Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 24-01-2009, 13:46
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart Uğur Mumcu'yu Anıyoruz

Vurulduk ey halkım, Unutma Bizi

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık...
Vurulduk ey halkım, unutma bizi
Yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarimiz, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik.
Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
taptaze inançlarimizi fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi.
Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmis doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. Gelinliklerimizin
ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.
Hukuk sustu.
İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık.
Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik
önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler, sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,
başlarımızı ezmek
kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi.
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi.

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze,
mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım, unutma bizi.

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,
ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.

ÖFKELERİNİ BİR GÜN BİLE KARŞISINDAKİLERE
BAĞIRMAMIŞ İNSANLARIN GÖZLERİ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜK.

Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak
ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
ey halkim unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz
simdi hep birlikteyiz

ey halkım, unutma bizi.

UĞUR MUMCU




Konu pante tarafından (24-01-2009 Saat 13:54 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 24-01-2009, 13:50
unbe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
unbe unbe isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2008
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 3.440

Başarı Ödülü 

Standart

Uğur Mumcu'yu unutmak mümkün mü?Dün gibi hatırlıyorum Ankaraya gidememiştim ama tv aracılığıyla son yolculuğunda onu uğurladım herkesle birlikte.ne yazıkki onun gibi insanların kıymeti ülkemizde bilinmiyor.....bu da üzücü bişi....

"Varsan,çarp!!!"
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 24-01-2009, 14:09
karadenizli karadenizli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 03 Nov 2008
Mesajlar: 1.470
Standart

Uğur mumcuya Allah rahmet eylesin
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 24-01-2009, 18:16
Ayejj - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ayejj Ayejj isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Apr 2008
Mesajlar: 1.190
Standart

''Doğru söyleni dokuz köyden kovarlar.'' demişler.

Umarım birgün bu söz anlamını yitirir.Ve karanlığı yırtan mumların ışığı hiç sönmez.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 24-01-2009, 21:22
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger pante;

Eline, emegine saglik. Tam dusundugum gibi oldu. Basligi ben acacaktim. Sonra vazgecip; siyasi arkadaslara biraktim. Sen onlardan da; once davranmissin.

Aslinda; 24 ocak, benim icin karisik duygular yasadigim bir gun. Cunku, ayni zamanda; evlilik yildonumumuz. Iste bu bile; mutluluk-mutsuzluk karsitligini ortaya koyuyor.

UGUR MUMCULAR; INSAN OLMA YOLUNDA; INSANLIGIN ISIGI OLSUNLAR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 25-01-2009, 00:04
mhmd mhmd isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Dec 2005
Bulunduğu yer: sonsuzluktan
Mesajlar: 3.328
Standart

Bu başlık için uzun bir yazı hazırlamıştık.
Bilgisayarın ya da bağlantıların hışmına uğradık, silindi.
Haberlerde dolaşırken tam da bu başlığa yakışan bir tanesi gözümüze çarptı.
Boş geçilemeyecek başlık için tam onikiden bir yazı gibi geldi...

http://www.haber7.com/haber/20090124...le-basladi.php

Rabbim Rahmet etsin.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 25-01-2009, 01:58
cigi cigi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 28 Jun 2009
Bulunduğu yer: Rotterdam
Mesajlar: 1.714
Standart

'Belki de Mumcu'nun ölüm nedenini taşıdık'

Gazeteci-yazar Bekir Çoşkun, Uğur Mumcu'yla son karşılaşmalarında, Almanya'dan belge dolusu çantayla döndüğünü ve kendisine çantanın içinde 'bomba etkisi yapacak' belgeler bulunduğunu söylediğini açıkladı. Cinayetin aydınlatılamamasını, 'oyunu satan' seçmenin işbaşına getirdiği iktidarlara bağlayan Çoşkun, emeğiyle yaşayan, alınteri ile çocuklarını büyüten, gururlu ve tepkili insanların Mumcu'yu hiçbir zaman unutmadığını söyledi.

Tolga Yenigün

Cumhuriyet Haber Portalı- Gazeteci-yazar Bekir Çoşkun, katledilişinin 16. yılında yakın arkadaşı Uğur Mumcu’yu anlattı. Mumcu, Muammmer Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı gibi aydınların katledilmesinin “karşı devrim” yönünde zircirleme cinayetler olduğunu anlatan Çoşkun, “Ne yazık ki başardılar” diyor. “Araştırmacı gazetecilik” kavramını Türkiye’ye Mumcu’nun hediye ettiğine dikkat çeken Çoşkun, 1950’den beri Türkiye’de liderlerin, isimlerin, parti binalarının değiştiğini ancak tüm iktidarların temel değişmezinin “ABD bağımlılığı” olduğunu belirtiyor.

- Uğur Mumcu'nun araştırmacı gazetecilik anlayışını nasıl tanımlıyorsunuz?

BC: O hem araştırmacı gazetecilikte ilk, hem bir örnek. Daha önce böyle bir kavram yoktu. Türkiye gibi kirli çıkını çok olan bir ülkede araştırmacı gazeteciliğin ne denli gerekli ve zorunlu olduğunu hepimiz biliriz.

- 'Vurulan' Uğur Mumcu'yu sizce 'halkı unuttu' mu? Cenazesine katılan yüz binler Mumcu'nun katledilişine tepki gösterirken, ölümünün 16. yıl dönümünde cinayetin halen aydınlatılamaması ve arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılamaması karşısında, toplumdaki tepkisizliği nasıl yorumluyorsunuz? Bu tepkisizlik cinayetin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılmamasında etkili olmuş mudur?

BC: Hangi halk?.. Kömürle-nohutla oyunu satan halk zaten ortada yoktur. Hiçbir zaman olmadı. Onlar bu ülkenin yüzde 40'ı mı, yüzde 50'si mi bilemem... Ama onlar bu ülkenin kara yazgısıdır. Onların yüzündendir çocukların erken ölümü, açlık, işsizlik, geri kalmışlık, eziklik... Onların olduğu bir ülke asla iflah olmaz ve tabi ki onlar Mustafa Kemal'i de unuturlar, Uğur Mumcu'yu da. Ben onlara "Göbeğini kaşıyan adam" diyorum. Allah'tan toplumun bir başka kesimi var. Emeğiyle yaşayan, alın teri ile çocuklarını büyüten, mağrur, gururlu, tepkili... Onlar Uğur Mumcu'yu unutmadılar. Cinayetin aydınlanmamış olması ise, böyle bir toplumun tercihi ile gelen ve tıpkı kendisini getirenlere benzeyen iktidarlardır. Ve arada bir sızlayan yara gibidir bu...

- Uğur Mumcu'nun katledilişinin üzerinden geçen 16 yılda değişen iktidarların hiçbirinin "olayın üzerine gitmemesini" ve emniyet güçlerinin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?


BC: Ben 1950'den beri Türkiye'de tek iktidarın olduğuna inanırım. İsimler değişebilir, liderler değişebilir, parti binaları, bayrakları değişebilir. Ama tek parti vardır iktidarda. Bizler iktidar değişmiş sanırız, ama değişmez. Bu tek parti iktidarının temel özelliği; ABD'ye bağımlılığı, kimi güçlerin neferi oluşudur. Bu nedenle de birbirlerinin suç hanesine asla bakmazlar.

- Umut Davası'nda Mumcu gibi katledilen Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı gibi gazetecilerin cinayetlerinin hiçbirinin aydınlatılmaması sizce tesadüf mü? Sizce basın davaya gereken önemi verdi mi?

BC: O cinayetler bir zincirdi. Tetikçiler değişmiş olabilir. Ama amaçları aynı, niyet aynıydı. Birisi dahi aydınlatılmış olsaydı, bu iş çözülürdü. Ama aydınlatılmadı. Bence Türkiye'nin bugünkü haline bakılırsa, bu karşı devrim için bir yol açma niyetiydi. Ne yazık ki başardılar...

- Türkiye'de araştırmacı gazeteciliğin Uğur Mumcu'yla birlikte son bulduğu görüşüne katılıyor musunuz?

BC: Bize öyle gelebilir. Ama ordu ordu gençler geliyorlar, yürekli, zeki ve hevesliler. Uğur Mumcu'nun yerini dolduracaklardır, göreceksiniz.

- Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nın çalışmaları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

BC: İyi bir girişimdi. Çok iyi niyetle ve doğru yerde başlamıştı. Bir çok genç yeteneği de medyaya kazandırdı. Bence devam etmeli. Ama sesini daha da yükselterek, daha çok katılımla...

- Yıllar sonrada olsa Uğur Mumcu cinayetin çözüleceğine ve cinayetin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılacağına dair umudunuz var mı?


BC: Yok... Bu halk orada oldukça ve tek parti sürdükçe, yok...

- Mumcu'nun mirasını sürdürmek isteyen genç gazetecilere önerileriniz nelerdir?


BC: Biz, Uğur Mumcu sonrası kuşak, işimizi yapmamış bir kuşağız. Ama bu böyle sürmemeli. Genç gazeteciler Ugur Mumcu'yu iyi inceleyerek, iyi okuyarak ve anlayarak gelmeli. Onlara gereksinimi var Türkiye'nin.

- Son olarak Uğur Mumcu ile ilgili bir anınızı anlatır mısınız?

BC: O gün Ankara uçağına binmek üzere terminale girdim. Uğur Mumcu oradaydı. Ben ona "Ağabey" derdim. Atatürk Havalimanı'nın eski salonunda birer çay içtik. Uçağa çağrı yapıldığında, çantasını yerden sürüklemeye başladı. Çünkü çok ağırdı. Bir ucundan da ben tuttum, şişman adamın tabutu gibi... "Niye kargoya vermedin" dedim, sesini kısarak "Almanya'dan geliyorum, içi belge dolu. Gözleri bu çantadadır" dedi. Uçaktan inince de çantayı birlikte taşıdık, benim arabamın arkasına koyduk, belim kırıldı.

Onu eve ben bıraktım.

Kapının önü karanlıktı, çantayı apartmanın girişine kadar taşıdık, ısrar ettim birlikte içeri kadar taşıyalım diye istemedi.

Ayrılınca düşündüm; Uğur Mumcu... Gazetesi onu almaya bir araba bile göndermemiş... Evinin önü karanlık... Sanki tek başına bir insan... Ve arabayı kullanırken ona "Dikkat etmiyorsun" dediğimi hatırlıyorum.

O çantadaki belgelerin bomba etkisi yapacağını söylemişti. Tabi ki ne olduğunu gazetecilik etiğidir, asla sormamıştım. Zaten yayınlayamadan öldürüldü.

Belki de biz o gün onun ölüm nedenini taşıdık...

Kim bilir...
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 25-01-2009, 23:02
michaud michaud isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Oct 2008
Mesajlar: 103
Standart

Türkiye'nin acı kaderi. Bir gün Hırant Dinksin, bir gün Uğur Mumcu'sun, bir gün Turan Dursun'sun bir gün Sivastasın, bir gün Gazidesin, Bir gün Maraştasın, bir gün ..... Düşünen eleştiren karşı çıkan dur diyebilen kim varsa öldür, birilerinin resmi dili. Birileri öldürülüyor, birileri korkuyor, birileri öldürülenler için üzülüyor ve birileri ise sıradaki kim olsa diye fırsat kolluyor. Bu galiba bu topraklarda hep böyle olacak.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 26-01-2009, 20:33
aydoe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aydoe aydoe isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2007
Mesajlar: 3.982
Standart

Uğur Mumcu'yu Kim Öldürdü?..

http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=32130


Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında
Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme
Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime
Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime
İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime
Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

''asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek,aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur''
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 09-02-2009, 21:54
aydoe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aydoe aydoe isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2007
Mesajlar: 3.982
Standart






''asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek,aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur''
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:20 .