Justhinking´isimli üyeden Alıntı
selam kardeşler..
sinann kardeş,
cem kardeşin yazdığı yazı ilk bakışta mantıklı gelebilir ancak akıl ilk bakışta güzel gelen hoş gelen şeylerin değerlendirilmesi için vardır ve bu gibi yerlerde kullanılması lazım gelir. bu sebepledir ki takdir ederken neyi takdir ettiğimize de dikkat etmemiz gerekir..
yazıya gelirsek de, görmediğine şahitlik edemezsin demek görmediğine inanamazsın demekle aynı şeylerdir. sonuç olarak ikisi de doğruluğu genellenemeyecek önermelerdir. orada lafzı geçen şahitliği sadece maddi olarak ele alırsak kelimeyi o anlamda sıkıştırmaya çalışırsak böyle bir yanlış anlamaya hem kendi zihnimizde hem başka zihinlerde mahal vermiş oluruz. aslında pek kompleks bir konu değil bu. şu sorunun cevabı zannederim konuyu anlamada biraz daha yardımcı olur bize: Tam anlamıyla inandığınızı söylediğiniz, tam olarak iman ettiğinizi söylediğiniz birşeye şahitlik etmez misiniz? Yahut şahitlik edemeyecek kadar(!) inandığınız birşeye tam anlamıyla iman etmiş olur muyuz?
İslam teslimiyet demektir. Tam anlamıyla, Allaha karşı, bir teslimiyet.. yarım yamalak. baştan savma bir inanç değil..
selametle bereketle hidayetle..
|
Yazdıklarınla imzan çok büyük bir paradox oluşturmuş,o zaman bana şunun cevabını verirmisin,allaha inanmakla,görünmez pembe tekboynuza inanmak arasında ne fark var?yada uçan spagetti canavarına?
tam olarak iman ettiğin birşeye elbette şahit olabilirsin ,bu artık senin inancından çok bilgindir,ancak sen bu bilgiyi kime doğrulatabilirsin?yada 3 üncü bir kişi senin bu bilgine şahitlik edermi?
şahit olan kim?
sensin sen yani senin egon,işte bu ego bir illusion olduğu için senin şahit olup özdeşleştiğin tüm bilgilerde bir illusiondur.
bu şu demek oluyor;senin şahit olduğun herşeyin tam tersine de şahit olunabilir hemde seninkinden daha güçlü bir şahitlikle,
kısaca senin allah inancın tamamen öznel bir inançtır,inanca şahitlik eden ve onu bilgi yapan öznedir yani sen.