Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Kadın & İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 01-11-2006, 11:21
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart İslamiyet öncesi KADIN

ESKİ TÜRKLERDE KADIN

Yabancı ve Arap kaynakların ortaya vurduğu bir tarihi gerçek şudur ki İslamiyeti kabul edene kadar Türk’lerde KADIN eşit hak ve özgürlüklere sahip bir değerdi. Ve şu mahakkak ki biz Türkler, Şeriat bataklığına saplandıktan bu yana özellikle iki güzel niteliğimizi yitirmişizdir ki bunlardan biri ‘akılcılık’ ve diğeri de ‘kadına saygıdır’

1) 7-8. Yüzyıllarda Orta Asya Türk Ülkelerinin Çoğu Kadın Hükümdarlarla Yönetilmekte: Eski Türklerde, özellikle Şamani döneminde, kadınlı erkekli dini toplantılar tertip edildiği, aynı yerde hep birlikte ayinler düzenlendiği, toplantıya katılanların bir daire halinde yere oturdukları, kadın ve erkeklerin mevki ve yaşlarına göre sıralandıkları anlaşılmaktadır. Yakut’larda ‘Isıah’ denilen ayinlerin yapıldığı ve bu ayinlerde kadınların ve erkeklerin el ele tutuşarak meydana getirdikleri dairede ‘hü hü’ diyerek raks ettikleri, hep birlikte kımız içtikleri ve dini merasimi yürüttükleri tarihi kaynakların ortaya vurduğu gerçeklerdir. (Ahmed Yaşar Ocak, Bektaşi Menakıbnamelerinde İslam Öncesi Motifler, 125.s.) Kadınlı erkekli bu tür toplantılar, her ne kadar Müslümanlığın kabulünden sonra da bir süre devam etmiş ise de, giderek yok olmuştur.

Buhara’nın Arap orduları tarafından işgalini nakleden Arap kaynaklarından öğrenmekteyiz ki Orta Asya’daki bir çok Türk Devletlerinde kadın, devlet başkanlığı sorumluluğu ile görevlendirilmiştir. Nitekim Buhara o tarihlerde, yani 8. yüzyılda, Toksan adındaki bir Hatun Sultan tarafından yönetilmekteydi.

Öte yandan M.S.720 yılında Gültekin (Kül-Tekin) için dikilen Tonyukuk ve 734 yılında Bilge Han adına dikilen Orhun Kitabelerinden anlaşılmaktadır ki, eski Türklerde kadın, siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda özgürlüğe sahi bir varlıktır. Hatırlatalım ki Bilge Hatun, ki Gültekin’in annesiydi, devlet yönetiminde pek başarılı işler görmüştür. Gültekin Han iktidarı, eşi Kutlulu Sultan ile birlikte kullanmıştır. (Günseli Özkaya Tutsaklıktan Özgürlüğe, Kadınların Savaşı 157,158.s.)

Belazuri’nin Fütüh Ül-Buldan’ında, Arap ordularının Buhara’ya yaptığı saldırılara karşı Buhara Melikesi Hınık Hatun’un nasıl karşı koyduğu anlatılırken onun, son derece dirayetli ve idareci bir kişiliğe sahip olduğu belirtilir. (Dr. Zekeriya Kitapçı, Müslüman Arap Ordularında Çarışan ilk Türkler” Diyanet Dergisi cild XII, sayı 4, s.239-244)


Üstteki yazılarda İlhan Arsel'in Şeriat ve Kadın kitabından yararlandım. Şimdilik o kitaptan aktarmaya devam edeceğim. Konuyla ilgili başka kaynaklar bildiren arkadaşlar da oldu. Sağ olsunlar. O kaynaklara ulaştığımda onları da buraya alacağım.

YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR

http://kadinislamadalet.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 01-11-2006, 12:00
kuvvaci kuvvaci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jul 2006
Mesajlar: 264
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Sevgili K.C!

Dedem Korkut hikayelerinde bile Erkeklerle kadınların güreş tuttukları anlatılır. Yani bu derece bırakın saçının bir telinin görünmesi veya görünmemesi davasını. Ayrıca ben Arap toplumununda da *islamiyetten önce kadına şimdikinden çok daha fazla değer verdiğini düşünüyorum. Çünkü eğer bir toplum tanrılarına kadın ismi veriyorsa bence o toplum kadınlarını en yüksek mertebeye çıkarıyordur. Malumunuz üzre lat uzza ve menat birer tanrıçadır. *kadını aşağı gören bir toplum niye tanrılarını kadın yapıp tapınsınlar ki... Ayrıca Sn İlhan Hocamızın kitabından alıntılarınızı bekliyorum ve bu kitabı herkese tavsiye ediyorum. Saygılarımla dostça
kalın

Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 01-11-2006, 12:07
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

sayın K.C.
* * bir iki noktada düzeltme ile bir iki ekleme yapmama izin vermenizi dileyerek:
* * * *7-8. Yüzyıllarda Orta Asya Türk Ülkelerinin Çoğu Kadın Hükümdarlarla Yönetilmekte:
* * * * ibaresinin gerçegi yansıtmadıgını söylemek isterim.Eski Türkler de hakandan sonra yerine geçecek oglanın küçük olması durumunda ölen kocanın dul eşi onun mevkiini devralırdı.Bu çocuk büyüyene kadar olan bir süreçti.Aynı sürecin Kösem Sultanla,Turhan Sultan la Osmanlı Devletinde de görülmesi kadın özgürlügüne delalet etmez.Ayrıca öz anası olmamak kaydıyla ogulun hakanın karısını alması da bir gelenek.Ayrıca Altay Türklerinde hakanın varisi sıfatıyla en büyük kardeş tahta geçiyor.En büyük erkek olduktan sonra kadının taht iddiası kalmıyor.Hazar Türklerinde ise veraset babadan ogula geçiyor,burada ananın oglu namına payi taht sürmesi mümkün.Dolayısıyla bu ibareyi çogu kadın hükümdarla yönetiliyordu ibaresini subjektif buldugumu belirtmek istiyorum.
* * * * * Kadının ise çok evli oldugu durumlar da var.Ayrı bir kadın *alacak durumu olmayan kardeşler bir kadını ortaklaşa kullanabiliyorlar.Hala aynı gelenek Himalayalarda nepal köylerinde mevcut.
* * * * * Kadının daha degerli oldugu muhakkak.Enteresandır bu durum 12 yüzyıla kadar da uzanıyor.Ahmet Yesevi dönemindeki Yesevi tarikatının zikir ayinleri bile kadınlar ile erkekler bir arada bulunabiliyorlar.Musiki,şiir ve vecd li rakslar yapılıyor.Dikkat edilirse Yesevi tarikatı daha sonra nakşibendilige dönüşen ve şu anda en tutucu olan akımlardan biri.
* * * * * *Kadının eski Türklerde daha özgür olması tamamen ekonomik nedenlerden.Eski Türk toplumunun göçebe yapısından yerleşik olmamasından kaynaklanan bir husus.Arap toplumu ise yerleşik hayata ve istila ekonomisine geçtigi ölçüde erkek toplumuna dönüşüyor.İslamiyet bu ekonomik dönüşümün ideolojik kılıfı.Kahramanlar çagında kadının yeri yok,savaşacak ve talan edecek erkekler gerekli.
* * * * * * İslam ve Türklerde ilk gece hakkını göremiyoruz.Ama Hırıstiyan Avrupa da ilk gece hakkı uygulaması yaygın.Kadının aşşagılanmasını dinlerin üzerinde görmek lazım.Mülkiyet ilişkilerinde aramak lazım.Dinlerin, egemenlerin sömürü düzenlerinin devamını saglamak için bir ideolojik ve toplumsal kılıf vazifesini gördüklerini kavramak lazım.Ama 21 yy da en geri ideoloji islamiyet olarak görüldügünden ve hiç bir islam ülkesinin tam anlamıyla sanayii devrimini tamamlayamamasından ötürü bu görüngünün nedenleri din gibi beliriyor.


* * * * * *saygılarımla
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 01-11-2006, 12:10
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Merhaba kuvvaci,

Aslında Türk kadınıyla devam etmek istiyordum ama madem ki İslam öncesi Arap kadınının yerini hemen telaffuz ettiniz notlarımın arasına o dönemi de sıkıştırmaya çalışacağım. Zaten Muhammet'in ilk eşi Hatice'nin hayatına bakılacak olursa bunun aynen sizin dediğiniz gibi olduğu görülecektir.

YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR

http://kadinislamadalet.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 01-11-2006, 12:28
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.699

Onur Üyeliği 

Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Küçük bir ayrıntı.

Mülkiyet ilişkilerinin gelişmediği toplumlarda bu tür ayrımlar yoktur. Ancak tarihe baktığınızda, mülkiyet ilişkileri ile nehir kenarlarına, vadilere kurulan yerleşimler ile, güce dayalı mülki ilişkilerin başladığı ve dinde dahil?! olmak üzere çeşitli kurumları oluşturarak erk faktörünü oluşturduğunu, iktidar ve yönetimin güce dayalı bir noktaya geldiği ve bu süreçte, fiziki güç ile birlikte, mülkiyetin erilliği ataerkil toplumlarında oluşumuna yol açmıştır.

Sadece kadınlar değil, toplumun büyük çoğunluğu köleleştirilmiş, sosyal yaşamın idare ve sevkini artık hükme dayandığı noktada, toplum içerisindeki sosyal kurumlarda da dönüşüm bu yönde olmuştur. Yani mülkiyetin ve dolayısı ile iktidarın erilliği gibi, toplumun en küçük yapı taşındada erillik ön plana çıkmıştır. Dinlerde bu şekilde ya revize olmuş yada biçim değiştirmişler, ayrıcalıklara(cins ayrıcalığıda dahil)hizmet etmişlerdir.

MÖ 2000 li Yıllarda kadınların cariye edildiğini ama bunun yanında çoğunluk erkeklerinde köle olduğunu görüyoruz. Bence bu olaya, egemenlerin eşleri, hanımları olarak değil, toplum açısından bakmak daha iyi sonuçlar almamıza yol açar. Çünkü egemenlerin eşleride, diğer erkeklerden daha üstün bir pozisyondadır. Mesala bir egemen olan İbrahim'in(Abram), kendisinin cariyeleri, eşinin ise hizmetçisi-cariyesi vs- vardır, aynen Muhammed'in hanımlarınında hizmetlilerinin olması gibi?! Dinler toplumların yaşayış biçiminde ortaya çıkan mülki ilişkilerin, bu ayrıcalığa sahip olan beylerin, efendi, kralların garantisi ve oradan açığa çıkan kurumların herhangi etkili bir sonucundan başka bir şey değildir. Erillik doğal olarak tanrı kurgularınada yansımış, revizyonlara yada kökten değişime uğramıştır.

Mülkiyet ilişkileri ve kurumların ulaştığı merkezilik ve üst nokta, kabile ve göçer dağınık toplumları dinleri ile ortadan kaldırırken, sonrası merkezi devletlerin tarihine nerede bakarsak bakalım sonuç aynı oluyor, hükümdarlık(mülkiyet) bir ailenin ve elit bir kesimin elinde, ihtişamlı saraylarda *görülmekte ve babadan oğula geçmektedir(ağalık bile), üst düzey karakter bu yönde ise toplum dahilindeki yapı taşlarıda bu yönde şekillenmiştir, bence din işin başlangıcı değil, aksine bir sonucu olarak garantisi olmaktadır. Amaç değil özünde araçtır, her yeni bir dinde eski toplumsal ve mülki ilişkilerden daha farklı bir sonrayı temsil ettiği için, o ilişkilerin yayılması ve benimsenmesi ile kullanım alanı elde eder. islamiyet öncesi dinler, yeni mülkiyet ve egemenlik ilişkilerine cevap veremiyordu, tanrıların çokluğu ve cins ayrımı olmaması, bireyci eril mülkiyet ve iktidardaki güç-erillik ile daha kökten ters düşüyordu... Sonuçlarıda elbette daha farklıydı... Tanrıçalarında olumlandığı bir dönem ile, sonrasında erilleştirilen tanrı yada tanrılar dönemi aynı olur mu? Koşullar başka ve kadınlar açısından negatif yönde gelişmiş, ortaya çıkan gerçek bu.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 01-11-2006, 12:49
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Merhaba Dilaver,

Elbette amacımız gerçeğe mümkün olduğunca yaklaşmak, Tarihe çok yönlü ve objektif bakabilmek.
Bu sebeple siz ve diğer katılımcılar bilgilerini bu topikte paylaşırlarsa ziyadesiyle memnun olacağım. Ancak ben notlarımda İlhan Arsel'in de yararlandığı kaynakları mümkün olduğunca yazmaya çalışıyorum. Sizler ve katkısı olacak diğer arkadaşlar da kaynak belirtirlerse daha uygun olur kanaatindeyim.

Türklerin yerleşik hayata geçtikten sonraki durumlarına da geleceğiz. Yüzyıl yüzyıl gidiyorum, biraz sabır.

YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR

http://kadinislamadalet.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 01-11-2006, 13:02
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.699

Onur Üyeliği 

Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Dip Not ve sabırsızlık için özür.

Tamam, ama mülkiyet ilişkileri işin başlangıcı, dinlerinde nedeni.
Yerleşik hayat evveli başka türlü olmasının sebebi olmayan yada başka türlü olan din değil, mülkiyet ilişkileri ve tabi menfaatler yani

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 01-11-2006, 13:14
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

9. Yüzyıl İlhan Arsel'in kitabında yok.

2) X. Yüzyıl: El-Belhi’nin Yapıtlarında Türk Kadını’nın Özgürlüğü Anlatılır:

Onuncu Yüzyılın ünlü çoğrafyacısı el-Belhi, Kitabü’l-Bad ve Ve’t Tarih adlı yapıtının bir bölümünde, o dönem itibariyle Türk ülkelerindeki kadının özgürlüğüne ilişkin olayları hikaye ederken, ve özellikle Muaviye’nin oğlu Yezid zamanında Buhara’da hüküm süren Hatun Sultan’dan söz ederken Türk kadını’nın uygarlığı konusundaki hayranlığını gizleyemez.

Anımsamakta yarar vardır ki Yezid’in Horasan’a vali olarak gönderdiği Zeyyad bin Ebihi’nin oğlu, Orta Asya’da Arap fütuhatını genişletmek için saldırılar düzenlerken, Buhara’da devlet yöneten Hatun Sultan, bu saldırılara karşı korunmak amacıyla, başka bir Türk ülkesinin hükümdarı Terkan’dan yardım istemiş ve bu vesile ile evlenme teklif etmiştir.

(Bu yüzyılda yerleşik hayata geçildiği sonucunu çıkarıyorum ben.)

3) XI. Yüzyıl: Selçuk Sultanı Tuğrul’un Kadına Saygısı:

Selçuk Sultanı Tuğrul, 11. Yızyılda Bağdad’ı işgal ettikten sonra eski halifelerin sarayında Halife El Kasım Biemrillah’ın kızı ile evlenir; evlendiği kadını büyük bir saygı ile tahta oturtur. Arap tarihçisi İbni Halikan şöyle anlatır: “…Sefer ayının 15.inci günü prenses, sarayda kendisini bekleyen kocasına mülaki oldu ve altın kumaşlarla süslü tahta çıktı ve kocasını bekledi. Tuğrul Bey eşinin karşısına diz çökerek geldi… Ona emsalsiz hediyeler vererek (tekrar) yeri öptü ve büyük bir saygı gösterisiyle ve mutluluk duyarak odasına çekildi.” (İbn Hallikan, Vefayatu’l- A’yan ve Enbau Ebna El’zaman. Cild V, 102,105.s.)

Her ne kadar gerci çevreler bu evliliği hoş görmemiş iseler de Tuğrul Bey gibi ünlü bir fatihin karısına karşı takındığı bu saygılı tutumunu hayranlıkla karşılamaktan kendilerini alamamışlardır. (G. Le Starange Baghdad During the Abbasid Caliphate, Oxford 1900)

Yine 11. Yüzyılın diğer tanınmış bir yazarı olan İbn Butlan Türk kadınının zerafetini, inceliğini, canlılığını, temizliğini, cesaretini ve karakter üstünlüğünü gözler önene sererken tarihi bir gerçeği dile getirir. (Takvim u’y Sıhha adlı kitabında: “Türk kadınının cildi fevkalade beyaz ve zerafeti takdire şayandır. Gözler küçük fakat çok çekicidir. Genellikle kısa boyludurlar… Çocuk doğurmada bereketli sayılırlar, fakat doğurdukları çocuklar pek nadiren çirkin olur. Ata binmede ustadırlar. Son derece cömert, temiz ve iyi ahçıdırlar.” )

YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR

http://kadinislamadalet.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 01-11-2006, 13:18
sodomo-- sodomo-- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Mar 2006
Mesajlar: 1.767
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Eski Türklerde, özellikle Şamani döneminde, kadınlı erkekli dini toplantılar tertip edildiği, aynı yerde hep birlikte ayinler düzenlendiği, toplantıya katılanların bir daire halinde yere oturdukları, kadın ve erkeklerin mevki ve yaşlarına göre sıralandıkları anlaşılmaktadır.

Kadın ve erkeğin bir çember etrafında toplanıp dini ayinler düzenlemesi bugünkü Alevilerin Cem ayinlerine benzeyen bir durum. Aslında Cem ayinleri Türklerin eski geleneklerini hala nasıl sürdürdüğünü de bize gösteriyor. Dinler gelir gider ama gelenekler ve davranış biçimleri öyle kolay kolay silinmezler. Zaten İslamiyetin girdiği her toplumda o toplumun öncelikle geleneklerini yok etme eğilimi her daim olmuştur.
Gelenek adına ne varsa "batıl" ilan edilir çünkü yerel gelenekler şeriatın *en önemli rakibidir. Tabii aslında islamiyet öncesi Arapların da çok zengin bir kültür ve gelenek iklimi vardı o da yok edildi ama burada öncelikle Türklerin geleneklerini tartışırsak daha iyi olur aksi takdirde konu dağılmaya başlar.


7-8. Yüzyıllarda Orta Asya Türk Ülkelerinin Çoğu Kadın Hükümdarlarla Yönetilmekte

Böyle bir şeyi islam sonrası için hayal etmek bile mümkün değildir. İlk hedef daima kadın olmuştur ve kadına ait ne kadar statü var ise hepsi elinden alınmıştır. Öyleki dini ibadetini bile erkek ile eşit koşullarda yapamaz. Avluda erkekler balkonda kadınlar ama tersi mümkün değildir.


Nitekim Buhara o tarihlerde, yani 8. yüzyılda, Toksan adındaki bir Hatun Sultan tarafından yönetilmekteydi.


Bu "sultan" ismi hala Alevi kadınlarında yaygın olarak kullanılır. Kadınları "Sultan" yapan bir millet islam sonrası kadınları "evinin kadını" yaparak onu evine hapsetmiş ve bütün sosyal bağlarından koparmıştır.
Artık kadın sadece bir anne olarak değer görür ve annelik sınırları içinde değer görür.

Kocasına karşı da *"onun ayağını yıkayan" bir kadın olagelmiştir.


Devamını bekliyorum KC.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 01-11-2006, 13:30
sodomo-- sodomo-- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Mar 2006
Mesajlar: 1.767
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Tuğrul Bey eşinin karşısına diz çökerek geldi… Ona emsalsiz hediyeler vererek (tekrar) yeri öptü ve büyük bir saygı gösterisiyle ve mutluluk duyarak odasına çekildi

Tek kelime ile harika bir ayrıntı yakalanmış hemde bir Arap tarihçi gözüyle. Neden ? Çünkü ona göre olağandışı bir şeyler var burada ve anlatmaya değer görüyor. Adam ne yapsın kendi ülkesinde böyle şeylere şahit olması mümkün mü ?

Hatun Sultan, bu saldırılara karşı korunmak amacıyla, başka bir Türk ülkesinin hükümdarı Terkan’dan yardım istemiş ve bu vesile ile evlenme teklif etmişt

Kadının erkeğe evlilik teklif etmesi bugün bile mümkün görünmemekte.
Acaba "görücü usulü" ile evlilik var mıydı eski Türklerde ? Zanımca bu da islam sonrasına özgü..

Birde ata binmede usta olan Türk kadınları. Bu da islam sonrasında hayal bile edilemeyecek bir durum.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:29 .