Buridan'ın eşeği felsefede özgür irade teması üzerine kurulmuş bir paradokstur. İsmini Fransız nominalist filozof Jean Buridan'dan almaktadır. Hikaye şöyledir;
Hem aç hem susuz olan bir eşek, kendisinden eşit uzaklıkta bir yere konulmuş olan su ve saman balyası arasında bir türlü karar veremeyip hem açlıktan hem susuzluktan ölür.
Hikayenin en eski versiyonu Aristoteles'e aittir ve kahraman bir köpektir. Buridan'ın öyküsü Spinoza'nın Bogitata Metapyhsica'sında da geçen. Ancak burda "iki balya saman" biçimindedir. Benzer bir başka örnek de üç ağaçtan oluşan iki koruluk arasında bir türlü karar veremeyen bir deve biçiminde Gazali tarafından kullanılmıştır.
Paradoksla anlatılmak istenilen eğer iki seçenek arasında rasyonel olarak tamamen eşit derecede kalsaydık nasıl seçim yapabilirdik sorusudur. Tabi bu pratikte imkansız gibidir. Peki bunun özgür irade denilen dinlerdeki kavramla ne ilgisi var? Bunu anlayabilmek için özgür irade nedir onu incelemek gerekir. Özgür irade adından da anlaşılabileceği üzere insana karar verme mekanizmasında bir özgürlük bahşedilmesidir. Bu özgürlükden kastedilen fiziksel dünyadaki olaylardan özgürlüktür. Neden sonuç ilişkisine göre materyalist bir şekilde hareketlerimiz oluşsaydı sebeplerden dolayı cehennemde türlü türlü işkencelere maruz kalmamız herhalde saçma olurdu.
O halde fiziksel dünyadan özgürsek, nesnelerin durumundan etkilenmiyorsak Buridan'ın eşeği gibi bir paradoksla karşılaşmış olmaz mıyız? Sonuçta saman yığınlarından birinin sağda birinin solda olması veyahut birinin daha çok veya az olması üzerimizde hiçbir etkisinin olmaması gerekir. İki saman yığını da durumu ne olursa olsun bizim gözümüzde eşittir. Kararımızı neye göre veririz o zaman?
Dinler bu açmazı ruh kavramı ile içinden çıkmak istemişlerdir. Ruh biz daha doğmadan varolan ve biz doğunca bedenimize giren metafiziksel bir kavramdır.
Dinlere göre seçimlerimizi işte bu ruh kavramı ile yaparız (bkz islamda nefis). Sorun tam da bu noktada patlak verir ve kavram kendi kendini çökertir esasında. İki seçenek arasında karar verirken neye göre karar vereceğimiz başta tanrı tarafından yaratılan ve disposable bedenimize yüklenen ruh tarafından belirleniyorsa seçimleri özgür yaptığımız söylenebilir mi? Böyle bir irade açıkça fiziksel dünyadan etkilenerek oluşan bir iradeden daha özgür değildir.
Peki özgür irademiz yoksa niye hareketlerimizi dış dünyadan bağımsız şekilde oluştuğunu hissederiz?
Bu da beynimizin dış dünyayı (zaman zaman) olduğu gibi değil de işimize geldiği gibi algılamasından doğar. Örnek olarak şu video bayağı bir açıklayıcı olacaktır sanırım.
https://www.facebook.com/video.php?v...type=2&theater