Kutsal Taşlar
Kutsal taşlar üzerine yazmayı epeydir düşünüyordum. Ancak oldukça kapsamlı bir konu. Kutsal taşlar deyince aklımıza hemen Cem Yılmaz'ın meşhur ettiği kutsal taşlar yada Süperman'in kriptonitleri geliyor olabilir. Biraz deşelim şu insanoğlunun taş serüvenini, bakalım başka neler çıkaracağız.
Bir süre önce Muazzez Ilmiye Çığ'ın bir kitabı vardı elimde. Ortadoğu Kültür Mirası adında. Not almayı unuttum. Orda Çığ'ın anlattığı birkaç taş öyküsü vardı. Biri Muhammed'in Teyyemmüm taşı olarak "Kutsal Emanetler" arasında yer alan taş üzerine. Taş aslında eski bir Asur tableti. Bir yerel görevlinin krala yazdığı mektup. Ancak nasıl olmuşsa teyemmüm taşı olmuş. Benzer şekilde Şam'da bir caminin duvarında yer alan iki taş yazıttan bahsediliyordu. Bu taşlar yazılı metinlermiş ve halk kutsal kabul ediyor. Taşların alınmak istenmesi üzerine Suriye'de olay oluyor bu iş. Neyse, biz başlayalım taş konumuza.
"Taş" eskitaş devrinden beri kutsallıkla, büyüyle ve tanrısallıkla birlikte düşünülmüş. Sağlamlığı ve dayanıklılığıyla, gerektiğinde bir silah olarak koruyucu gücü, kapatıcılığı, kapsayıcılığı ile ideal bir dinsel semboldür. Taşlar ile ilgili olarak 3 konu öne çıkıyor.
1. Temsil gücü: Taşa, sadece taş olduğu için tapılan bir dönem olmamış. Taş her zaman başka bir gücü temsil ettiği sürece bir tapım, yada saygı nesnesi olmuş. Bu sayede bir ritüel nesnesi olmuştur.
2. Büyüyle ilgisi: Tarih boyunca dinlerden çok büyü ile ilgili olduğu görülüyor. Ancak binlerce yıldır insanlar üzerinde o kadar etkili olmuştur ki, en modern dinler bile taşın "gücünün" içlerine sızmasını engelleyememişler, ya da bunu tercih etmişler.
3. Sağlamlık, güç, saygınlık sembolü: Bu özelliği kutsalla ilişkilendirilmesini sağlayan temel özellik. Ancak bir de koruyucu özelliği vardır ki, mezar taşlarının arkasındaki dinsel düşünce buna bağlıdır. Ölünün ruhunun dağılmadan korunmasını sağlar taş. Yani mezar bekçisidir.
|