evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı
Tanrisal zihniyet, iki turlu calisir. Ya tanrilastirir, ya da tanrilastirmaz. Tanrilastirmayan da iki cesittir. Ya bunu bireysel olarak kendisi yapar, ya da toplumsal olarak tanrilastiran ve onun tanrisi ile mucade eder.
|
Muhterem;
Sizin ağdalı üslûbunuz ve ağır felsefi çıkarımlar görüntüsündeki cümle ve yazılarınıdan pek bir şey anlamıyorum.
Anlayabilecek kapasitem yok demek ki.
Ama şu satırlarınız bana bir Yahudi fıkrasını hatırlattı.
Mişon ile Salamon cephede nöbet tutarken, gelecekleriyle alâklı ihtimâller üzerinden koyu bir sohbate dalmışlar.
Mişon, Salamaon'a demiş ki;
Salamon eğer ölmeden bu savaşı kazanırsak hiç mesele yok; evlerimize geri döneriz. Ama kaybedersek iki ihtimal var. Ya öldürülürüz ya esir alınırız. Êsir olursak kaç sene bu şekilde kalacağımızı bilemem. Ama ölürsek iki ihtimâl var. Ya gömeler, ya da yakarlar. Gömerlerse çürüyüp toprağa karışırız. Yakarlarsa da küllerimizi başka malzeme ile karıştırıp kağıt yaparlar. Gazete kâğıdı olursak yine iki ihtimâl var. Okunduktan sonra ya kese kâğıdı oluruz, ya da soba tutuşturmaya kullanılırız.
Ama tuvalet kâğıdı olursak tek ihtimal var.
Boku yedik.