Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 14-07-2010, 17:39
AerA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AerA AerA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Nov 2009
Bulunduğu yer: Galactic Sector ZZ9 Plural Z Alpha
Mesajlar: 3.036
Standart

sayın YasasınBilim ;

Öncesindede söylediğim gibi bence burada düşünmekten kasıt hep "kalpten inanmak" şeklinde. Düşünce ve eleştirel bakışın bir dinde işi ne ola ki?

saygılar

Teoloji gece yarısı, karanlık bir mahsende, orada olmayan kara kediyi aramaktır. Robert A. Heinlein
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 14-07-2010, 18:19
YasasinBilim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
YasasinBilim YasasinBilim isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jul 2009
Bulunduğu yer: şemsipajapaşası
Mesajlar: 1.217
Standart

AerA´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sayın YasasınBilim ;

Öncesindede söylediğim gibi bence burada düşünmekten kasıt hep "kalpten inanmak" şeklinde. Düşünce ve eleştirel bakışın bir dinde işi ne ola ki?

saygılar
Sevgili AerA;

Kur-an dinle ilgili bir kitap olduğu için tabii ki inanmaktan bahsedecektir. Kalben inanmak Türkçe'de kullandığımız bir deyimdir. Kalp organıyla inanma eyleminin bir alakası yoktur.

İnanmak, bir fikri, bir görüşü anlamak ve benimsemektir. Bu da beyin adını verdiğimiz organla gerçekleşir.

Burada irdelenmesi gereken olay, Kur-an'ın beyinden bahsetmemesi, bu da yetmezmiş gibi beyin gerektiren faaliyetlerde kalbi kullanmasıdır.


İsra Suresi(36)Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.

Yukarıdaki ayet ne demek istediğimi daha net açıklıyor. Bu ayette dinen inanmak yerine rutin bir olaydan bahsediyor ve bilgi sahibi olma işlevinini kalp tarafından gerçekleştiriyor.

Bu da o zamanki bilimsel bilgilerle sınırlı, hatalı bir bilgidir. Kur-an'ının bildikleri ancak muhamedin bildikleri kadardır. Tanrı bu işe müdahil olsaydı mutlaka beyinden bahsederdi.

saygılar...
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 25-10-2013, 03:45
Tamermaster Tamermaster isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Oct 2013
Mesajlar: 18
Standart

YasasinBilim´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili AerA;

Kur-an dinle ilgili bir kitap olduğu için tabii ki inanmaktan bahsedecektir. Kalben inanmak Türkçe'de kullandığımız bir deyimdir. Kalp organıyla inanma eyleminin bir alakası yoktur.

İnanmak, bir fikri, bir görüşü anlamak ve benimsemektir. Bu da beyin adını verdiğimiz organla gerçekleşir.

Burada irdelenmesi gereken olay, Kur-an'ın beyinden bahsetmemesi, bu da yetmezmiş gibi beyin gerektiren faaliyetlerde kalbi kullanmasıdır.


İsra Suresi(36)Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.

Yukarıdaki ayet ne demek istediğimi daha net açıklıyor. Bu ayette dinen inanmak yerine rutin bir olaydan bahsediyor ve bilgi sahibi olma işlevinini kalp tarafından gerçekleştiriyor.

Bu da o zamanki bilimsel bilgilerle sınırlı, hatalı bir bilgidir. Kur-an'ının bildikleri ancak muhamedin bildikleri kadardır. Tanrı bu işe müdahil olsaydı mutlaka beyinden bahsederdi.

saygılar...
Hac suresi yorumun çok güzel senin arapçanda var anladığım kadarıyla bu kadar yamultabildiğine göre.
(Hac(46) Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir.)
Burada herkes aynı şeyi yapıyor sanki, nereye baksam başkasının birşeyi ile başkasına teslim olma derdinde, birde o nerende olduğunu bilmediğin mantaliteni çalıştırsanda seni görsek.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 25-10-2013, 10:18
Corpse Bride Corpse Bride isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 31 Jul 2008
Mesajlar: 745
Standart

Tamermaster´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hac suresi yorumun çok güzel senin arapçanda var anladığım kadarıyla bu kadar yamultabildiğine göre.
(Hac(46) Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir.)
Burada herkes aynı şeyi yapıyor sanki, nereye baksam başkasının birşeyi ile başkasına teslim olma derdinde, birde o nerende olduğunu bilmediğin mantaliteni çalıştırsanda seni görsek.
sizin yamultmanızın yanında hiç kalıyor gerçekten de arkadaşın yazısı.ayetten "akıllarını çalıştırsınlar" anlamını çıkarmanız takdire şayan.


İmam İskender Ali MİHR


أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا أَوْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا فَإِنَّهَا لَا تَعْمَى الْأَبْصَارُ وَلَكِن تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّتِي فِي الصُّدُورِ


E fe lem yesîrû fîl ardı fe tekûne lehum kulûbun ya'kılûne bihâ ev âzânunyesmeûne bihâ, fe innehâ lâ ta'mal ebsâru ve lâkin ta'mal kulûbulletî fîs sudûr(sudûri).


Onlar, yeryüzünde dolaşmadılar mı ki onların, onunla akıl ettikleri kalpleri ve onunla işittikleri kulakları olsun. Fakat baş gözleri kör olmaz. Lâkin sinelerdeki kalpler kör olur.

1. e fe lem yesîrû : dolaşmadılar mı (dolaşmıyorlar mı, gezmiyorlar mı)
2. fî el ardı : yeryüzünde
3. fe tekûne : o zaman olur
4. lehum : onların
5. kulûbun : kalpler
6. ya'kılûne : akıl ederler
7. bi-hâ : onunla
8. ev : veya
9. âzânun : kulaklar
10. yesmeûne : işitirler
11. bi-hâ : onunla
12. fe inne-hâ : fakat o
13. lâ ta'mâ : âmâ (kör) değildir
14. el ebsâru : gözler
15. ve lâkin : ve lâkin, fakat
16. ta'mâ : âmâdır (kördür)
17. el kulûbu : kalpler
18. elletî : o ki
19. fî es sudûri (es sadru) : sinelerde, göğüslerde (göğüs)
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 25-10-2013, 23:52
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

Sayın Tamermaster;

Öncelikle kıvırarak kalp ile akıl çalıştırmayı denesenizde, bu kalıpta dahi kalp akıl çalıştırma aracı olur. Beyniniz ile aklınızı çalıştırın akıl beyin değil düşünebilme, yorumlayabilme yetisidir. Bu eylem içinde gerekli olan organ kuranın hiç bilemediği beyindir.

Oysa düşünme, akıl etme gibi kavramları insanlık elimizdeki yazılı tarihten ve hali ile öncesinden beri biliyor. Peki neyi bilmiyor? Bu eylemi gerçekleştiren organı. Aynı zamanda kim bilmiyor? Artık kuranı kim tasarladıysa; size göre tanrı bu konuda sıkıntılı bize göre çözüm oldukça basit...
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 26-10-2013, 16:39
Tamermaster Tamermaster isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Oct 2013
Mesajlar: 18
Standart

mrdragon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın Tamermaster;

Öncelikle kıvırarak kalp ile akıl çalıştırmayı denesenizde, bu kalıpta dahi kalp akıl çalıştırma aracı olur. Beyniniz ile aklınızı çalıştırın akıl beyin değil düşünebilme, yorumlayabilme yetisidir. Bu eylem içinde gerekli olan organ kuranın hiç bilemediği beyindir.

Oysa düşünme, akıl etme gibi kavramları insanlık elimizdeki yazılı tarihten ve hali ile öncesinden beri biliyor. Peki neyi bilmiyor? Bu eylemi gerçekleştiren organı. Aynı zamanda kim bilmiyor? Artık kuranı kim tasarladıysa; size göre tanrı bu konuda sıkıntılı bize göre çözüm oldukça basit...
Özür diliyorum. (sizden değil bu siteye üye olan ve yorum okuyan değerli katılımcılardan)
Ben size desem ki gözleriniz var çünkü bu yazıları görüp okuyorsunuz ve her cümlemin okuduğunuzu varsaydığım bütün eylemlerinde bunu tekrarlasam 4 milyar insanın ortak görüşü hiç kuşkusuz bu adamın beyni çalışmıyor olur. Sen eğer 1400 yıl önce (ki ben sizlerin o tarihten daha önceki bir düşünme yetisine sahip olduğunuzu düşünüyorum) birkaç bin kelime ile konuşulup ama daha çok akıl yürüterek her şeyin yapıldığı bir çağda insanların bilmediği (bilmesine hiç gerek olmayan) beyin den bahsetmek aynı şeydir. Ben birisiyle konuşunca onun hangi kitapları okuduğunu, yaptığı işi, yapmak istediği işi, hayat felsefesini, kelime dağarcığını (varsa) bildiği dilleri ve ne derecede bildiğini okullu mu alaylı mı olduğunu okullu ise branşını ve milyonlarca bilgiyi alabiliyorum bu benim özel yeteneğim değil (birçoğumuz yanılmak la birlikte) biraz donanımlı insanlar böyledir. Kuran tesadüfleri bozan bir kitaptır ha bu neden bizi rahatsız ediyor öyleyse çünkü insanlar hayalleri sever aklının şaşırması varlığının tek gıdasıdır ama bir yandan da güven ister ama güven kısa yolla gelsin (alayım bende kalsın başkasından bana ne) sorumsuzca harcayayım der yani aslında adalet isterken adaletin kökü kurusun der ama Kuran ve daha önceki kitaplar bilimin aslı olan ölçüyü sunmuş.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 26-10-2013, 17:03
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

Tamermaster´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Özür diliyorum. (sizden değil bu siteye üye olan ve yorum okuyan değerli katılımcılardan)
Ben size desem ki gözleriniz var çünkü bu yazıları görüp okuyorsunuz ve her cümlemin okuduğunuzu varsaydığım bütün eylemlerinde bunu tekrarlasam 4 milyar insanın ortak görüşü hiç kuşkusuz bu adamın beyni çalışmıyor olur. Sen eğer 1400 yıl önce (ki ben sizlerin o tarihten daha önceki bir düşünme yetisine sahip olduğunuzu düşünüyorum) birkaç bin kelime ile konuşulup ama daha çok akıl yürüterek her şeyin yapıldığı bir çağda insanların bilmediği (bilmesine hiç gerek olmayan) beyin den bahsetmek aynı şeydir. Ben birisiyle konuşunca onun hangi kitapları okuduğunu, yaptığı işi, yapmak istediği işi, hayat felsefesini, kelime dağarcığını (varsa) bildiği dilleri ve ne derecede bildiğini okullu mu alaylı mı olduğunu okullu ise branşını ve milyonlarca bilgiyi alabiliyorum bu benim özel yeteneğim değil (birçoğumuz yanılmak la birlikte) biraz donanımlı insanlar böyledir. Kuran tesadüfleri bozan bir kitaptır ha bu neden bizi rahatsız ediyor öyleyse çünkü insanlar hayalleri sever aklının şaşırması varlığının tek gıdasıdır ama bir yandan da güven ister ama güven kısa yolla gelsin (alayım bende kalsın başkasından bana ne) sorumsuzca harcayayım der yani aslında adalet isterken adaletin kökü kurusun der ama Kuran ve daha önceki kitaplar bilimin aslı olan ölçüyü sunmuş.

Öncelikle bu sadece tanrının cahil ile cahil olacak kadar küçültüldüğünün izahı olur. Herşeyi bildiğini varsayan ve herşeyin üstüne koyduğunuz tanrı adına içler acısı bir durum olur ki, çöldeki bedevi amuda kalkarak konuşmayı doğru buluyorsa tanrı da amuda kalkmak zorunda değil. Bu arada kuran okuduysanız bencede beyine gerek yok tanrının işi beyin ile değil, tanrının işi oku itaat et modunda yoksa, sen tarık nedir bilir misin modunda yaklaşan tanrı tarık ne işine yarayacaksa onu söylerken elbetteki beyinden bahsedemez.(Bilemediği içindir ki, tüm cehaletin bildiği kalp hatasına düşmekte.)

Bu anlamda zeka ile hiç işi olmayan iki kelimede leyla moduna gelen, cennet ve huri adına yine insan kellesini göz kırpmadan uçuran savaşçı arapların ganimeti de yan cebine koyarak hayali bir tanrı adına beyin ile değil kol gücü ile islamı yaymalarının üzerinden asırlar geçti. Asırlar geçti ama o geri zihinler değişemedi. Çünkü, tanrı zekayı kalbe kitlediği andan itibaren müslüman kerdeşlerin zihinsel gelişimleride kalp kaslarına esir düştü.

Bakın çevrenize; islamın öngörüsüzlüğü içinde sentezlenen, 6 günlük dünya yer modeli üzerinden, ol diyince olduran, öl diyince öldüren, kurbanlar adadığınız tanrı ile yaşayanların ilkellikleri, kitaplarında melek destekli cihad öngörüsüne rağmen, herşeye gücü yettiğini varsaydıkları dilsiz ve bedevinin dilinden öteye geçemediği gözlenen arapların tanrısına, leyla modunda içindeki sözlere kanıpta, insanı insana kırdıran bir kaynağın içinden türeyen sevimli tanrı modeline iman etmekte olanlar, taş devri insan modelini günümüzde ne de güzel gözler önüne seriyorlar.

Tabi milyar tanesi bir araya gelip kabe etrafında binbir dua edip, görülmez melekler ile cihada çıkmayı denemiyorlar. Biliyorlar ki, dua ile kılıç ile kas ve kalp ile düşünme sanatı dahilinde füzeler kesilmiyor. Böyle olunca gavur icadı tüm teknolojileri kullanıp tüm ibadetleri kusursuz yerine getirdikleri halde bir taşı 1 cm kıpırdatamayacak bir hayali put tanrı modeline iman ederek, zihinlerini çalıştırmayı adet edinmiş insanların arasında kelam etmeyi tercih ediyorlar. Neden? İnanç bulaşıcı bir hastalıktır ama bu hastalık düşünmeyi bir kenara bırakmış ve saflık derecesinde her masalın peşinden koşmaya meyilli insanlara işler. Ortada bir tanrı modeli olmadığında tanrıya önlük giydirip ön sıraya oturtup sen sus tanrı iki kelimeyi bir araya getirmekten acizsin ben seni bir güzel eğiteceğim diyen sevimli müslüman kardeşlerimizin bu girişimlerini anlamak zor olmasa da, ortada zihinde tasarlanmış oldukça kusurlu putsal tanrımızın olduğu gerçeğini düşünen ve korkmayan zihinler rahatlıkla görür.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 03-06-2011, 00:48
çakırcalı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
çakırcalı çakırcalı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Aug 2008
Mesajlar: 467
Standart

AerA´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sayın YasasınBilim ;

Öncesindede söylediğim gibi bence burada düşünmekten kasıt hep "kalpten inanmak" şeklinde. Düşünce ve eleştirel bakışın bir dinde işi ne ola ki?

saygılar
"Akıl kalbdedir; merhamet karaciğerdedir, esirgeyiş (şefkat) dalaktadır, nefes de akciğerdedir" (Buhari)

Bu hadisten de çıkarılabileceği üzere, o dönemde vücuttaki bazı organların işlevi bilinmiyordu. Kulağın duymaya, gözün görmeye, ...in ...meye vb. yaradığı biliniyordu, çünkü bunlar gözle görülüp, elle tutulur işlevlerdi. Oysa özellikle iç organların ne işe yaradığı bile bilinmiyordu. Nitekim spermin de bel ile kaburga arasından geldiğine yönelik ayet vardır. Bunlardan anlaşılacağı üzere Muhammet, döneminin coğrafya, astronomi, matematik vs. bilimlerinde olduğu gibi, tıp konusunda da son derece cahildi ve bu cehaleti şiirlerine de yansımıştı. Bunları o gün için birçok insan bilemiyor ve dolayısıyla kal'e almıyorlar idiyse de, bugün hepsi biliniyor. En azından Muhammet'in cehaleti biliniyor. O nedenledir ki islamdan çıkma ateist sayısı sanırım diğer dinlere göre daha fazla-olacak-dır.

Saygılar...

En acımasız zalimler, kafası kesilmedik mazlumlar arasından çıkar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kur-an'da sevgiye yer yoktur! YasasinBilim İslam 136 05-04-2015 00:56
ayetlerde neden kalpten bahsedilir? hak geldi İslam 47 27-07-2010 21:18

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:06 .