Soru 34 - "Kadınların dînen ve aklen dûn (eksik) yaratıldıklarını, kötülük, fitne...
Soru 34 - "Kadınların dînen ve aklen dûn (eksik) yaratıldıklarını, kötülük, fitne ve uğursuzluk kaynağı olduklarını, eşek ve köpek cinsi hayvanlar gibi namazı bozanlardan sayıldıklarını ve daha buna benzer aşağılıklara layık kılındıklarını kabul edebilir misiniz? Bu doğrultudaki din buyruklarını Tanrı'dan gelmiş olarak benimseyebilir misiniz?"
Söylemeye gerek yoktur ki, eğer insan şahsiyetinin haysiyetine saygılı ve hele kadının "uygarlaştırıcı" etkinliğine, ve özellikle erkek sınıfını hayvanlıktan uzaklaştırıcı niteliklerine inanmış bir kimse iseniz, yukardaki soruyu tiksintiyle karşılayacak, ve muhtemelen Tevfik Fikret'in şu mısralariyle karşılamak isteyeceksinizidir:
"Elbet alçalmak olmamalı payı kadınlığın,
Elbet melekliğin umudu olmamalı zulûm, kötülük,
Elbet düşkün olursa kadın, alçalır insanlık,
Elbet bugün hep onlara düşen yığın yığın
Tasalar, üzüntüler, çileler, iğneler..."
(Osmanlı'cadan Türkçe'ye çevirilmiş şeklidir)
Ne var ki, kadını yüceltici nitelikteki bir görüşü savunduğunuz an, müslümanlık sınavından sıfır almak bir yana, ve fakat bir de İslâmcıların ölüm saçan saldırılarına hedef olursunuz. Sıfır almanızın nedeni, İslâm şeriâtı'nın kadın'ları aşağılatan, haysiyetsiz durumlara sokan, zavallı bir yaratık kılan buyruklarından habersiz kalmanızdır. Bu konuda fikir edinmek ister iseniz, Muhammed'in Kur'ân olarak ve Kur'ân olmayarak koyduğu buyruklara şöyle bir göz atmanız yeterlidir. "Şeriât ve Kadın" adlı kitabımda bu buyruklar, açıklamalariyle birlikte yer almıştır; Ne acı bir gerçektir ki insanlarımız, kadını aşağılatan bu din verileriyle eğitilmektedirler. Burada bunlardan bir kaç örneği sergilemekle yetineceğim.
İslâm kaynaklarını ve bu arada Diyânet İşleri Başkanlığının yayınlarını karıştıracak olursanız, dikkatinizi ilk çekecek şey, muhtemelen şu buyruk olacaktır.
"Kadınlar dînen ve aklen dûn (eksik) yaratılmışlardır...!".
Bu sözler Muhammed'in ağzından çıkmıştır. İslâm kaynaklarının bildirmesine göre Muhammed, bir gün kadınların yanından geçerken şöyle der:
"Ey kadınlar sadaka verin; zira bana Cehennem gösterildi, çoğu sizler idiniz"
Hiç beklenmedik böyle bir ağız saldırısı karşısında kadınlar şaşırıp kalırlar, ve sorarlar:
"Neden dolayı biz Cehennemlerin çoğunluğunu oluşturuyoruz? ".
Muhammed cevap, verir:
"Çünkü siz, ötekine berikine çokça lânet edersiniz, kocalarınıza nankörlük gösterirsiniz. Ben akıl ve din sahibi kimselerin aklını sizin kadar eksik akıllı ve eksik dinli kimselerin çelebildiğini görmedim!".
Bu ağır hakârete maruz kalan kadıncağızlar neden dolayı ve ne bakımdan aklen/dînen eksik olduklarını sorarlar. Muhammed cevap verir; bir kere aklen eksik olduklarını anlatmak üzere şöyle der:
"Tanrı iki kadının şahadetini (tanıklığını bir erkeğin şahadetine denk saymıştır; yâni kadının şahadeti (tanıklığı) erkeğin tanıklığının yarısıdır. İşte bu aklınızın eksikliğindendir" .
Ve bunun böyle olduğunu kanıtlamak için Bakara sûresi'nin 282ci âyeti'ni onlara okur. Dînen eksik olduklarını açıklamak üzere de şöyle der:
"Kadın hayız gördüğü zaman (yâni ay başı halindeyken) namaz kılmaz, ve oruç tutmaz değil mi? İşte dînen eksik olmasının nedeni budur".
Görülüyor ki Muhammed'in Tanrı'sı, sırf kadınları aşağılamak maksadiyle onları eksik akıllı ve eksik dinli kılmış, üstelik bir de onları Cehennemliklerin çoğunluğu yapmıştır. Söylemeye gerek yoktur ki Tanrı'nın "Yüce" ve "adîl" olduğuna inanan kimseler için Muhammed'in bu yukarda söylediklerini benimsemek ve örneğin: "Evet kadınlar aklen ve dînen eksik yaratılmışlardır" şeklindeki İslâmî buyruğu savunmak mümkün değildir.
Fakat iş bununla bitmiyor; çünkü Muhammed, aklen ve dînen eksik yaratıklar olarak tanımladığı kadınları, biraz daha aşağılatmak üzere daha nice şeyler söylemiştir ki bunları, çok kısa bir şekilde şöyle özetleyebiliriz. Muhammed'in söylemesine göre Allah erkekleri kadınlara üstün tutmuştur (K. Nisâ sûresi, âyet 34; Bakara 228); Miras'ta erkek, kadına oranla iki misli pay alır (K. Nisâ, 11, 176); Karısı'nın itaatsizliğinden ya da inatçılığından kuşku eden erkek, ona dayak atabilir (K. Nisâ 34); Namaz kılan müslüman kişi'nin önünden eşek, köpek, domuz ya da kadın geçecek olursa, namaz bozulmuş olur (meğer ki o kişi sûtre kullanmış olsun. "Sütre", namaz kılan kişi'nin önüne koyduğu her hangi bir şeydir); Uğursuzluk üç şeyde vardır ki bunlar karı, ev ve at'tır; Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tâne siyâh karga arasında alaca bir karga'ya benzer; Erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne yoktur; Cehennem'in çoğunluğunu kadınlar oluşturur [Bütün bu hususlarla ilgili kaynaklar ve daha geniş açıklama için benim "Şeriât ve Kadın" adlı kitabıma bakınız]
Ve işte eğer siz, İslâm şeriâtı'nın kadınlar hakkındaki bu aşağılamalarına, bu hakâretlerine katılmıyor iseniz, müslümanlık sınavını geçememiş olur, ayrıca da "zındıklıkla" damgalanırsınız.
MÜSLÜMANLIK SINAVI
"İslâm ve Kadın" Konusunda Bâzı Sorular
Yarattığımız her etki bize bir düşman kazandırır, çoğunluğun kabul ettiği bir insan olmak için sıradan biri olmak gerekir.
Sigmund Freud
|