Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Fizik

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 18-04-2024, 22:30
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Alvin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Spartacus --"Foton ne isiktir ne de isigin parcasidir. Fotonlar bir etki-tepkiye verdigimiz isimdir." dedi ve bilime buyuk katki sagladi.

Arthur Holly Compton-- Sacilma deneyiyle, elektromanyetik radyasyonun parcacik dogasini ortaya koydu ve 1927'de NOBEL FIZIK odulunu aldi.

Ayrica, Albert Einstein, fotoelektrik etki uzerine yaptigi calismalarinda, fotonlarin isigin parcacik dogasini one surmus ve fotoelektrik etkinin aciklanmasinda foton kavramini kullanmistir ve soyle demistir: "Isik, enerji birimi paketlerinden meydana gelir. Bu paketlere foton diyoruz."

***


Photon, minute energy packet of electromagnetic radiation. The concept originated (1905) in Albert Einstein's explanation of the photoelectric effect, in which he proposed the existence of discrete energy packets during the transmission of light.


https://www.britannica.com/science/photon
Ben neredeyim, sen neredesin. Gerçi zorda olsa, öğreniyorsun, artık kütle, enerji=kerameti kendinden, madden ayrı bağımsız, ne idüğü belirsiz bir ruh havalarında değilsin, ha öyleysen yine söleyim, enerji iş kapasine denir, etkileyen, etkilenen bir parçacığın, oluşturduğu tepki=işi, bu halde bu durumda enerji paketi(iş kapasitesini) anlamlı kılar.
100000000 kez de deney yapsan o sonuca varırsın, farklı bir sonuca varacağını söyledim mi? daha okuduğunu anlayamıyorsun, bir şeyin NASIL DAVRANDIĞI BAŞKA, DOĞASINI nalmaya çalışmak BAŞKADIR, insanlar nasıl bu kadar rahat cahil cesaretiyle ahkam kesiyorlar anlamak zor. Daha hiç bir cümlenin minvalini bile anlayamıyorsun.
1000 topu yanyana dizin, ilk topa vurduğunuzda, son top ne olur(işte eğer kütlesi yoksa, o halde saf madde olarak düşünebileceğimi dile getirerek foton dediğim o toplardır, son top da fotondur ve etki yüzeylerine temas eder, böylece hem dalga hem de parça etkisi alınmış olur)? 1000 km uzunluğunda bir çubuğu bir zemine yerleştirin, bir ucundan ittiğinizde diğer uçta ne gerçekleşir?
O kadar bilinçsiz, kalın kafalı bir ezberci toysun ki, her cümlemi açıklamak zorunda kalıyorum, ilkokul çocuğunun bile anlayacağı düzeyde metaforları, hiç olmazsa mahiyetini anlayamıyorsun, o idealist, cahil, kendini kral sandığın ve önyargıların en önemli engelin.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 19-04-2024, 21:46
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Alvin her seferinde çarpıtıyorsun, ki üzüm yemek gibi bir niyetin olmadığı açık, işte bu noktaya ısrarla getirisen, ben de üzümü bırakır, bağ sopasını elime alırım, bir noktada fren yapman lazım. Daha dün ruhçuluk hezayanlarıyla kafamızı şektin, 50 paragraf yazıyorsun, lafazanlığı, kelime oyunalarını saldım çayıra mevlam kayıra, sonuç? Elde var sıfır, örnekleme şansı bile olmuyor... Birine cevap verirken bari anla da ver, kapasiteni aşıyorsa sor, sana burada madalya takmıyoruz ki böyle laf ebeliği yapasın.

Başlıkta yazan,her birini paragrafla, metaforlarla, neye dairliğini açıklayan benim, 1 paragraf DALGA DÜMEN (ZERRE İLGİSİ OLSA! O DA YOK) yazıp, cahil ahmaklığıyla hahahah, hühühühü, hohoho tarzında ilerleyen konuyu sabote eden sensin. Ali koş topu tut, koş Ali koş, Ayşe ipi tut tadında 3-5 kelime, ötesi yok.

Neyi irdeleyebildin de -ki çapın yetmiyor- elle tutulur bir şey yazmıyorum?
Eşeğe bile 5 kez izah yapılmaz.

Öznel idealist dar kafalı sığlığınla, sapı, samana karıştırmakla sergiliyorsun. Düşünemeyen papağanlığı bir halt sanıyorsun. Neyi ele aldında irdeledin de konuşuyorsun. sadece PROVAKE EDİP ÇIKTIN.

Git son cevabı bir daha oku, verdiğin bu cevap gibi hiç bir cevap yazdıklarıma dair olmuyor, algı sorunun mu var, afyon mu çekiyorsun, kompleks içinde misin, normal insan o kadar basit ifadeleri nasıl böyle alakasız yerlere çekebilir? KAÇ KEZ NE HALT ETTİĞİNİ İZAH ETİM, KAÇ KEZ, KAÇ KEZ, KAÇ KEZ, KAÇ KEZ, KAÇ KEZ, PROVAKATÖRLÜKTEN BAŞKA BİR HALT YAPMIYORSUN. Burada mevzu davranışınla, yaklaşımınla ilgili, söylediklerinle değil desem de söylediğin bir şey de yok.

Çarpıtmalrınla vakit israf etmek istemiyorum.

İndiğim zeminde elle tutup senin gözüne sokabilecek, al çok şeker diye uzatabileceğim bir parça gösterme şansım yok, çünkü o zemine dair şu an bunu yapabilme imkanı yok, bir çok kesin sandığın bilgiler dahi aslında ÇIKARIMDIR, sen daha ifade, izah ile tanım arasındaki farkı öğrenememişsin, bir dolu bilim insanı bir dolu varsayım atıp, tutuyor, kimi sicim diyor, kimi titreşim, kimi halüsünasyonla sanal zırvalıklar sayıklıyor, kimi kütle çekimi parçacığı arıyor, kimi karanlık madde arıyor, kimi kurguladığı teorisinde kaderini protonun bozunmasına bağlamış...

Ruh yerine koyup, maddeden ayrı, bağımsız parçaymış gibi tanrılaştırdığın, daha bu kavramın nasıl soyutlandığını bile bilmiyorsun, baskın gelme kafasıyla, o an işlenen detaya dair alakasız kişi isimleri, referanslar verip, gidin öğrenin edasıyla provake edip, bilim uzmanlığı satıyorsun. Enerjini bir kez olsun bize gösterdin mi? hani nerede, al avcuna getir inceleyelim, madem kafanda kerameti kendinden menkul bir varlık icadı var, görelim.

İnsaf, kasap et, koyun can derdinde.

1 elektronun spin değil, konum değiştirme anlamında hızı nedir?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 20-04-2024, 00:25
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 354
Standart

Sen dengeni kaybettin. iki gundur kufur ediyorsun. Bu sitede moderator yok mu? Medenice bir araya gelip karsilikli konusamayan biri var burada.



Sen, agresif bir adamsin ve kufurbazsin. Saygi sinirlarini gectin. Dolayisiyla bu sitede yazmamaya karar verdim. Ben sana senin yaptigin gibi --hak ettigin halde-- kufur etmeyecegim.


Uslubun bitirdi bu isi--


Ister hoscakal, ister kalma.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 20-04-2024, 00:58
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Alvin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sen dengeni kaybettin. iki gundur kufur ediyorsun. Bu sitede moderator yok mu? Medenice bir araya gelip karsilikli konusamayan biri var burada.



Sen, agresif bir adamsin ve kufurbazsin. Saygi sinirlarini gectin. Dolayisiyla bu sitede yazmamaya karar verdim. Ben sana senin yaptigin gibi --hak ettigin halde-- kufur etmeyecegim.


Uslubun bitirdi bu isi--


Ister hoscakal, ister kalma.
Aman bitirsin, zira senin yaptığın saygısızlık, insanfsızlık, sahtekarlık, bilinçli ÇARPITMA, cümleleri kırpıp 2, ya da 3 kelimesini alıntılayıp, üstüne yargı oluşturma-saptırma, söylediklerimin mahiyetini değiştirme, defalarca öyle değil, böyle söylüyorum dedirtip, yine aynı yönteme başvurma adiliği ile sürmesinden evladır.

SEN ÇAYINI ALIP SOHBET ETTİĞİNİ İDDİA EDİYORSUN, NE SOHBETİ RESMEN saçma, sapan taktiklerle, KELİME OYUNLARIYLA muhatabınla eğlenme tadında, TAŞAK GEÇİYOR, eğleniyorsun. ben düşüncelerimi,ister doğru, ister yanlış olsun -ki olabilir, seni eğlendirmek için dile getirmiyorum. AL CEVABIN BURADA...
5 KEZ, 5 kezzzzzzzzz bak benim düşündüğüm zemin-basamak 1 nolu, bilim o konuda 2. basamakta, bir dolu varsayım var, şunun ya da bunun varsayımına biat etmek zorunda mıyım?! DİNGİL, BEN SANA NASIL BİR BELGE SUNABİLİRİM? BUNU 5 KEZ DİLE GETİRMİŞİM, ancak bir adi buna rağmen hala daha bana belge getir diye sefillik sergiler. SEN KİMSİN, BİLİMİN MUTLAK OTORİTESİ Mİ? Yaptığın SAPTIRMA, saygısızlık, provakatif tutum, taşak geçmek, söylediklerimi BİLİNÇLİ OLARAK ÇARPITMANDA SORUN YOK, ama ben -sana öyle bir kaynak sunamam, konuyla ilgili çok çeşitli verilerden yola çıkarak bir varsayımda bulunuyorum ve BENCE demişim, ama sen BENCE DİYE BELİRTİLEN BİR CÜMLEDE 3 KELİMEYİ KIPTIĞINDA, bana her boku DEMİŞİM GİBİ söyletmiş oluyorsun-5 kez açıkladığım halde aynı teraneyi okumanın normal olduğunu mu düşünmeliyim? neyim ben, Ramazan davulu mu? Öyle değil mi?
Provake edip şikayet ediyorsun.
spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ahmak, 5 kez izah ettim değil mi? Orada FOTON TARTIŞMASI YAPMIYORUM, MADDENİN SAF PARÇACIĞI kütlesizliği esasıyla FOTON DA OLABİLİR DİYORUM, çünkü ben karanlık madde aramıyorum. NE ALAKASI VAR ŞİMDİ ŞU İTİRAZLARININ? NEREDE E-DAİRLİK, E-GÖRELİK, NE DEMİŞİM, ne sayıklıyorsun,RESMEN ÇARPITIYORSUN.
100 KERE SÖYLEMİŞİMDİR 1 KELİMEYİ ALIP BERİNDEN anlam çıkartma, cümle bağlamına bak, mahiyete bak, fotonu tartışmıyorum orada, fotonu açıklama gayesi de yok, ben karanlık madde yerine, saf maddeyi esas alıyorum ve evet
"zaman, uzay ve kütle çekiminin maddeden ayrı bir varlığı yoktur" Einstein
Bana böyle bir alıntı yaptırman senin çiğliğindendir, ben KONUŞMALARIMDA(FORUMDA sesli DÜŞÜNÜYORUM, KONUŞUYORUM, planlı projeleri, herkesin anlamayıcı literatürle MAKALE YAZMIYORUM), bu tür alıntıları kullanmamaya çalışırım, , bu beni şu ya da bu görüşümde baskın hale getirmemeli, zaten illa haklı çıkarmaz.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 20-04-2024, 06:55
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

İlk mesajımda uzayın boş olmadığını düşünüyorum demiştim, bu halde;
Bu doğrulanmış mıdır? Evet.

Uzayın boş olarak düşünülemeyeceği ile neyle ne düzeyde nasıl sorusunu açıklamaz, bu soruya, önceki sorudan geliriz, ancak önceki sorunun cevabı, inceki sorunun cevabıdır, bu sorunun değil.Benim görüşüm; elbette 1.) madde ve 2.) çok çeşitli etkileşimler, titreşimler, bunlardan anlam kazanan dalgalanmalar vb. ile dolu, ancak ikinci şık, birinci şıkka bağlı olarak düşünülmeli. Buraya kadar geldikten sonra ifade ve izahlar da veya varsayımlarda farklı görüş, düşüncelerimiz olabilir.

Buradaki boş olmama durumu, enerji dalgalanmaları, titreşimler vb. ifadelerle dile getirilebilir-ki ifade edilmiştir, ancak bu yaklaşımı yeterli bulmadığım gibi eksik de buluyorum. yani nasıl sorusuna cevaplayabilmek için, çok daha derin gözlemlere sahip olabilmek gerekir. Yine de en nihayetinde, enerji ifadesi de maddeye bağlı anlam kazandığı için, temel zeminde uzayı maddeden ayrı ve bağımsız düşünemeyiz.

İşin bir kısmı, uzayın boş olmadı konusuyla ilgili, diğer kısmı ise neyle sorusunun yanıtının aranmasıyla ilgili, birinci yaklaşlım açısından(boş mu değil mi) şu şöyle demiş, dememiş burada görüş ve düşüncelerim açısından beni bağlamıyor...
Bilim ve Teknik, Aralık 2015 Diyor ki
Einstein o zamana değin bir dalga olarak nitelenen ışığın yapılan bir 120 deneyle bükülmesi ile parçacık gibi davranması sonucu ışığın da bir madde olduğu kanıtlanmıştır
Bazı anlatılarda amaç izah etmektir, sayfalarca izah, ifade için, çok çeşitli soyutlamalar, ölçü birim ve kavramları, yeri gelir benzetmeler vb. kullanırız. Onlarca, yüzlerce sayfanın aralarında ise yeri gelir yargılar, varsayımlar, çıkarımlar bulunur.

Benim temel daha doğrusu ifade biçimi zemininde ayrıştığım nokta, boşluk dalgalanmaları yönündeki yaklaşımları ret ediyor olmamdır, bir gözlemde herhangi bir parçacık görünememesi, orada parçacık olmadığı anlamına gelmez, anlık görünüp, anlık görünmemesini ise, parçacıkları görebilmemiz için, ilgili parçacıkların bir iş ortaya koyması, açığa çıkartması, haliyle bu durumda bir enerji salınımı(işin gerçekleşmesi), dalgası gerekir. Aksi taktirde görüntü elde etmek nasıl mümkün olacak? Burada görüntü, ancak ve ancak bir biçimde alıcıların tetiklenmesi veya girişim yüzeylerinde oluşan emareleri gözlemleyebiliriz....

Kısaca ilk mesajımda başından da ifade ettiğim gibi, uzay boş değildir, hiçlik kavramı, nesnel zeminde bir anlam ifade etmemektedir, bu halde uzay boş değilse neyle daha doğrusu nelerle doludur? Öncelikle maddeyle doludur, ardından ise maddeden mütevellit açığa çıkan çok çeşitli ilişkiler ve bağıl etkileşimler(iş), haliyle etkielşimelrle anlam kazanan çok çeşitli tireşimler, yayılımları, dalgalanmalarla doludur.

İşte tam da burada ben bir enerji ve dalgalanmasından söz edilecekse neyin enerjisi sorusunu sormaktayım, yani bir adım daha ileri atmaya çalışmaktayım. Güncel cevap "boşluk" olmaktadır, ben buna katılmıyorum, zira eğer bir çeşit etkileşimden boş olmadığı sonucuna varıyorsak, bu halde etkileşimleri yok saydığımzıda geriye boşluk kalır söylemi tutarlı değildir. Bunun da açıklamasını yukarıda yaptım. Zifiri karanlıkta saniyede 1 yanıp sönen bir ampul olduğunu ve ortamda da bir nesne olduğunu düşünelim, bizim nesneyi tespit etmemizin yolu eğer görme faktörü ise, ampül yandığında nesneyi görecek, ama söndüğünde göremeyeceğizdir. işte tamda bu noktada diyorum ki, biz bir çeşit çıakrımsal gözlemlerde salınım aralıklarına bağlı isek, bu halde her bir salınım aralğının, bir dolu, bir boş veri sunması kaçınılmaz olur..

Neyse; kısaca ilk mesajımda dile getirdiğim gibi, eğer ifadelerimle tutumlu olacaksam, uzay saf maddeyle doludur, bir çeşit madde deryası gibi ve bu madde, çeşitli biçimlerle formların oluşumunu, daha büyük parçacıkların açığa çıkışını da, temel materyali, muhtevası olmasını da sağlamakta, bununla birlikte bu görece büyük parçalar-yapılar, ilgili madde deryasında yüzer bir hale kavuşmaktadır. gerek temeldeki maddi etkileşim, titreşim ve dalgalanmalar, kısaca etki-tepki düzeyi, gerekse de büyük parçaların etki tepki düzeyi, bir çeşit harmoni oluşturmaktadır. Dolayısıla uzay stabil değil, dinamik bir yapı sergiler, bu gal, tireşimler, etkileşimler, çeşitli dalgalanmalar halini de temsil eder... örneğin elektron ve pozitron çiftleri foton etkileşimleriyle anlam kazanır(elbette bu durum için de olağanüstü koşullar vardır), foton önemli bir yer tutar, başından da ifade ettiğim gibi, maddenin saf hali kütlesiz olmak zorundadır ve eğer bu fotonsa, foton maddenin saf halidir denebilir, elbette denemeyebilir de, ancak şu an edindiğim veri fotondan daha alta inebilmeme müsade etmiyor, sonuç olarak bir biçimde form-yapıların oluşması gerekir.

Kütle çekimi konusunda da, uzayın bu halinin belirleyici olduğunu düşünüyorum, kimilerinin öne sürdüğü gibi ve günümüzde bilhassa Big Bang teorisiyile gittikçe belirgenleşen subjektif oldurmacılık, illa bu teoriyi doğru çıkartacak yaklaşımlardan hareketle, her bir eylemden sorumlu özel bir parça-cık anlayış ve arayışını doğru bulmuyorum... Zira kütle çekiminin de, tüm kuvvet eksenli çeşitli tanımlarımızın da kaynağında, etki-tepki bunun da kermaeti kendinden menkul, mustakil bir varlık biçimi olmayacağını, yani etki-tepkinin birvarlık değil, ancak bir varlığın gösterdiği davranışa bağlı soyutlanabilir olduğunu düşünüyorum....

Çok çeşitli çıkarımlar dahi, davranış eksenli olarak 1 deneyle kanıtlanabilir, yani deney, çıkarımlar birbiriyle çelişse, farklı da olsa destekleyebilir. Çünkü bu deney, davranış üzre yapılmış ve bu davranışa neyin yol açtığı konusunda çok çeşitli görüşler öne sürülebilir, işte o deney açısından bu soru, ilgili davranış ve sonular namına sebek zeminidir ki bu zemin daha alt bir zemin olmakla çok daha alt düzeyde ve çeşitli çıkarım, öngörüler, görüşler ve yeni deneylere gebedir.Bu düzeyde gözlemler ve deneylerin yapılabilirliği konusu ise o an için bir muammadır, dolayısıyla ilk deneyden elde edilen çıkarımlar(yani kaynağı ne soruusna arana yanıtlar) çeşitlilik arzedebilir. Bu sorun netleşene kadar bu konuda ben uzayın öncelikle boş olmadığı, maddeyle dolu olduğunu düşünüyorum, tüm diğer söylemler, ikincildir, yani ancak maddeye bağlı anlam kazanan kavramlarımızdır.

Örneğin elektrikle ilgili ifadelerim vardır, elektrik tellerinden geçen elektronun hızı telin kalınlığı, malzemesi, akıma vb. göre değişmekle birlikte, saniyede 0,024 cm iken, elektrik hızı saniyede 299.000.000 km'ye dahi çıkabilir. Bu nasıl mümkün oldu? Sisteme elektron dahil edilirse, sistemden de elektron çıkmaktadır, yani burada bir etki-tepki durumu söz konusu, yani sisteme giren elektron, diğer elektron üzerine bir etki oluşturmaktadır, diğeri, diğeri, bir diğerinin..., bir nevi burada,hız bakımından gerçekleşen, elektronun yol alması değil, etkinin aldığı yoldur.... Yani elektrik hızı, bu etki-tepki sayesinde anlam kazanıyor. Bilgisayar ağ sistemi vasıtasıyla, Türkiye'den, ABD'ye ping atılırsa, gidiş, yönüş, sunucu yükü, ara istasyonlar, hat trafiği, isteklerin filrelenmesi vs. ile değişmekle birlikte, 100-200ms(1 saniye=1000ms) olmaktadır. Kısaca bizim bilgisayarımızdan sisteme dahil ettiğimiz elektron ABD'ye gidiyor ve dönüyor değil, giden bir etki yayılımı, aktı gerçekleşiyor ve sonunda bir çıktıya yol açıyor. Daha önce verdiğim top örneği veya çubuk örneği gibi düşünülebilir. Bir ipe sıralı biçimde 100 top dizersek, ilk topa vurduğumuzda son topun sistemin dışına çıktığını görürüz... Kısaca elektrik hızı böyle anlam kazanmaktadır, sonuç olarak aslında bu da bir kuvvettir ve yine temelde yatan etki-tepkidir. Bir plastik malzemeyi-örn:tarak, bir kumaşa, saçımıza sürter ve yerde bulunan kağıt parçalarına doğru yaklaştırırsak, kağıt parçalarını kendisine doğru çektiğini görebiliriz, bu da bir kuvvettir ve tarak ile kağıt parçalarının arası boş değildir -yukarıdaki örnekte olduğu gibi, bu aktı, bir tel içinden geçmemektedir, bu noktada manyetik alan üzerine yoğunlaşmak zorunda kalırız -işte tam da burada o manyetik alanın etki alanı çerçevesinde, bir hokus-pokus değil, parçacık etkileşimi temelinde anlam kazandığını düşünüyorum -zaten evren öncelikle saf madde ile doludur ve bu halde bu durum tetiklenmeye -etki- hazır elektrik alan -iş- kapasitesi(enerji) taşır-...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 20-04-2024, 13:22
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Alvin;
Yazılı kaynak odaklı düşünüyorsun. Fotonu anlamak için Nasa'nın sözlüğüne bakmak gerekir gibi bir şartlanman var.
Unutma ki sözlük tanımları insan tarafından yapılır ve zaman içerisinde değişebilir.
Önemli olan evrenin foton tanımını anlamak. Evren bize fotonu ne olarak tanıtıyor, ona kulak vermek lazım. Bunu yaparken gerekirse kendi tanımımızı kendimiz yaparız. Felsefenin yarısı tanım yapma işidir.

Sadece orada burada yazanlara göre değil, kendi fikir ve tanımlarımızı üreterek ilerlersek evreni daha iyi anlayabiliriz.
Yazılı kaynak odaklı düşünürsen insan kaynaklı düşünmüş olursun. Evrene dayalı kendi tanımlarını üretirsen evren kaynaklı düşünmüş olursun.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 25-04-2024, 06:47
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 354
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Alvin;
Yazılı kaynak odaklı düşünüyorsun. Fotonu anlamak için Nasa'nın sözlüğüne bakmak gerekir gibi bir şartlanman var.
Unutma ki sözlük tanımları insan tarafından yapılır ve zaman içerisinde değişebilir.
Önemli olan evrenin foton tanımını anlamak. Evren bize fotonu ne olarak tanıtıyor, ona kulak vermek lazım. Bunu yaparken gerekirse kendi tanımımızı kendimiz yaparız. Felsefenin yarısı tanım yapma işidir.

Sadece orada burada yazanlara göre değil, kendi fikir ve tanımlarımızı üreterek ilerlersek evreni daha iyi anlayabiliriz.
Yazılı kaynak odaklı düşünürsen insan kaynaklı düşünmüş olursun. Evrene dayalı kendi tanımlarını üretirsen evren kaynaklı düşünmüş olursun.

Yildiztozu, insanlar bilim yapiyor, ve yaptigini paylasiyor, baskalari da check ediyor. Bilimsel arastirmalar dunya insanligi ile paylasiliyor. Bilim, yaratiliscilarin tanrisi gibi "kusursuz" bir sey degildir. Bilim, ilerler, check eder, kontrol eder. Yanlislanir, dogrulanir. NASA, yada ne bileyim Amerikan Fizik Dernegi kalkiyor foton parcaciktir diyor, bizimki diyor ki, hayir efendim parcacik degildir, isik da degildir diyor. Kim diyor, TD uyesi bir zat. Bilimsel bir arastirma mi yapmis? Yok. Kendisini bile 1. asamaya koyuyor (o neyse artik) bilimi 2. asamaya koyuyor. Yani, dunya bilimi bile kendisinin gerisinden geliyor Sonra da saman adam diyor. Ne alakasi var. Biz, spartacus'a mi inanacaz arkadasim.

Araya da bilimsel ifadeler koyuyor-- ki anlattiklari da etki tepki-yayilma konusu mesela dogru, sanki biz de bunu reddediyormusuz gibi kafasindan uyduruyor--oradan hareketle havalara giriyor. saman adami doven kendisi. Artist artist yazan kendisi. Yazdiklarini kaynaklandir diyorsun, ben birinci basamaktayim, ne kaynagi vereyim diyor.

Bu basamagi da kendisi kendi kafasinda kuruyor. Kafasina gore kendisini bir yere koyuyor.

Insan ol, insan gibi konus.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 25-04-2024, 15:07
bilgivehis bilgivehis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.740
Standart

Alvin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
NASA, yada ne bileyim Amerikan Fizik Dernegi kalkiyor foton parcaciktir diyor, bizimki diyor ki, hayir efendim parcacik degildir, isik da degildir diyor.
Peki bu iki zıt görüşe tepki vermek yerine araştırsan daha iyi bir sonuç çıkmaz mı?
Yani her iki görüşün birini baz almak yerine her ikisini de araştır.
Çünkü her görüşün kendine göre bir bakış açısı vardır ve hiç bir bilimsel sonuç mutlak değildir.
Bu yüzden en iyi şey kendince araştırmaktır.
Örneğin ben herkesin görüşüne yer veririm ama kendi araştırmamı yaparak görüşleri çatıştırırım.
Ayrıca bilimsel diye ortaya atılan herşeyin doğru olacağı dye birşey yok. Zira yaşadığımız dünya koşullarında herkes herşeyi kendi doğrusuyla özdeşleştiriyor. Yani bir çok koşulların dayatıldığı dünyada hiçbirşey yüzde yüz bağımsız değil.
Örneğin bir zaman bir bilimadamı suyun hafızası olduğunu iddia etmiş ve yaptğı bir deneyle bunu kanıtlamaya çalışmıştı. Sonra yapılan ciddi deneylerle görüldü ki, bu iddia fos olmaktan öteye gidemedi.
Daha da ötesi bugün ilahiyat fakültesi diye bilimle çelişen bir yapılanmayı bilim alanında diye yutturulan günümüzde doğruları bulmak hiç de kolay değildir.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 25-04-2024, 17:04
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 354
Standart

bilgivehis´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Peki bu iki zıt görüşe tepki vermek yerine araştırsan daha iyi bir sonuç çıkmaz mı?
Yani her iki görüşün birini baz almak yerine her ikisini de araştır.
Karsimda soyle bir adam var. Etki-tepki-yayilim-dalga-yapi-form diyor--bunlara itiraz eden yok--bunu anlamadigimizi farz ediyor, kufur edeiyor, hakaret ediyor, sonra devam ediyor ve bilimsel acidan kabul gormeyen bir fikir soyluyor, sen de kalkip neye gore, kime gore diye soruyorsun, --bana gore--benim icinde bulundugum farkindalik (ne seviyesi, bu seviyeye nasil ulasmis, yoksa kendi kendisini mi o seviyeye koymus, bilinmiyor?) seviyesi diyor ve ekliyor, benim bulundugum noktayla ilgili bilimsel bir kaynak veremem cunku bilim bile benim bulundugum noktada degil diyor. Bilimin seviyesine inersek (1. basamaktan 2. basamaga) ancak o zaman kaynak veririm diyor. Biz, soylediklerini kabul edenme kadar tekrar tekrar tekrar yaziyor, sonra da sinirleniyor. Saniyor ki, biz onu sinirlendirince zevk aliyoruz. Bizim vaktimiz degerli degil, koydeki Ali Veli'yiz ve yapacak baska isimiz yok saniyor. Ben fizikci miyim? hayir. Normal yasantimda fizikle ilgileniyor muyum? Hayir. Bu isin bu denli buyutulmesi de sacma oldu. Daha fazla bu konuyu uzatmayacagim. Kim ne diyorsa, buyursun desin. Bana ne, baska isim mi yok.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 26-04-2024, 13:45
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Alvin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Karsimda soyle bir adam var. Etki-tepki-yayilim-dalga-yapi-form diyor--bunlara itiraz eden yok--bunu anlamadigimizi farz ediyor, kufur edeiyor, hakaret ediyor, sonra devam ediyor ve bilimsel acidan kabul gormeyen bir fikir soyluyor,

Benim dedigimin aynisini yazmislar iste. Yok isik degildir, yok parcacik deildir, yok efendim, gorusler bilimle celisiyorsa kuramlar, teoriler check edilmeli felan. Hava civa bunlar.
Fotonun yapısını oradan, buradan kopyalayıp anlatıyor, ilk cevabımda demişim ki, cümlemde fotonun yapısını tartışmak gibi bir amaç yok, yapısına dair bir itiraz, açıklama da yok. bu SENİN trol yöntemiyle konuyu manipüle etmen, ÇARPITMAN, 10. kez bilerek yaptığın ortada olan yalan, dolana başvurmanı(trol yöntemini) kanıtlayayım.
1. Yalan: Ben foton parçacık değil demişim, yalan, ben konuya dahil olduğumda foton parçacık mı değil mi tartışması yapmadım, maddenin en küçük -saf- parçası olabilir dedim! BİR KONUDA FARKLI DÜŞÜNDÜĞÜMÜ dile getirdim, bir parçacığı salt etken olduğu bir olguya indirgemek doğru değildir, kaldı ki direk görülemeyen-dolaylı etkilerle,etkisi tespit edilen- herhangi bir parçacığa dair düşünürsek, ancak faaliyet-iş, etkileşim halinde farkedilebilirliğinin de önemine değindim.örnekler de verdim. O sebeple foton parçacıktır, ancak foton="sırf, salt ışık" olarak düşünmüyorum, ışığın madde olmasının esası fotondur dedim. Foton parçacık iken ışık etki bağlamında anlam kazanan İŞ(kapasitesi=>enerji)->ŞİDDET ölçülebilir, elektron pozitron oluşumunda fotonun önemine değindim, deprem=fay, ses telleri veya tireşim=ses midir, elekron=elektrik midir? yani yaklaştığım açı belli, burada İNDİRGEMEYE DAYALI şu, şudur denmesi doğru bulmuyorum diyorum, yaklaşım sergiliyorum. ifadelerimi çarpıtmanın da bir sınırı olmalı! eğer daha küçük bir parçacık yoksa-ki bilinene göre- maddenin saf hali denebilir demişim - bunca yaygarayı bu 1 kelimem üzerinden, envai türde trol yöntemiyle çarpıtarak çıkarttı!
2. Yalan: Bilimsel açıdan kabul görmeyen bir fikir söylemişim -benim fikrimi bilim incelemiş ve kabul görmemiş , alıntılasana nerede söylemişim, bilim ne zaman benim düşüncemi alıp kabul görmemiş
3. Yalan: Fotonu tanımlamışım? Hayır, sadece bir cümlede, maddenin saf parçası olabilir derken ismini andım!
4. Konuyu trollemek için dahil olduğu açık. başlığa görüşümü yazıyorum, yaptığım bu
5. Yalan: Kaynak getirmemişim yalan, getirdim, uzayın, kütlenin, ışığın da madde-n- olduğu kanıtlanmıştır. Bununla ilgili kaynak sunmuşum,söylşemişim de, git araştır, öğren dingil, ben kütüphanen miyim? konuda ARAŞTIRMA YAZISI SUNDUĞUMU MU İDDİA ETMİŞİM? Altı üstü başlığa "sohbet havasında(! hatırladın?)" düşüncemi paylaştım? Yine de sunmuşum;
spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
"Genel görelilik teorisini tek cümlede özetlemek zorunda kaldığımızda: Zaman, uzay ve kütle çekiminin maddeden ayrı bir varlığı yoktur." Einstein
spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilim ve Teknik, Aralık 2015 Diyor ki
Einstein o zamana değin bir dalga olarak nitelenen ışığın yapılan bir 120 deneyle bükülmesi ile parçacık gibi davranması sonucu ışığın da bir madde olduğu kanıtlanmıştır
spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
örneğin elektron ve pozitron çiftleri foton etkileşimleriyle anlam kazanır(elbette bu durum için de olağanüstü koşullar vardır), foton önemli bir yer tutar, başından da ifade ettiğim gibi, maddenin saf hali kütlesiz olmak zorundadır ve eğer bu fotonsa, foton maddenin saf halidir denebilir, elbette denemeyebilir de, ancak şu an edindiğim veri fotondan daha alta inebilmeme müsade etmiyor, sonuç olarak bir biçimde form-yapıların oluşması gerekir.
Hala yalanlara, pişkinliğe, trol yöntemleriyle devam ediyor. Sadece 1 cümlemde 1 KELİMEYİ(!) kırpıp, bir dolu yalan, isnat, iftira uydurdu, şimdi de siteden gidiyorum vs. tipik inançlı-mağdurum kompleks davranışı. Bir yerde de "Spartacus'a mı inancaksınız", bilim insanları vs. İnanmaktan söz edecek denli bilime uzak. Sana inanmalarını mı istiyorsun, kendini ne sanıyorsan? Aksine eleştirilmek istiyorum, ama senin yaptığın gibi niyeti üzüm yemek olmayan çiğ trollemeler olmamalı, ki yine de dönüp, defalarca cevap ve izah vermişim. Kimse bana inanmasın, öyle düşünen zaten çiğdir.

Her cümlem, her paragrafım eleştiriye açıktır, isterim ki eleştirilsin, ama 1 kelime seçilip, üzerine alakasızca isnatlar, çarpıtmalar yönlendirilip, söylemediğim şeyleri söylemişim gibi trolleme olursa, yine de -ki sana ayrıcalık tanııdım 5 kez üzüm sundum- 3 kez izah ederim, 4. de hak ettiğini alır, üzüm yemek isteyen yiyebilir, ama amacı bağcı dövmek olan,,,, bağcının, sopasını kalın kafasında hissettiğinde de mağdurum edebiyatı yapmamalı...

Asıl derdin idealist yaklaşman ve ışığın da madde-maddi olduğu olgusunu sindirememen, enerjiyi maddeden ayrı, bağımsız heyula sanıyordun, bu yanlışını da düzelttiğim için bana karşı hayli kinlenmişsin. Amacın üzüm yemek olmayınca, sonuç bu oluyor ne yazık ki.
Alvin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Temel bir parçacık olmaları, daha alt parçaları olduğunun düşünülmediği anlamına gelir;
Oysa daha ilk mesajlarımda ne demişim
spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ki dikkat edersen saf madde parçasının kütlesi yoktur diyorum, eğer foton kütlesiz ise diye ekliyorum ve bu halde o saf madde parçacığı foton olabilir diyorum, anladın mı?
spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
foton maddenin saf halidir denebilir, elbette denemeyebilir de, ancak şu an edindiğim veri fotondan daha alta inebilmeme müsade etmiyor, sonuç olarak bir biçimde form-yapıların oluşması gerekir.
10. kez izah etmişim BÜTÜN YAYGARAYI, AMACI FOTONU TARTIŞMAK OLMAYAN bir cümlemde geçen 1 kelime üzerinden, daha BİR CÜMLEYİ BİLE ANLAMA BECERİSİ gösteremeyip, 1 keliemden DOLAYI ÇIKARTTIN, İYİ Mİ?

Bir konuda evet farklı düşünüyorum ve hiç bir eleştiriye de itirazım olmaz, amacı üzüm yemek olan herkesle sohbet edebilirim.. Nedir, sonuçlara etki-tepki ve girişim bağlamında erişildiğinde, bunun parçacığın hızına dair fikir vermediğini, örnek olarak da elektronun hızının (metal telde) 0,024 cm olduğunu, ancak etki yayılımın ise-yani maddi, maddi parçacıklar-örn:eletronlar- üzerinden!-=>saniyede 290.000.000km hıza ulaştığı üzerinden örnekleyerek dile getiriyorum, bu halde alıcıya etki eden son elektronun hızının saniyede 290.000.000km olduğu düşünebilir, ama böyle olmadığı açık. Kaldı ki bu bazı paradokslara dönen deneyler için de bir çıkış noktası olabilir, dolanıklık vs. yani arada kopukluk-boşluk varmış gibi düşünülmemeli, bizzat madde var -ki yazılarımda "nasıl" sorusuna dair düşüncemi, enflasyon ifadesi, 1 temel parçacık ancak etki ettiğinde farkedilebilir, etmediğinde yok olduğu anlamına gelmez ve açıklık getirerek açıklamışımdır.

Şimdi bozuk niyetini tespit edip söylesem alınıyor. İLK cevabımda söyledim, AMACIN ÜZÜM YEMEK DEĞİL. Bunu her cevabında yalan söylediğin, tutumunla hak etmediğin halde saygı çerçevesinde direk söylememek için "çarpıtıyorsun" dediğim ve KANITLADIĞIM(işte yine yalan söylediğini kanıtladım!) halde, hala YALAN söyleyerek, başlık üzerinden siteyi tartışma konusu ederek, "gidiyorum" diyerek ispatlamış oldun. Bir forumda konu başlığındayız ve bu başlık sitenin resmi hesabı, yayını değil, bu başlığa üye olarak katılıyorum, bu hakkımı kullanıyorum, her ne kadar bunu engellmeye çalışsan da. Ve iki yüzlüsün de, konulara sohbet etmek için girdiğini söyleyip, her defasında muhatabanı itibarsızlaştırmaya çalışan, bir kelimesini cımbızlayıp, üzerine bitirme tezi isteyecek kadar(genel-geçer bilinen olgular namına, her cümleye kaynak getirilmez, bilmiyorsan istersin) cahil ve sorunlusun. Umarım bu kendini herkesin ve her şeyin ölçütü olarak gördüğün, cahil cesaretinden kaynaklı yükseklik kompleksi psikolojiden çıkarsın, emin ol, sen bazı şeyleri ilk defa duyuyorsun diye, kimse ilk defa duymuş olmuyor.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (26-04-2024 Saat 15:27 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:38 .