Yalınlık Gerçeğin Belirtisidir
Yalınlık Gerçeğin Belirtisidir
Çok eskiden ıssız bir kumsalda babamla yaptığım
bir yürüyüşü hatırlarım. Deniz griydi, parça parça
bulutlar, erken esen soğuk kış rüzgarıyla sürükleniyordu.
Bir keşif günüydü o gün. Gelgit sınırında
yığılmış, çürüyen yosunlar arasında her boy
ve biçimde şişeler yatıyordu. ilerledikçe yavaş yavaş
bütün şişelerin kapaklı olduğunu gördük, kapaksız
bir tek şişe bile yoktu. Şişeler arasındaki bu şaşırtıcı
benzerliğe sonunda babam bir açıklama getirdi ve
keyifle beni bu olguda daha büyük bir anlam aramaya
zorladı. Sonuç, bilincime yaşam boyu sıkıca
yerleşen "evrim üzerine bir ders" oldu: Açıkça görülüyordu
ki, bunlar okyanus yolculuğuna dayanabilmiş
birkaç şişeydi, en uygun birkaç şişe.
İnsan eliyle denize atılan bir sürü boş şişeden, kapağı
tesadüfen kapatılmış birkaç tane; Raslantı,
bunlara batmazlık özelliğini sağlamıştı. Çok daha
büyük sayıdaki kapaksız kurbanlar, okyanusun
hırçınlığına dayanamayıp, çoktan derinleri boylamışlardı.
Bilimdeki yaratıcılık, biraz gençliğimdeki bu şişeler
buluşuna benzer. İşin püf noktası; basit bir
yasayı görmek veya karmaşık, anlamsız görünen
verileri düzene sokup, derleyip toplamaktır. Bir
yüzyıl önce Charles Darwin ve Alfred Russen Wallace'ın
yaptığı da buydu. Ayrı ayrı incelemeleriyle,
yeryüzündeki canlıların şaşırtıcı dağılımı ve
çeşitliliğinin henüz bilinmeyen açıklamısını
arıyorlardı. Vardıkları nokta, son derece yalın bir
kavram ve yaratıcı düşüncenin parlak bir atılımıydı.
Canlıların yapılarında rastlantısal değişmeler
ortaya çıktığını, bu değişmelerle çevrelerine
en iyi uyum sağlayabilen canlıların,
hayatta kalıp üreyebildiklerini düşündüler. Onların
buldukları bu açıklama, çok miktarda basit ve anlaşılır
biyolojik bilginin birikmesini sağladı.
Hayatın Kökleri
Mahlon B. Hoagland
|