Lacanian dil sürçmesi
TOKİ dergisinde aynen şu yazmış: 'Sevdamız Türkiye sevdasıdır.Sonuna kadar,son nefesimize kadar sorumluluk bilinciyle ÇALIYORUZ" zaten yanı başındakiler de çaldığını biliyor. Bu öyle basit bir hata değil, buna psikolojide Lacanian dil sürçmesi denir. İçimizde bastırılmış bir takım duygular varsa söylemek istediğimiz şey ve söylediğimiz şey farklıdır. Metni hazırlayan kişi (sadece o değil herkes) bazı şeyleri biliyor buna rağmen "büyük patron"u alkışlıyorlar bu durum onlar farkında olmadan içlerinde kalan son vicdan kırıntılarını rahatsız ediyor. Sonra ortaya böyle durumlar çıkarıyor. Sporda da yurdum hayvanı karşı tarafı yendiklerinde nasıl da geçirdik, sittik onları... falan diyor. Hiç unutmam yıllar yıllar evveldi bir haltercimiz üst üste bir çok altın madalya kazanmıştı Hürriyet gazetesinde haberi verirken "silkmede" yerine "sikmede ... kiloyla altın madalyanın sahibi oldu" yazıyordu. Bu basit bir hata değil Lacanian dil sürçmesiydi.
SAPERE AUDE!
"Cehennemliklerin en hafifi azaplısı ayaklarına ateşten iki nalın giydirilmiş olan kimsedir. Bu nalınlar o kimsenin beynini tıpkı bir kazan gibi kaynatırlar. Kulakları kor, azı dişleri kor ve kirpikleri yalazdır. Karın boşluğundaki iç organları eriyip ayaklarından akar. Bu kişi en hafif azaplı cehennemliklerden biri olduğu halde en ağır cehennem azabını çekenlerden biri olduğunu zanneder." (Müttefekün Aleyh)
"Onların derileri pişip yandıkça azabı duymaları için onlara yeni cilt giydiririz." (Nisa; 56) Hasan-ı Basri şöyle demiştir: "Onların derileri günde yetmiş bin kere yanar ve yenilenir."
Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Cehennem ehlinin alt çeneleri göğüsleri üzerine iner, üst çeneleri de alınlarına kadar çıkar. Bundan sonra sırıtan bir kelle halinde kalırlar." (Tirmizi)
Allah işkence edenlerin en hayırlısıdır.
http://kloroben.blogspot.com/
http://blog.radikal.com.tr/Bloglar/malumat-i-siddik
|