Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 27-01-2012, 00:41
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart Ermeni Soykırımı Tarihsel bir Gerçekliktir

Aslında a priori kabul şu olmalıdır: Ermeni soykırımı kesinlikle yapılmıştır; Ermeni çeteleri ve şakiler tarafından TÜRK köylüsüne bir mezalim, bir mukatele
uygulanmıştır.
Bu kesindir, tanıklı, delillidir. Örnekleyeyim:

1-) Giresun'un Görele ilçesinde 20 türk genci silahlı ermeniler tarafından topluca kurşuna dizildi. Yapılan kazılarla bu toplu katliamın kemiklerine ulaşıldı.

2-) Yine Giresun'un Mahsutlu köyü - Dikmetaş mevkisinde/Mahsutlu köyünde de ermeni çeteler baskın yapmış, köyü yağmalamış. Ölen türklerin 15-20 yaş arasındaki gençler olduğunu Giresun Müze müdürü Hulusi Güleç kaydediyor.

3-) Iğdır'ın Oba köyünde 1986 yılında yapılan kazılarda bulunan kemikler 98 Türkün toplu katliama maruz kaldığını kaydetmekte. Kazı ve bulgu incelemeleri Atatürk Üniversitesi tarafından yapıldı.

4-) Erzurum Alacaköy'de 2 oda-mezara ulaşıldı yine 1986 kazılarında. Prof. Konukçu & Prof. Akbulut ve kazı ekipleri 150'den fazla türkün öldürüldüğünü kanıtladılar.

5-) Aynı köyde Prof. Cevat Başaran daha sonra kendi ekibiyle bir araştırma kazısı yapar. Konukçu ve Akbulut kazılarında bulunan 150 küsur insan kemiklerine ilaveten -bir başka oda mezarda- 130 civarında Türkün katledildiğini gösteren insan kemiklerine ulaşırlar.

6-) Kars'a bağlı Derecik ve Subatan köylerinde 1991 tarihli kazılarda Ermeni silahlı çeteler tarafından 930 Türk köylüsünün katledilişini gösteren bulgular günışığına çıkarılır.

Buradaki v a h ş e çarpıcıdır! İskeletlerin çoğunun 0-1 yaş arası minik bebelere ait olması kazı ekibini çok etkiler. Bu 930 bebeye ilaveten sonraki kazılarda 12 çocuk ve 3 yetişkinin iskeletine daha ulaşıldı.

7-) Van'ın Zeve Şehitliğinin güney yaacında 1990'da yapılan kazıda bir düzine Türkün katledildiği bir başka kıyımın iskeletlerine rastlandı.

SİLAHLI ERMENİ ÇETELERİ HERYERDE

Sivil Halka uygulanan mezalimlere başka örnekler:

8-) Kars'ın Arpaçay ilçesine bağlı Küçük Çatma köyünde 1918'de Ermeni Taşnak çetelerinin katlettiği 183 türk köylüsünün toplu mezarına 2010'da yapılan kazılarda ulaşıldı.
Kafkas Üniversitesinin yaptığı incelemeler: şehit kemiklerinin, elbiselerinin tamamen yanmış olduğu bu da insanların bir samanlığa tıkılıp ateşe verildiklerine delalet ettiğini ortaya koymuştur.

Demek ki Auschwitz, Dachau, Bergen Belsen vb. KZ (toplama kampları + yüksek fırınlar) için Hitlerin nereden ve kimlerden ilham aldığını öğrenmiş bulunuyoruz.
9-) Ardahan'da Halil Efendi Mhallesinde, Yanık Cami bölgesinde yine 2010'da şimdili 30 insan iskeletine ulaşıldığını; fakat kazıyı yöneten Kars Müze müdürü Necmettin Alp Ermeni katliamının belgelenmesi için yaptıkları kazı çalışmalarında dev bir toplu mezarla karşı karşıya olduklarını düşündüklerini, kesin şehit sayısının çok yüksek çıkacağını düşündüklerini ifade etti.



Iğdır merkeze bağlı Hakmehmet köyleri, Tuzluca ilçesine bağlı Gedikli köyünde toplu mezarlar; Tarihe TANDIR KATLİAMI olarak geçen kıyımda katledilen 90 civarında türkün kemikleri; Ardahan Karagöl mahallesinde inşaattan tesadüfen çıkan toplu mezarlar....


Saymakla bitmiyor.. Liste buraya asla sığmaz.


Son bir örnekle konuyu kapatalım, şimdilik:

10-) Bitlisin Saray Mahallesinde Ermeniler tarafından katledilenlerin toplu mezarı bulundu. 2010 yılında yapılan kazıda Basri Tahincioğlu kazı ekibine babasının olayın görgü tanığı olduğunu ve Ermenilerin işlediği mezalimin ayrıntılarını anlatır:

''Arkada gördüğümüz şehitler Ermenilerin köy halkının katletmesinin neticesi. Babamın anlattıklarını size aktarıyorum. 7 yaşındayken buradan göç etmişler. Ermeniler dedemlerin bulunduğu evi ateşe vermişler. Evden kaçmaya çalışanları da kurşunlamışlar.''



ERMENİ soykırımı bir hakikattir. Ermeniler bu soykırımın FAİLİDİR. Sivil halk üzerinde yağma, katliam, tecavüz, kundaklama vb insanlık suçu işlemişlerdir.

Bu yüzleşme kaçınılmaz olmuştur. Bunlar benim çıkarımlarım. Fakat muhtemeldir ki baltayı taşa vurmuş olabilirim:



Zira; Avrupa ülkelerinin birçoğunun parlamenotoları bu soykırım ediminin failinin bizatihi Türkler olduğunu teker teker karar altına almaktadırlar.

Yani Türk Milletini tarih önünde soykırımcı olarak yaftalamak için kararlar çıkarmaktadırlar.. Demek ki burada sözü ilk önce olayın mağdur/mazlum
tarafı olan Ermenistan'a vermek gerekmektedir:


Bakalım Ermeniler, Taşnaksütyun bir soykırımdan bahsetmekte midir? Yoksa diaspora tazminat+toprak (Ağrı dağı zaten onların topraklarında kabul edilmekte) için çamur mu atmaktadır:

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 27-01-2012, 00:46
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

1923 Bükreş'te Taşnak partisinin toplantısında Ermenistan Başbakanı kendi ulusunun yaşadıkları hakkında sizinle koşut düşünmüyor; çok farklı değerlendirmeler yapıyor:

1923 yılı Nisan ayında Taşnaksutyun Partisinin Bükreşte yapılan Yurtdışı Konferansına sunulmuş olan bu tarihî rapor, Ermenistanda yasaklanmıştır. Kitabın çeşitli dillerden yayımlanan basımları, Avrupa kütüphanelerinden toplatılmıştır.

Kitabın Ana Hatları:
-Gönüllü birliklerin oluşturulması hataydı.

-Kayıtsız şartsız Rusya'ya bağlanmışlardı.

-Türklerden yana olan güç dengesini hesaba katmamışlardı.

-Tehcir kararı amacına uygundu.

-Türkiye savunma içgüdüsü ile hareket etmişti.

-İngiliz işgali, Taşnakların umudunu kabartmıştı.

-Ermenistan'da Taşnak diktatörlüğü kurmuşlardı.

-Denizden, denize Ermenistan projesi gibi emperyalist bir hayale kapılmışlar ve bu yönde kışkırtılmışlardı.

-Müslüman nüfusu katletmişlerdi.

-Ermeni eylemleri batıda kamuoyu kazanmaya yönelikti.

-Taşnak yönetimi dışında suçlu aranmamalıydı.

-Taşnak partisinin artık yapacağı bir şey yoktu. İntihar etmeliydi.



Şimdi detaylı bir okumaya başlayabiliriz sanırım; yani ben başlıyorum: Uyarayım, biraz yavaş okurum

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 27-01-2012, 00:49
Jolly Jocker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Jolly Jocker Jolly Jocker isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 Aug 2008
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 1.323
Standart

1- Adama soykırım yapmaya kalkarsan, o da trene bakar gibi bakacak değil. Elbette karşılık verecektir.

2- Verdiğin örnekler, Ermenilere yapılan soykırımının mazereti olmaktan ileri gidemiyor.

3- Soykırımı Türkler değil Osmanlı Devleti içerisindeki bir hizip gerçekleştirdi. Türklerle ve Türkiye'yle ilişiği yoktur.

4- Almanya Yahudi soykırımı yaptı. ''Almanlar yaptı'' diyebilir miyiz? Desek bile, bununla yüzleşip özür dileyen bugünkü Almanya gerek demokrasisi gerekse refah seviyesi bakımından bizden fersah fersah ileride değil mi?

5- Ermenilere devlet eliyle kadın çocuk denmeden ülkedeki tüm nüfusları hedef alınarak tehcir görüntüsü altında soykırım uygulanmıştır. Bu, tüm dünyanın gördüğü açık bir gerçektir. Milliyetçilerin argümanı, ''Biz çatışmadan ötürü tehcir ettik, yolda kendileri ölmüşler'' sığlığından ibarettir. Tehcir bir günde olup biten birşey değil. Aylarca sürüyor. Bölük bölük insanlar tehcir ediliyor. Diyelim ki ilk bölüğü hakikaten iyi niyetlerle tehcir ettin. Hepsinin telef olduğunu gördükten sonra artık bunu durdurman gerekirdi. Ama devam ettirdin! işte bu noktadan sonra açık bir soykırım niyeti kendini tüm dünyaya göstermektedir. İnkar etmenin anlamı yok.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 27-01-2012, 01:01
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

jolly, çok erken girdin konuya..Çok ayrıntılı konuşacağız, çok.

Senin değindiğin her noktayı irdeleyeceğiz. Tehcirin her anını anlamaya çalışacağım; kendi adıma..
Kim neye mazeret arıyor/kim neye karşılık veriyor/soykırım var mı?/varsa osmanlı mı türk mü yaptı...hepsini birlikte cevaplayacağız..


Ama senin tarzında değil.

Tarihsel rabıtaları, bilgileri, raporları, kanıtları ortaya koyarak. Senin tarzını ben daha çok racon kesmeye benzetiyorum. Oldukça da delikanlı bir tavırdır, ama yeterince bilimsel değildir; naçiz kanaatimce.

O yüzden; kendi tarzımda irdeleyeceğim.

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 27-01-2012, 01:05
vartor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vartor vartor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615

Onur Üyeliği 

Standart

)Onun icin Anadolu'da bir tek Turk bulamazsiniz. Her adimda bir Ermeni'ye carpmadan yuruyemezsiniz. Arada carpsitiginiz Ermeni olmayanlar ise, ya Rum, ya Yahudi, ya da Dag Turku, yani Kurt'tur. Soykirimi yapan Ermeniler ama nedense kendi soylari kirilmis; hem de binlerce sene uzerinde yasadiklari topraklardaki, kendi tarihlerini ve eserlerini yok ederek, yapmislar bu soykirimi.
Buyrun, bu da baska bir gorus.
Kaynakhttp://www.sosyalistumut.com/?p=85

Osmanlı Devleti tarafından kendi vatandaşı olan Ermenilere karşı 1915 ve 1916 yıllarında girişilen etnik kıyımlar bu toprakların çok kültürlü yapısına karşı işlenmiş en büyük suçlardan biridir. Ermenilere karşı gerçekleştirilen soykırım (Jenosid) ve homojenizasyon o kadar başarılıdır ki gerçekleşmesinden 25 yıl sonra Yahudi Soykırımı'nda Adolf Hitler'e ilham kaynağı olmuştur.





Polonyalı bir hukukçu olan Rafael Lemkin'in ortaya koyduğu hukuksal bir kavram olan soykırım; Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin 2. Maddesinde "Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir:
Grubun üyelerinin öldürülmesi;
Grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi;
Grubun yaşam koşullarının bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması;
Grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması ve çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi." şeklinde tanımlanır.
24 Nisan 1915'te İstanbul'da 250'ye yakın Ermeni aydının tutuklanarak Anadolu'ya götürülmesi ile başlayan, Anadolu ve Rumeli'de farklı uygulamalar ile Ermenileri Osmanlı'dan silmek maksadıyla yapılan katliamlar, soykırımdır. Yukarıdaki tanımlardan herhangi birinin gerçekleşmesi bile soykırımken Anadolu'da Ermeniler hepsine birden uğramışlardır.
İttihat ve Terakki ile onun illegal örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından gerçekleştirilen Ermeni Soykırımı, Anadolu'nun homojenleştirilmesi ve kapitalist bir ulus devlet inşa sürecinin en önemli öğesidir. Toprak kaybı ile etnik yapısı değişen Anadolu'nun, Türkleşmesi ve toprak kayıplarının artmaması amacıyla 1915'te alınan katliam kararının, Ermeniler ile birlikte bazı bölgelerdeki Pontus ve Süryani halklarına karşı da uygulandığı görülmüştür. Ermeni Soykırımını tehcir (zorunlu göç) olarak değerlendirerek suçunun boyutunu küçültmeye çalışan İttihat ve Terakkici zihniyet, bu göç sırasında Ermeni kafilelerine Teşkilat-ı Mahsusa militanları tarafından planlı bir şekilde yapılan saldırıları ve insanların çöllere sürülmelerini adeta bir ‘'kır gezisi'' gibi aktarmaktadır.
1915'te Ermenileri Anadolu topraklarından kazıma projesini sınıfsal perspektiften kopartıp sadece Anadolu'nun homojenleşmesi olarak değerlendiremeyiz. Ermeni Soykırımı bir diğer yandan sermayenin Türkleştirilmesi projesidir. Ermeni Soykırımı günümüz Türkiye'deki burjuvazinin sermaye birikimlerinin ana kaynaklarından biridir. Sermayenin Türkleştirilmesi projesi 1942'deki Varlık Vergisi, 1955'teki 6-7 Eylül Pogromu ve 1974'teki Vakıflar Kanunu gibi uygulamalarla Cumhuriyet boyunca da devam etmiştir. Azınlık vakıflarının taşınmazları sorununun günümüzde de çözülmemiş olması bu projenin güncelliğinin iyi göstergesidir.
Ermeni Soykırımı'nın sınıfsal perspektifi Türkiye'deki liberallerin de görmekten kaçındığı bir durumdur. Ermeni Soykırımı'nın tartışılmadığı ve hatta tam tersinin iddia edildiği bir coğrafyada ‘'Özür Diliyoruz'' gibi kampanyalar ile soykırımı tartışılır kılmak bir yanı ile değerliyken, bu tartışmanın sınıfsal özelliklerini dışlamak olayların bütününü göz ardı etmektir. 1915'te soykırımdan kurtulan Ermeniler, yaşadıkları topraklardan kaçarak Güney Amerika'dan Avustralya'ya kadar geniş bir coğrafyaya dağılıp diasporalı olmuştur. Ermenilerden kalan taşınır ve taşınmaz mallar ile oluşan burjuvazi, 1915'ten sonraki sermaye birikiminin hesabını vermelidir. Türkiye burjuvazisinden soykırım mağdurlarının 1915'te uğradıkları her türlü zarar tazmin edilip, kökeni Anadolu olan ve yurt dışında ikamet eden Ermenilere vatandaşlık hakkı verilmelidir. Devlet ve siyasetçiler inkar politikalarını bir kenara bırakarak 1915 döneminde Anadolu'da öldürülenler için özür dilemelidir.
Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi 1951 Ocak'ında yürürlüğe girmesinden itibaren yaklaşık 80 Birleşmiş Milletler üyesi devlet bu sözleşmenin hükümleriyle uyum sağlayan yasalar çıkarmışlardır. 1915-16'daki katliamlarla ilgili ise 20 farklı ülkede ve ABD'de 50 eyaletin 42'sinde bu konu Soykırım olarak kabul edilmiştir. Bu durum Türkiye'deki ulusalcı çevreler tarafından ‘dış müdahale' olarak nitelendirilse de soykırım gibi bir insanlık suçunun getirdiği yükümlülüktür. Fakat son olarak ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde de gördüğümüz üzere konu, insanlık suçundan çıkartılarak, kirli bir iç ve dış politika malzemesi haline getirilmiştir. Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı daha önce Dış İlişkiler Komitesi'nden çıkmış olmasına ve 1981 yılında ABD Başkanı Ronald Regan'ın 1915 olaylarından Soykırım olarak bahsetmesine rağmen her sene 24 Nisan'da iki ülke siyasetçileri ABD Başkanı'nın ağzından çıkacak kelimeye kilitlenmiş durumdadırlar.
Bu durumun ortadan kalkması ve halkların 100 yıl önce olduğu gibi bir arada yaşamaları için mutlaka Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi gerekmektedir. Türkiye-Ermenistan sınırının açılıp, bu iki ülkenin tarihle yüzleşmeleri gerekmektedir. Başka ülkelerde Soykırım yasalarının çıkması sonrası, R. Tayyip Erdoğan'ın her seferinde bir koz gibi kullandığı Ermenistanlı göçmenlere, oturma izni verilmeli ve çocuklarına devlet olmanın gerekliliği olan eğitim hakkı sağlanmalıdır. Bir diğer yandan Diaspora'daki Ermeni Siyasal Örgütleri, Türkiye'nin soykırımı tanıması amacıyla 1915'te yaşanan acıları, katliamları başka ülkelerde siyaset malzemesi haline getirmemelidir.
Türkiye'deki homojenleştirici ırkçı zihniyet halen devam etmektedir. Ermeni Soykırımı bu faşist zihniyetin ortaya koyduğu önemli eylemlerden biri olmakla birlikte, bu zihniyetin Cumhuriyet tarihi içerisinde halklara karşı yapmış olduğu kanlı eylemler ve asimilasyon politikası bize ırkçılığın bu topraklarda süregeldiğini göstermektedir. Kürtlere karşı olan yok etme ve yok sayma politikaları, Alevilere karşı olan Gazi Mahallesi, Çorum, Sivas, Maraş gibi katliamlar, Azınlıklara karşı olan 1934 Trakya Pogromu ve Zirve Yayınevi katliamı, Sosyalistlere ve işçilere karşı olan 1 Mayıs 1977 ve 12 Eylül 1980 askeri darbesi gibi örnekler bize bu faşist zihniyetin farklı kimliklerin yanı sıra farklı düşünenlere karşı da işlediği suçları göstermektedir. Sosyalistler olarak görmekteyiz ki tarihle yüzleşmediğimiz ve bu faşist zihniyetin mahküm etmediğimiz müddetçe bu zihniyet sürekli karşımıza çıkmakta ve yok etmeye devam etmektedir. Bizim için mesele; bir toplumu toptan suçlamak değil geleceğimize sahip çıkmaktır.
Burada sosyalistlere düşecek rol ‘mahalle baskılarına' ve popülist politikalara bulaşmayarak,‘'soykırımcıları anlama'' çabalarına girmemektir. Söylemlerinde sürekli ‘'Ermeni Soykırımı tarihsel bir yalandır'' ya da ‘'emperyalist oyunudur''u barındıran sol görünümlü ırkçı partilere karşı Sosyalistler, Ermeni Soykırımı'nın tarihsel bir gerçek olduğunu her alanda dile getirmelidirler. Sosyalistler, günümüzde sayıca az kalmış Ermeni halkını görmezden gelerekonları bir kez daha öldürmek yerine her alanda bu faşist zihniyeti deşifre etmelidirler.
Ermeniler ve Türkler arasında olacak olan barış, başka ülkelerin dayatmaları ya da soykırımın inkarı ile değil ancak ve ancak bu iki ülkenin proleterlerinin barış yanlısı duruşları ile gerçekleşecektir!
Tarihle Hesaplaşılsın!
Türkiye Ermenistan Sınırı Önkoşulsuz Açılsın!

Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Getse Joğovurtnerun Yeğpayrutyunı!

Կեցցէ Ժողովուրդներու Եղբայրութիւնը





Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 27-01-2012, 01:14
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

Olayın üzerine sıcağı sıcağına 1923 senesinde Ermenistanın 1. Başbakanı ve Taşnaksütyun partisinin Genel başkanı Ovanes Kaçaznuni tarafından Bükreşte yapılan konferansa hazırladığı raporla gelmiş; ve raporu bizzat okumuştur. Ermeni soykırımı diye nitelenen 1915-1923 döneminde Taşnak hareketinde yöneticidir.

Kaçaznuni'nin raporu (sonradan kitaplaştırıldı) başlıbaşına bir özeleştiridir. Kaçaznuni çekilen acılardan Taşnaksütyun partisinin sorumlu olduğunu dürüstçe ve açıkyüreklilikle saptar. Raporun sonunda ise Taşnak partisinin kendini feshetmesi ve siyasi arenadan çekilmesi gerektiğini savunur. Koyduğu başlık yine siyasi intihar öğesini vurgular:’’ Taşnaksütyun partisinin artık yapacağı bir şey yok’’

İlginç olan ama kitabın içeriğine bakıldığında doğal karşılanacak olan olay şudur: İlk Ermenistan başbakanının bu tarihsel önemdeki yapıtı Ermenistanda yasaklanmıştır! Kitabın İngilizce basımı ancak 1955’de ‘’The armenian revolotionary federation (Dashnaksoution) has nothing to do any more’’ başlığıyla Ermenistan İstihbaratı tarafından New York’ta yayımlanıyor; fakat Kaçaznuni’nin saptamalarının önemli bir kısmını içermediği görülüyor.

KAÇAZNUNİ’NİN SAPTAMALARI:

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 27-01-2012, 01:37
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

Kaçaznuni raporuna başlarken özellikle belirtiyor. Bu değerlendirmelere ağır bir düşünce süreci sonunda varmıştır. Ulaştığı sonuçlar yüzeyselliğin ve iradesizliğin bir ürünü değildir, ve birçoklarını da kızdıracağını bilmektedir. Delegelerin önyargılardan sıyrılarak kendisini sabırla dinlemesini rica etmektedir. Taşnak hükümetinin ilk başbakanı özellikle şu saptamalarda bulunuyor giriş olarak:

-Gönüllü birliklerin oluşturulması hataydı.
-Kayıtsız şartsız Rusya'ya bağlanmışlardı.
-Türklerden yana olan güç dengesini hesaba katmamışlardı.
-Tehcir kararı amacına uygundu.
-Türkiye savunma içgüdüsü ile hareket etmişti.
-İngiliz işgali, Taşnakların umudunu kabartmıştı.
-Ermenistan'da Taşnak diktatörlüğü kurmuşlardı.
-Denizden, denize Ermenistan projesi gibi emperyalist bir hayale kapılmışlar ve bu yönde kışkırtılmışlardı.
-Müslüman nüfusu katletmişlerdi.
-Ermeni eylemleri batıda kamuoyu kazanmaya yönelikti.
-Taşnak yönetimi dışında suçlu aranmamalıydı.
-Taşnak partisinin artık yapacağı bir şey yoktu. İntihar etmeliydi.

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 27-01-2012, 01:59
Jolly Jocker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Jolly Jocker Jolly Jocker isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 Aug 2008
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 1.323
Standart

Tarihsel olaylar karşısında öznel yorumlar işlemez. Eğer bir soykırım yaşandıysa(ki yaşanmıştır) Ermeni liderlerinden birinin çok sonra yaptığı açıklamalar neyi gösterir? Şu huyunuzu bırakın artık. 'Ad hominem' yapıyorsunuz. Bilimsel açıklama dediğin bu muydu?
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 27-01-2012, 01:59
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

Kaçaznuni 1914’ten 19233’e dek geçen süreci savaş hali olarak ele almaktadır. Bu savaş Türkiye ile büyük emperyalist devletler arasında bir savaştır. Taşnakları ve onarlın peşine takılan Ermenileri savaşın bir tarafı, Türkleri ise savaşın diğer tarafı olarak değerlendiriyor. Türkiyenin zaferi karşısında ise Taşnaksütyun’un artık kendi siyasi varlığına son vermek, intiharetmekten başka yapacak bir şeyi kalmamıştır.

Bizzat Taşnak kaynakları da Çarlık Rusyası ve Batı emperyalizmi tafaından Türkiyeye karşı nasıl kullanıldıklarını, işgal sırasındaki ermeni mezalimini ve türk ordusunun buna karşı verdiği haklı savaşı zengin belgelerle ortaya koymaktadır.
Yüzlerce ve hatta binlerce yıldır kendi halklarının üzerine sürülenler bunun bedelini yalnız komşularına değil, kendi halklarına da en ağır bir şekilde ödetmişlerdir. Kaçaznuni ( diğer bir çok ermeni yazara koşut olarak) Rus Çarlığı, İngiliz emperyalizmi ve Fransız emperyalizmi bizi kullandı ve en sonunda terk edip ortada bıraktı diyor.

ERMENİ MİLLİ BÜROSU’NUN MEKTUBU

Taşnaklar tarafından yönetilen Ermeni milli bürosunun 1. dünya savaşının hemen başında Çar II. Nikolaya gönderdiği bildiri, Taşnak yönetimin emperyalizme nasıl bel bağladığını gösteriyor:
''Şanlı rus orduları kendi hükümdarlık toprakları boyunca karlı Ermenistan tepelerinde ve engin Alaşkert vadisinde, Almanyaya ihtiyaç duyarak kudretli Rusyaya el kaldırma cüretini gösteren Türkiyeye karşı savaşırken Ermeniler atalarının öğütlerini dinleyerek; hayatlarını ve varlıklarını Yüce rusyanın ve onun tahtının şanı uğruna feda etmek için ayağa kalkmışlardır!''

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 27-01-2012, 02:02
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

sayın jolly,

Rahatsızlığını, huzursuz satırlarınızdan okuyabiliyorum. Buna gerek yok, gerçekten
Nesnel gerçekleri, tarihi verileri paylaşmaya çalışıyorum.

Jolly'den:
Ermeni liderlerinden birinin çok sonra
Siz hadiselerden 1 asır sonra ahkam kesiyorsunuz.. Kaçaznuni bir kaç ay sonra..Kusura bakmayın; beni ikna eden sizin ahkamınızdan çok, Ermeni çeteleri bizzat yöneten ve yönlendiren Kaçaznuni'dir.

Sevgiyle kalın

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hitler Yahudi Soykırımı yaptı mı? Tarih 82 30-09-2013 18:26
Ermeni Soykırımı Jolly Jocker Politika 0 31-12-2011 14:12
Ermeni, Rum ve AKP, Türkiye'ye karşı el ele! HayyaN Politika 0 14-10-2009 00:33
ABD Ermeni Soykırımı Tasarısı'nı kabul etti! Politika 56 21-10-2007 01:12

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:13 .