48, 64; Allâme Belâğî, Âla'ur-Rahman, s.19; Ayetullah Hoî, el-Beyan, s.242-243; Muhammed Hadî Marifet, et-Temhid, c.1, s.288-296 ve Siyanet'ul-Kur'an An'it-Tahrif, s.211; Seyyid Cafer Murtaza Amulî, Hakaik-u Hamme Havl'el-Kur'an'il-Kerim, s.153-172; Tefsir-i Kummî, c.2, s.451; Süleym b. Kays'ın Kitabı, s.99.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 06-06-2006, 12:31
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

"Hz. Ali (a.s)'ın kendisi şöyle buyuruyor: "Resulullah'a nazil olup da bana okumadığı bir ayet yoktur. O okuyor ve ben de yazıyordum; daha sonra o ayetin tevil ve tefsirini, nasih mi yoksa mensuh mu olduğunu bana öğretiyordu."[8] "

Şimdiki Kur'an'da neshedilmiş ayetlerin de mevcut olduğunu anlıyorum bu hadisten. Gerçek Kur'an hz. Ali'nin derleyip topladığı ve artık ortada olmayan Kur'an mıdır, yoksa şu anda elimizde olan mı? Anlaşılan o ki Hz. Ali'nin topladığı gerçek Kur'an'dır.
Hal böyle olunca üstteki tüm hadisler kur'an'daki bir ayetle çelişki halindedir. 'Şüphesiz onu biz indirdik ve kıyamete kadar koruyacak olan biziz" (mealen)
Üstteki hadislerin doğruluğunu kabul etmek demek Kur'anı inkar etmeye götürür insanı.

Vakıa suresinde 'ona ancak temizlenenler dokunabilir' ayet meali de çok çeşitli şekilde tevsir edilmektedir. kur'an'a abdestsiz dokunulamayacağını savunanların dayanağı olan ayettir bu. Ancak ayetin nuzülü sırasında MUSHAF şeklinde bir Kur'an mevcut olmadığına göre buradaki kastın abdest olmadığı sonucunu çıkarıyorum ben.
Diyorlar ki, 'temizlenmek'le kasıt abdest değil de kalbin temizlenmesi ve İman'dır. Böyle düşününce ise başka bir çelişki çıkıyor ortaya ki o da şudur: İslama ısındırılmak istenen birine kur'an okutabilmek için önce onun İslam olması gerekiyor. Yani Kur'an okumanın ön şartı Kur'ana iman etmiş olmaksa, Kur'ana iman etmeden Kur'ana dokunamıyorsak, ancak İman etmek için de Kur'an okumak gerekiyorsa.... GEL DE ÇIK İŞİN İÇİNDEN (monoloğumdur)
Kısır bir döngüye götürüyor adamı. Kuran'a inanmak için okumak gerekiyor, okumak için inanmak.

sağlıcakla....
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 06-06-2006, 13:06
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

Aklıma takılan bir şey oldu yine:

Sn. ŞİA'nın ilk yazısını yeniden düşündüm de, hz.peygamberin vefatından sonra yaşananlar her ne kadar iç burkucu olsa da bize o dönemin İman ettiğini zannettiğimiz kişilerinin nasıl kişiler olduklarını de hz.peygamberi ne olarak gördüklerini de bize açıkça gösteriyor.

hz.muhammet'in en yakınlarından osman, ömer ve ebu bekir, peygamberi bir dini lider, imanı, islamı öğretmeye gelmiş bir elçi olarak değil de bir devlet adamı bir siyasetçi olarak görmüşlerdir. en azından o anlatılanlardan çıkan fikir budur.
hz. peygamberin ve kur'anın ahlak ve ibadet kitabı getirdiği, ruhani lider, Allahın kulu ve elçisi olduğu inanışı ağır bassaydı sahabede elbette ki onun naşını yerde bırakmazlardı. Demek ki Medineliler bile kendisini salt siyaset adamı ve devlet başkanı olarak görmüş ve indirdiği dine iman ekseninden bakmamışlardır.
hz.peygamberin aslında ne olduğunu bir tek hz.Ali mi idrak edip anlamıştır? Belki de hz. Ali (ki kişiliğini bilmiyorum, okumadım hayatını) diğerlerinden mizaç olarak çok farklı, yumuşak başlı, saf yürekli bir insandı ve Kur'anın sadece imana yönelik kısmıyla ilgilendi de siyasete ve diğer hususlara yönelik bölümleri onun ruhaniyetini çok da etkilemedi.

Yani demek istediğim odur ki, Peygamberi, peygamber olarak gören bir tek kızı, damadı ve torunlarıysa, diğerleri onu siyaset adamı olarak görüyorsa bu hususu gerçekten oturup teferruatıyla düşünmek lazım. BELKİ DE GERÇEKTEN AHLAKLI OLMAYI ÖĞRETEN BİR SİYASET ADAMIDIR.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 06-06-2006, 15:15
ŞİA ŞİA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 May 2006
Mesajlar: 73
Standart Re: Ateistler hangi İslam'ı eleştiriyorlar?

Sayın Kara Cahil, Kura'da ne eksilme olmuş, nede artma olmuştur.Kuran Peygamber'in getirmiş olduğu Kuran'dır, şu fakla ki, İmam Ali'nin yazmış olduğu Kuran'da ayetlerin iniş sırası, nerede indiği, kime indiği, ne sebeble indiği, nasih mi mensuh mu olduğu Kuran'ın kenarlarına yazılıydı.Bu Kuran birilerinin işine gelmedi, bu yüzden kabul edilmedi.

Diğer konular bizi sünni Şii tartışmasına götürür ki, bunun yeri de bu forum değildir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:46 .