Her an, yeniden yaratılıyoruz..!
Doğduğumuz ilk günden başlayarak 80 yaşımızın son gününe kadar, her günümüzü, bir fotoğraf makinası ile kaydettiğimizi farzedelim...Elimizde binlerce fotoğraf olacaktır...
Şimdi bu fotoğraflarımızı, çekiliş sırasına göre sıraladığımızı düşünelim...Elimizde uzun bir fotoğraf şeridi olacak...Evet...bu şeridin bir ucunda dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebek, diğer ucunda, saçı sakalı bembeyaz, çehresi kırış kırış, yaşlı bir ihtiyar....İkiside biziz...
Aslına bakarsanız, bu binlerce fotoğrafta görülen izler, tek tek, hep bize ait...şimdi bu şeride dikkatlice bakalım...Şeritte yanyana duran iki fotoğrafa baktığımız müddetçe, bir gün önceki fotoğrafimız ile bir gün sonraki fotoğrafımız arasında bir fark göremeyiz...sanki, her ikiside aynı....Zaten, bebeklığimizin ilk günü ile ikinci günü arasında ne fark olabilirki? Evet böyle düşünürsünüz...
Fotoğraf şeridimizde yanyana duran fotoğraflara baktığımız müddetçe, ''an'' tekerrür ediyor sanırız....Oysa, gerçek sezilemeyecek derecede de olsa, her an değişmekte olduğumuzdur...!
Yani, bütün mevcudatla birlikte her an, yeniden yaratılmaktayız...!
Bu konuyu, Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim şöyle şu şekilde haber verir;
"(Ey Muhammed!) De ki: "Allah sizi diriltiyor. Sonra sizi o öldürür, sonra da geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde (diriltip) bir araya toplayacaktır. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Casiye 26)
''Allah, yaratılmışları, sürekli olarak yaratmakta olandır'' (Neml/64)
''Bizim emrimiz, birdir, bir göz kırpması gibidir'' (Kamer/50)
Bu ayetler ışığında denebilirki; eşya ve hadiselerin çokluğunda, bütün kainat, bir anda var ve bir anda yok görünür...Öyle bir değişme hızı varki, bu sürât bize, bütün zaman ve mekanı, var noktasında ve sürekli gösterir...Aradaki yokluk anları hissedilmez...Tıpkı, bizde ampulün sürekli yandığına dair zan uyandıran alternatif akım gibi....
İşte her an ve her lahza, varlık ve yokluktan biri gelip biri gittiği için, ne gelenin geldiği belli, nede gidenin gittiği anlaşılır...Var sanılan şeyin aslı yok olduğundan, ilahi nurdan bir kıvılcım olan ''iğreti varlığı'' yine yokluk takibeder...Böylece, görünürde varlık, bir ışık seli gibi akar gider...Yahud, bir kıvılcım dairesi halinde döneeerrr durur..............
|