Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim > Psikoloji

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 07-01-2015, 17:45
Olimpiyat Olimpiyat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Apr 2011
Bulunduğu yer: İstanbul-İzmir hattı :)
Mesajlar: 1.474
Standart Obsesif-kompulsif rahatsızlığı yaşayanlara...

Arkadaşlar, uzun yıllar ileri derecede obsesif kompulsif bozukluğu yaşadım.
uzun yıllar sonra bunu yendim. Üstelik gittiğim doktorlar, ilaçsız yenemezsin demelerine rağmen,ilaç kullanmadım ve yendim. (Yaklaşık 15 yıl ileri derecede obsesiflik yaşadım)

Daha sonra çevremi gözlemlediğimde bu hastalığı yenememiş, ve hayatını kendine zehir eden insanlar gördüm.
Bu yüzden buradan tavsiyelerimi yazayım. (Bunlar uyguladığım maddelerdir ve yerli yabancı birçok kaynak tarandıktan sonra oluşturduğum kombinasyonlardan bir demettir)

Öncelikle, takıntılar geldiğinde bunu gidermek için genelde zorlantılar ya da nötrleştirmeler yapılır.Örneğin ellerini yıkamasının uzun sürmesi gibi.Kişi, galiba ellerim tam yıkanmadı diye dakikalarca el yıkar. Sonra çok yorulsa da, takıntıya karşılık verdiği için rahatlar. Zorlantılar sayesinde...

Ya da, sayılara takar kafayı. Örneğin, 13 numaralı her şeyden kaçar, otele gittiğinde sadece bir oda boşsa ve o da 13 numara ise, o otelden ayrılır başka otel arar. Gerekirse saatlerce...Sonunda başka bir otelde oda bulur. Ve rahatlar...

Bazıları da küçük bir çocuğu sevince, yoksa ben pedofil miyim , eyvah diye dert yapar. Çocuklardan sürekli kaçarak, bu sıkıntısından kurtulur.

Dindar insanlar da, eyvah duam kabul oldu mu, abdesti düzgün aldım mı vb... korkularla bir zaman sonra camiye gitmeyi bile bırakabilir ya da dua etmeyi keser. İnancını kaybetmemiştir ama ibadetler ona çok ağır gelir artık.

Kimisi de çocuğunu sever ama aklından çocuğunu öldürmek düşüncesi geçer. Eyvah ben neler düşünüyorum der, çocuğunu sevmeye bile korkar. Çocuklardan kaçtığı için artık rahatlamıştır ama bir yandan da içten içe kendini yer bitirir. Çünkü o kendi çocuğunu her an öldürebilecek birisi sanar kendini. Ama çocuğundan kaçarak rahatlamıştır artık.

İşte bu zorlantı ya da nötrleştirmeler sayesinde, takıntılı hastalar rahatlarlar.
Ama bilmedikler bir şey var. Bu hastalığın artmasının ve hiç bitmemesinin nedeni de bunlardır.

Öncelikle düşünce-eylem ilişkisinin obsesif hastaları tarafından bilinmemesi nedeni ile bu hastalık uzun yıllar sürer.

Araştırmalar göstermiştir ki, her gün ortalama 4000 farklı düşünce insan aklına gelmektedir.
Mesela sevmediği bir insanı öldürmek ya da onun ağzına yumruk atmak vb.. bir şey hemen hemen herkesin hayatında aklından geçmiştir.
Obsesif olmayanlar bu düşünceleri hatırlamazlar kolay kolay.Çünkü üzerinden durmamışlardır ama obsesifler, adeta katil olmuş gibi üzülürler.
Halbuki, bir insanı öldürdüğü düşüncesi, insanı katil yapmaz. Düşünce ile eylem farklı şeylerdir.

Bugün çok hanımefendi ya da çok beyefendi denen insanların bile aklından bu tarz düşünceler geçmiştir. Peki onları güvenilir ya da ahlaklı görmemizin sebebi nedir?
Sebebi belli. Eylemleri bize onu gösteriyor.İnsanları gördüklerimiz ya da duyduklarımızla değerlendiriyoruz. Hiç duymadığımız ve bilmediğimiz düşünceleri ile değil.
İşte obsesifleri yönlendiren bu düşünceleridir. Halbuki, eyleme geçmemiş hiçbir düşünce, kişiye yarar ya da zarar veremez.
Ayrıca, insan zihni herhangi bir şeyle, başka bir herşey arasında alakalı alakasız bağlantı kurabilir.

Ve insan, istese de düşüncelerini bastıramaz. Bu imkansızdır. Hele uzun süreli ise...
Hatta tam tersine, insan, hangi düşünceyi bastırmak isterse, o düşünce daha da kuvvetlenir.


Kısacası, obsesif arkadaşlara tavsiyem; düşünce-eylem ilişkisini iyi analiz etsinler. Ayrıca, istenmeyen düşüncelerin herkesin başına geleceği iyi bilinmeli. Bunu önlemekte imkansızdır. Ama bu zararsızdır. Zararlı olabilecek olanlar, eyleme geçmiş düşüncelerdir.

Konu Olimpiyat tarafından (07-01-2015 Saat 17:53 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 07-01-2015, 19:21
insannedir insannedir isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2014
Mesajlar: 636
Standart

kanun adamın cebine girer muzır bir şey var mı diye bakar ama içine giremez..

İnsanın içinden dışarayı çıkardığı ise binde birdir, binde 999'u çıkmak için sırasını bekler
nasıl bir kanun olmalıdır ki insanın içindeki o binde 999'u tutabilsin!
işte o kanunun adına Din denir! beşeriyet dinden mahrumdur o yüzden şu an bütün dünya inliyor, mevzii değil konuşmam yani bir camiaya bir milette ait değil bu sözler Bütün sekenesi üzerine!
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 07-01-2015, 21:41
Aborjin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aborjin Aborjin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Feb 2014
Mesajlar: 198
Standart

Sayın olimpiyat daha detaylı yazar mısınız ? Tam olarak nasıl yendiniz neler yaptınız süreç nasıldı vs vs?

Gerçeği kucaklamak sahte bir mutluluktan daha iyi değil midir ?
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 07-01-2015, 22:46
thenedos thenedos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Dec 2012
Mesajlar: 44
Standart

Sayın Olimpiyat

Obsesif- kompalsif bozuklukla ilgili olarak,söylediklerinize katılmakla birlikte ben de bir kaç şey eklemek istiyorum. Türkçesi saplantı-zorlantı. Saplantı= istenmeyen yineleyici rahatsız edici düşünceler ve zorlantı= istenmeyen yineleyici rahatsız edici davranışlar.
Sizin de dediğiniz gibi insan zihni herhangi bir şeyle başka her şey arasında alakalı alakasız bağlantı kurabilir. Örneğin mavi kazağını giydiği bir gün başına umulmadık iyi bir şey gelen bir birey o kazağın artık uğurlu olması ve iyi şans getirdiği düşünülmesi. Ya da bir kuaförün bir müşteri için 'bu dükkâna geldiği gün işim rast gitmiyor' demesi gibi... Bu tarz düşünce biçimlerini (beynimizin büyüsel düşünce biçimini gerçekleştirdiği )evrimsel açıdan en ilkel olan kısmına borçluyuz. bu tarz büyüsel düşünce biçimi bilinmezliğin kontrol edilmesi duygusu ile ilintili. Kişi hayatında ciddi anlamda kontrol edemediği durumları alakalı-alakasız bağlantılar kurarak kontrol etme eğilimine girer.
Dini ritüellerse bu konu da oldukça etkili bir biçimde bu tip obsesif-kompulsif davranışlardan oluşmaktadır. Örneğin abdest alma davranışı, yada 25 defa okunan bir ayetin okunduğunda melekler tarafından kuşanıp korunduğun hissi...Başına bir şey gelme düşüncesini kontrol etmede etkili bir yöntem (ne yazık ki beynimizin ilkel kısmı tarafından organize edilen davranışlar)
Bireyler sıklıkla yapmaları gereken bir şeyi yapıp yapmadıklarından emin olamadıkları için tekrar tekrar eve döndüklerini ve bu durumun onları epey rahatsız ettiğini belirtiyorlar. Örneğin ütünün fişini çekip çekmedikleri konusunda emin olamama, ocağın altını kapatıp kapatmadığından emin olamama gibi. Bu durumla baş etme yöntemlerinden biri ütünün fişini çekerken yahut ocağı söndürürken yüksek sesle 'ütünün fişini çekiyorum' ocağı kapatıyorum' diyererek kulaklarımızın, kendimizin olaya tanıklık etmesini sağlıyoruz. (ayrıca bunu yaparken kendimizi salak gibi hissettiğimizden unutmamıza imkan kalmıyor ) aynı şekilde ( örnek olarak söylüyorum herhangi obsesif yada kompulsif davranış için olabilir)yüksek sesle ve sıklıkla 'elimi 6 kere yıkamakla hijenik olmak arasında alakalı-alakasız bir neden kurmuş olsam bile mantıksal olarak bu davranışımla bu durumu kontrol edemem' diyoruz...
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 07-01-2015, 23:09
insannedir insannedir isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2014
Mesajlar: 636
Standart

peygamberimiz öyle birini görmüş size iblis musallat olmuş demiştir. : D hay allahım ya

ay kara kedi geçti, ay şunun yeri burada olmalı filan
hahah iblis musallat olmuş.. rahat et kurtul bunlardan
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 07-01-2015, 23:31
Olimpiyat Olimpiyat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Apr 2011
Bulunduğu yer: İstanbul-İzmir hattı :)
Mesajlar: 1.474
Standart

YesilveSiyah´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın olimpiyat daha detaylı yazar mısınız ? Tam olarak nasıl yendiniz neler yaptınız süreç nasıldı vs vs?
Öncelikle, uzun yıllar zorlantı ve nötrleştirmelerle idare ettim.
Yani, örneğin bir kötü düşünceye takıldığım zaman, onu zihnimden kovmak için yüksek sesle hayır sen bir takıntısın, sana yenilmeyeceğim dedim.
Başka zamanları zihnime beni rahatsız eden düşünceler geldiğinde, artık çok bunalmışsam, YETERRRR diye ya da rahatsız edici düşüncenin geldiğini hisseder hissetmez DUR diye bağırırdım. Amaç takıntıyı kontrol altına almak.

Tüm bu yaptıklarımın, aslında hastalığı artıran etkenler olduğunu keşfettiğimde 15 yılım geçmişti. Çünkü ben, kısmi rahatlamalarla takıntıyı kısa süreliğine savururken, onun tekrar gelmek üzere güçlenmesine ve zihnimde kök salmasına neden oluyormuşum. Bunları sonradan fark ettim.

Daha sonra, tüm takıntılarımla yüzleştim. Hepsini yazdım bir kağıda. Sonra dedim ki, bunlar neden beni rahatsız ediyor, bu ben miyim vs..sorularla, en ağır takıntılarıma yüzleştim.
Sonra da düşünce-eylem farklılığını göz önünde bulundurdum.
Örneğin, ben zihnimde birisini öldürsem ya da birisine tecavüz etsem, bunun cezası yoktu. Ama gerçek hayatta yapsam, cezası büyük olurdu.
Eyleme geçmemiş hiçbir iyi ya da kötü düşüncenin, önemi olmadığını fark ettim. Ayrıca, insan istese de istemese de aklına onu rahatsız edebilecek kötü düşünceler gelebileceğini fark ettim.
Obsesifi/takıntıları yenmenin en emin yolu, onlara cevap vermemekti.
Ama bunun da mantıklı bir nedeni vardı. Düşünceleri durdurmak imkansızdı. O halde, eyleme geçmedikten sonra düşüncelerin önemi yoktu.

Tabi, bunları fark etmem birçok kitabı okumamla ve bunu tecrübelerimle birleştirmemle oldu.
David A. Clark ve Christine Purdon'un yazdığı -Overcoming Obsessive Thoughts: How to Gain Control of Your OCD- isimli kitap müthişti.
Bu kitap sanırım Türkçeye de çevrildi. Bu kitabın da inanılmaz faydasını gördüm.

Aslında kendime de kızmadım değil.Bu kadar basit yenebileceğim bir rahatsızlığı 15 yıl neden çektim...
Farkındalık yoksunluğu ve bilgi eksikliği yüzünden...

Takıntıları kontrol altına almanın tek yolu, onları kontrol altına almaya çalışmamak. Paradoks gibi ama obsesif-kompülsifde böyle işliyor.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 08-01-2015, 03:37
gur91 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
gur91 gur91 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Oct 2014
Mesajlar: 834
Standart

bende de vardı çok kötü denilebilecek şeyler geliyordu aklıma , dinden çıktıktan sonra çok az daha devam etti sonra bitti , 3 sene uğraştım bu takıntılarla kuranı araştırmamı bile onlar sağladı , aslında bana faydası bile dokundu
öğrendiğim bişey oldu bu süreçte düşüncelerden kaçmayacaksın tam aksine üstüne gideceksin ne kadar pis düşünceler olsada
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 08-01-2015, 23:17
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Olimpiyat´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Aslında kendime de kızmadım değil.Bu kadar basit yenebileceğim bir rahatsızlığı 15 yıl neden çektim...
Farkındalık yoksunluğu ve bilgi eksikliği yüzünden....
"Hastalık insana akıl öğretir" derler, dolayısıyla bir insanın hastalığını veya rahatsızlığını anlaması bile yıllar sürer, anladıktan sonra çareleri kovalaması sürecide ayrıdır.
Bu yüzden kendinize kızmayın, bu olay anca YAŞAYARAK öğrenilir, anca yaşayarak bağışıklık kazanılır.
Elbette kitaplar bir şeyler yazar, dr.lar bir şeyler söyler fakat, gerçeği anlamak ve onu kabullenmek ise kolay değildir, bir süreç işidir bu.

Sevgiler

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 04-02-2015, 11:23
freeman111 freeman111 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Feb 2015
Mesajlar: 2
Standart

Dünya üzerinde kullanılan geçerliliği ve güvenirliği kanıtlanmış en yaygın uygulamadır. Zeka seviyesini(IQ) belirlememizde ve gerekli yönlendirmeleri yapmamızda yardımcı olur.
WISC-R zeka testi 1949 yılında David Weschsler tarafından meydana getirilmiştir. Daha sonra gerekli düzenlemeler yapılarak günümüzdeki haline getirilmiştir. Ortalama olarak 1-3 saat sürede test tamamlanmaktadır. Testin süresi uygulanan çocuğun performansına göre değişim göstermektedir.
WISC-R yaş grubu olarak 6-16 yaşları arasında ki çocuklara uygulanabilmektedir. Bunun üzerinde veya altında ki yaş gruplarına farklı testler uygulanmalıdır. Test zekayı oluşturan birçok özellik hakkında bize fikir verir ve çocuğu daha yakından tanımamıza yardımcı olur. Her biri genel zeka bölümünü oluşturan birden fazla yeteneği ölçen WISC-R zeka ölçeği, 12 alt testten oluşmaktadır. Bu 12 alt test sözel bölüm ve performans bölüm olmak üzere ikiye ayrılan bir sınıflama da çocuğa sunulmaktadır. Sözel bölümü oluşturan alt testle Genel Bilgi, Benzerlikler, Aritmetik, Sözcük Dağarcığı, Yargılama ve Sayı Dizisi’dir. Performans bölümündeki alt testler ise Resim Tamamlama, Küplerle Desen, Parça Birleştirme, Resim Düzenleme, Şifre ve Labirentlerden oluşmaktadır.
WISC-R Zeka Testi genel zeka bölümü hakkında bir yordama yapabilmemizi sağlarken, çocuğun test sırasındaki davranışları ve sorulara verdiği yanıtları da birebir gözlemleme şansını sunmaktadır. Bu sayede davranış problemleri ve ileride oluşabilecek kişilik bozukluklarının tanısını koyabilmede yardımcı olmaktadır. Çocuğun teste yorumu test sırasındaki sıkılma durumu, test sırasında bahsettiği konulardan çocuk ile ilgili genel bilgi edinebilmek de mümkündür. Sözel bölümü oluşturan alt testler sözel anlama-kavrama gerektiren bilişsel etkinlikler de çocuğun içerisinde bulunduğu yaş normlarına göre zihinsel gelişim düzeyini değerlendirirken, performans bölümündeki alt testler ise çocuğun algısal organizasyon gerektiren bilişsel etkinliklerde ne durumda olduğunu değerlendirmeye yardımcı olur.
WISC-R Zeka Testi’nin alt testleri arasındaki ilişkilere bakılarak çocuğun mekansal ve kavramsal yetenekleri, bilgi kazanma ve kullanabilme yetenekleri ve genel bilgisini sıralama yetenekleri gibi yetenekleri de değerlendirilebilmektedir. Bu gibi yeteneklerde çocuğun ne durumda olduğunu görmek onun eğitim planını oluşturmada eğitimcilere de yardımcı olmaktadır.
WISC-R zeka testi uygulamasına girecek olana bir çocuğun uygulamaya başlamadan önce gerekli bazı koşulların sağlandığından emin olunmalıdır.
-Açlık olmamalıdır
-Dinlenmiş olmalıdır
-Uykusunu almış olmalıdır
-Hasta olmamalıdır.
-İlaç kullanılıyorsa ve ilacın sakinleştirici/uyku getirici etkisi varsa ilaç etkisi altında olmamak
Testin sonucunu etkileyecek tüm bu koşulların iyiliği sağlanmış olması gerekir. Rahat kıyafetler tercih edilmelidir. Tüm bu koşullar muhakkak sağlanmalıdır. Bu koşulların yerine getirilmemesi testin sağlığı açısından olumsuz bir durum oluşturur. Ayrıca kaygı, gerilim, endişe ve tehdit algısına neden olabileceğinden çocuğa zeka testine götürüldüğü de söylenmemelidir.Çocuk uygulamaya getirilirken “test, zeka testi, sınav” gibi terimler duymamalıdır. Bunun yanında çocuğa “İyi yap, dikkatli yap, iyi dinle” gibi kaygı arttırıcı komutlar verilmemelidir. Çocuğa gerekli olan açıklamalar uygulama öncesinde psikolog tarafından yapılır.
WISC-R zeka testi uygulanarak çocuğun sözel anlama-kavrama, algısal organizasyon ve dikkatinin dağılabilirliği gibi alanlardaki durumuna da bakılmaktadır. Bu gibi alanlardan herhangi birinde sorun varsa (bazen birkaçında veya hepsinde de olabilmektedir) bu durum tespit edilip gerekli müdahale yapılmaktadır. Testin sonuçları yapıldıktan bir hafta içersinde rapor halinde aileye verilmektedir.
WISC-R ZEKA TESTİ FİYATI

Wisc-r zeka testi fiyatı özel merkezlerde farklı fiyatlarda olabilir. Testi yaptırmadan önce fiyat araştırması yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Merkezin kadrosunda Wisc-r zeka testi yapacak uzman yoksa merkezler bu hizmeti dışarıdan alabilir. Dışarıdan alınan bu hizmet fiyat farklılıklarına neden olabilir. Testi yaptırmadan önce uzman hakkında bilgi istemeniz daha doğru olacaktır.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 04-02-2015, 14:02
VirtualReality VirtualReality isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 02 Feb 2015
Mesajlar: 29
Standart

Ben okb yim.
Ama atlattim.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Obsesif Kompulsif Bozukluk Ve Din Voltaire Darwin İslam 80 26-07-2011 01:04

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:44 .